Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Türkiye’deki rüşvet OECD raporunda

 Türkiye’deki rüşvet OECD raporunda
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), Türkiye’nin rüşvetle mücadelesini araştıran raporunu tamamladı. Raporda, Türkiye’nin 2013 Aralık ayında iç rüşvet, para aklama ve altın kaçakçılığının içinde bulunduğu, hükümetin en yüksek düzeydeki yetkililerinin karıştığı yüksek profilli bir soruşturma deneyimi yaşadığı kaydedildi. Yargıya siyasî müdahale eleştirildi.
 

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), gerçekleştirilen ilerlemeler ve iyileştirilen hukuki çerçeveye karşın, Türkiye’de dış rüşvetin soruşturulması ve ortaya çıkarılması seviyesinden ciddi endişe duyduğunu açıkladı. OECD’nin ‘Rüşvetle İlgili Çalışma Grubu’, Türkiye’nin uluslararası işlemlerde yabancı rüşvet uygulamalarıyla mücadele sözleşmesini uygulama seviyesine ilişkin saptamaların yer aldığı raporu tamamladı. Raporda 17 Aralık operasyonuna konu olan ülke içi rüşvet soruşturmaları sürerken yapılan geniş çaplı tayin ve yeni atamalar eleştirildi.

ANKA Ajansı’nın haberine göre OECD raporunda Türkiye’de yaşanan iç rüşvet olaylarıyla ilgili örnek olarak 17 Aralık rüşvet soruşturmasına yer verildi. Türkiye’nin 2013 Aralık ayında iç rüşvet, para aklama ve altın kaçakçılığının içinde bulunduğu, hükümetin en yüksek düzeydeki yetkililerinin karıştığı yüksek profilli bir soruşturma deneyimi yaşadığı kaydedildi. Raporda iç rüşvetle ilgili olarak şöyle denildi: “2014 başında Türk hükümetinin, bazı savcı ve hakimlerin yanında, Aralık 2013 soruşturmasına dahil olanların da aralarında bulunduğu birkaç yüz adet polisi tayine tabi tuttuğu bildirildi. Kısa süre sonra Türk parlamentosu da -her ne kadar Anayasa Mahkemesi bazı tartışmalı hükümlerin anayasaya aykırı olduğunu açıklasa da- seçilmişlerin yargı üzerindeki gücünü artıran tartışmalı bir yasa çıkardı. 1 Eylül 2014’te ise Aralık 2013 soruşturmasına yeni atanan savcı, 96 kişinin soruşturulmasına gerek olmadığı kararını verdi. Türk hükümetinin iç rüşvet soruşturmasına verdiği karşılık, bazı uluslararası kuruluşlar yanında uluslararası medyayla Türk medyasında büyük ölçüde eleştirildi. Türkiye, bu son gelişmelerin hiçbirinin rüşvet cezalandırmaları üzerinde etkili olmadığını savundu. Siyasi müdahalenin rüşvet soruşturmalarını ve savcıları etkileyebileceği riski Çalışma Grubu’nun ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor.”

17 Aralık’la başlayan soruşturmaların hükümeti destekleyenler tarafından ‘hükümeti yıpratma ve sonunda devirme komplosu’ olarak görüldüğü belirtilen raporda, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın ise geniş çaplı atamaların yargı bağımsızlığına zarar verdiği görüşünü ifade ettiği hatırlatıldı. Raporda, “Yerinde ziyaretin ardından Türkiye iç rüşvet dosyasına yönelik soruşturmaların hâlâ sürdüğü ve görevden almalarla, atamaların yargının gidişatını etkilememiş olduğuna işaret etti.” denildi. OECD’nin henüz yargı safhası devam ederken hazırladığı bu rapordan sonra, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk dosyaları yeni atanan hakimlerce ‘takipsizlik kararı’ verilerek kapatıldı.

Raporda Türkiye’nin uluslararası işlemlerde yabancı rüşvet uygulamaları ise ‘dış rüşvet’ tanımlamasıyla ele alındı. OECD, gerçekleştirilen ilerlemeler ve iyileştirilen hukuki çerçeveye karşın Türkiye’nin dış rüşvetin soruşturulması ve ortaya çıkarılması seviyesinden ciddi endişe duyduğunu açıkladı. Raporda Türkiye’nin yabancı rüşvetle mücadele çerçevesini güçlendirmesi konusunda şu tavsiyelerde bulunuldu: “Yabancı rüşvet iddialarını proaktif biçimde araştırma ve ortaya çıkarma çabasını önemli ölçüde artırın. Savcıların bağımsızlığını koruyun ve siyasi nitelikli kaygıların yabancı rüşvet soruşturma ve kovuşturmaları etkilememesini temin edin. Yabancı rüşvet kanunlarını uygulamak için yeterli kaynak ve uzmanlığa sahip kolluk tedarik edin. Hem kamu hem de özel sektörde yabancı rüşvet olaylarını raporlayan ihbarcıları daha iyi koruyun.” Rapor, Türkiye’nin Rüşvetle İlgili Çalışma Grubu’na, ana tavsiyelerle ilgili konularda bir yıl içinde karşılık vermesi çağrısı yaptı.

Zaman, 24.10.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.