Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > CHP lideri: "Neden Öcalan? Bütün Kürtleri temsil ediyor mu?"

CHP lideri: "Neden Öcalan? Bütün Kürtleri temsil ediyor mu?"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Muhatap alınacaksa, HDP var parlamentoda, meşru, onunla oturur konuşursunuz. Neden Öcalan? Bütün Kürtleri temsil ediyor mu? Hayır. Ama ben ülkede etnik kimlikten kaynaklanan bir sorun varsa çözmek istiyorum. Parlamentoda temsilciler var, oturup konuşursunuz, çözersiniz. Ben o nedenle Öcalan'a ayrı bir yer verilmesini, mekan tutulması, sekretarya gibi olguların çok doğru olduğu kanısında değilim" dedi.

Kılıçdaroğlu, Bilkent Üniversitesi Politik Düşünce Kulübü'nün düzenlediği, "Muhalefetin Çözüm Sürecine Bakışı" konulu konferansa katıldı.

Sorunun kolay çözülebilecek bir konu olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 30-35 yıldır çözemediği bir sorunu tartıştıklarını söyledi.

"Keşke bu tartışmaları sorunun doğduğu dönemde yapabilseydik. Bir araya gelip rahatlıkla konuşabilseydik" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ama bu gerçekleşmedi. Pek çok insanımız hayatını kaybetti ve şimdi bizler bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. CHP olarak bizim düşüncemiz ne? Defalarca ifade ettik ama belki burada derli toplu sizlere anlatacağım. Bu sorun nasıl çözülür? İlk soracağımız soru bu. Bizim görüşümüz şu, bu sorun güvenlik yöntemleriyle çözülmez. 30 yıllık deneyim bize bunu gösterdi. İlk kez çıktık dedik ki bu sorunu bir siyasal parti olarak, bu sorunun çözümü ancak siyasi birliktelikten geçer. Toplumsal mutabakattan geçer.

Gelin bu sorunun çözümü için elimizi taşın altına koyalım ve bu sorunu çözelim. Peki ikinci soru, sorun nerede çözülür? Onu da söyledik. Bu sorun kapalı kapılar ardında çözülmez. Bu sorunun çözüm yeri TBMM'dir. Yani milli iradenin tecelli ettiği yerde bu sorunu oturup tartışmamız lazım. Soru üç, peki nasıl çözeceğiz ve nasıl bir araya geleceğiz? Onun da yanıtını hazırladık. Dedik ki bu sorunu çözmek için parlamentoda bir araya geleceğiz. Siyasi partilerden eşit ağırlıkta milletvekillerinin oluşturduğu bir uzlaşma komisyonu kuralım. Her siyasi parti, grubu olan 4 siyasi parti var ve o partilerden örneğin ikişer kişi, üçer kişi bir araya gelsinler, eşit sayıda olsun ve bu sorunu nasıl çözeriz diye oturup tartışsınlar."

"Sorun meşru zeminde çözülmeli"

Bu komisyona paralel olarak bir de parlamento dışında yine eşit sayıda grupların temsil edildiği "Akil Adamlar Heyeti" oluşturulması önerisini dile getirdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, sorunun mutlaka meşru zeminde çözülmesi gerektiğine işaret etti.

O dönemde, Başbakanlık görevini yürüten Recep Tayyip Erdoğan'la görüştüğünü ve önerilerini sunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, tekliflerinin kabul edilmediğini, ardından da yine şehitler geldiğini söyledi.

"Sorumlu bir Genel Başkan olarak, Parti Meclisi'nde sorunun çözümüyle ilgili 4 temel noktaya vurgu yaptığını" anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Dört temel noktada dönemin Başbakanının dikkatini çektim. 4 temel nokta neydi arkadaşlar? Bir, sorunun çözümünde samimi ve dürüst olacaksınız. Devleti kandıran organ konumunda olmaz. İki, gizli kişisel bir ajandanız olmayacak. Siyasi parti olarak benim gizli kişisel bir ajandam olursa bu sorunu çözemezsiniz dedik.

Üç, millete izah edemeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz dedik. Madem sorunu ben tek başıma çözerim diyorsun, millete izah edemeyeceğin angajmanlara girmeyeceksin. Çünkü o zaman hem samimi olmadığın çıkar hem halka karşı zor durumda kalırsın. Dört, başta anamuhalefet ve muhalefet partilerine bilgi vereceksin.

Bunu açtık, eğer bunları yapıyorsan, sana kredi açıyoruz, buyur sorunu çöz dedik. Yine dönemin Başbakanı ertesi gün 'Ne kredisi kardeşim senin kredine falan ihtiyacımız yok, biz bu sorunu çözeriz' dedi. Buyurun çözün dedik. Şimdi biz neyi tartışıyoruz? Bilinmeyen bir olayı tartışıyoruz. Yani bilinmeyen bir süreci tartışıyoruz. Konu belli, görüşmeler yapılıyor. Ama ne olduğunu kimse bilmiyor. Ben bilmiyorum. Açıklandı, Genelkurmay da bilmiyor. Bakanlar bilmiyor. Bunun önemli bir aktörü olması gereken HDP'de bir milletvekili dedi ki biz de bilmiyoruz. Kim biliyor? Parlamento? Hiçbir milletvekili bilmiyor. Parlamentonun da bilgisi yok."

"Meşru zemin dışına çıkılmaması lazım"

Kılıçdaroğlu, konuşmasının başında, meşru zeminin dışına çıkılmaması gerektiğini söylediğini anımsatarak, devletin meşru zeminin dışına çıkması durumunda saygınlığını yitireceğini savundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi sorun, Abdullah Öcalan ile dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki bir görüşmeydi. Şimdi Davutoğlu ile Öcalan arasında görüşmeler yapılıyor. Ne görüşüyorlar kimse bilmiyor. Ne vaatlerde bulunuyorlar, kimse bilmiyor. Biz, Akil Adamlar Heyeti'ni şunun için istemiştik. Devlet meşru olan insanlarla görüşür. Meşru insanlarla görüşür. Devlet elbette ki gizli görüşmeler yapar. Ama gizli görüşmeler kamuoyuna yansımaz. Yansıdığı andan itibaren devlet onu tanımaz" diye konuştu.

Görevimiz Tehlike örneği

"Görevimiz Tehlike" filmine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, filmde başrol oyuncusuna, "Şu CD'yi dinleyeceksin, 5 saniye içinde kendisini imha edecek. Yakalanırsan ne sen bizi tanıyorsun ne ben sizi tanıyorum. Buna göre çalışın" dendiğini hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, devlettin elbette gizli operasyonları olabileceğinin altını çizerek, ancak bunların toplumun önünde yapılamayacağını vurguladı.

Öğrencilerin sorularını yanıtladı

Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Bu sorun parlamentoda kabul edilse bile halkların barış içinde yaşayabileceğini düşünüyor munuz?" sorusuna, "Halk barış içinde yaşıyor da bölen politikacılar" yanıtını verdi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin son 10-12 yılda müthiş bir kutuplaşmanın içine girdiğini savunarak, "İnanç, etnik kimlik üzerinde halk ayrıştırıldı. Siyasi partiler kendi tabanını bloklaştırdı. Çağdaş demokrasilerde din üzerinden, etnik kimlik üzerinden siyaset yasaktır. Biz demokrasiyi savunan bir yapıyı savunmak ve geliştirmek zorundayız. Bazı siyasi partiler etnik kimlik üzerinden siyaset yapıyor. Bu acımasızca kullanılıyor, halkın arasında hiçbir sorun yok" şeklinde konuştu.

Neden Öcalan?

Bir başka soruya karşılık olarak Kılıçdaroğlu, devletin doğrudan Öcalan'la görüşmesini savunmadığını vurguladı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Muhatap alınacaksa, HDP var parlamentoda, meşru, onunla oturur konuşursunuz. Neden Öcalan? Bütün Kürtleri temsil ediyor mu? Hayır. Ama ben ülkede etnik kimlikten kaynaklanan bir sorun varsa çözmek istiyorum. Parlamentoda temsilciler var, oturup konuşursunuz, çözersiniz. Ben o nedenle Öcalan'a ayrı bir yer verilmesini, mekan tutulması, sekretarya gibi olguların çok doğru olduğu kanısında değilim."

cnnturk.com, 23.10.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.