Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kılıçdaroğlu: "Kobani'yi alırsa IŞİD'le komşu oluruz"

Kılıçdaroğlu: "Kobani'yi alırsa IŞİD'le komşu oluruz"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Kobani'deki IŞİD ilerleyişine neden müdahale etmesi gerektiğini, "IŞİD Suriye'de bir bölgeye yerleşirse, Suriye'deki kargaşa mutlaka Türkiye'ye de sıçrayacaktır" sözleriyle değerlendirdi. "IŞİD, Kobani'yi alırsa 400 kilometrelik sınırda komşumuz olacak" diyen CHP lideri, "Teröre karşı durmak insanlık görevidir, ister IŞİD'den ister PKK'dan gelsin" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Ortadoğu'da yaşananlara dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "kan gövdeyi götürüyor, hepimizin yüreği ağzımızda" ifadesini kullandı.

"Oysa 2002'de böyle bir olay yoktu. İktidarı devraldıklarında ne terör, ne Ortadoğu bataklığı vardı. Huzurlu bir Türkiye vardı. Geldikleri nokta, kan gölüne boğulan bir Ortadoğu ve Ortadoğu bataklığını ithal eden bir iktidar" görüşünü savunan Kılıçdaroğlu, tezkereye "hayır" oyu verdiklerini anımsattı.

Gerekçelerinin çok açık olduğunu ve parti sözcülerinin de bunu TBMM kürsüsünden çıkıp açıkladıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, şimdi herkesin izlediği bir Kobani olduğunu dile getirdi.

Orada masum insanların öldüğünü, sürüldüğünü belirten Kılıçdaroğlu, bu olaya çözüm üretmek için oturup konuştuklarını ve Kobani'yle ilgili özel bir görüş kaleme aldıklarını söyledi.

Bu görüşü kamuoyuyla kendisinin paylaştığını anımsatan Kılıçdaroğlu, pekçok kanaldan olumlu ve olumsuz tepkiler geldiğini bildirdi.

Olumlu tepkilere bir şey demeyeceğini ancak olumsuz tepkiler için düşüncelerini açıklayacağını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Kobani neden önemli? Bizim önerdiğimiz tezkere taslağının ana amacı nedir? Diyorlar ki; 'Kobani'de siviller kalmadı, orada PKK unsurları var, oraya niye gidelim.' Dünyadan haberi olmayanların söylemleridir, bu. 10 Ekim 2014. Bundan dört gün önce BM Suriye Özel Temcilisinin yaptığı açıklamayı okuyorum; 'çocuk ve yaşlı dahil, yüzlerce sivilin kentin içinde olduğu, 10 ile 13 bin kişinin de Türkiye sınırı ile Kobani arasında bulunduğu söyleniyor.' BM diyor ki; 'IŞİD'in eline geçerse Kobani, Srebrenitsa katliamına benzer bir katliam
yaşanabilir.' Orada yaşayan Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin akrabaları Türkiye'de. Eğer bir katliam olursa, o katliama kayıtsız kalmak doğru değildir. Biz Bosna Herkes'te de kayıtsız kalmadık, başka yerlkerde de. Ama burnumuzun dibinde böyle bir olay olursa buna kayıtsız kalamayız."

Türkiye'nin kadınların ve çocukların öldürüldüğü yerde sessiz kalmasının, Ortadoğu'da büyük bir imaj kaybı yaşamasına neden olacağını savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin büyük ve güçlü bir devlet olduğunu belirtti.

Kobani'nin Türkiye'nin güvenliği açısından da çok önemli olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Neden Türkiye'nin güvenliği açısından önemlidir? Eğer IŞİD, Kobani'yi alırsa, 400 kilometrelik bir sınır komşumuz IŞİD olacaktır. Bir terör örgütüne komşu olacağız. Şunu düşünmesini isterim bütün vatandaşlarımın; PKK terör örgütünün Kuzey Irak'ta neler yaptığını biliyoruz değil mi? Şimdi 400
kilometrelik yeni bir hat daha açılacak. Başlangıçta bunu engelleyemezseniz sonra engelleyemezsiniz. Biz ülkemizi seviyoruz. Biz bu ülkede, bu coğrafyada kan akmasın istiyoruz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz" diye konuştu.

Kobani'nin Suriye için de önemine değinen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunduğunu hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, "IrakI'ın toprak bütünlüğünü savunuyor muyuz? Savunuyoruz. BM kararlarında bu varmı? Var. Eğer Suriye parçalanırsa, IŞİD orada bir alana yerleşirse, ozaman terörle iç içe, içli dışlı bir yapı ortaya çıkmış olur. Suriye'deki kargaşa, mutlaka Türkiye'ye de sıçrayacaktır" dedi.

Kobani'nin Ortadoğu'nun geleceği için de çok önemli olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "IŞİD terör örgütünün Ortadoğu'da at koşturması kolay bir iş mi? Doğru bir iş mi? Ona hep beraber itiraz etmek zorundayız" diye konuştu.

HSYK seçimleri

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ayrıca, yargının siyasi otoritenin arka bahçesi haline dönüştürülmesinin demokrasiye vurulacak en büyük darbe olacağını ileri sürerek, "Yeni seçilen HSYK üyelerine seslenmek isterim; yargıyı yargı yapacak sizlersiniz, yargıyı saygın kılacak olan sizlersiniz, adalete güven duyulması sağlayacak sizlersiniz" dedi.

Kılıçdaroğlu,  Suriye'deki gelişmelere ilişkin hükümete yaptığı uyarı ve önerilerin dikkate alınmadığını söyledi.

Ancak uyarılarının haklı çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Önerilerimizin haklı olduğu ortaya çıktı ki yukarıdan aşağıya, en tepeden en aşağıdakine kadar Bremen Mızıkacıları gibi çıktılar ve bizim önerimizin yanlışlığını anlatmaya başladılar. Terör kimden gelirse gelsin, teröre karşı durmak bir insanlık görevidir. Kimden gelirse gelsin, ister IŞİD'den ister PKK'dan. Kimden gelirse gelsin önünde dirençle durmak, mücadele etmek bizim görevimizdir" diye konuştu.

CHP'nin önerisinde yabancı asker, işgal, tampon bölge, uçuşa yasak bölge olmadığını, insani amaçların bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli'nin de bir açıklama yaparak CHP'nin önerisine karşı çıktığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Karşı çıkmasını anlarım ama benim anlayamadığım nokta şu; kendisinin onay verdiği tezkereyi acaba bilerek mi 'evet' veya 'hayır' dedi. Bu ülkeye yabancı asker postalının gelmesine CHP olarak karşıyız. Biz hiçbir zaman buna evet demedik. Ama Bahçeli sen 'evet' dedin. Farkında mısın? Biz Suriye'nin toprak bütünlüğünü her zaman savunduk. Suriye'nin toprak bütünlüğünden söz etmeyen tezkereye sen 'evet' dedin. Biz tampon bölgeye karşı çıktık, sen tampon bölgeye 'evet' dedin. Biz uçuşa yasak önerisine karşı çıktık, sen uçuşa yasak bölge önerisine 'evet' dedin. AKP ne zaman sıkışsa koltuk değneği hazırdır. Şimdi diyecekler ki 'Biz ona PKK için evet dedik'. Geçiniz onları. PKK için yabancı askere, tampon bölgeye, uçuşa yasak bölgeye ihtiyaç mı var? Geçiniz onları. Bizim milliyetçiliğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bizim ulusalcılığımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Biz ülkemizin çıkarlarını savunuruz. Geleceği düşünerek savunuruz."

CHP'nin tezkere önerisinin milli tezkere önerisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Büyük ve güçlü Türkiye'nin yeri geldiği zaman teröre ders verebileceği bir tezkeredir o" dedi.

Önerilerine ilk tepkinin Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan geldiğini ve "Senin önerine ihtiyacımız yok" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, böyle bir yaklaşımın ne Türk kültüründe ne de Müslümanlıkta olduğunu kaydetti.

"Kim vatana ihanet ediyor Sevgili Ahmet Bey?"

Başta Suriye olmak üzere Ortadoğu'ya ilişkin 2011 yılından bu yana yaptığı öneri, uyarıları ve açıklamaları tarihleri ile kürsüden hatırlatan Kılıçdaroğlu, özellikle IŞİD'e destek vermenin yanlışlığını anlatmaya çalıştıklarını belirtti. Başbakan Davutoğlu'nun "IŞİD'e destek veriyorsunuz
demenin vatana ihanet olduğunu" söylediğini ve belge varsa gösterin dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Adana'da yakalanan tırlara ilişkin tutanaklar olduğunu ifade ettiği bazı belgeleri kürsüden gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Hangi belgeden söz ediyorsun? 'belge göstermezsen vatana ihanet ediyorsun' demiştin. Şimdi ben ona soruyorum, kim vatana ihanet ediyor Sevgili Ahmet Bey?" diye sordu.

Tırlarla insani malzeme gönderildiği açıklamalarının da inandırıcı olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, insani yardım malzemelerinin gizli saklı götürülmesinin, mahkeme kararıyla basın yasağı uygulanmasının anlaşılabilir bir durum olmadığını savundu.

Kılıçdaroğlu, "IŞİD'in elindeki silahlar Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının Davutoğlu marifetiyle gönderdiği ve kullandıkları silahlardır" dedi.

IŞİD'in Türkiye'de faaliyetlerini herkesin bildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "En son Amerikan Başkan Yardımcısının açıklamaları var. Gayet açık bir şekilde ifade etti, özel bir görüşme olduğu için açıkladığı için özür diledi. Yalan söylediği için değil. Çünkü o toplumlarda yalan söylemek çok ağır bir suçtur" şeklinde konuştu.

"Biz sadece ülkemizde değil, komşularımızda da barış ve huzur istiyoruz"

Hükümetin IŞİD'e açıkça desteği olduğunu da iddia eden Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz şucu veya bucu değiliz. Biz sadece ve sadece Ortadoğu'da kan akmasın istiyoruz, kadınlar, çocuklar, yaşlılar mağdur olmasın istiyoruz. Biz sadece yüz binlerce aile başka ülkelerin topraklarına gitmesin istiyoruz. Biz sadece ülkemizde değil, komşularımızda da barış ve huzur istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Bir iç savaşı körüklemiyoruz. Hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, özgürlüklere inanıyoruz. Biz bunu hep savunduk ve savunmaya da devam ediyoruz.

Benim aklıma ihtiyaç duysalardı Türkiye bugün Ortadoğu bataklığında olmazdı, dış politika mezhep eksenli yürümezdi, yüz binlerce Suriyeli aile Türkiye'de perişanlık içinde yaşamazdı. Eğer benim aklıma itibar etselerdi Türkiye terör örgütlerine destek veren bir ülke konumunda olmazdı. Benim aklımı dinleseydin Türkiye'de bu kadar kan akmazdı. Benim söylediklerimi düşünseydin, yapsaydın Türkiye bugün Ortadoğu bataklığını kendi ülkesinin içine çekmezdi. Geldiğimiz nokta budur."

"Namus ve şeref kavramı bu kadar ucuz mu?"

Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamaları da eleştirerek, Cumhurbaşkanlığının partiler üstü konumuna aykırı davrandığını ileri sürdü. Başbakan Davutoğlu'nun da Cumhurbaşkanı'nın partiler üstü, siyasi muhatabın kendisi olduğunu söylediğini ancak buna uygun davranmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kardeşim sen önce bir Başbakanlığını kanıtla. Başbakan mısın, değil misin? Seni Başbakan tanımayan kişi ben değilim" dedi.

cnnturk.com, 14.10.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.