Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Erdoğan'dan çadırkente ziyaret

Erdoğan'dan çadırkente ziyaret
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayramın son gününde Suriyeli sığınmacıların yaşadığı Gaziantep'teki İslahiye çadırkentini ziyaret etti. Erdoğan, Kobani'nin çözüm sürecinin şantajı haline getirmeye çalışıldığını söyledi.

Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk yurtiçi gezisini yaptığı Gaziantep'te, İslahiye Çadırkent Konaklama Tesisleri'ne gelişinde tezahüratlarla karşılandı. Erdoğan yoğun güvenlik önlemleri altında burada yaşayan Suriyelilerle selamlaştı, çocuklara hediyeler dağıttı. Daha sonra kalabalığa hitap eden Erdoğan konuşmasına Arapça selam verip yine Arapça Kurban Bayramı tebriği ile başladı; tüm İslam coğrafyası için huzur diledi.


"Bize asla yük değilsiniz"
Erdoğan'ın Arapça'ya da çevrilen konuşmasında Suriyelilere misafir olduklarını hatırlattı.
"Bir bayramı daha evinizden, yurdunuzdan, sevdiklerinizden uzak yaşıyorsunuz. İnşallah Rabbimizden niyazımız odur ki bu, evinizden ve yurdunuzdan uzak geçirdiğiniz son bayram olur. İnşallah Suriye’de şartlar düzelir ve hepiniz gönül huzuru içinde evlerinize kavuşursunuz. Türkiye olarak yaklaşık dört yıldır sizleri burada misafir etmenin memnuniyeti, sevinci ve haklı gururu içindeyiz. Sizler muhacir oldunuz. Mecburiyet içerisinde yurtlarınızı terk ettiniz. Bizler de ensar olduk, sizin için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Kim ne derse desin, sizler bize asla yük değilsiniz. Bizim kültürümüzde, geleneklerimizde misafir berekettir, şereftir. Siz hem bize ensar olma vasfını bahşettiniz, hem evimizi bereketlendirip şereflendirdiniz, evimizi şenlendirdiniz. İsterdik ki sizleri çok daha iyi şartlarda misafir edelim. Ancak şu an itibariyle topraklarımızda misafir olan Suriyeli ağırlıklı olmak üzere Iraklı kardeşlerimizle birlikte bir buçuk milyon mülteci var. En son IŞİD önünden kaçan yaklaşık 200 bin Suriyeli de topraklarımıza sığındı. Bu kadar büyük kitleyi arzu ettiğimiz şekilde, en iyi şekilde ağırlamak mümkün olmuyor. Elimizden geleni azami ölçüde yaptık, yapıyoruz ve yapacağız."


"Batı da, BM de seyirci"
Erdoğan, Batı'nın da BM Mülteciler Komisyonu'nun da sığınmacılarla ilgili duruma seyirci olduğunu söyledi ve "Sadece konuşuyorlar. İş üretmeye gelince netice yok" dedi.
"Şu ana kadar sadece topraklarımızdaki misafirlerimiz için edeben, edep ediyorum ama bilin diye söylüyorum 4 milyar doları aşkın kaynak kullandık. Topraklarımızın dışında Suriye ve Irak’a gönderdiğimiz yardımlar yarım milyar doları aştı. Suriye ve Irak içinde Arap kardeşlerimize, Türkmen kardeşlerimize, Kürt kardeşlerimize, Ezidi, Süryanilere kadar ulaşıyor, etnik köken din ve mezhep ayrımı yapmadan herkesin yardımına ulaşıyoruz. Bizim dinimizde ayrım yok. Ölçü bu. Dikkatinizi çekiyorum, Avrupa şu ana kadar sadece 130 bin Suriyeli mülteci kabul etti ve şimdi de kapılarını kapattı. Ama biz bir buçuk milyondan fazla kardeşimizi misafir ediyoruz. Dünyadan bize gelen destek ne yazık ki 200 milyon doları bile bulmadı. Hemen hemen bütün yardımları kendi kaynaklarımızla sizin için kullanıyoruz."


"Allahu ekber diyenleri öldürüyorlar"
Erdoğan konuşmasında hem Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'a seslendi hem de Batı'ya muhaliflere karadan destek çağrısı yaptı.
"Suriye’de çatışmalar başlamadan önce Şam rejimine çok samimi şekilde uyarılarımızı yaptık. Bağdat yönetimine de aynı şekilde uyarılarımızı yaptık. Ne yazık ki ne Esed, ne de Maliki bizim samimi uyarılarımızı dinlemediler. Şimdi soruyorum: 250 bin Suriyeli kardeşimizi katleden zalim Esed bunun hesabını hem bu dünyada hem edebi alemde nasıl verecek? Evlerinden, topraklarından, yurtlarından şu anda siz kardeşlerimizih acaba bu çektikleri çilenin hesabını nasıl verecek? İnanıyorum ki, sizin beddualarınız onun için bir felah olmayacaktır. Şimdi Batı’ya sesleniyorum, havadan bombalamak suretiyle bu sorunlar çözülmez. İşte bir IŞİD terör örgütü çıktı. Bu Suriye’de güç buldu. Bunlar İslam adına ‘Allahu ekber’ diyerek, ‘Allahu ekber’ diyenleri öldürüyorlar. Müslüman Müslüman’ı bu şekilde öldürebilir mi? Müslüman’ın Müslüman’a canı, malı, ırzı haramdır. Sadece havadan bombalamak suretiyle bu terörü sona erdiremezsiniz. Yerde kara harekâtında bu görevi ifa edenlerle işbirliği kurulmadıkça hava harekâtıyla bu iş bitmez. Aylar geçti, herhangi bir netice yok."

"Türkiye her türlü tehdide hazırlıklı"
Erdoğan 20 günden fazladır IŞİD ile YPG'nin çatıştığı Türkiye sınırındaki Kürt kasabası Kobani'nin, IŞİD'in eline geçmek üzere olduğunu söyledi. Türkiye'nin NATO Zirvesi ve BM Genel Kurulu toplantılarında dile getirdiği üç şartını tekrarladı.
"Şu anda Aynel Arab da, Kobani de düştü, düşüyor. Üç şey istedik: Uçuşa yasak bölge ilan edilmesi lazım, o bölgeye paralel güvenli bölge ilan edilmesi lazım ve eğit-donat anlayışıyla Suriye ve Irak’ta ılımlı muhalif kesimin hem eğitilmesi hem de donatılması lazım. Türkiye’nin hiç kimsenin toprağında gözü yoktur. Türkiye her türlü tehdide karşı hazırlıklıdır. TBMM şu anda hükümetine ve Silahlı Kuvvetlere gerekli yetkiyi bir yıl süreyle verdi. Özellikle toprağımız olan Süleyman Şah Saygı Karakolu’na yönelik bir tehdide anında karşılık vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın."


"Türkiye IŞİD kadar PKK terör örgütüne de karşı"
Erdoğan, TBMM'de kabul edilen Suriye ve Irak tezkeresine 'hayır' oyu kullanan Halkların Demokratik Partisi'ni (HDP) de eleştirdi. Kobani'nin 'iç siyaset malzemesi' ve 'çözüm sürecinin şantajı' haline getirilmeye çalışıldığını söyledi. PKK'nın cezaevindeki lideri Abdullah Öcalan da İmralı'da görüştüğü HDP heyetine, Kobani ile çözüm sürecinin "ayrılmaz bir bütün" olduğunu söylemişti.
"Kobani başta olmak üzere Kürt kardeşlerimizin yaşadığı şehir ve kasabalara yönelik saldırıları da dikkat ve endişeyle taklip ediyoruz. Şu an da ne yazık ki Kobani ile ilgili konuşanlar bir yandan tezkereye karşı çıkıyor hem de Kobani’yi iç siyaset malzemesi, çözüm sürecinin de şantajı haline getirmeye çalışıyorlar. Türkiye IŞİD terör örgütüne karşı olduğu kadar aynı şekilde PKK terör örgütüne de karşıdır. Biz bu bölgede huzur istiyoruz. Bu topraklar kardeşlerimizin toprağıdır. Bu topraklar sizi büyük bir muhabbetle bağrına basan ensar misali cömert insanların toprağıdır. Elbette bir buçuk milyon insan içinde zaman zaman olumsuz işlerin içine girenler olabilir. Bunu tüm Suriyeli misafirlerimize yansıtmak yanlıştır. Zaman zaman bazı haddini bilmeyenler olumsuz hareketler de sergileyebilirler. Kendi arzunuzla topraklarınıza dönünceye kadar biz sizi misafir etmeye devam edeceğiz. Özgür, bağımsız, herkesin eşit temsil edildiği bir Suriye’nin kurulması için birlikte mücadele edeceğiz. Rabbim sabrımızı artırsın, zaferle neticelendirsin."
İslahiye çadırkenti 24 Mart 2012'de açıldı. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na (AFAD) göre, burada 10 binden fazla Suriyeli sığınmacı yaşıyor.

aljazeera.com.tr, 07.10.2014 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.