Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Hortumculara af tamam

 Hortumculara af tamam
Kamunun yaklaşık 50 milyar dolarını hortumlayan batık banka sahiplerinin yaptıkları yanlarına kar kaldı. Banka batıranlara açılacak davalarda, zaman aşımı süresini 10 yıldan 20 yıla çıkaran düzenlemeyi iptal eden Anayasa Mahkemesi’nin kararı dün yürürlüğe girdi
 

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından batık banka sahiplerine açılan alacak davalarda zaman aşımı süresini geçmişe de etkili olmak üzere 2o yıla çıkaran düzenlemeyi iptal ettiği karar dün yayımlandı ve yürürlüğe girdi. İptal kararının öncelikle TMSF’nin 26 aralık 2003 tarihinden önce 10 yılını doldurup, 1 kasım 2005 tarihi itibariyle 20 yılını doldurmamış alacaklarına ilişkin başlattığı takip ve alacak davalarını dayanaksız hale getirdiği savunuldu. Ancak, yine de iptalin TMSF’nin batık bankalara yönelik yürüttüğü hangi davaları etkileyeceği, ortadan kaldıracağı önümüzdeki günlerde ilgili mahkeme kararlarıyla ortaya çıkacak.

FONA BÜYÜK KIYAK

2001’de Türkiye’nin en büyük hortum suçlarını açığa çıkaran batık banka krizinden sonra 2005 yılında 6411 sayılı Bankalar Kanunu başta sistem sil baştan düzenlenmişti. Türk Borçlar Kanunu’ndan kaynaklı takip ve alacaklarda zaman aşımı süresi 5 veya 10 yıl olarak uygulanırken 6411 sayılı Bankacılık Kanunu, bu süreyi kanunla ilgili takip ve alacaklar için 20 yıla çıkarmıştı. Bununla, 6411 sayılı kanun ile takip ve tahsilatlarını zaman aşımı vb.engellere takılmadan yürütebilmesi için TMSF’ye çok önemli kıyak yetkiler de tanınmıştı.

10 DEĞİL 20 YIL

Bunlardan biri de geçici 16.madde ile şöyle düzenlenmişti.: “Geçici Madde 16 - Bu Kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zaman aşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir. (yani geçmişe de yürür).

Yani batık banka sahipleri aleyhine takip ve tahsilat yapabilmesi için 10 yıldan 20 yıla çıkarılan zaman aşımı, Fon’un geçmişe yönelik takip ve alacakları için de işletme imkanı tanınmıştı.

İPTAL YÜRÜRLÜKTE

Bu maddeye itiraz İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nden gelmişti. Mahkeme, geçici 16.maddesinin iptali istemiyle AYM’ye başvurmuştu. AYM’de geçen Haziran ayında düzenlemeyi ‘zaman aşımı’ sözcüğüyle sınırlı olarak incelemiş ve iptal etmişti.

İşte AYM, fonunun yürüttüğü takip ve alacakların seyri açısından önemli görülen bu iptal kararının gerekçelerini dün açıkladı. AYM’nin iptal kararının gerekçeleri dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.

HUKUK DEVLETİNE AYKIRI

AYM’nin oybirliğiyle aldığı iptal kararında, 10 yıldan 20 yıla uzatılan zamanaşımının geçmişe de yürüten söz konusu düzenlemeyi anayasanın hukuk devleti ilkesine aykırı buldu. İptal özetle şu gerekçelere dayandırıldı:

KANUN GEÇMİŞE YÜRÜMEZ: “Kural olarak hukuk güvenliği kanunların geriye yürütülmemesini zorunlu kılar. Kanunlar kamu yararı ve düzeninin gerektirdiği, kazanılmış hakların korunması mali haklarda iyileştirme gibi kimi ayrıksı durumlar dışında ilke olarak yürürlük tarihinden sonraki olay eylem ve işlemlere uygulanmak üzere çıkarılır. Geçmiş, yeni çıkarılan bir kanunun etki alanı dışında kalır. Bu nedenle sonradan yürürlüğe giren kanunların geçmişe ve kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olmaması hukukun genel ilkelerindendir.

KIYAĞA TAMAM-ANCAK BU KADAR OLMAZ: Kuralın gerekçesinden amacın, Fon alacaklarının tahsili imkanının artırılması suretiyle kamu menfaatlerinin korunması olduğu anlaşılmaktadır.

BİREYİN HAKLARI DA VAR: Kamu alacaklarının takip ve tahsili için hukuku düzenlemeler ve ayrıcalıklı yetkilerle kolaylık ve hızlılık sağlanmasının doğal olduğu kabul edilmekle birlikte bu konuda bireylerin haklarının ve hukukun genel ilkelerinin de göz önünde bulundurulması hukuk devletinin gereğidir.

HUKUKA GÜVEN SARSILIR: Kuralla, Fon alacaklarının daha yüksek oranda tahsilinin sağlanması amaçlanmakta ise de borçlunun zaman aşımına uğramış alacaklarının yeniden canlandırılması ve bu suretle yürürlükte bulunan hukuk kurallarına göre doğmuş ve tahakkuk etmiş olan zamanaşımı def’ini ileri sürme hakkının geçmişe yönelik olarak elinden alınması hukuka olan güveni zedelemekte ve hukuk güvenliği ilkesini ihlal etmektedir.

Kanunun geçici 16.maddesinde yer alan itiraz konusu ‘zaman aşımı’ sözcüğü anayasanın 2.maddesine aykırıdır. İptali gerekir”.

Taraf, 13.09.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.