Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan’ın 16:9’a neden küstüğü anlaşıldı

 Erdoğan’ın 16:9’a neden küstüğü anlaşıldı

Darbeyle suçlanan 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının amiri Saygılı “Asıl darbe yolsuzluk operasyonlarını kendisi ailesi ve mesai arkadaşlarına dayanacağını tahmin eden politikacılar tarafından 18 Aralık’ta soruşturma yürüten adli kolluk sorumlularının ve yardımcılarının görevden alınması ile yürütme tarafından yargıya yapılmıştır” dedi. Saygılı, Başbakan Erdoğan’ın 16:9 kulelerinin sahibi Mesut Toprak’a küsmesinin asıl nedeninin Toprak’ın medyaya yatırım yapmayı kabul etmemesi olduğunu söyledi

17 ve 25 Aralık soruşturmasını yürüten polislere yönelik operasyonda gözaltına alınan Mali Şube eski Müdürü Yakup Saygılı emniyet ifadesinde sorulara ayrıntılı cevaplar verdi.

“Hükümeti yıkmaya teşebbüsle” suçlanan Saygılı’ya ilk olarak yasama dokunulmazlığı olan Başbakan ve bakan gibi isimlerin telefonlarının yasa dışı olarak dinlenmesi soruldu.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Zeytinburnu’ndaki 16-9 kuleleriyle ilgili “küstüm” ifadesine de açıklık getiren Saygılı, “Her ne kadar kamuoyunu küsmenin sebebini binaların silueti bozan kısımlarının tıraşlanmasıyla ilgili olduğu bilinse de, konunun aslı ilgili şahsın bir medya şirketine yatırım yapmak istememesidir” dedi.

Saygılı ifadesine, “Yasama dokunulmazlığı olan hiçbir şahıs dinlenmemiştir” sözleriyle başladı. Saygılı, “Bu suç gruplarının işledikleri suçlar sırasında yasama dokunulmazlığı olan şahıslar ile gerek fiziksel gerekse telefonla irtibatları görülmüştür. Bu görülen irtibatlar anlık olarak soruşturma savcısına iletilmiş, soruşturma savcısının suça iştirak görüşmesi olduğuna karar verdikleri tape yapılmıştır. Yasama dokunulmazlığı olan şahsın iddia edilen suça iştirak edip etmediğinden bahsedilmektedir. Soruşturmanın yapıldığı tarih aralığında mevzuatımıza göre suç teşkil eden konular ile ilgili delillere ulaşılmıştır. Bu delillerin bir kısmı bireysel olmakla birlikte bir kısmı ise iştirak etmesi durumunda suç eylemi oluşmaktadır. Rüşvet suçu buna güzel bir örnektir. Veren, alan ve aracının rol aldığı rüşvet suçunda veren veya alandan birisinin yasama dokunulmazlığı olması durumunda bu işlemin tapesinin yapılıp yapılmamasından şüpheliler faydalanacak ve suç eylemi ortaya konamayacaktır” dedi.

EN AZ BEŞ AYRI SUÇ VAR

Yasama dokunulmazlığı olan eski Bakan Binali Yıldırım gibi isimlerin fezlekede örgüt lideri gibi geçmesiyle ilgili Saygılı, “Suç gruplarının işledikleri suçların tespiti sırasında teknik takip de hemen hemen bütün olaylarda çok güçlü bir kamu iradesi olmadan eylemlerin tamamlanmasının mümkün olmadığı görülmüştür” dedi.

Bakanlar kurulu tarafından ülkeye girişi yasaklanan Yasin El Kadı’nın ülkeye illegal yollardan sokulmasına dikkat çeken Saygılı, ifadesinde şunları söyledi:

“Kendisine başbakanlık koruma ekibi, kamu araçları ve yasaklı bir isim olması sebebiyle otellerde kalamayacağından, kendisine villa tahsis edilmesi işlemleri gerçekleştirilmiştir. Bu işlemler bakan düzeyinde dahi bu ülkede gerçekleştirilemez. Sadece Yasin el Kadı’nın ülkeye sokulmasının, ülkede faaliyet göstermesiyle ilgili, ülkeye sokulurken izlenen yöntem ile ilgili en az beş ayrı suç vardır.

ERDOĞAN’IN NÜFUZU İLE GERÇEKLEŞTİ

Bu işten o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın nüfuzu ve mahiyeti ile gerçekleştirilebilmiştir. Sorunun diğer cümlelerinde geçen devletin üst kademesi ve benzeri ifadeleri işleme konu ihale ve para meblağlarının çok yüksek olması sebebiyle yine sadece dönemin Başbakan’ı Erdoğan’ın nüfuzu ile tamamlanabilmekteydi. Kastedilen kişi dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.”

‘DÖNEMİN BAŞBAKANI’ TABİRİ YOK

Soruşturmanın başlamasına neden olan 25 Aralık fezlekelerindeki “dönemin başbakanı” ifadesiyle ilgili soru sorulan Saygılı, “Mahkeme kararlarına istinaden yapılan fiziki takipler alınan görüntüler ve bilirkişi raporları ile delillendirilmesi yoluna gidilmiştir. Soruşturma kapsamında altı imzalanmış hiçbir belgede kamuoyunda sürekli gündeme getirilen aksine dönemin başbakanı, örgüt lideri, tabirleri kullanılmamıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi ve aile bireyleri hiç birinin telefonları dinlenmemiştir. Aynı şekilde yasama dokunulmazlığı olan hiçbir milletvekili ve bakan dinlenmemiştir

BAŞBAKAN GİZLİ YÖNETİCİYDİ

Bilal Erdoğan’ın her ne kadar teknik ve fiziki takibi yapılmasa da, örgütün üçüncü grubunun başında olduğu ve TÜRGEV adına suça konu eylemleri takip ettiği rüşvet, nüfuz ticareti ve tehdit yöntemleriyle TÜRGEV adına arazi ve para topladığı tespit edilmiştir. Ayrıca, örgüt üyelerinin kendi aralarında yaptıkları görüşmelerden TÜRGEV adına verilen tüm hayati kararların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiği ve vakfın aslında gizli yöneticisinin kendisi olduğu anlaşılmıştır.

‘SÖZÜMÜZDEN ÇIKMAYACAK’ DEYİP ŞUBE MÜDÜRÜ YAPTILAR

Bu faaliyetlerin takibi sırasında, o zamanlar herhangi bir öneme haiz görülmediği için tapeleri yapılmayan ama tüm sesler klasörü içerisinde kayıtları bulunan şu anda şube müdürlüğümüzü yapmakta olan 3. sınıf emniyet müdürü Hakan Sıralı, o dönemde çalışmış o dönemde çalışmış olduğu Hassas Bölgeleri koruma şube müdürlüğünden alınarak daha güzel bir yere atanması için TÜRGEV başkanından ricacı olduğu, bunun da dönemin İçişlerİ Bakanı Muammer Güler’den konuyu rica ettiği Hakan Sıralı’yı takdim ederken TÜRGEV başkanının ‘Sözümüzden hiç çıkmayacak bir çocuk, çok iyi bir yerde değerlendirmeliyiz tabirlerini’ kullandığını hatırlıyorum. Bu konuların tespit edilerek tapelerin yapılmasını talep ediyorum. Neticesinde Hakan Sıralı bugün Mali Suçlarla Şube Müdürü’dür. Ve kendisini şube müdürü olmasının TÜRGEV’in başarı hanesine yazılmalıdır. Nitekim kendisi göreve getirildikten sonra 17 ve 25 Aralık operasyonlarında görev alanlar hakkında onlarca soruşturma açtırarak diyetini layıkıyla ödemiştir.

ERDOĞAN’IN 16-9’A KÜSMESİNİN SEBEBİ “ZORLA YATIRIM”

Başbakan ve bakanların kamu gücünü kullanarak iş adamlarından zorla bağış alması, medyanın yönlendirilmeye çalışılması konularına da değinen Saygılı şöyle devam etti:

“Başbakanın kendisine yakın iş adamlarına medya gruplarını satın almaları konusunda teşvikçi olduğu, bu işlemi yerine getirmeyenlere adeta küstüğü görülmüştür. Buna en güzel örnek kamuoyunca silueti bozan Zeytinburnu’ndaki 16-9 binalarının sahibini (Mesut Toprak, AY) gösterebiliriz. Her ne kadar kamuoyunu küsmenin sebebini binaların silueti bozan kısımlarının traşlanmasıyla ilgili olduğu bilinse de, konunun aslı ilgili şahsın bir medya şirketine yatırım yapmak istememesidir.

ASIL DARBEYİ 18 ARALIK’TA YAPTILAR

Dosya vahim nitelikte yolsuzluk iddialarından müteşekkildir. İddialar somut delillere dayanmaktadır. Dosya, bir darbe teşebbüsü iddiasından son derece uzaktır. Asıl darbe yolsuzluk operasyonlarını kendisi ailesi ve mesai arkadaşlarına dayanacağını tahmin eden politikacılar tarafından 18 Aralık’ta soruşturma yürüten adli kolluk sorumlularının ve yardımcılarının görevden alınması ile yürütme tarafından yargıya yapılmıştır.”

Taraf, 02.09.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.