Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan'ın Genel Başkan olarak son konuşması

Erdoğan'ın Genel Başkan olarak son konuşması
12'nci cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin Olağan Kongresi öncesi Ankara Arena'ya girmeden dışarıda kurulan platformda partililere hitap etti. ''Bu asla veda değil'' diyen Erdoğan, yeni kabinenin de cuma günü kurulacağını söyledi. Daha sonra salona giren Erdoğan, kürsüde AK Parti'nin Genel Başkanı olarak son konuşmasını yaptı. Veda konuşmasında '' 13 yıldır gururla taşıdığım genel başkanlık vazifesini artık sizlere teslim ediyorum'' diyen Erdoğan, ''2001’de başlayan genel başkanlık vazifem 13 yıl 13 gün sonra bugün nihayete eriyor'' ifadelerini kullandı.

Erdoğan, salon dışında partililere hitap ederken şunları söyledi:

Değerli yol arkadaşlarım hanımefendiler, beyefendiler... Sizlerle birinci olağanüstü kurultayımızda böyle anlamlı bir buluşmada bir arada olmanın mutluluğu içerisinde sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Olağanüstü Genel Kurulumuzun Ankara’nın en büyük salonunda malum icrasına geçeceğiz. Oradan sizlere çok daha detay şekilde hitap edeceğim.

ASLA VEDA DEĞİL

Şunu bilmenizi istiyorum bizim bu konuşmamız bir misyon değişikliği değildir, sadece bir isim değişikliğidir. Ve asla bir veda değildir. Bilesiniz ki bu da bir fatihadır, bir başlangıçtır. Yeni bir açılıştır, milattır. Bunu böyle bilmenizi istiyorum. Şu anda 40 bine varan Türkiyemizin 81 vilayetinden buraya gelen siz değerli kardeşelrim bir şeyi ortaya koyuyorsunuz. Biriz, iriyiz, diriyiz, beraberiz, kardeşiz, hep birlikte Türkiye’yiz.

77 MİLYONU SEVDİK, KUCAKLADIK

Kardeşlerim, misyonumuzdan hiçbir zaman feragat etmedik, taviz vermedik. Ama biz 77 milyonu sevdik, kucakladık. Ayırt etmeksizin kucakladık. 780 bin metrekarelik vatan topraklarımıza hizmet götürdük. Bu hizmeti götürmeye devam edeceğiz. Ta Edirne’den Hakkari’ye, Sinop’tan Hatay’a hep birlikte inşallah ihya oldu, inşa oldu, inşa olmaya devam edecek. Modern bir Türkiye’yi gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Asla taviz vermek yok. Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Yine böyle yürüyeceğiz. Sizleri çok daha fazla bekletmeden müsaadenizi alarak inşallah salona geçelim, bir an önce kongreyi başlatalım ve hayırlısıyla daha önce de ifade ettiğimiz gibi, içimizden biri, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz kardeşimizi biliyorsunuz genel başkanlığa aday gösterdik.

YENİ KABİNE CUMA GÜNÜ

Ortak adayımız Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu bey oldu. Ve inanıyorum ki bugünkü kongreden de katılımın tümünün de ittifakıyla Ahmet Davutoğlu kardeşim çıkacaktır ve süratle yarın cumhurbaşkanlığıyla ilgili yemin törenini yaptıktan sonra, devir teslim töreninden sonra, kendilerine kabineyi kurma görevini vereceğiz. Cuma da yeni kabine gerçekleşmiş olacaktır.

HAKKINIZI HELAL EDER MİSİNİZ?
 

Sizlerden ayrılmıyorum bunu bilmenizi istiyorum. Bundan sonra 10 Ağustos'ta seçmiş olduğunuz ilk cumhurun başkanı olarak aranızda olacağım. Bu kardeşinize haklarınızı helal eder misiniz? Ben de size haklarımı helal ediyorum.  

"MİLLETİN ADAMI, MİLLETİN PARTİSİ İLE KUCAKLAŞIYOR"

Erdoğan'ın salona girmesi kürsüden "büyük an" olarak ilan edildi. Erdoğan'ın içeriye girdiği an, "milletin adamı, milletin partisi ile kucaklaşıyor" anonsu yapıldı.

"MUHAFAZAKAR DEMOKRAT"

Erdoğan eşi Emine Hanım'la birlikte salona girdiğinde yapılan anonslardan biri de "muhafazakar demokrat" oldu.  
En çok kullanılan sıfat ise "yeni Türkiye'nin lideri" idi.

KARANFİL ATTILAR

Erdoğan ve eşi, salona girişlerinde kendileri için özel olarak hazırlanmış platformdan yürüyerek tüm salonu selamladılar.
Erdoğan ve eşi, platfomun etrafında hazır bekletilen kırmızı karanfilleri de partililere attılar.

DELEGELERDEN NOTLAR GELDİ

Erdoğan ve eşi platforma yürürken, gerek kendisine gerekse Emine Hanım'a, delegeler için ayrılmış bölümden çeşitli notlar iletildi. Erdoğan çifti de tüm notları aldı. 

KONGRE'DE İLGİNÇ ANONS: "SAYIN CUMHURBAŞKANI..."

AK Parti Kongresi'nin açılışı için Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu davet edilirken, kürsüden Erdoğan'a "Sayın Cumhurbaşkanı" diye hitap edildi.
Aynı şekilde, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu'nun da Kongre açış konuşmasına başlarken Erdoğan'a, "Sayın Genel Başkan, Sayın Başbakan, Sayın Cumhurbaşkanım" olarak hitap etmesi dikkat çekti.

DİVAN BAŞKANI'NIN KONUŞMASINDA DA 'CUMHURBAŞKANI' VURGUSU

Divan Başkanı seçilen AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek de, yaptığı konuşmaya, "Sayın Cumhurbaşkanım" sözleriyle başladı.
Tarihi bir gün yaşandığını söyleyen İpek, "Dünyanın gözü burada" dedi.

EKRANDA "ONE MINUTE" DEDİ, KONGRE COŞTU

Kongre'de Recep Tayyip Erdoğan'ın hayatını anlatan yaklaşık yarım saatlik bir film gösterildi.
Erdoğan'ın okul hayatından, evliliğine, siyasi hayatının dönüm noktasına kadar pekçok bilginin verildiği filmin en çok alkış alan bölümü ise Davos'ta yaşanan "one minute' olayı oldu.
Tanıtım filminde erdoğan'ın Davos'taki one minute olayı gösterildiğinde, tüm kongre katılanları ayakta alkışladı.

"DARBE TEŞEBBÜSLERİNİ BERTARAF ETTİ"

Erdoğan'ın annesinin öldüğü dönemde, kendisine karşı darbe girişiminin başladığının yer aldığı filmde, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrıldığı olaya "narkoz planı" gazete manşetiyle yer verildi. Filmde, "Gezi olayları, 17 ve 25 Aralık darbe teşebbüsleri Erdoğan'ın liderliğiyle, bertaraf edildi" denildi.

"HİZMETİN USTASI, SESSİZ KİTLELERİN SESİ"

Tanıtım filminin sonunda Erdoğan için, "Sessiz yığınların kaptanı, hizmetin ustası, sessiz kitlelerin sesi, ilklerin mimarı, o milletin adamı" ifadeleri kullanıldı.

KÜRSÜYE "GENEL BAŞKANIMIZ VE BAŞBAKANIMIZ" DİYEREK DAVET EDİLDİ

Erdoğan, kongre konuşmasını yapmak üzere Divan Başkanı Haluk İpek tarafından "genel başkanımız ve başbakanımız" olarak anons edilerek kürsüye davet edildi.

VEDA KONUŞMASI

Belgesel sonrasında kürsüye 12'nci cumhurbaşkanlığına seçilen Recep Tayyip Erdoğan geldi.

Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:

Saygıdeğer divan, çok değerli kardeşlerim…
Geçmişte malum partimizin kuruluşunda bir küçük yavru bir altın bize göndermişti. Kızımız diyor ki benim altınım yok ama benim de sevgim var, kabul eder misiniz diyor. Yurt içinden ve yurt dışından kongremize katılan misafirler, sevgili yol arkadaşlarım, kader arkadaşlarım, genç kardeşlerim, değerli hanım kardeşlerim, değerli beyefendiler sizleri en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum. Allah’ın selamı rahmeti bereketi hepinize, hepimize olsun diyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin birinci olağanüstü kongresinin milletimiz demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum.

Tüm delegelerimize, Ak Parti mensuplarına, her bir kardeşime, hem Ankara’ya hem kongre salonumuza hoş geldiniz diyorum.

KADIN KOLLARINA TEBRİK

13 yaşındaki AK Parti teşkilatı kuşkusuz her türlü övgüyü ziyadesiyle hak ediyor. 14 Ağustos 2001’den bugüne kadar AK Parti’de görev almış, kurucularımızdan MKYK üyelerimize, başkan yardımcılarımızdan bakanlarımıza, milletvekillerimizden il ilçe başkanlarımıza, belediye başkanlarımızdan belediye meclis üyelerimize kadar tüm gönüldaşlarımızı selamlıyorum. Teşkilatımızda görev yapmış, bugün aramızda bulunmayan, ahirete irtihal etmiş kardeşlerimi rahmet yad ediyorum. mekanlarının cennet olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Elbette ki kadın kollarımızı bir kez daha özellikle selamlıyorum. Bu hareket hanım kardeşlerimizle güç kazandı, hanım kardeşlerimizin yüreklerini ortaya koymaları sayesinde bugünlere ulaştı. Bu kutsal davayı bir anne şefkatiyle, hanım zarafetiyle bir oya gibi işleyen hanım kardeşlerimize, bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

ÖZAL'DAN ERBAKAN'A

Sevgili gençler, AK Parti’nin bu AK teşkilatını alnı ak, yüreği ak, bahtı ak gençleri, sizleri bugün bir kez daha gönülden selamlıyorum. Sizlere her zaman inandım, güvendim. Gençler sizler bu milletin umudusunuz. Sizler yer yüzündeki tüm mazlumların umudusunuz. Sizler Sultan Alparslan’dan Osmangazi’ye Gazi Mustafa Kemal’den Adnan Menderes’e, Turgut Özal’dan Necmettin Erbakan’a kadar uzanan bir kutlu davanın kahraman neferlerisiniz. Yarınlarımız olan geleceğimiz olan umudumuz olan gençler istikbalin siyasetçileri. Yarının idarecileri, bugün sizleri çok farklı çok daha samimiyetle çok daha muhabbetle selamlıyorum.

POLİSE SELAM

Buradan sınır karakollarında gözünü değil gönlünü namlunun ucuna koyarak vatanının nöbetini tutan genç Mehmetleri, askerimizi, polisimizi özellikle selamlıyorum.

Dün yani 26 Ağustos’ta Malazgirt zaferimizin 943’ncü yılını idrak ettik. Yavuz Sultan Selim’in Osmanlı’nın kahraman neferlerini şehit ve gazilerimizi hürmetle yad ediyorum. Birinci Dünya Savaşı'nda şehit ve gazi olan ecdadımızı hürmetle yad ediyorum. Kıbrıs ve Kore şehitlerimizi, terörle mücadelede şehit olan polis asker ve şehitlerimizi aynı şekilde rahmetle anıyor vefat etmiş gazilerimize Allah’tan rahmet hayattaki gazilerimize uzun ve hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Onların eli öpülesi annelerini babalarını, şehit ve gazilerimizin kutsal emanetlerini de buradan muhabbetle selamlıyorum.

SİZLERİN ALLAH'INA KURBAN

Kongremizin hemen başında, tekraren ifade etmek arzusundayım. 10 Ağustos sürecinde işte bu teşkilat tarih yazdı. Sizlerin Allah’ına kurban. Siz dağ taş demediniz, kar kış demediniz. Durmak yok yola devam dediniz. Ve bütün zorluklara göğüs gererek çalıştınız. İşte bu teşkilat 10 Ağustos’ta tarih yazdı. Her bir vilayetimizde, belde ve köyümüzde aşkla çalıştı. Bunun neticesinde sizler sadece cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine tanıklık etmediniz, kendi ellerinizle inşa ettiniz. Önce 2007’deki halk oylamasında milletimizin yüzde 69 oy oranıyla evet demesini sağlayarak tarih yazdınız. Ardından 10 ağustos sürecinde çok çalışarka, milletin adayını, milletin adamını 12’nci cumhurbaşkanı, halk oyuyla gelmiş ilk cumhurbaşkanını sizler seçtiniz.

BİR TUR, İKİ TUR, ÜÇ TUR YOK

Şahsımı cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren grubumuza, 10 Ağustos’a kadar gece gündüz çalışan her bir kardeşimize teşekkür ediyorum. Tarihimizde ilk kez cumhurbaşkanı halkın sandığa gitmesi suretiyle belirlendi. Artık bir tur, iki tur, üç dört yok. Hemen ilk turda sizler bu kardeşinizi cumhurbaşkanı seçtiniz. Bunun için çalıştınız. Bu süreci başarılı şekilde idare ettik. Adayların belirlenmesi, oylama, gelişen süreç tamamen yasalar çerçevesinde tecelli etti. İlk kez tecrübe edildiği halde hiçbir sorun çıkmadan, kaosa mahal verilmeden, belki de cumhuriyet tarihinin bu ilk sınavı bu kadar sorunsuz bu kadar kolay bir cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleşti. AK Parti unutmayın her zaman ilklerin partisi olmuştur.

77 MİLYONA TEŞEKKÜR

Parti olarak teşkilat olarak Türkiye’ye böyle bir reformu kazandırmanın gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Nefes alıp verdiğimiz sürece de bu gururu hep birlikte yaşayacağız. Demokratik olgunluğunu bir kez daha gösteren, sandığa gidip oyunu kullanan, emeği ve katkısı olan aziz milletime, 77 milyonun her bir ferdine de sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

GENEL BAŞKANLIK VAZİFESİNİ SİZLERE TESLİM EDİYORUM

Bugün bu olağanüstü kongreyle 13 yıldır gururla taşıdığım genel başkanlık vazifesini artık sizlere teslim ediyorum. 2001’de başlayan genel başkanlık vazifem 13 yıl 13 gün sonra bugün nihayete eriyor. Yarın saat 14:00’te TBMM’de mazbatamızı teslim alacak, Başbakanlık vazifesini de teslim ederek, yemin ederek 12’nci cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmiş olacağız.

SADECE İSİMLER DEĞİŞİYOR

1 Temmuz’da adaylığımın açıklandığı toplantıda bunun bir nihayet olmadığını, bir son bir bitiş olmadığını, bunun yeni bir başlangıç olduğunu ifade etmiştim. Sonrasında yaptığımız toplantılarda mitinglerimizde 10 Ağustos akşamı AK Parti genel merkezi balkonunda, bu hususun altını çizmiştim. Bugün değişen unutmayın sadece şekildir. Bugün öz değişmiyor. Bugün partimizin yüklendiği misyon, davamızın ruhu hedef ve ideallerimiz değişmiyor. Bugün sadece ve sadece isimler değişiyor. Her zaman ifade ettim. AK Parti  13 yıllık bir parti olsa da aslında asırlar öncesinden başlamış kutlu bir yürüyüşün davanın mirasını omuzlarında taşıyan bir partidir. 1071’de Malazgir ovasında, sultan Alparslan’ın arkasında namaza duran, neferlerin hissiyatı neyse bizim de hissiyatımız işte odur.

KAHRAMAN MEHMETÇİĞİN TORUNLARIYIZ

Hicazın çöllerinde sıcağın altında, Sarıkamış’ta Allahu Ekber dağlarının ardında beyaz karların altında şehit olan bizim dedelerimizdir. Çanakkale’de yüreğiyle direnen zafer kazanan şehitler bizim dedelerimizdir. Bizler hep birlikte kurtuluş savaşımızda var olmak ya da olmamak, yok olmaz onuruyla yaşamak veya onuruyla şehit olmak arasında seçim yapan kahraman Mehmetçiğin torunlarıyız. Sanmayın ki 13 yıllık bir yoldan geliyoruz. Biz asırlardır yürüyoruz. Biz kökü mazide olan atiyiz. Biz kökü olmayan ruhu olmayan geçmişiyle irtibatlarıyla koparmış bir parti, böyle bir hareket asla değiliz.

BU HAREKETTE ERBAKAN'IN DA ALIN TERİ VARDIR

Bu harekette Gazi Mustafa Kemal in ufku vizyonu vardır. Menderes’in millet uğruna verilmiş canı vardır. Bu harekette şüpheniz olmasın Necmettin Erbakan’ın da alın teri vardır. Eski başbakanlarımızdan, cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal’ın da emeği vardır. Bu hareket Ahmet Yesevi’den Mevlana’ya Hacı Bektaş Veli’den Fuzuli’ye, Nazım Hikmet’ten Necip Fazıl’a Mehmet Akif’ten Sezai Karakoç’a kadar o bereketli pınarlardan beslenmiş bir harekettir. Biz bu yola 13 yıl önce 100 yıl önce çıkmadık. İşte onun için isimlerin hiç ama hiç önemi yoktur. Hazreti Adem’den bugüne kadar nice insanlar geldiler. Kondular ve göçtüler. Mezarlıklarda ismi unutulmuş bedeni çürümüş, toprağa karışmış nice insanlar var. milyarlarca insan kayboldu ve gitti. Hazreti Adem ile başlayan iyinin ve kötünün mücadelesi devam etti. Hak ile batıl mücadelesi. İsimleri fanidir. Baki olan davadır. Dün bu büyük davanın sancaktarlığını başkaları yapıyor, mücadelesini başkaları veriyordu. Bugün bu sancağı biz gururla taşıyoruz. Yarın da bu dava sancağı düşmeyecek. İstiklalde de bu dava sahipsiz kalmayacak. Bugünün çocukları gençleri bizlerden devralacak ve onurla o sancağı taşıyacaklar.

''BEN YOKSAM DAVA DA YOK DİYENLER...''

Bu kutlu hareket, mensuplarıyla şereflenmez. Bunun altını çiziyorum çok önemli. Mensuplarıyla şereflenmez. Tam tersine mensuplarına şeref verir. Şunu unutmayın… Gençler şunu unutmayın. Ben yoksam dava da yok diyenler, daha en baştan kaybetmiş olanlardır. Ben olmazsam dava ilerleyemez diyen, davanın ruhunu özünü anlayamamıştır. Bu dava ancak benim ismimle ayakta kalabilir, ancak benim ismimle şereflenebilir diyen kibir tuzağına düşmüştür. İstişareyi danışmayı ortak aklı dışlayan, bu kutlu davaya haksızlık etmiştir. Zira bu dava hiçbir zaman koltuk davası olmamıştır. Unutmayın size evet  yüceler yücesinden bir talimatı hatırlatıyorum. “emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun” iki, “tüm işlerinizde istişare ediniz”

ONLARI KİMSE HATIRLAMIYOR VE HATIRLAMAYACAK

Bu dava hiçbir zaman tarihin hiçbir döneminde, makam davası, rütbe paye davası olmamıştır. Bu dava şahsi hırsları kibri fitneyi ve nifakı kıskançlığı çelme takmayı başkasının kuyusunu kazmayı her zaman dışlamış bir davadır. Tarih davasına ihanet edenlerin nasıl onursuzca yok olup gittiğinin örnekleriyle doludur. Bizim dahi yakın tarihimiz davasına ihanet eden, kendisini seçen millete ihanet edip zillete düşen isimlere şahit olmuştur. İşte onları hiç kimse hatırlamıyor ve hatırlayamayacak. Onların iftiralarını kimse hatırlamıyor, hatırlamayacak. Okyanus ötesinden gelen telefonla istifa edenler, darbecilerin haberlerini inanları bugün kimse hatırlamıyor ve hatırlamayacak bunu böyle biliniz.

BAŞKALARININ OYUNCAĞI OLANLAR UNUTULDULAR

Safını cesaretten yana belirleyenler bugün şerefleriyle buradalar. Başkalarının oyuncağı olanlar ise çoktan unutuldular. Unutulmayan namzet adaylar da yok değil ha. Var. onlar da vakti saati geldiğinde o çöplüğün içerisinde yerlerini alacaklardır. Bu büyük dava nice isimler gördü. O isimlerin hepsi geldi geçti, ama dava burada. İsimler değişecek, hepimiz faniyiz. 

“DAVAMIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN DAVASININ TA KENDİSİDİR”

Rabbimden duam odur ki, şahsımı da yol arkadaşlarımı da bu davanın neferleri olarak her zaman hayırla hatırlanmamızı bize nasip etsin. Bizleri şu anda ekranları başında izleyen aziz milletim, şunu ifade etmek isterim ki, bizim sancaktarlığını yaptığımız dava 29 Ekim 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin davasının ta kendisidir. Bizim davamız Türkiye davasından ayrı bir dava değildir. Biz Türkiye için de farklı bir istikamete bakan, farklı hedefler peşinde yürüyen bir hareket değiliz. 91 yıllık cumhuriyet tarihimiz boyunca özü ve ruhu değiştirmeye, Türkiye’yi bu dava yürüyüşünden koparmaya yönelik girişimler olmuştur. Millet izin vermemiştir.

“MECLİS KÜRSÜSÜNÜN ARKASINA HANGİ EMRİ İLAHİ KONMUŞTU BİLİYOR MUSUNUZ?”

Buraları unutmayın gençler. Meclis kürsüsünün arkasına hangi emri ilahi konmuştu biliyor musunuz? Onlar işlerini istişareyle yaparlar mealindeki şura suresinin 38’nci ayeti yazılmıştı. İlk Meclis’teki muhteva tam anlamıyla bir Türkiye manzarasıydı. Orada Türkler vardı, Kürtler vardı, Araplar vardı, Çerkezler vardı, Arnavut vardı, Boşnak vardı, Sünniler vardı, Aleviler de vardı. Milletin bütün unsurları, kurtuluş savaşını sevk etmek için gönül birliği yapmışlardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin mayası işte orada atılmıştı.

“BİRBİRİNE BENZEYEN FERTLER İMAL EDİLMEK İSTENDİ”

Farklılıklar bir zenginlik olarak görülecek, Osmanlı coğrafyasındaki bir arada yaşama kültürü Türkiye Cumhuriyeti’nde de devam edecektir. Sonraki yıllarda buna devam edilemedi. Devlet milletine istikamet çizmek istedi. Devlet vatandaşına her şeyine karışmaya, kılık kıyafetine müziğin dahi şekillendirmeye çalıştı. Adeta tornadan çıkmış gibi şeklen fikren birbirine benzeyen fertler imal edilmek istendi. Tüm farklılıklar reddedildi. Etnik kökenler diller değerler reddedildi. Farklı kıyafete tahammül edilemedi. Bu neyi getirdi? Devlet ile millet arasındaki mesafe açıldı. Devlet milletinden uzaklaştı. Ret, inkar, asimilasyon bu tür politikalar geliştirildi.

AK Parti’yi kurduğumuz, iki büyük mücadeleyi vermeye azmetmiştik kuruluşunda. Birincisi asırlardır yürüyüşüne devam eden davamızı yıpratmaya yönelik girişimlere karşı verdiğimiz mücadeleydi. Biz buna adalet mücadelesi dedik. İkincisi, davamızı yaşatmak ve büyütmek mücadelesiydi. 29 Ekim 1923’te kurulan cumhuriyetimizi ileri seviyeye taşıyacak güçlendirecek, 23 Nisan 1920 ruhunu da Türkiye’ye yeniden kazandıracaktık. Allah’a hamdolsun bu iki mücadeleyi başarıyla bugünlere getirdik. 12 yıl boyunca çok çalıştık gayret ettik. Mücadele ettik. Türkiye’yi belli bir noktaya taşıdık. Kasım 2002’de iktidar görevini devraldığımızda üzerinde kara bulutlar dolaşan yorulmuş karamsar bir Türkiye vardı. Ekonomi çok ağır bir krizin içindeydi. Türkiye bütün umutlarını para fonundan gelecek borçlara bağlamıştı. Borç verenler her ay gönderdikleri müfettişleri eliyle sadece ekonomiyi değil, siyaseti de kontrol etmek istiyorlardı.

“O ZAT DA, SÖYLEMEK İSTEMEDİĞİM BİR SEBEPTEN ORANIN BAŞINDAN AYRILDI”

Bir gün ilgili zata şunu söyledim “siz bize borç verdiniz. Verdiğiniz borcu ne zaman alacağınızı takip edin. Ama siz bize siyasette yol çizmeye kalkarsanız, kusura bakmayın biz buna evet diyemeyiz” bu görüşmeyi onların en tepesindeki zat ile yaptım. Sayın Babacan da vardı. O zat da, söylemek istemediğim bir sebepten oranın başından ayrıldı. Çarklar durmuştu, esnaf kepenklerini indirmişti. İşsizlik büyüyor, enflasyon bir canavar olarak milletin ekmeğini azaltıyordu. Türkiye ekonomisi inim inim inliyordu. Yatırımcı önünü göremiyordu. Esnaf siftahsız dükkanını kapatırken, çiftçinin tarladaki ürünü para etmiyordu.


 

Hürriyet, 27.08.2014

AK Parti'de kongre günü
AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi, Ankara’da yapılıyor. Kongreye tek aday olarak giren Ahmet Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'dan genel başkanlık görevini devralıyor.

ANKARA - AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi için binlerce partili sabahın erken saatlerinden itibaren Ankara Arena Spor Salonu önünde toplandı.

Emniyet kontrol noktalarında yapılan aramanın ardından katılımcılar salona alınmaya başlandı. Salona giremeyen partililer için dışarıda iki dev ekran kuruldu.

Salon içinde ve dışında AK Parti seçim şarkıları çalınırken, partililer şarkılara eşlik etti ve tezahüratlarda bulundu.

DAVUTOĞLU SALONA GELDİ
AK Parti Genel Başkan adayı ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile eşi Sare Davutoğlu, salona birlikte geldi.

Ahmet Davutoğlu, eşiyle birlikte sahneye çıkarak, partilileri selamladı.

Davutoğlu çifti, daha sonra kendileri için ayrılan bölüme geçerek tebrikleri kabul etti.

ERDOĞAN: ASLA BİR VEDA DEĞİL
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan da saat 10.00 sıralarında salona geldi.

Başbakan Erdoğan, kongre salonu önünde bekleyenlere yönelik bir konuşma yaptı.

Erdoğan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Kalabalığı selamlayan Erdoğan, bugün yaşananın "bir misyon değişikliği değil, sadece bir isim değişikliği" olacağını vurgulayarak, Bu asla bir veda değildir, bilesiniz ki bu da bir Fatiha'dır, bir başlangıçtır, yeni bir açılıştır, yeni bir milattır bunu böyle bilmenizi istiyorum. Buraya gelen siz değerli kardeşlerim bir şeyi ortaya koyuyorsunuz; biriz, iriyiz, diriyiz, beraberiz, kardeşiz; hep birlikte Türkiye'yiz diyorsunuz.

Edirne'den Hakkari'ye, Sinop'tan Hatay'a 780 bin kilometrekare hep birlikte inşallah ihya oldu, inşa oldu; olmaya devam edecek. Modern bir Türkiye'yi gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Asla taviz vermek yok. Meydanlarda 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' dedik, yine böyle yürüyeceğiz. İnanıyorum ki bugünkü kongrede katılımın tümünün de ittifakıyla Ahmet Davutoğlu kardeşimiz çıkacaktır.

Aranızdan ayrılmıyorum bunu bilmenizi istiyorum, ama bugüne kadar genel başkan, başbakan sıfatıyla aranızdaydım. İnşallah bundan sonra 10 Ağustos'ta seçmiş olduğunuz ilk cumhurun başkanı olarak aranızda olacağım."

YENİ KABİNE CUMA GÜNÜ
Yeni kabinenin Cuma günü kurulacağını dile getiren Erdoğan, "İnanıyorum ki bugünkü kongreden de katılımın tümünün de ittifakıyla Ahmet Davutoğlu kardeşim çıkacaktır ve süratle yarın cumhurbaşkanlığıyla ilgili yemin töreni, devir teslim töreninden sonra da kendilerine kabineyi kurma görevini vereceğiz ve cuma günü de büyük ihtimalle yeni kabine gerçekleşmiş olacaktır" dedi.

Vatandaşlardan haklarını helal etmelerini isteyen Erdoğan, kendisinin de hakkının vatandaşlara helal olduğunu belirterek, kongrenin yapılacağı salona giriş yaptı.

Erdoğan çifti, sahneye çıkarak partilileri ve delegeleri selamladı.

Partililere kırmızı karanfil dağıtan Erdoğan çifti, daha sonra kendileri için ayrılan bölüme geçerken, Başbakan Erdoğan'ın seslendirdiği "Aynı Dağın Yeliyiz" adlı şiiri yayınlandı.

AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde çalışmalara geçilmeden önce İstiklal Marşı okundu.

Kongrede Erdoğan'ın siyasi yolculuğunu anlatan belgesel filmin gösterildi.

Kongrede kürsüye çıkan Recep Tayyip Erdoğan, partililere seslendi.

DİVAN SEÇİMİ
Öte yandan, kongrede divan başkanı ve üyelikleri için seçim yapıldı.

Divan Başkanlığına AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Haluk İpek seçildi.

Divan Başkan Yardımcılığına da AK Parti İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili Berna Satır seçilirken, divan üyeleri de İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat, Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit, Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Zafer Çubukcu, İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu oldu. 

Kongre, genel başkan adayı Davutoğlu'nun konuşmasının ardından, yabancı konuklar için düzenlenen resepsiyonla devam edecek.

Seçimin sonuçlandırılması ve divan tarafından seçim sonuçlarının ilan edilmesini takiben genel başkanın teşekkür konuşması ile sürecek olan kongre, divan başkanının kongreyi kapatmasıyla son bulacak.

PANKARTLARDA YENİ TÜRKİYE VURGUSU
"Hep Birlikte Yeni Türkiye" temasını taşıyan kongrenin yapılacağı salonda, "Hayallerimiz var sevdamız var", "Şimdi Türkiye zamanı", "Biz birlikte Türkiyeyiz", "Yeni hedefler yeni Türkiye", "Durmak yok yola devam", "Her şey Türkiye için, bu ışık sönmeyecek" pankartları yer aldı.

Kongre salonunda delegeler, engelliler, gazeteciler ve köşe yazarları için ayrı platformlar oluşturuldu.

ntvmsnbc.com, 27.08.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.