Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Dünya 12 aylık doğal kaynağını 8 ayda tüketti

 Dünya 12 aylık doğal kaynağını 8 ayda tüketti
Dünya, bir yıllık doğal kaynak tüketiminde limiti aştı. Şimdiden 2015’in kaynakları kullanılmaya başlandı. Nüfus artıkça doğal kaynaklar üzerindeki baskının da artacağına dikkat çeken uzmanlar, tüketimdeki hızlanmanın açlık, yoksulluk ve doğal afet olarak geri döneceği uyarısı yapıyor.
 

Dünya üzerinde yaşam sürdürebilmek için gerekli olan yıllık doğal kaynak tüketimi 20 Ağustos itibarıyla aştı. Geçtiğimiz yıl 19 Ağustos’a denk gelen ‘Dünya Limit Aşım Günü’ bu yıl bir gün daha öne gelerek 20 Ağustos olarak açıklandı. İnsanlığın doğal kaynaklara olan talebinin, doğanın bir yıl içinde sunduğu miktarın üzerine çıktığı gün olarak tanımlanan gün her yıl biraz daha öne geliyor. Buna göre 7 milyarı aşan dünya nüfusu, bir sene içinde tüketmesi gereken kaynakları 8 aydan az bir sürede tüketerek 2015’in kaynaklarını kullanmaya başladı.

Nüfus arttıkça doğal kaynaklar üzerindeki baskının da artacağına dikkat çeken uzmanlar, kaynakların tüketim hızının artmasının ve sürülebilir olmamasının dünyaya açlık yoksulluk ve doğal afet olarak geri döneceği uyarısında bulunuyor.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) stratejik iş ortağı Küresel Ayak İzi Ağı’nın (Global Footprint Network) son çalışmasına göre, 2014’e ait “Ekolojik Ayak İzi”, 19 Ağustos’ta gezegenin kapasitesini aştı. 20 Ağustos itibarıyla gezegenin kendisini yenilemesine izin vermeden gelecek yılın kaynaklarının üretiminden harcanmaya başlandı.

 

GFN’nin açıklamasında 1970’ten bu yana ekolojik borçlu olarak yaşadığımız yer alıyor. Buna göre doğal kaynakların aşırı ve sürdürülebilir olmayan kullanımı bu hızla devam ederse bu yüzyılın sonuna gelmeden üç gezegene eş değer doğal kaynağa ihtiyaç duyacağız. Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın açıklamasında doğal kaynakların aşırı tüketiminin, su krizi, çölleşme, tarım arazilerinin üretkenliğinin azalması, ormansızlaşma, türlerin hızla tükenmesi ve atmosferdeki karbondioksit seviyesinin artmasına yol açtığına dikkat çekilirken, ortaya çıkan bu olumsuz sonuçların maliyetlerinin de her geçen gün arttığı vurgulanıyor. Bu durumun aynı zamanda ekonomik gelişim ve istikrar üzerinde bir tehdit oluşturduğu belirtiliyor. Türkiye’ye ilişkin yapılan değerlendirmede ise son 50 yıl içinde doğal kaynak ve arz talebi arasındaki ekolojik açığını sekiz kat arttığı ve mevcut yaşam tarzıyla Türkiye’de ortalama bir insanın ihtiyaçlarını karşılamak için 1,5 gezegene eşdeğer doğal kaynağa ihtiyaç duyacağına dikkat çekiliyor.

Türkiye’de halihazırda tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalan su kaynaklarının üzerine yapılan projeler ile tahribatın hızlandığını vurgulayan Bozoğlu, Sapanca ve Kızılırmak örneklerini veriyor. “İki gölde de kuraklık nedeniyle gelecek yılların su kaynağını kullanıyoruz. Evet, yoğun bir tüketim var ancak verimli kullanım da söz konusu değil.” diye konuştu. Kaynakların adaletsiz dağılımının dünyada ciddi sistemsel sorunları da getirdiğine dikkat çeken Bozoğlu, başlıca sorunların açlık, yolsuzluk, kuraklık ve diğer doğal afetler olduğunu belirtiyor.

Doğal kaynakların tahribatı ve aşırı tüketiminin dünyaya doğal afet olarak döndüğünü belirten Bozoğlu, devletlerin soruna ilişkin acil olarak bütünlüklü bir eylem planı geliştirmesi gerektiğini kaydetti. Bozoğlu, bu plan çerçevesinde başta su olmak üzere doğal kaynakların kullanımına ilişkin gerekli yaptırım ve denetim mekanizmaları oluşturulması gerektiğini aktardı.

HER yıl 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor

Birleşmiş Milletler verilerine göre bugün için 7 milyar olan dünya nüfusu 2050’de 9 milyarı geçecek. Dünya Gıda Örgütü verilerine göre her yıl 1,3 milyar ton gıda israf edilirken Birleşmiş Milletler’e göre ise şu an dünyada 81 milyon kişi yardım muhtaç bir şekilde yaşıyor. Yıllık gıda israfının ekonomik değeri ise yaklaşık 1 trilyon doları buluyor. Dünyadaki gıda kaybı ve israfının dörtte birinin önlenmesiyle bile yetersiz beslenen 870 milyon insanın gıda ihtiyacı karşılanabilecek iken aynı zamanda doğal kaynakların aşırı tahribatı da azalmış olacak. Daha fazla nüfus, sınırlı kaynakların daha fazla insana bölüştürülmesi anlamına geliyor.

Zaman, 24.08.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.