Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Nobel ödüllü ekonomistten yoksulluk değerlendirmesi

Nobel ödüllü ekonomistten yoksulluk değerlendirmesi

Nobel Ödüllü ABD'li Ekonomist Prof. Joseph Stiglitz, 2008'deki resesyondan bu yana oluşan kazanımların yüzde 95'inin en üst kesime gittiğini belirterek, "Bu ekonomik büyüme, yalnızca bazı kesimleri kapsamına almamakla kalmıyor, yoksullara karşı da bir tavır geliştiriyor" dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi (IICPSD) işbirliğinde gerçekleştirilen konferansta Nobel Ödüllü ABD'li Ekonomist Prof. Joseph Stiglitz ve TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu birer konuşma yaptı.

Ekonomik büyümenin toplumun her kesimi tarafından paylaşılmadığını ve 2008'deki resesyondan bu yana oluşan kazanımların yüzde 95'inin en üst kesime gittiğini belirten Stiglitz, "Bu ekonomik büyüme, yalnızca bazı kesimleri kapsamına almamakla kalmıyor, yoksullara karşı da bir tavır geliştiriyor. Ekonomik büyüme yaşandığında bundan en fazla mağdur olanlar en alt gelir grubunda bulunanlar oldu" dedi.

Stiglitz, birçok ülkede büyümenin istihdam yaratmadığının ortaya çıktığını ve istihdam yoğun olmayınca refahın da paylaşılamadığını söyledi.

"Türkiye doğal kaynaklarının fazla olmamasından dolayı şanslı"

Türkiye'nin doğal kaynaklarının fazla olmadığını ve bundan dolayı şanslı olduğunu ifade eden Stiglitz, "Doğal kaynağı zengin olan ülkelerin ekonomik durumları hiç de iyi olmuyor. Türkiye, doğal kaynaklarının fazla olmamasından dolayı şanslı. Doğal kaynaklar bir yandan gelir elde edilmesinde faydalı olsa da istihdam yaratmada faydalı olmuyor. Ancak, para biriminin değerlenmesine bakıldığında burada rekabetçiliğin zora girdiğini görüyoruz. Hem ithalatta hem de ihracatta bunun bir zorluk olarak ortaya çıktığını görüyoruz" diye konuştu.

"İş dünyasında birçok faaliyet 'yolacak kaz' arayışında yapılıyor"

Özel sektörün refahın paylaşılmasında önemli bir rolü bulunduğunu söyleyen Stiglitz, özel sektörün sosyal sorumluluk bilinciyle vergi ve hukuk sistemi politikalarının geliştirilmesinde aktif şekilde rol oynaması gerektiğini, bu politikaların oluşturacağı ortamda kapsayıcı bir ekonomik büyümenin sağlanabileceğini ve yoksulluğun azaltılabileceğini söyledi.

Türkiye'deki vergi sistemine ilişkin bir soruyu Stiglitz, "Vergilerin GSYH'ye oranıyla ilgili sihirli bir rakam yok ama genel olarak başarılı ülkelerde yüzde 20'den fazla olmalı. Doğrudan vergiler daha yüksek olmalı. Daha iyi vergi matrahı olmamasının engellerinden biri gelirin ölçülememesidir. Türkiye gelirde öyle bir aşamada ki doğrudan vergilere daha fazla sırtını dayamalı" diye yanıtladı.

"Bir toplumda eşitsizlik duygusu kadar tahrip edici başka bir duygu yoktur. Devletler bu dersi çıkarmış olmalı" diyen Stiglitz, "Hizmetlerin ve malların piramidin en altındakilere sunulması çok karlı olabilir. Ama bazı kurumlar 'Ben yoksullara en iyi hizmeti nasıl veririm?' yerine 'Onlardan en iyi nasıl faydalanabilirim?' diye soruyor. Buna 'aptal avı' deniyor. İş dünyasında birçok faaliyet, 'yolacak kaz' arayışında yapılıyor. Daha az eğitimi olanlar ve sofistike değilse devletler bu kazlardan oluyor. Bu nedenle çok aktif bir sivil toplum olmalı. Devletin düzenleyici sistemi çok aktif olmalı. Piramidin en altındakilere sunulan hizmetler ve mallar çok karlı olabilir ama bunlar istismar edilmemeli" dedi.

"Girişimci bir orta sınıfı ortaya çıkarabildiğimiz için başarılı olduk"

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, konuşmasında yaklaşık 1.3 milyar insanın, günde 1.25 doların altında bir gelirle yaşamlarını sürdürmeye çalıştığını ve dünya genelinde 870 milyon insanın, günlük gıda ihtiyacını karşılayamadığını söyledi.

Hisarcıklıoğlu, "UNICEF'e göre her gün 22 bin çocuk yoksulluktan hayatını kaybetmekte ki bunlar hepsi de korkunç rakamlar. Tüm bu gerçekler bize hem bu günü hem de geleceği kurtarabilmek için harekete geçmemiz gerektiğini söylüyor. İşte bu yüzden Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)'nin başta yoksulluğun azaltılması için dünya çapında yürüttüğü operasyonlar olmak üzere, yaşanabilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma çalışmalarını son derece önemsiyor ve gönülden kutluyoruz" diye konuştu.

"Girişimciliğin tabana yayılması gerekiyor"

Türkiye'nin yoksulluk konusunda rol model olabileceğini belirten Hisarcıklıoğlu, yoksulluğun, yokluğun ne demek olduğunu çok iyi bildiklerini söyledi.

Yoksulluğun azaltılması için yeni milyonerlerin ortaya çıkarılmasının önemine değinen Hisarcıklıoğlu, "Bir ülkede özel sektörün gelişmesi ve ekonominin büyümesi tek başına yoksulluğun azaltılmasına yetmiyor. Hem özel sektörün gelişmesi hem de girişimciliğin tabana yayılması gerekiyor. Yani yoksullukla mücadele için milyarder sayınızın kaç olduğu değil, her yıl kaç yeni milyoner ortaya çıkardığınız önemli. İşte Türkiye'nin başarısı da burada. Biz tüm Anadolu'ya yayılmış girişimci bir orta sınıfı ortaya çıkarabildiğimiz için başarılı olduk" dedi.

Deneyimlerini bölge ülkelerine yaymak ve az gelişmiş ülkelerde girişimci bir sınıfın oluşmasını desteklemek çin önemli bir gayret içinde olduklarını söyleyen Hisarcıklıoğlu, bu yönde en önemli projelerinden birini Filistin'de yürüttüklerini belirtti.

Hisarcıklıoğlu, "Filistin'de 10 bin kişiye istihdam sağlayacak Cenin Organize Sanayi Bölgesi, yapım aşamasına geldi. Bu proje hayata geçtiğinde, aileleriyle birlikte 50 bin Filistinli yoksulluktan kurtulacak. Belki de bu bölgede çalışanlar, Filistin'in girişimcisi haline gelecek. Filistin için yeni bir umut doğacak umarız bölgede bu tür inisiyatifler artar ve özel sektör hem barış sürecinde hem de yoksulluğun azaltılmasında daha büyük bir rol oynamış olur" şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler ve UNDP ile birlikte bir çok projede yer aldıklarını söyleyen Hisarcıklıoğlu, projelerinin özünü, "Arzumuz ihtiyacı olanlara balık vermek yerine, onlara doğrudan balık tutmayı öğretmektir" diye özetledi

cnnturk.com, 18.08.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.