Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan'dan 'yeni dönem' için 6 mesaj

 Erdoğan'dan 'yeni dönem' için 6 mesaj
Bugün partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, başbakanın kim olacağı tartışmaları, yeni parti yönetimi, 2015 seçimleri gibi yakın ve uzak vadeli başlıklarda, açık ya da örtük olarak mesajlar verdi.

Ankara’da, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında uzun bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , gündemdeki pek çok konuya da doğrudan ya da dolaylı göndermelerde bulundu. Partisinin geleceği, kimin başbakan olacağı ve ‘Gül’ün dönüşü’ tartışmaları, 2015 seçimleri gibi konularda, açık ya da örtük, çarpıcı mesajlar veren Erdoğan’ın, belki de en dikkat çekici sözleri, 10 Ağustos sonrası AKP ’nin geleceğine ilişkin tartışmaları ima ederek söylediği: “Şeytan böyle dönemlerde devreye girer. Bu tuzağı bozmak bizim birliğimizde yatar” sözleri oldu.

Uzun konuşmasına, partisinin ve kendi siyasal yaşamının özellikle 2001 sonrası sürecine ilişkin bir girizgâhla başlayan Erdoğan, ‘paralel yapıyla mücadele’, ‘çözüm süreci’ gibi konularda yine net mesajlar verdi. Konuşma, ‘satır araları’ da dikkate alınarak dinlendiğinde gündemdeki hemen her konuya ve AKP’ye ilişkin hemen her ‘soruya’ ilişkin bir yanıtı barındırıyordu. Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle ‘Başbakanlık, milletvekilliği ve parti üyeliğinden ayrılması gerektiği’ yönündeki iddialar ve yasal başvurulara da tepki gösterdi.

Erdoğan’ın sözlerinden, gündemdeki konulara dair öne çıkan 6 mesaj şöyleydi:


1. “GÜL’ÜN DÖNÜŞÜ”NE İLİŞKİN TARTIŞMALAR…
Başbakan Erdoğan, seçimden sonraki gün Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nun toplandığını ve burada, 27 Ağustos'ta olağanüstü genel kurul yapılması kararının alındığını hatırlattı. Bu tarihin seçilmesi, Gül’ün görevi Erdoğan’a devredeceği 28 Ağustos’tan 1 gün önce olması nedeniyle “Gül’e baraj konuldu” şeklinde yorumlanmış ve tartışmalara yol açmıştı. Erdoğan, bu tartışmalara hiç değinmedi ama tarihin belirlenmesine ilişkin sözleri MKYK kararına sahip çıkar nitelikteydi: “Asgari 15, azami 45 gün içinde olağanüstü genel kurul toplamamız gerektiği için bu tarihi tercih ettik.” Ama 45 günlük bir süre olmasına rağmen, neden 28 Ağustos sonrası değil de öncesi bir tarihin tercih edildiğine dair bir açıklama yapmadı.

Erdoğan, konuşmasının içinde ‘parti içi birlik’ konusuna çok sık değindi. Bu ısrarlı vurgularının, Gül’ün partiye dönüşü konusu etrafında bazı milletvekilleri ve partililer arasında yaşanan gerilimli tartışmalarla ilgili olduğu hissedildi. En açık mesajlarını şu sözlerle verdi: “Şeytan böyle dönemlerde devreye girer. ‘Bu birliği, beraberliği nasıl bozarız’ diye elinden gelen gayreti gösterir. İşte bu tuzağı bozmak bizim birliğimizde yatar. Onun için bizler şu veya bu şekilde istişarenin neticesine değil de nefsimizin vereceği karara uyarsak partimizin bütünlüğünü zedelemiş oluruz.”

Erdoğan, AK Parti’de daha önce yaşanan bazı ayrılıklara da göndermelerde bulundu:

“Zaman zaman bizden ayrılanlar oldu. Onlara, ‘sen orada daha niye duruyorsun, zaten bu partinin kapatılması yakın, ayrıl kurtul’ dediler. Hatta ‘belki cumhurbaşkanlığı sana düşer’ denilenler bile oldu, gaza gelenler oldu. Ayrılıp gittiler. Onlara umut verenler, bu davaya, bu partiye bundan sonraki süreçte de bu oyuna düşenler bu davaya bu harekete haksızlık etmiş olurlar. Partimiz birilerine genel başkanlık koltuğu vermek, cumhurbaşkanlığı başbakanlık bakanlık milletvekili koltuğu vermek için kurulmuş bir parti değildir. Bu parti Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağını itibarını yüceltmek için kurulmuş bir partidir. Makam ve mevki hırsı o çocukların gözündeki parıltıyı söndürür. Yoksulun ekmeğini azaltır. Rütbeler için çekişme mazlumun yüreğindeki umudu köreltir.”


2. GENÇ KADROLARLA ‘KOLEKTİF’ YÖNETİM…
Erdoğan yeni dönemde parti liderliğinin nasıl olacağına ilişkin de açıklamalarda bulundu. 13 yıl önce AK Parti’nin kuruluşu sırasında, “Bu partide asla bir lider diktatoryası oluşmayacaktır. Lider, katılımı ve kolektif düşünmeyi esas alan bir liderlik anlayışı içinde hareket edecektir” dediğini hatırlatan Başbakan sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada üç başlık çok önemli. Katılım, istişare ve ortak akıl. Hele hele bizim için önemli olan bir şey var ki o çok önemli, 'bütün işlerinizde istişare ediniz' prensibi bizim için anlamlıdır. Şu anda da partimizin yeniden şekilleneceği bu süreci, her kademede istişare yaparak belirliyoruz.”

Erdoğan’ın, ‘yeni lideri Erdoğan’ın belirleyeceği’ yönünde kamuoyunda oluşan kanaate karşın, parti örgütleri ve yönetimleri, milletvekilleri, kadın ve gençlik kolları ile yeni yönetim ve genel başkan konusunda istişarelerde bulunduklarının altını ısrarla çizmesi dikkat çekti. Erdoğan, ‘Ortak akıl ne diyorsa bizler de ona tabi olacağız’ diyerek, alınan kararların, ‘sadece kendisine değil kolektif akla’ dayanacağını ima etti.

Erdoğan konuşmasının sonundaki şu sözleriyle ise parti örgütünde baştan sona bir yenilenmeye işaret etti: “Yeni genel başkanımızla birlikte, beldeler, iller, ilçeler bütün bu seçimler 2015 seçimlerine kadar bitecek. Olağan büyük kongre 2015 seçimlerinden sonra yapılacaktır. Buralardan da, daha güçlü bir şekilde, hücreler tazelenmiş olarak teşkilatımız çıkacaktır."


3. PARTİLİLERE ‘DIŞARIDA KONUŞMAYIN’ MESAJI
Erdoğan’ın şu sözleri, medya ya da sosyal medya üzerinden partinin geleceği’ tartışmalarına katılan milletvekilleri ve partililere bir mesaj olarak algılandı:

“AK Parti'nin yalpalamasını bekleyenleri Allah için sevindirmeyelim. Partimiz birilerine genel başkanlık koltuğu vermek, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık, milletvekili koltuğu vermek için kurulmuş bir parti değildir. Buradan da açık açık söylüyorum. Bizim kadromuz karnından konuşan bir kadro olmayacaktır. Medya üzerinden irtibat kuran bir kadro değildir, olmayacaktır. Kulisler, ayak oyunları, bu kadronun, bu hareketin dışındadır. Kimin ne söyleyeceği varsa çıkar istişare kurullarında özgürce ifade eder. Ötesinin kıymeti yoktur. Her bir arkadaşımızın önümüzdeki 2 haftayı bu hassasiyetle idrak edeceğini biliyorum."

Erdoğan, “Bu sözlerimle asla hiç kimseyi itham ve işaret etmiyorum” diyerek de sözlerinin tek tek kişilere yönelik olarak algılanmasını önlemek istedi.


4. ‘ÜÇ DÖNEM KURALI’NA AYNEN DEVAM
Başbakan Erdoğan, konuşmasında 3 dönem kuralının istişareyle alındığını hatırlatarak, bu kuralın sarsılmadan uygulanması taraftarı olduğunu söyledi: “Üç dönem kuralı, bir kişinin siyasi yaşamının bitmesi değildir. Üç dönem kuralı sadece parlamentoya girişle alakalı, üç dönem arka arkaya görev yapmışsa sonra tekrar parlamentoya girme şartını getiren bir anlayıştır. Partinin kurullarında yine görev yapabilirsin, STK'larda görev yapabilirsin. Partinin verdiği görevleri yapabilirsin, bu siyaset değil mi?”


5. ‘PARALEL YAPI’YLA MÜCADELE
Başbakan Erdoğan, ‘milletin kendilerine [paralel] yapıyla mücadele talimatı verdiğini’ ve ‘Cumhurbaşkanı görevini devraldığında şahsi olarak mücadeleye devam edeceğini’ söyledi, genel başkanlık ve başbakanlık makamına gelecek kişide de bu kriterin aranacağını açıkça belirtti:

“AK Parti'nin 27 Ağustos'taki genel kuruldan sonrada mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdürmesi millete verilmiş bir sözdür, vaattir. Genel başkanlık ve başbakanlık makamına gelecek arkadaşımızın da ulusal güvenliğimiz tehdit eden bu yapıya müsamaha göstermemesi, hem bizim hem de milletimizin göstergesidir. Kaldı ki MGK'da da bununla ilgili kararımızı aldık. Bu bizim resmi kayıtlarımıza farklı şekilde, kod adıyla girmiştir."

Erdoğan’ın, “Bu ihanete boyun eğmek, 91 yıl önce kapımızda bekleyen manda ve himayeye boyun eğmektir” sözleri de dikkat çekti. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında, bazı Osmanlı devlet yöneticileri ve aydınları, ‘Amerikan mandası’ tartışmaları yürütmüş, 4 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi’nde de bu tartışmalar gündeme gelmiş ancak ulusal kurtuluş mücadelesi yürütülmesi benimsenmişti.


6. BAŞBAKANLIKTAN İSTİFA ETMEYECEK
Erdoğan, bazı hukukçuların ve CHP ’nin “Cumhurbaşkanı seçildiği gün başbakanlıktan, milletvekilliğinden ve partisinden istifa etmesi gerektiği” yönündeki uyarılarına ve bu yöndeki yasal başvuruya da tepki göstererek istifa etmeyeceğini ilan etti:

“Şimdi diyorlar ki '15 Ağustos’tan sonra istifa etmek zorundadır.' Ya git işine bak ya. Bunlar kılavuzu filan kaybettikleri için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Çıkıp şu anda Yargıtay Başsavcılığına müracaat etmek suretiyle, CHP'nin halinde bu. Ya AYM'nin kapısına, ya Yargıtay'ın kapısına kamp kurmuşlar. Acaba buralardan ne netice elde edebiliriz? Ya sen milletten netice almadığın sürece buralardan netice alamazsın.”
 

Radikal, 14.08.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.