Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > MHP’li vekiller: Hukuk katliamı yapıldı

MHP’li vekiller: Hukuk katliamı yapıldı

MHP’li milletvekilleri, “paralel yapı” iddiasıyla İstanbul’da 22 Temmuz operasyonunda gözaltına alınan ve tutuklanan polislere karşı adliyede darbe dönemlerinden bile daha geri hukuk katliamı yapıldığını vurguladılar

MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, İstanbul’da gözaltındaki emniyet personelinin ifadelerini almadan, dosya üzerinden karar veren sulh ceza mahkemesi hakimine ve hükümete sert tepki gösterdi.

Kararların hukuki değil, öç alma davası olduğunu vurgulayan Yılmaz, 28 Şubat’ın, 12 Eylül’de Kenan Evren zamanındaki hukukun ve Başbakan'ın siyasetten sürekli kullandığı Adnan Menderes’in Yassıada Mahkemeleri’nde yapılmayan hukuk katliamlarının da gerisine giden bir uygulamayla karşı karşıya olduklarını kaydetti.

BAŞBAKAN’IN NİYETİ YOLSUZLUĞU KAPATMAK

Çağlayan Adliyesi’ndeki davanın ‘hukuki’ olmadığını belirten MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, şöyle dedi:

"Başbakan, kendisini, çocuklarını, bakan ve yakınlarının içinde bulunduğu 17–25 Aralık’taki asrın yolsuzluk operasyonunu kapatmak ve toplum nezdinde algı oluşturmak amacıyla bu polislerin nezdinde karşısına bir kitleyi hedef aldı. Başbakan, aylarca ‘bunların inlerine gireceğiz’ ifadeleriyle ortada herhangi bir suç delili olmamasına rağmen toplum nezdinde bir suç örgütü oluşturma gayretine girdi.

Miting meydanlarında bu iddiaları gündeme getirdi. Bu algıyı gerçekleştirmek için de TBMM’deki çoğunluğuna dayanarak, yargıyı tamamen kontrolüne aldı. Başta HSYK olmak üzere yaptığı düzenlemelerle hukuk devletinden ziyade Tayyip Erdoğan’a bağlı bir yargı meydana getirildi."

İŞARET VERİLDİ

Hükümetin en son kurduğu Sulh Ceza Hakimlikleri ve Aksaray Valisini İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirmesi gibi düzenlemelerle bu adımlar için bir altyapı hazırlandığını savunan Seyfettin Yılmaz, Başbakan'ın "Şimdi yargı süreci başlıyor. Sulh ceza hâkimleri bu süreci götürecek" diyerek, bu operasyonların işaretini verdiğini dile getirdi.

"Bağımsız yargı, hakim teminatı, evrensel hukuk" gibi normların hiçe sayıldığının altını çizen Yılmaz, kronolojik olarak gelişmeler takip edildiğinde sürecin Başbakan tarafından yürütüldüğünün ortaya çıktığını anlattı.

ÖÇ ALMA DAVASI

Şimdi 17–25 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ‘intikamını’ aldığını söyleyen Yılmaz, eleştirilerini şu şekilde sürdürdü:

"Başbakan'ı Facebook sayfasında öven, hakkında ‘kara para aklama, rüşvet vermek, fuhuşa aracılık’ gibi iddialar bulunan Reza Zerrab ile bakan çocuklarını tahliye eden hakimler bu operasyonlara bakan mahkemelerin başına getirildi. Alınan kararlar hukuki değil, ‘hırsızlıkları nasıl ortaya çıkardınız’ diyerek, bir öç alma davasıdır. Bayramı idrak etiğimiz bu mübarek günlerde hırsızların yatlarda dolaştığı, ama onları yakalayan polislerin Ramazanı ve bayramı nezarethanede geçirdiği bir süreç Türk milletinin vicdanını yaralamıştır."

KENAN EVREN’İN DÖNEMİNDEKİ HUKUKUN GERİSİNE GİDİLDİ

Sulh Ceza Mahkemesi hakiminin gözaltında tuttuğu polislerin savunmalarını almadan haklarında dosya üzerinde karar vermesine karşı çıkan Yılmaz, "28 Şubat’ta, eleştirdikleri 12 Eylül’de Kenan Evren’in zamanındaki hukukun da gerisine giden; neredeyse bir kabile devletine doğru giden bir süreç ile karşı karşıyayız. O polislerin ifadelerinde (kamuoyuna yansıdığı kadarıyla) 17-25 Aralık operasyonu, hükümete yönelik İran bağlantılı bir terör örgütüne ilişkin ifadeler iktidarı rahatsız ettiği için, bunların ilerde doğurabileceği sonuçlar da göz önüne alınarak, savunmaların alınmadığı veya kayda geçirilmediği şeklinde iddialar var. Hukukun katledildiği bir dönemden geçiyoruz. Son yedi aydaki gelişmelerin hiçbirini hukukla izah etmek mümkün değildir. Başbakan'ın siyasetten sürekli kullandığı Adnan Menderes’in Yassıada Mahkemeleri’nde yapılmayan hukuk katliamlarının bugün gerçekleştiği bir zaman dilimini geçiriyoruz. ‘Hukukun üstünlüğünü yerine getireceğiz’ diyenler ne yazık ki 12 yılın sonunda tamamen Tayyip’in hukuku noktasına geldiklerini görüyoruz" diye konuştu.

MHP'Lİ ERDOĞAN: AKP HÜKÜMETİ ŞEFFAF YÖNETİM SERGİLEMEDİ

MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan da emniyet müdürlerine yönelik operasyonun adaletine inanmadığını belirtirken ülkede hukuk güvenliği olmadığını, AKP hükümetinin şeffaf bir yönetim sergilemediğini, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının üstünü kapatmaya çalıştığını iddia etti.

MHP Milletvekili Mehmet Erdoğan, yaptığı açıklamada, AKP'nin iktidara geldiği günden bu yana hukuka olan güvenliğinin yok olduğunu belirtirken, "2002 yılında hukuka olan güven yüzde 70'ti, bugün yüzde 20'nin altına düştü" dedi.

Herkesin yanlış yapma olasılığı bulunduğunu, hata yapan insanlarla ilgili adil, şeffaf ve doğru yargılanacağına güvenilmesi halinde hiç kimseyle tartışmaları kalmayacağını ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:

"AKP iktidarı döneminde yapılan operasyonlara bakın. Bir ülkenin başbakanı, Ergenekon ve Balyoz davası başladığı zaman, 'Bunun savcısı benim' diyordu. Şimdi de bu insanlara haksızlık yapıldığını söylüyor. Bugün bu polislere operasyon yapılıyor. Başbakan'ın üç beş ay sonra bunlarla ilgili ne söyleyeceğini bilemiyoruz. Bildiğimiz şey şu, bugün bu ülkede kimsenin hukuk güvenliği yok.

POLİSLER SUÇLUYLA HÜKÜMET İSTİFA ETMELİ

Kadir Gecesi yaka paça kelepçelenerek gözaltına alınan polisler suçluysa hükümetin istifa etmesi lazım, çünkü bu polisler ülkeye işgal kuvveti olarak girmiş birimler değil, tamamı bu hükümet tarafından göreve getirilmiş insanlar. Polislerin hukuki sorumluğu varsa bunları atayanların da siyasi sorumluğu var."

HÜKÜMET YARGIYA MÜDAHALE EDİYOR

Erdoğan, hükümetin bugün polisleri suçlayarak yapılan yanlışlardan çıkma imkanı olmadığını, polislerin yanlış yapmaları halinde şeffaf biçimde bunun ortaya çıkarılması gerektiğini kaydederek "Hükümet yargıya da müdahale ettiği için yarın ne olacak kimse kestiremiyor. Kendisine dokunan bir operasyondan sonra 10 bin polis tayin oldu, bir o kadar da hakim, savcı yerinden edildi. Şimdi de, 'Kimsiniz de bana dokunabilirsiniz?' diye bu insanları hapisle, ömür boyu tutuklulukla tehdit eden yeni gündemler oluşturuyorlar. Biz bu işin adaletine inanmıyoruz. Hükümetin adaletine inanmıyoruz. Bugün bu polislere yapılanlar, yarın bu toplumdaki başka kesimlere de yapılabilir. Bugün Türkiye'nin geldiği en ciddi sıkıntı budur" ifadesine yer verdi.


TÜRKİYE TEK KİŞİLİK YÖNETİME KALDI

Türkiye'nin artık tek kişilik bir yönetimle karşı karşıya kaldığını öne süren MHP Milletvekili Erdoğan, operasyonların tek kişinin söylediği gibi yapıldığını, KCK'lıların serbest bırakıldığını, Abdullah Öcalan'ın posterini asmanın, bölünmeyi konuşmanın bile artık suç olmadığını kaydederken, şunları ekledi:


"Milletin artık uyanık olması lazım. 10 Ağustos tarihinde cumhurbaşkanlığı seçiminde kullanacağı oylarla demokratik, parlamenter sisteme sahip çıkması lazım. Anayasamızda var olan yasama, yürütme, yargının birbirinden ayrı olması ilkesine sahip çıkması lazım. Türkiye'de, bir kişi ne derse böyle idare edilir hale geldi. Maalesef şu an anayasaya aykırı birtakım değişlikler yapılıyor. Yasama, yargı ve yürütmenin tamamı iktidarın kontrolünde. Türkiye'nin geldiği en tehlikeli nokta budur 17 ve 25 Aralık'ta o para kasalarını, para sayma makinelerini ve hepsinin ötesinde bugün iktidardan yararlanan kesimlerin hepsinin yatları, katları, villaları, arabaları ve gemiciklerine bakmak lazım. Hiçbir devlet malı yoksa, haram yoksa, fakir fukara hakkı yoksa, yetim hakkı yoksa bu kadar zenginliğin kaynağını da iktidarın bize açıklaması lazım."

Taraf, 30.07.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.