Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Arınç: "Umarım bugün hayırlı haberi alırız"

Arınç: "Umarım bugün hayırlı haberi alırız"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'na düzenlenen baskında rehin alınanlarla ilgili, "Sabah itibarıyla müjdeli bir haberim yok. Ümit ediyorum ki çok kısa bir zaman içinde, bugün hayırlı bir haberi, bir müjdeyi alabilecek bir noktayız" dedi. Arınç, bölgede 125 bin Türk yurttaşının bulunduğunu söyledi.

Arınç, TRT lokalinde, televizyonların Ankara temsilcileriyle biraraya geldi.

Herkesin birkaç gündür Musul'da yaşanan olaylara odaklandığını ifade eden Arınç, "Burada önemli olan Türkiye Konsolosluğunun boşaltılması ve içinde 49 yurttaşımızın, kısmen güvenlik güçleri olmak üzere kadın, hatta çocuk denebilecek yaşta evlatlarımızın bulunduğu bir grubun bir yere götürülmesidir. Bu yurttaşlarımızın, Konsoloslukta bulunan hanımefendi, beyefendi, gençlerimizin, çocuklarımızın, güvenlik güçlerimizin bir an evvel Türkiye'ye sağ salim ulaştırılmasıdır" diye konuştu.

Bu konu üzerinde herkesin tepkilerini gösterdiğini, söylenecek sözleri ifade ettiğini vurgulayan Arınç, böyle bir olay karşısında Türkiye'de milli bir refleks oluşmasının memnuniyet verici olduğunu kaydetti.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz kendi iç meselelerimizde çoğu zaman kavga ediyoruz, birbirimizi suçluyoruz, hatta bu olaylar üzerinden bazen siyasi çıkar elde etmek adına biraz ileriye de gidebiliyoruz. Bunu sadece muhalefet açısından söylemiyorum. İktidar partileri de genelde, bu tür olayları, iç politikaya yönelik olayları belli açılardan eleştirebiliyor, hatta yüksek dozda suçlayabiliyor. Ama bir memnuniyettir, Musul Konsolosluğumuzun işgal edilmesi konusunda ana muhalefet partisi de MHP ve HDP de çok sorumlu açıklamalarda bulundular.

Sorumluluk hisseden açıklamalarda bulundular, bu memnuniyet vericidir. Hatta CHP, bugün Sayın Başbakanımızla ilgili olarak verdiği Meclis soruşturma önergesi, ve gensoru önergesini de 'Bu iç politikaya ait konulardır, şimdi hepimizin dikkati, duası Musul'daki yurttaşlarımızın üzerindedir, dolayısıyla uygun olmaz' düşüncesiyle, bu önergelerini geri çektiler. Hemen hemen siyasi partiler, Meclis'te yaptıkları konuşmalarda da evet bazen dış politika açısından hükümetimizi suçladılar, Dışişleri Bakanımıza yönelik bazı eleştirilerde bulundular ama genel ifadesiyle bir an evvel yurttaşlarımızın kurtarılması, Türkiye'nin elinden geleni yapması, sadece Türkiye'nin kendi gücüyle, otoritesiyle değil, bütün dünyanın da ABD başta olmak üzere bölge ülkelerinin de katkısıyla bu olayların bir an evvel olumlu bir noktaya evrilmesi konusunda işbirliği yapma teklifinde bulundular.

"Sabah itibarıyla müjdeli bir haberi olmadığını dile getiren Arınç, ancak önemli gelişmelerin yaşandığını bildiklerini söyledi.

Çok dikkat isteyen bir sürecin içinde bulunulduğuna işaret eden Arınç, bu süreci aksatmamak, olumsuz noktaya dönüştürmemek için Dışişleri Bakanlığının, Hükümetin, bölgede işbirliği yapılan devletler ve yönetimlerinin de çok hassas davranmak zorunda bulunduğunu vurguladı.

"Çünkü Konsolosluğumuzu işgal eden bir şekilde ve Konsolosluk görevlilerine şu anda belli bir yerde zorunlu ikamete tabi tutan örgütün ismini biliyoruz, yaptıklarını biliyoruz, amaçlarını az çok biliyoruz, en azından son 10 yıllık periyotta bölge için ne anlam ifade ettiğini biliyoruz" değerlendirmesinde bulunan Arınç, yurttaşları kurtarma noktasında gayret gösteren Türkiye'nin çabalarını sekteye uğratmamak gerektiğini düşündüğünü bildirdi.
Hassas olunması gerektiğini belirten Arınç, şunları kaydetti:

"İnşallah, ümit ediyorum ki çok kısa bir zaman içinde, bugün hayırlı bir haberi, bir müjdeyi alabilecek bir noktadayız. Ama kırılganlık devam edebilir, çünkü karşımızda bir devletle, bir hükümetle konuşmak, görüşmek veya bu konuda bir çaba göstermesini istemek noktasında değiliz. Karşımızdaki örgüt bellidir, bu örgütü etkileyebilecek unsurların en iyi şekilde, çok hassas biçimde devrede olması gerekir. Bu konuda hükümetimizin gereken her türlü çabayı gösterdiğini biliyorum.

Bu akşam Berat Kandili'ni hep birlikte kutladık, herkes dua etti. Şüphesiz bu işlerde dua bir manevi unsurdur ama maddi unsur olarak da bir hükümet ne yapması gerekiyorsa, istihbarat örgütleriyle, güvenlik güçleriyle, Dışişleri Bakanlığı ile civar ülkelerin yönetimleriyle ne yapması gerekiyorsa fazlasını yapıyor şu anda. İnşallah ümit ediyorum ki bugün cumanın güzelliğinde bu kardeşlerimizi kucaklamak ve onların kurtulduklarını, en azından salimen güvenli bir yerde Türkiye'ye doğru yola çıktıklarını hep beraber duyabiliriz."

 

 

"Şoförlerimizin de emin bir yerde olduklarını biliyoruz"

30 civarında şoförün de örgütün veya örgütlerin, o bölgede gücü bir şekilde elinde bulundurmak isteyen örgütsel yönetimlerin elinde bulunduğunu belirten Arınç, "Bunlarla ilgili fidye konusu ayrıdır, bu son olaylarla bağlantılı olmak ayrıdır. Ama şoförlerimizin de emin bir yerde olduklarını biliyoruz. Serbest bırakıldıkları noktasında bazı açıklamalar var ama buna katılmam şu anda mümkün değil. Bir yerden araçlarını alıp şu anda Türkiye'ye
dönebilecek noktada değiller" dedi.

Bu kişilerin ve konsolosluk görevlilerinin can emniyetleri bakımından çok güvenli yerde olduklarını, kendileriyle zaman zaman telefonla bağlantı sağlandığını anlatan Arınç, "Orada küçük yavrumuz da dahil olmak üzere kendilerine hiçbir fena muamelede bulunulmuyor. Bu açıdan sevinçli olduğumuzu söyleyebilirim. En azından nerede, ne durumda olduklarını bilebilecek durumdayız. Önemli olan onların bir şekilde ülkemize gelip tekrar salimen hayatlarına devam edebilmesidir" diye konuştu.

Ortadoğu coğrafyasında yaşananların tahlil edilebileceğini, neler yapıldığının analiz edildiğini belirten Arınç, "Bir tek endişem var, yapacağımız konuşmaların, söyleyeceğimiz sözlerin orada şu anda kurtarılma aşamasında çok büyük hassasiyet gerektiren bir çabanın içinde bulunduğumuzu bildiğimize göre herhangi bir çevreyi olumsuz etkilememek açısından bence genel değerlendirmeler yapmakta veya bu değerlendirmelerimizi daha sonraki bir tarihe ertelemekte fayda vardır diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Türk bayrağının indirilmesi

Türk bayrağının gönderden indirilmesi konusuna da değinen Arınç, bu konuda çok büyük bir konsensüs, uzlaşma, anlayış beraberliği oluştuğunu, bayrağa yapılan saygısızlığı herkesin reddettiğini söyledi.

Bu konudaki konuşmasının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından büyük ölçüde çarpıtıldığını daha önce dile getirdiğini anımsatan Arınç, "Güneydoğu'daki asayiş olayları da çok büyük ölçüde hükümetimizin ve güvenlik güçlerinin kontrolü altındadır" dedi.

Köşk seçimi

TBMM'nin Anayasa gereği 1 Temmuz'da tatile gireceğini, cumhurbaşkanlığı adaylığı için de 29 Haziran'da başlayacak müracaatların 3 Temmuz'da sona ereceğini anımsatan Arınç, şunları kaydetti:

"Bundan önce de tatile girebilir ancak gündemde çok maddeli bazı kanun tasarıları var. Dün akşam eldeki kanun tasarısının bitmesi düşünülüyordu, bitmediğini ve bugün devam edeceğini öğrendim. Arkadan daha çok maddeli ve genelde Soma'da yaşanan maden faciasıyla ilgili bir kanun tasarısı da var. Onun görüşmeleriyle zannediyorum gene de 1 Temmuz'u bulacak gibiyiz. O tarihte de cumhurbaşkanlığı adaylığı bir şekilde başlamış belki de ilk günden adaylar ortaya çıkmış olabilecek.

 

 

AK Parti'nin adayı kim olabilir noktasında hepinizin hemen hemen 'yüzde 90 şu olabilir' dediğinizi biliyorum. Ancak süreç içerisinde AK Parti adayını açıklama noktasında acele etmedi. Mayıs ortaları, Mayıs sonu derken şimdi neredeyse 29 Haziran'a doğru bir süreç içinde adaylık açıklaması yapılabilecek.

Burada iki nokta var, daha önce ifade ettim. Biz istişare sürecimizi neredeyse tamamladık. Bizim için adaylığı açıklamak çok basit, artık bu noktada karar vermiş gibiyiz. Önemli olan muhalefetin adayının kim olacağıdır. Muhalefetimiz de kapı kapı dolaşmaya devam ediyor. Çatıda bir aday arayışlarını sürdürüyorlar. Adı sanı duyulmamış, belki bindeler oranıyla ifade edilebilecek oy potansiyellerine sahip partilerin başkanlarıyla da görüşülüyor. Bu çabaları bir noktada anlayışla karşılamak lazım ama görülüyor ki her partinin gönlünden geçerek oy verebileceği bir insan, aday prototipini ortaya koymak henüz onlar için mümkün olmadı.

Hergün 3-4 kapı çalınıyor ama ortada somut bir sonuç yok. Zannediyorum ki AK Parti, onlar dolaşmalarını tamamlasın, adaylarını belirlesin, önemli olan bizim adayımızın kim olacağı değil, çünkü o az çok belli ama muhalefetin 1-2 veya 3 kim adayları varsa bunların ortaya çıkması gerekir diyor. Gündemde bu konunun çok fazla yer almamasını düşünüyor gibi."

cnnturk.com, 13.06.2014

Arınç'tan önemli açıklamalar

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.

Arınç burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Musul'da yaşanan olaylara odaklandık.
Bu yurttaşlarımızın bir an önce sağ salim Türkiye'ye ulaştırılmasını diliyoruz.
Böyle bir olay karşısında Türkiye'de bir refleks oluştu bu çok sevindirici.
Bizler kendi aramızda bazen birbirimize kızabiliyoruz, eleştirilerde bulunabiliyoruz. Sadece muhalefet olarak demiyorum.
BDP de HDP de sorumlu açıklamalarda bulundular, bunlar sevindiricidir.
Ama Musul olayında herkes birlik oldu.
Meclis'te de Dışişleri bakanımıza eleştiride bulunuldu ama genel olarak tek amaç yurttaşlarımızın kurtarılması istendi.
Sabah itibariyle sizlere müjdeli bir haberim yok.
Bir takım görüşmeler yaptım ama olumlu gelişmeler var.
Çok hassas davranıyoruz.
Örgütü biliyoruz, adını biliyoruz, amacı biliyoruz.
Türkiye’nin çabalarını sekteye uğratmamalıyız, çok.
Kırılganlık devam edebilir, karşımızda bir devletle konuşmak görüşmek noktasında değiliz.
Bu örgütü etkileyebilecek unsurların çok hassas bir şekilde devrede olması gerekir.
Devletimiz bu çabayı gösteriyor.
Kandil’de herkes dua etti, dua manevi bir araçtır.
Bir hükümet ne yapması gerekiyorsa fazlasını yapıyor.
Bu kardeşlerimizi kucaklayacağız inşallah.
Şoförlerimizin de emin bir yerde olduğunu biliyoruz.
Araçlarına binip geri gelecek konumda değiller.
Serbest bırakıldıklarına karşı bilgiler ama doğrulayacak değilim.
Rehin olan yurttaşlarımız şu ana kadar kendilerine hiçbir fena muamelelerde bulunulmuyor, küçük yavrularımız da var emin yerdeler.
Emin bir yerdeler.
Hiç olmazsa bunu bilmek de bizi mutlu ediyor.

BAYRAK İNDİRME OLAYI

Hepimizi yürekten yaralayan bir.
Bir sefilim bayrağımızı indirmesiyle büyük bir reaksiyon oluştu.
Türkiye’de çok büyük bir kenetleme oldu, bu eylemi herkes reddetti.
Bu konuda çok ileri sözler söyleyenler  de oldu.
Benim konuşmamı Kılıçdaroğlu büyük ölçüde çarpıttı, bu konuya tekrar dönecek değilim.
Hükümetimizin ve güvenlik güçlerinin kontrolü altındadır.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Meclis anayasa gereği tatile girecek, cumhurbaşkanlığı için müracaatlar başlayacak.
Çok maddeli kanun tasarıları var, çalışmalarımız var.
Tatil için 1 Temmuz’u bulacak gibiyiz.
Adaylar ilk günden ortaya çıkabilecek.
Hepinizin yüzde 90 şu olabilir dediğinizi biliyorum ama Ak Parti adayını açıklamak için acele etmedi.
2 nokta var.
İstişare sürecini tamamladık, bu konuda karar vermiş gibiyiz.
Muhalefetin adayının kim olacağı önemlidir.
Çatıda aday arayışlarını sürdürüyorlar.
Bu çabaları bir noktada anlayışla karşılamak lazım.
Her partinin gönlünce geçerek oy vermek isteği oluşturmak onlar açısından mümkün olmadı.
Her gün 3-4 kapı çalınıyor, somut bir aday yok.
Onlar çalışsın, önemli olan bizim adayımızın kim olacağı değil, adayımız belli gibi.
Neredeyse Ramazan’ın ilk günü aday açıklanacak gibi, bunda da bir hayır vardır.

IRAK’TA YAŞANANLAR

Bir panik doğurmaması açısından bakanlığımız internet sayfasından kaldırmış olabilir.
Irak’ta büyük bir can güvenliği tehdidi yok.
Bütün açıklamalar yapıldı.
Yeterli ölçüde biz kapasiteye sahip olunmadığı görüldü, ilave uçak seferleri yapıldı.
Irak hükümeti tarafından izin verilmesi gerekiyor, hızlı bir şekilde olması gerekiyor bunları.

KILIÇDAROĞLU’NUN İSTİFA ÇAĞRISI

Ben Kılıçdaroğlu’nun ağzından böyle bir söz duymadım. Loloğlu’nun beyanı var. Yapılan görüşmeden sonra açıklamayı Loloğlu yaptı. Kılıçdaroğlu’nun ağzından duymadık.  Loloğlu’nun söylediği söz bütün siyasilerin söyleyebileceğim bir sözdür. Loloğlu edebe aykırı bir şekilde gelmiş geçmiş en çapsız bakan demişti. Loloğlu, siyasi bedel gerekir diyorsa biraz daha edepli açıklama yapmış demektir.  Bakanın ne cevap vereceği önemli. Kılıçdaroğlu Meclis kürsüsünde sürekli konuşuyor.
Türkiye’de aşırı radikal örgütlerin taban bulmadıklarını biliyoruz.

CHP’liler soru önergesi vermişler. Bizim cevaplayamayacağımız sorumuz yok ama soru önergesi böyle olmaz.
Her yerden duyduklarını soru önergesi vermek ve daha cevabını almadan basına servis etmek olmaz.
Bu örgütlerle bir ilişki içerisinde değiliz, soru sorduysanız cevabını da bekleyin.

KONSOLOSLUĞA SALDIRI

Yurttaşlarımızın canlarının önemli olduğu bir yerde örgütü ele almak, hedeflerini ele almak noktasında değilim.
Bunu konuşacağımız günler yakın zamanda gelecektir.
Türkiye’nin bir hedef halinde görülmediği açıktır.
Ama konsolosluğa yapılan saldırı elbette Türkiye’ye ayrıca bir anlamı olduğunu göstermez.
Hedef noktasında değiliz, bunu açıkça söyleyebilirim.

Musul konusunu lütfen kapatalım, beni bir olumsuzluk noktasıyla karşı karşıya bırakmayın lütfen. TBMM’de MHP’li vir vekilin bunların olacğaı biliniyordu da neden bunlar bunlar yapılmadı sözlerini biliyorsunuz.
Bizim haber kaynaklarımızı çok güçlüdür, ne olduğunu ve olacağını biliyoruz.
Ama biz bakanlığımızın elde ettiği büyün bilgileri kamuoyunla paylaşmak zorunda değiliz, bunların bir mahremi olmalı.
Sinan Ogan kadar rahat değiliz, en yakınındaki hatta söylerim o kimsenin kim olduğunu…
O bilgiyi adeta şov yaparak ortaya getirmesini doğru bulmuyorum.
Elbette haberimizi vardı, içeride yapılması gereken her şey yapılmıştır.
İrtibat devam etmiştir.
Eller tetikte beklenmeye başlanmıştır ama kadınlar, çocuklar var.
Somun pehlivanlığı yapmıyoruz.
Can güvenliği tehlikeye düşer, bilmiyor musunuz?
Akıl, yöntem, dış politika onlara çatışın talimatı mı verir, yoksa güvenli bir şekilde terk edin talimatı.
 

Sayın Bahçeli  gibi alnının çatısından vuracaksın sözünün arkasında değiliz, hukuk devletiyiz biz.
Bunu cesaretsizlik olarak görmeyin, yanlış bir karar olarak görmeyin.
Birilerin kahramanlık duymasına gerek duymuyoruz, biz doğru olanı yaptık.

“3 BİN IŞİD MİLİTANI VAR ” İDDİASI

Gerçekle hiç alakası yoktur.
Irak bölgesinde ve Musul bölgesinde şu kadar IŞİD mensubu varsa derseniz onlar yazlığı çiziliyor.
Ben ABD’ye gitmiştim, bölgemizdeki olaylarda görüşülmüştü.
ABD de biliyor ki Türkiye’de bir taban bulabilmiş değiller.
Türkiye’de aşırı unsurlar olabilir, yayın organları bile olabilir ama bu ismi geçen örgütleri benimseyen bir topluluktan bahsedemezsiniz.
76 milyonda mutlaka 3-5 kişi çıkacaktır.
Ama böyle bir şey yok.

Bayrak direğine çıkan kişinin eylemine şöyle bakıyorum:
Bu suçtur, suç olmanın ötesinde yakışıksızlıktır, saygısızlıktır.
Olay askeri bir bölgede olmuştur, korunan bir yerdedir.
Buraya dışarıdan bir kişinin girmesi yasaktır, giremez.
Müdahale edeceksiniz, onu indireceksiniz.
Koşacaksınız yakalayacaksınız adalete teslim edeceksiniz.
Bunlar neden yapılmadı?
Bu bölgede güvenliği sağlamakla görevlilerdedir sorumluluk.
Neden bu adam yakalanmadı? Sorumluları bu şurada görevli kimse onlardır, hesabı sorulacaktır.
Sayın Bahçeli vurmak haktır, helaldir diyor. Helalliğine karışmam ama hukuk bu değildir.
Türkiye’de idam cezası kalkmıştır, bayrak indirmenin cezası da alnının çatısından vurmak değildir.
BBP de buna katıldı evet  onu indirmek lazımdı, halletmek lazımdı diyor, yanında da Kılıçdaroğlu var.
Çok terbiyesizce şunu söylüyor: Bülent Arınç talimatı açıkladı, asker kurşun atamayacak.
Bunların üçü anlaştı, MHP, CHP, BBP…
Seçim öncesi çatı çalışmaları bunlar.
Bunlar Türkiye’yi idare etseler ne olur halimiz Allah aşkına.
Her halt işleyeni alnının çatısından vurmaya kalksak yollar ceset kaynar.
Adam öldüreninin cezası bile müebbet hapis.
Polis ve güvenlik güçleri silahı en son kullanacaktır.

IRAK’TA TERÖR

Maliki başarılı bir insan değil, başarısızlığının en büyük sebebi de mezhepçi tutum takınması.
Mezhepçi tutumu nedeniyle ülkede birliği dağıttı.

Suriye’de ise muhalefet çok cılız çıktı, düzenli birlikleri yoktu.
ESED ve rejimi dışarıdan çok büyük destek aldı.
Bu soruları sonlandıralım artık.

HSYK KARARNAMESİ

Bu rutin bir kararname.
Buna kıyım kararnamesi demek için kıyılmak lazım yani mümkün değil.
Bunu söyleyenler siyasi amaç taşıyor olabilirler, bu kararlar bir daire tarafından yapılıyor.
Yanlış bir karar verildiyse itiraz hakları vardır, eskiden yoktu bu hakları.
Rutin bir kararname olduğunu biliyorum, umarım bir haksızlık yapılmamıştır.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm süreci konusunda gelinen bir noktası var. Bakanlarımızın hiçbiri birebir direk görüşme yapmamıştır.
Nereden çıkıyor bunlar bilmiyorum.
Böyle mi devam edecek_ Bundan daha ileri yok mu?
Beşir Atalay’ın arkadaşlarıyla çalıştığı bir konudur, bizim de düşüncelerimiz sorulur.
Süreç ilerledikçe yeni bazı gelişmeler de yaşanabilir.
Ne kadar soru ne kadar cevap, biz de adet böyledir.
Herkes işini bilir.
Sayın Atalay’ın her an yaptığı çalışmalar vardır.
Yasal düzenleme için şu an için Bakanlar Kurulu’na gelmiş bir düzenleme paketi yoktur.
Engeller vardır, özenle aşmaya çalışıyoruz.
Türkiye’nin bir şansı olduğunu düşünüyorum.
Çocuklar da kaçırılmamalı, dağa da çıkılmamalı, çalışanlar kaçırılmamalıdır.
Örgütün çabalarını güvenlik güçleri engelleyecek noktadır.
Yeni bir demokratikleşme paketi gündemimizde yok.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Halkın seçeceği bir cumhurbaşkanı olacağını belirttim, 12 senedir başbakanlık yapılan sevilen kişinin hakkıdır dedim.
Bu konularda yazılıyor, çiziliyor.
Ben belki 1-2 sene önce herkesin ağzını kapattığı bir dönemde benim için siyasi hayatımda 2015 son noktadır, aktif siyaseti bırakacağım demiştim.
Köşe yazarlarımız bu işi çözdü.
Abdülkadir Selvi dostumuz yazıyor köşesinde. Başbakan adayını yazıyor. Abdullah Gül, ve Ahmet Davutoğlu.
Bizim esamemiz bile okunmuyor hiçbir tarafta, bu yönden çok rahatım…
Hiçbir şekilde başbakan olma niyetim yok böyle bir görevi üstlenme niyetim yok, hesabını yapmam.
Benim adım Bülent Arınç…
Herkes rahat olsun, birileri benim varlığımdan rahatsız olması.
Gıybet taşımasınlar üzerlerinde…
40 senelik siyasi hayatımda tek istediğim oldu meclis başkanı olacağım dedim.
Bunun da nedeni var, inadına oldum.
Eşinin başında örtü var olmaz dediler, inadına olacağım.
Başbakanlığa layık 10-20 insan tavsiye ederim.
Ama bana soranlara başkalarının isimlerini vereceğim rahat olsunlar.
Benim ismimim üzerinde dedikodu yapan, elimden su içmiş çok insan var bu işlerden vazgeçsinler.

ALLAH TAYYİP BEY'E YARDIM ETSİN

Yeter artık! Yeter çektiğim çile, kahvaltı yapmaya geliyorum kafamda bin tane şey! Artık bizim de aklı selim düşünmeye ihtiyacımız var.
Allah Tayyip Erdoğan’a yardım etsin, kimileri rahtında her gün yumurtluyor, bizim işimi çok zor!
Çelik gibi sinirleri var, tam bir lider…
Ben bu işte yokum böyle bilin!

HEPİMİZ ERDOĞAN'IN PEŞİNDEN KOŞARIZ

Sayın Erdoğan cumhurbaşkanımız olacaksa ön planda hizmet etmeye gerek bir başbakan varsa en iyi isimlerden birisi Sayın Abdullah Gül’dür.
Biz anavatan partisi değiliz, CHP hiç değiliz.
Kimin ne söylediği belli olmayan bir parti de değiliz.
Erdoğan partimizin lideridir, o ne karar verirse biz hepimiz Erdoğan’ın peşinden koşarız.

SOSYAL MEDYA

Bizim danışmanda yapıyor çıt çıt pıt pıt.
Bunu dörde katla diye bir talimat gelir ben bunların içinde yokum.
Sadece basının işçinde değil, maalesef olmaması gereken bir yerde bu tür çabalar gösterenler var bunlar biraz tecrübesiz arkadaşlarımız.
Bugün vekillerin yüzde 90’nuna sorsanız bizim ağabeyimizsiniz derler, sizden öğrendik çoğu şeyi derler.
Ama bugün bakıyorum inanamıyorum, gıybet yapıyorlar, yanlış yapıyorlar.
Ellerin tutulup vekil yapılan bu arkadaşlara sesleniyorum:
Bu işlere fazla karışmayın.
Kimsenin ismi üzerinden siyaset yapmayın, kulis yapmayın.
Bize düşen herhangi bir konuda fikrimizi söylemektir.

SİNAN OĞAN’DAN TWEET

“Zaten telefonlarımızı dinliyorlar, kaynağımı açıklasınlar, istiyorum”

O kaynak onunla telefonda konuşmaya gerek duymuyor.
Yeni bir tweetş bekleyin Oğan’dan..
Beni konuşturmasın ne söylemek istediğimi o anlar.

ABDÜLKADİR SİZİ SEVMİYOR MU?

Muhterem insan saygın insan Sayın Abdullah Gül, şu an cumhurbaşkanı.
İsminin belirli senaryolarda geçmesinden çok rahatsız.
Bu ismi şuralarda buralarda dillendirmemek lazım.
Ben şunu istiyorum:
Bir mutabakata vardılar sayın Gül ve Erdoğan…
Sayın Gül’ün nerelerde olacağını hepimiz göreceğiz.
Önümüzdeki süreç içerisinde bu açıklansın umarım.

Abdülkadir Selvi çok sevdiğimiz arkadaşımızdır.
Bazen insan en sevdiğine sitem ediyor.
Bakıyorum madde madde yazıyor.
1 şu
2 bu
Üçüncü de yok…
Bunların hiç birisi kimin başbakan olacağı bilgisini vermiyor.
Bu değerlendirmeleri gazeteci refleksi olduğunu düşünelim.
O siyasetçi arkadaşlar kendi işlerine baksınlar, bu işlere burnunu sokmasınlar, boyunu aşan konulara bulaşmasınlar.
 

Hürriyet, 13.06.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.