Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Demokratik Açılım > Atalay: Annelerin eylemi bir devrim

Atalay: Annelerin eylemi bir devrim
Çözüm süreciyle ilgili Diyarbakır’da düzenlenen çalıştayda konuşan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, BDP ve HDP’nin PKK tarafından kaçırıldığı belirtilen çocuklarla ilgili annelerin yaptığı eyleme ilişkin tutumunu eleştirdi. Annelerin eyleminin ezber bozduğunu ifade eden Atalay, “Bu bir devrim” dedi.

DİYARBAKIR - "Yeni Türkiye'nin Açılan Kilidi: Çözüm Süreci Çalıştayı” başladı.

Burada bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, şöyle konuştu:

“Bizim en önemli vurgumuz Türkiye’yi normalleştirmek. Türkiye’yi normalleştirmek, özgürleştirmek, sivilleştirmek partiyi kurarken en büyük hedefimizdi. İlk kararımız OHAL’i kaldırmaktı. Bu dönem tam bir sessiz devrimdir. Bunu hiç de abartılı söylemiyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletini kendisiyle hesaplaştırdık. Geçmişte yaptıklarıyla yüzleştirdik. Kurumları hesaplaştırdık. Haksızlık, zulümler, haksızlıklar, faili meçhuller akla gelebilecek bütün olumsuzlukları gözler önüne serdik.

AK Parti’nin iktidarı tam bir demokrasi mücadelesidir. Türkiye’de büyük bir dönüşümü sağlama mücadelesi veriyoruz. İstediğimiz çoğulcu, açık toplum, tam demokratik bir toplum, farklılıkları kucaklayan zengin bir ülke. Nice demokratikleşme paketleri çıkardık. Başbakan Erdoğan’ın 2005’teki konuşması bir köşe taşıdır. Her türlü diyaloğu kurmaya çalıştık. Çözüm süreci 6 aylık bir çalışmadan sonra ilan edildi.

Toplumu daima bu sürecin içinde tuttuk, tutacağız. Bu süreç şeffaf yürüyecek. Ana aktör toplumdur. Toplum destekli sürecin daha iyi gittiğini gördük.

Sabote edici, provoke edici gelişmeler var. Büyük bir özgüven ve cesaretle süreci yürüttük, yürütüyoruz. Yeni bir yol haritası üzerindeyiz. Seçimden sonra yoğunlaşmamız arttı. Tabii ki diyaloglarımız sürüyor. Siyaset kesimini daha önde tutmak için çabalarımız var. Nihai hedefimiz ülkenin bütün dertleri siyaset içinde tartışılsın.

Sizlerin desteğini istiyoruz. Pozitif katkı verici destekler istiyoruz. Türkiye’nin siyasetin gerçeklerini asla gözardı etmemeliyiz. Bölgedeki vatandaşlarımızın desteğine çok ihtiyacımız var. Toplumdan destek var.

Annelerin olayı tesadüf değil. Gecikmiş toplumsal tepkiler. Şiddet istemiyoruz, sorunlarımızı demokratik siyaset ortamında çözeceğiz.

Kararlılığımızı ortaya koyduk, kararlılığımızı burada da koyuyoruz. Sabırlı ve dikkatliyiz. Kolay olmadığını büyük emek istediğini biliyoruz. Güven tesisi gerektiğini biliyoruz.

Yeni adımlar atılacak, yol haritası üzerinde çalışılıyor denildiğinde bölgede hareketlilik başladı. Yol kesmeler… Bunları açıklamakta ve anlamakta zorlanıyoruz. Bu sabrın istismar edilmemesi gerekir.

Annelerin eylemini çok değerli görüyorum. Parti heyetinin İmralı’dan döndükten sonra yaptığı açıklamayı önemli ve doğru buluyoruz. Yeni yol haritası sonuca götürecek. Eğer gerekiyorsa yasal düzenleme de yapılacak. Sürece zarar verici gelişmelere çok dikkat etmek gerekir.

BDP ve HDP’nin annelerle ilgili üslubuna dikkatinize sunuyorum. Şaşkına döndüler, ezber bozuldu. Bu bir devrim, ben öyle görüyorum. Anneleri meydanlarından ediyorlar. Olmaz, yanlış yapıyorlar. Eşbaşkan 'Anneler para aldığı için oradalar' diyor. 'Zorla götürülmediler kendileri gittiler' diyor. Bunların hiçbirini örgüt söylemiyor, siyasetçiler söylüyor. Bunu değerlendirmek lazım. Çözüm sürecini yürütenler bunları söyleyemez."

ALA: HESAPLAR YAPARAK ÇÖZÜLMEZ
Çalıştayda konuşan İçişleri Bakanı Ala ise şu ifadeleri kullandı:
"Yeni Türkiye’yi inşa etmezsek sorunlarımızı çözemeyiz. 2002’den sonra sistemi dönüştürücü, reformları hayata geçiren bir irade ortaya konuldu. Kaç darbe girişimini, kaç muhtırayı yaşadık, bertaraf ettik.

Türkiye, 10 yıl sonra, AK Parti iktidarının onuncu yılında meselenin sorun çözen bir sisteme dönüşmesi yönünde hatırı sayılır bir mesafe kaydetti. Türkiye artık kendi meselelerini kendi çözecek. İçerden darbe girişimleriyle önümüze kesmeye çalıştılar. Onları anlayışla karşılıyorum, onların işi bu. Sistemin değişmesini isteyenler sistemin dönüşmesini görenler içeriden darbe girişiminde bulundular. Din ve vicdan özgürlüğü konusunda önemli gelişmeler yaşandı.

Eski Türkiye, görüşmeleri başka ülkelerin aracılığıyla yapılıyordu. Bunu da devreden çıkardık. Provokasyonları deşifre eder, yolumuza devam ederiz. Biz aklı devreye sokmaya çalışıyoruz. Aklın ırmağı reflekslerin çölünde kurumasın diye çalışıyoruz. Gelişmiş demokrasiyi inşa etmeye çalışıyoruz.

Halen siyaset dışı cumhurbaşkanı arayışlarını görüyoruz. Artık bırakın bunları. Siyasetin inkar dilini bırakın, yeni bir dil oluşturalım. Siz siyaseti devre dışı bırakarak, siyaset üstü bir tanımlama yaparak nasıl çözeceksiniz? Sistemi dönüştürürken toplumu devreye soktuk. Anneler devreye girdi. Gördük ki anneler aynı dilde ağlıyor.

Bize düşen pozitif bir dil kullanmak, sürecin sabote edilmesine izin vermemek. Biliniz ki bu meselede önümüzde daha güzel günler geçecek, biz kararlığımızı sürdürdükçe, milletimizin bize desteği devam ettikçe, biz biliyoruz ki bu sorunu çözeceğiz. Bu sorunu biz çözeceğiz. Biz çözünce birbirimizin hakkına, hukukuna riayet ederek çözeriz. Bireyin temel hak ve özgürlüklerini kendi anasının sütü gibi ak, helal, doğuştan gelen hak olarak tanımlayarak geliriz. Bu meseleyi birlikte çözersek birbirimizi büyüterek çözeriz. Zihnimizin arka planında başka hesaplar yaparak çözmeyiz. Biz bu meseleyi bu millete yakışır, tarihine yakışır bir şekilde çözeriz diyorum."


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.