Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > TÜSİAD: Uzlaşma için koşan cumhurbaşkanı istiyoruz

TÜSİAD: Uzlaşma için koşan cumhurbaşkanı istiyoruz

Daha önce cumhurbaşkanlığı seçimine dair görüş beyan etmemiş olan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz suskunluğunu Çin’de bozdu. Uzlaşmacı bir cumhurbaşkanı istediklerini belirten Yılmaz, parlamenter sistemin özüne zarar verecek yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanı ya da başkanlık sistemlerine ise sıcak bakmadıklarını ifade etti.

Halkın seçeceği ilk cumhurbaşkanı 25 Ağustos’ta Çankaya Köşkü’ne çıkacak. Siyasi gözlemciler, AKP’nin kuvvetle muhtemel Başbakan Tayyip Erdoğan’ı aday göstereceği ihtimali üzerinde dururken, CHP ve MHP çatı aday formülünü mücessem hale getirebilmek için müzakereleri sürdürüyor. Patronlar Kulübü TÜSİAD, şu ana dek cumhurbaşkanlığı seçimine dair görüş beyan etmemişti. TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ile Çin temasları esnasında başta Köşk seçimleri olmak üzere güncel başlıkları görüşme imkânı yakaladık. Türkiye milli gelirinin (GSYH) yarısını gerçekleştiren TÜSİAD’ın, koşan cumhurbaşkanına itirazı yok. Ancak koşan ifadesi ile AKP’nin kastettiği yürütme erkini peşine takmayı kastetmiyorlar. Yılmaz’ın “Uzlaşma için koşan bir cumhurbaşkanı istiyoruz.” sözü, patronların hissiyatının özeti denebilir.

Patronlar Kulübü, bir asırdan fazla tecrübelerle test edilmiş parlamenter sistemin özüne zarar verecek yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanı ya da başkanlık sistemlerine sıcak bakmıyor. Cumhurbaşkanlığının parlamenter sistem içindeki konumunun daha çok temsili olduğuna dikkat çeken TÜSİAD Başkanı Yılmaz, “Parlamenter sistemin tecrübesi, sorumluluklar ve görevleri daha temsili bir cumhurbaşkanı gerektiriyor. Toplumun nabzını tutan, biriken problemleri kavrayan ve devlet kurumlarının uyum ve eşgüdüm içinde çalışmasını temin eden bir cumhurbaşkanı olmalı.” ifadelerini kullandı. Yılmaz, isim vermeden Başbakan Erdoğan’ın Köşk’e çıkması halinde hükümeti de yönlendireceği yönündeki mütalaalara katılmadığını söyledi. Yılmaz, bu konuda Anayasa’ya atıf yaptı ve ekledi: “Cumhurbaşkanı yürürlükteki 1982 Anayasa’mıza göre yürütmenin başı olamaz. Cumhurbaşkanının hepimizi temsil etmesi önemli. Bunu kaybetmememiz lazım. Toplumu motive eden, birlik ve bütünlüğümüze katkı sağlayan bir cumhurbaşkanı isterim doğrusu. Uzlaşmanın peşinde koşan bir cumhurbaşkanı istiyoruz.” TÜSİAD Başkanı’na göre düne kadar herkesin değiştirilmesi yönünde hemfikir olduğu 12 Eylül darbecilerinin hazırlattığı Anayasa’nın bugün parlamenter sistemi zora sokacak mahiyette dayanak yapılması kabul edilemez bir durum. Yılmaz, “Biz Anayasa’da cumhurbaşkanının artırılan yetkilerine karşı çıktık zamanında. Çünkü bu yetkilerin bizi parlamenter sistemin özünden uzaklaştırdığını gördük. Hal böyle iken cumhurbaşkanını halkın seçeceği bir noktadayız şu anda. Yeni anayasaya ihtiyacımızı hep vurguladık. Maalesef bir büyük fırsat kaçırıldı. Bütün bu sıkıntılı konuları çözeceğimiz Anayasa’yı hazırlamadan halkın seçeceği bir cumhurbaşkanına doğru gidiyoruz. Seçildikten sonra cumhurbaşkanı hepimizin cumhurbaşkanı olacaktır. Uzlaştıran biri olmasını umut ederiz.” değerlendirmesinde bulundu.

KİMSE ÜLKEME OLAN SEVGİMİ SORGULAYAMAZ

Başbakan Erdoğan’ın Ocak 2014’teki genel kuruldan sonra TÜSİAD’ı vatana ihanetle suçlaması Gezi protestolarından sonra gerilen ipleri daha da germişti. Muharrem Bey, ülkesine bağlılığını ve sevgisini kimsenin sorgulayamayacağını kaydediyor: “TÜSİAD gibi kurumların hükümetlerle çalışması gerekir. Hükümetlerin de bizim gibi kurumlarla çalışması gerekir. Gelişmiş toplumlarda STK’lar karar alma süreçlerinde önemli katkılarda bulunabilirler. Dolayısıyla Türkiye’nin gelişme, kalkınma süreçlerine bu katkıları almak lazım. Hükümetler de geçicidir. Bizler de geçiciyiz. Bizim bu olgunluk seviyesinde davranmamız gerekiyor. Konjonktürel bakmamız lazım. TÜSİAD başkanlığımdan önce de iş dünyası örgütlerinde görevler aldım. Ülkeme borcumu ödemek adına bunu yaptım. Hayatım boyunca bu konuda gayret ettim. Kim ki kavga etmemize sebep olmuş, bu bizi üzecek, onları da o üzüntü ile hatırlayacağız.” Toplumsal huzurun önemine değinen Yılmaz, “En önemli önceliğimiz huzur olmalı. Bu kutuplaşmayı kaldırmamız lazım.” diyor.

Yurtdışında her kesimden benzer sorulara muhatap olduğunu aktarıyor TÜSİAD Başkanı: “Cari açığımız yüksek. Dışarıdan yatırımlarını finanse etmesi gereken bir ülke Türkiye. Yapısal reformları hızlandırırsak her günümüz bir öncekinden iyi olur. Türkiye yoruldu mu, reform yorgunu mu, 2000’lerin yıldız ülkesi Türkiye’de ne oluyor soruları reformlara bir an önce hız vermemiz gerektiğini gösteriyor.” Yılmaz, Gezi’nin yıldönümünde şu prensibe dikkat çekiyor: “Kamu düzenini sağlamanın sınırları toplumun taleplerini dile getirme özgürlüğünün başladığı sınıra kadardır. Gezi toplumumuzun demokratik gelişmesinin önemli göstergelerinden biridir. Türkiye’nin olgunlaştığını görmek isterim. Katılımcı demokrasi talebi bizim gibi toplumların geleceği ile ilgili umut olması gereken bir anlayıştır. Toplumun bu talebini ortaya koyma şeklinin şiddetle gölgelenmemesi gerekir.” Kamu düzenini sağlamanın sınırlarının toplumun taleplerini dile getirme özgürlüğünün başladığı sınıra kadar olduğunu kaydeden Yılmaz, “Bu toplumumuzun, demokrasimizin gelişmesinin önemli göstergelerinden biridir. Türkiye’nin olgunlaştığını görmek isterim. Her yıl Gezi’deki acı hatıralarımızı katılımcı demokrasiyi geliştirdik diyerek hatırlayalım.” mesajını veriyor.

Günübirlik kararla Merkez eleştirilemez

Başbakan Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın yarım puanlık faiz indirimini, “Dalga mı geçiyorsunuz?” sözleri ile eleştirmesi ve bankayı hedef alması TÜSİAD’ın da gündeminde. Başkan Yılmaz, Merkez Bankası’nın bağımsızlığının ilkesel bir konu olduğunu belirterek, “Bunun ülke ekonomisinin itibar meselesi olduğunu görmeniz lazım. Piyasa ekonomilerinde itibarın sarsılmaması, istikrarın temini bakımından bu ilkesel duruş önemli. Merkez bankalarının kendi amaçlarını yerine getirirken hata yapması başka bir şey, bağımsız davranması başka bir şey.” tespiti yapıyor. “Neden bağımsızlık istiyoruz?” sorusuna da şu cevabı verdi: “Bu tür kurumlarla ülkenin itibarını güvence altına alalım. Piyasaların gereklerine göre karar alabilen kurumlar olması lazım. Onların bu faaliyetlerine saygı göstermemiz lazım. Bu, bizim piyasa ekonomisine olan inancımızı gösterecektir. Yaptığı çalışmalarda faiz aracını kullanırken Merkez’in işine karışmayacağız. O aracı kullanmakta bağımsız olması bizim itibarımızdır.” Birkaç hafta evvel Amerika ziyaretinde eski FED Başkanı Ben Bernanke ile bir araya geldiklerinde Merkez Bankası için ‘büyüme mi, fiyat istikrarı mı?’ öncelikli tartışmasına nasıl baktığını öğrenme fırsatı yakalamış. Bakın TÜSİAD heyetine ne demiş Bernanke: “Fiyat istikrarı en öncelikli görevidir merkez bankalarının.” Büyüme rakamı dünya için deniz feneri hükmündeki ABD’de FED böyle düşünüyorsa öteki merkez bankalarının ‘enflasyonu boş ver, büyüme için piyasayı düşük maliyetli paraya boğ’ demesi mümkün mü? Yılmaz, bu noktaya dikkat çekiyor: “Piyasa ekonomisinin sağlıklı bir şekilde çalışmasını bekliyoruz. Günübirlik kararlarla olmaz. Merkez Bankası’nı destekleyecek söylemlerde bulunmamız bizim itibarımızı artırır. Geçmiş kötü tecrübelerimizi unutup da faiz yüksek dersek yarın enflasyonun altında eziliriz.”

Yılmaz, görev süresinin dolacağı Ocak 2015’ten itibaren 1 yıl daha başkanlığa devam edeceği iddialarına açıklık getirdi. “Kesinlikle gündemimde değil. 2 yıllık süre için seçildim. En başarılı şekilde tamamlayarak bayrağı devretmek isterim.” diyen Yılmaz, şöyle devam ediyor: “Ailemizden fedakârlık yaparak bu görevleri sürdürüyoruz. TÜSİAD’da ikinci doktoramı yapmış gibi oldum. Bana önemli katkılarda bulundu. Sadece iş dünyası temsil örgütü değil düşünce üreten bir kuruluş. İnşallah borcumuzu ödediğim konusunda bir noktadayız. Kim TÜSİAD’a başkan olursa olsun üstlendiği sorumluluğun gereğini yerine getirebilir.”

Zaman, 01.06.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.