Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Faiz kavgasının perde arkası

Faiz kavgasının perde arkası

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Merkez Bankası’nın “faiz kararlarına” yönelik eleştirisi ile başlayan “faiz kavgasının” perde arkasından, Köşk seçimleri öncesinde ekonomide “mıntıka temizliği” hazırlığı çıktı. Ekonomi bürokrasisinde, baş danışmanı Yiğit Bulut ile istihbarat raporlarının etkisi altında kalan Erdoğan’ın, Köşk seçimleri öncesinde SPK ve Borsa İstanbul yönetiminin ardından, Merkez Bankası’nda da köklü değişikliğe gitmeyi amaçladığı konuşuluyor. Erdoğan’ın bu planını gerçekleştirmek içinde, faiz tartışmasının fitilini ateşlediği öne sürüldü. “Faiz kavgasının” perde arkası şöyle:

PATRON YİĞİT BULUT MU

Faiz kavgasında” süreç, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonu ile başladı. Tüm müdahalelere rağmen dövizin ateşini söndüremeyen Merkez Bankası, aynı tarihlerde “faizleri yükseltme” kararı almak istedi. Erdoğan ise bu kararı birçok kez reddetti. Hatta, bir defasında, faiz arttırılması gerektiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı, “Yiğit öyle demiyor ama” diyerek, fırçaladı. Erdoğan, aynı süreçte Babacan’ın ve Merkez Bankası’nın 5,5 puanlık faiz artırma kararına kerhen de olsa onay verdi. Bu artırımın ardından dünya konjonktürünün düzelmesi ve seçimden AKP’nin zaferle çıkmasının ardından Türkiye’ye sıcak para akışı başladı. Ancak yüksek faiz nedeniyle büyüme Başbakan’ın istediği seviyelerin altına geriledi. Özellikle konut sektörü zorlanmaya başladı. Önceki hafta ise Başbakan’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut Sky’da katıldığı bir yayında sert bir çıkış yaparak, Merkez Bankası Başkanı’nın ve yönetiminin ya ‘millileşmesi ya da koltuğu bırakması’ gerektiğini söyledi. Hemen ertesinde Başbakan da bu açıklamalara destek verip açık şekilde Merkez Bankası yönetimini hedef almaya başladı. Ankara kulislerinde Yiğit Bulut’un ekonomi politikalarını yönlendiren isim olarak görünmekle birlikte, perde arkasında Havuz Medyası’nda yönetici konumdaki Başbakan’a yakın bazı isimlerin, Bulut’un söylemleri üzerinde gerçek belirleyici olduğu konuşuluyor.

“PARALEL” İNCELEMESİ

Bu süreçte, kamuda “Cemaat” operasyonu başlatıldı. Bürokratlarla ilgili olarak, Cemaat ile ilişkisi olup olmadığına yönelik birçok rapor hazırlatıldı. Bu raporlardan, Merkez Bankası, İMKB ve Borsa İstanbul gibi ekonominin kritik kurumlarının üst düzey yöneticilerinin nasibini aldı. Ve, sözkonusu üç kritik kurumun üst düzey yöneticilerinin bir şekilde geçmişte Cemaat ile ilişki içinde olduğuna yönelik raporlar hazırlandı. Bu raporlar doğrultusunda, “alt kadrolar” görevden alındı ancak piyasalar olumsuz etkilenmemesi için üst kadrolara dokunulmadı.  Ancak, her hareketleri yakından takip edildi.

KRİZ İSTİYORLAR KOMPLOSU

Başbakan ve yakın çevresinde, 30 Mart yerel seçimlerinin ardından Merkez Bankası’ndan köklü bir faiz indirimi beklentisi oluştu. Banka istenen düzeyde faizleri düşürmeyince, “istihbarat raporları” akla geldi ve komplo teorileri üretilmeye başlandı. Ekonomi ekibinin, faizleri yüksek tutarak, büyümeyi engellediği ve Köşk seçimleri öncesinde de bir ekonomik krizi havası oluşturulmak istendiği iddiaları ortaya atıldı. Başbakan Erdoğan’ın, Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomi yönetimini sert tepki göstermesinde de bu iddiaların etkili olduğu tahmin ediliyor.

BAZI BÜROKRATLAR AĞLADI

Bürokratlar, “faiz tartışması” ile, Başbakan’ın ve yakın çevresinin ekonomi yönetimini “istifaya zorladığını” düşünüyorlar. Ekonomi kulislerinde, Erdoğan’ın, Köşk seçimleri öncesinde, ekonomi yönetimini de değiştirmek istediği konuşuluyor. Özellikle, ekonomi bürokrasisinde “Çıkrıkçılar Ekibi” olarak nitelendirilen, Babacan’ın adamlarının görevden alınacağı konuşuluyor. Yerlerine ise, İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya yakın isimlerin getirileceği öne sürüldü. Bu ekip ise, ekonomi bürokrasisinde “87’liler” olarak anılıyor.

Öte yandan, Erdoğan’ın faiz konusundaki sözleri Merkez Bankası’nda büyük rahatsızlığa yol açtı. Hatta banka içinde bazı bürokratların ağladığı konuşuluyor. Bürokratlar toplu olarak istifa etmeyi bile düşündüler. Ancak, bu durumun ekonomiyi olumsuz etkileyeceği endişesi nedeniyle istifa kararını şimdilik askıya aldılar.

KAYNAĞI BELİRSİZİN ETKİSİ

Bu arada, Merkez Bankası’nda kaynağı belirsiz para ile ilgili ilginç bir iddia ortaya atıldı. Buna göre, İran’ın ve Irak’ın paralarının aklanmasında Merkez Bankası dolaylı olarak da rol aldı. 30 Mart yerel seçimleri sonrasında, aynı işlemlerin yeniden tekrarlanması istendi. Ancak buna Merkez Bankası yönetimi karşı çıktı. Banka içinde faiz eleştirisinin perde arkasında ise bu itirazın etkili olduğu öne sürülüyor.

Hüseyin Özay, Taraf

30.05.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.