Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > 3. köprü güzergâhında arkeolojik hazine

Üçüncü köprü yoluna müze el koydu

Dünkü haberlerin ardından müze arkeologları 3. köprü güzergahına gitti. Güzergah didik didik aranacak ve hafriyat çalışmaları arkeologlarca denetlenecek. Kültür varlığına rastlanılması halinde kurul kararı doğrultusunda Yenikapı'daki gibi kazı başlayacak. Elde edilecek bulgulara göre belli noktalarda güzergâh değişikliği de olabilir.

Radikal’in dün duyurduğu Kuzey Marmara Otobanı ve 3. Köprü projesi ile ilgili 2 günlük yüzey araştırmasında çıkan eserlerin sahipsiz bırakılması büyük yankı uyandırdı.

Radikal'in haberini ihbar kabul eden İstanbul Arkeoloji Müzesi köprü güzergahının yapıldığı alana 3 kişilik arkeolog ekibi gönderdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da onayı alınarak başlatılan incelemede güzergâh boyunca bağlantı yolları ve moloz döküm sahalarında arkeologlar yüzey araştırması yapacak.

Aynı zamanda hafriyat yapılan alanları da inceleyecek olan arkeologlar kültür varlığı tespit edilen yerlerde iş makinelerini durdurup gelinen noktayı bir rapor halinde ilgili kültür varlıkları koruma kuruluna bildirecekler.

Yüzey araştırması sırasında tespit edilen mimari yapı ya da kültür varlıklarında yine ilgili koruma kurulunun vereceği karar doğrultusun da sondaj kazılarına başlanılacak. Bilimsel arkeolojik kazı durumu ise koruma kurulununun vereceği karar ile yapılabilecek. Güzergâhın 1 ve 3. derece sit alanlarından geçen bölgeleri ile etki alanındaki araziler de incelemeye tabi tutulacak.

Ne yapılacak?

1. derece sit alanı olan güzergâhının Silivri ve Çatalca hattında İnceğiz Mağaraları, Maltepe Antik Nekropolü ve Yerleşim Alanı ile Anastasius Surları ekibin ilk inceleme yapacağı alanlar olacak. Ispartakule Spradon Antik Kenti (1. ve 3. derece arkeolojik sit alanı içinde güzergâhın geçtiği noktalar belirlenecek ve burada kurulun vereceği karar doğrultusunda sondaj kazıları gerçekleşecek. Yine Çatalca İğneağzı, 1. derece doğal ve 2. derece arkeolojik sit alanı içinde kalan Kartepe (Umurtepe) Mağara ve Antik Taş Ocağı da arkeologların incelemesi gereken önemli alanlar olacak. 1. derece arkeolojik sit olan Arnavutköy’deki Filiboz Antik kentinin de incelemeye tabi tutulacak önemli yerlerden biri olduğu belirtiliyor.

İnşaat durur mu?

Yaklaşık 114 km’lik güzergâh üzerinde çok sayıda sit alanı olduğu biliniyor. Aynı zamanda 2 günlük yüzey araştırmasında bile dudak uçuklatan cinsten arkeolojik veriler elde edildiği gerçeğine bakarak inşaatın duracağını söylemek yanıltıcı olur. Bazı noktalarda belki de güzergâh değişikliğine gidilebilir. Çünkü müze arkeologlarının 2863 sayılı yasa kapsamında bir kültür varlığına rastlaması durumunda bu durumu ilgili koruma kuruluna bildirecekler. Kurul önüne gelen rapor doğrultusunda kararın verecek.

Bu tür hallerde kurullar bazen sondajın derinleştirilmesini ve alanda daha fazla sayıda sondaj açılmasını istedikleri oluyor. Çıkacak kültür varlığının niteliği ölçüsünde bilimsel kazılara devam ya da tamam kararı yine kurullarca verilecek. Arkeologların bu çalışmaları bazen haftalar hatta aylar alabilir. Saha bilimsel çalışmalar tamamlandıktan sonra inşaat yapan firmaya terk edilir. Henüz müze arkeologları sahaya yeni gitmişken, inşaat duracak ya da yavaşlayacak gibi bir tahminde bulunmak zor. Arkeologların çalışmadığı güzergâhta yol çalışmaları devam ederken, arkeologların işlerini bitirdikten sonra o alanlara girilmesi de çalışma süresine etki etmeyebilir. Ancak ek maliyet getireceği kesin.

"Dudak uçuklatan" liste TBMM’de

CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için soru önergesi verdi.

İşte o sorular:

- Önergeye konu olan iddialar doğru mudur? Bakanlığınız bu konuda bir araştırma yapacak mıdır?
- 3. Boğaz Köprüsü inşaatı başlamadan önce, bölgede olabilecek tarihi eserlere ilişkin herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Yapılmamış ise İstanbul gibi dünyanın en önemli ve tarihi metropollerinden birinde bu çalışma neden yapılmamıştır? Yapılmış ise sonuçları nelerdir?
- Bakanlığınızın veya herhangi bir biriminin, köprü inşaatını yapan firmanın aldığı raporun ‘Arkeoloji ve Kültürel Miras’ başlıklı kısmında yazanlardan haberi var mıdır? Varsa ne yapılmaktadır?
- İddialar üzerine herhangi bir araştırma yaptırdınız mı? Yaptırdıysanız sonuçları nelerdir?
- Eserlerle ilgili, en yakın müze veya koruma kuruluna haber vermeyerek inşaata devam eden firmayla ilgili ne gibi yaptırımlar uygulanacaktır?
- Müzeye haber verilmemesi durumunda, koruma kurullarının harekete geçebileceği gerçeğinden hareketle koruma kurulları köprü inşaatının olduğu güzergâhta bulunan tarihi eserlerle ilgili çalışma yapacak mıdır?
- Dünyanın herhangi bir gelişmiş ülkesinde, böyle bir olay yaşandığında gündem değişir, sorumlular gereğini yapar. Bu işte sorumluluğu olanlarla ilgili ne gibi işlemler yapılacaktır?

cnnturk.com, 30.05.2014

3. köprü güzergâhında arkeolojik hazine

Kuzey Marmara Otoyolu ve bağlantılarındaki arkeolojik veriler dudak uçuklatıyor. Sadece 2 günlük yüzey araştırmasında inanılmaz buluntulara rastlandı; Lahit odası, paleolitik dönem kalıntılar, seramikler, sikkeler, Bizans'a ait bir karakol binası....

3. köprü güzergâhında ‘ilk bakışta’ görünen arkeolojik buluntular şaşırttı. Ancak uluslararası finans kurumlarından kredi bulmak amacıyla hazırlanan ÇED raporunda belirlenen kültür varlıklarından ne İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ne de koruma kurullarının haberi var. Marmaray projesi sırasında Yenikapı’da müze tarafından yapılan arkeolojik kazılarda çok sayıda tarihi eser ortaya çıkmış ve proje 7 yıl uzamıştı. Bu projenin de uzamasından korkulduğu için müze devre dışı bırakıldı.

3. köprü ve güzergâhı ÇED raporundan muaf tutuldu. Ancak inşaatı yapan ICA Konsorsiyumu’nun uluslararası finans kurumlarından kredi bulabilmesi için göstermelik de olsa bir ÇED raporuna ihtiyacı var. Uluslararası danışmanlık ve mühendislik firması AECOM tarafından hazırlanan raporun 13’üncü bölümü Arkeoloji ve Kültürel Miras başlığını taşıyor.

Radikal gazetesinden Ömer Erbil’in haberine göre, bu bölüm Regio Kültürel Miras ve Danışmanlık şirketi tarafından hazırlanmış. Arkeolog Gökhan Mustafaoğlu ve Uğur Dağ 2 gün boyunca yaklaşık 26.5 km yol yürüyerek yaptıkları gözlemlerde çarpıcı arkeolojik verilere rastladı.

Güzergâhın büyük bir kısmının ormanlık arazi, çalılık alan olmasından dolayı güzergâhın tamamında yürüme şansları olmadı. Yürüdükleri alanlarla ilgili ise ön inceleme raporunun sonuç bölümünde ise şu öneride bulundu: ‘‘Bölge Koruma Kurulları’nın işbirliği içinde inşaat alanlarının ormansızlaştırılmasından sonra yoğun bir saha incelemesi yapılmalı, bölgenin arkeolojik potansiyeli göz önüne alındığında, fiziksel müdahaleyi de kapsayan tüm faaliyetlerin deneyimli arkeologların gözetimi altında yerine getirilmesi zorunludur.’’

Raporun sonuç bölümündeki öneriye rağmen Kuzey Marmara Otoyol güzergâhındaki çalışmalarından İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin haberi bile yok. Müze yetkilileri kendilerine yapılan bir başvuru olmadığını belirtiyor. Oysa 2863 sayılı yasa gereği, inşai faaliyet sırasında herhangi bir kültür varlığına rastlandığında inşaatın derhal durdurularak en yakın müzeye haber verilmesi zorunluluğu var. Ancak müteahhit firmalar proje uzar, başlarına iş açılır gerekçesiyle, kültür varlıklarını tahrip etme yoluna gidiyor. Bu nedenle de İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin yetkisini kullanarak yol çalışmalarını denetlemesi gerekir. Yol güzergâhı İstanbul’da 4 ayrı koruma kurulunun yetki alanlarından geçiyor. Kurullarda bu çalışmalar için ‘‘Müze denetiminde yapılmalı’’ kararı alabilir.

1 No’lu Kurul’un 8 bölgede 8 eser olduğunu daha önce Radikal 25 Mart tarihinde duyurmuştu.

Çatalca ve Silivri: İnceğiz Mağaraları, Maltepe Antik Nekropolü ve Yerleşim Alanı (1. derece arkeolojik sit)

Silivri: Anastasius Surları (Arkeolojik sit alanı).

Gaziosmanpaşa ve Sultangazi: Kırkçeşme Su Galerisi Hattı.

Avcılar: Ispartakule Spradon Antik Kenti (1. ve 3. derece arkeolojik sit alanı).

Arnavutköy: Şamlar Köyü Dutlar Mevkii kayaya oyulmuş mezar yapısı.

Çatalca İğneağzı: Kartepe (Umurtepe) Mağara ve Antik Taş Ocağı (1. derece doğal ve 2. derece arkeolojik sit).

Arnavutköy: Sazlıbosna Filiboz Örenyeri (1. derece arkeolojik sit)

Silivri: Küçükkılıçlı Köyü Antik Yerleşim Alanı (1. derece arkeolojik sit).

‘YÜZEYDE’ BULUNANLAR

‘‘Kuzey Marmara Otoyolu güzergâhının sınırlı kısımlarında saha yürüyüşü gerçekleştirilmiş. 200 metrelik bir aralık incelemeye tabi tutulmuştur. Saha yürüyüşü, altyapı inşaatı projelerinde kültürel miras konusunda kapsamlı bilgi ve deneyime sahip 2 kıdemli arkeolog tarafından yapılmıştır. Saha yürüyüşü sırasında bölgenin jeolojik ve arkeolojik özellikleri dikkate alınarak zemin üzerindeki görünür arkeolojik izler, seramik parçaları, mimari kalıntılar, mezarlar, mezar izleri, tümsekler ve höyükler gözlemlenmiş, kaydedilmiştir.’’

‘‘Köprü ayaklarının inşa edileceği alanlar aynı zamanda tarihi varlıklar açısından yüksek bir potansiyele sahiptir. Literatürde bu alanlarda çok sayıda tarihi yerleşim bölgesinin varlığından bahsedilmektedir, fakat bu yerleşim bölgeleri henüz keşfedilmemiştir. Anadolukavağı ve Poyrazköy arasındaki tepelerden birisi üzerinde bulunduğu varsayılan Zeus Ourios tapınağı da bunlar arasındadır. Literatürde aynı zamanda Kibele tapınağından da söz ediliyor. Yenikapı kazıları sırasında Kibele’ye adanan bir sunak keşfedilmiştir. Bu bilgiler ışığında tarihte kilit rol oynamış olan İstanbul’da tarihi veya mimari varlıklarla karşılaşılması kaçınılmazdır.’’

‘‘Proje güzergâhı ve etki alanları üzerindeki çok sayıda mimari yapı ve arkeolojik taşınmaz varlıklar, toprak altında kalmış veya bitki örtüsüyle kaplanmış olabilir. Bundan dolayı proje güzergâhının ormansızlaştırma aşamasından sonra proje bölgesinin ormanlık arazileri ve çalılık alanlar üzerinde deneyimli arkeolojik ekipler tarafından sistematik bir saha incelemesi yürütülmelidir. İncelemenin sonuçlarına bağlı olarak daha fazla araştırma veya arkeolojik varlıkların korunması için arkeolojik test çukurları veya kurtarma kazıları gerekli olabilir.’’

‘‘Garipçe inşaat şantiyesi ile Garipçe Köyü arasındaki yol kenarında bazı çömlek parçaları ve kiremitler gözlemlenmiştir. Köyün ve Boğaz’ın gözetlenmesinde kullanılan bir kule ya da karakol olabileceği düşünülmektedir. Yüzey buluntuları Bizans ve Osmanlı dönemine aittir.’’ ‘‘Uskumru köy’ün yaklaşık 2.5 km batısında inşaat etki alanı üzerinde, Tabya Tepe ile Mandıra Tepe arasındaki bayırlarda muhtemelen mimari bir yapıya ait seramikler ve taş bloklar keşfedilmiştir. Bulunan seramikler arasında yeşil sırlı çömlekler olduğu gözlemlemiştir.’’

“‘İnşaat koridorunun 1 km batısında bulunan Zirve Tepe’nin tepe ucunda diktörtgen şeklinde bir binaya ait temel kalıntıları bulunmuştur. Temel doğal taştan bina edilmiş olup, dış cephesi horosan harcı ile kaplanmıştır.’’
‘Başakşehir’de büyük olasılıkla insan eliyle yapılmış olduğu düşünülen kubbeli bir tünel keşfedilmiştir. L şeklindeki kalıntılara bir merdiven vasıtasıyla inilmektedir. Yapının ebatları 0.65 x 10.30 metre olarak belirlenmiş olup çok büyük olasılıkla bir lahit odası olduğu düşünülmektedir."
 

Taraf, 29.05.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.