Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan'dan Alevi ve Kürt mesajı

Erdoğan'dan Alevi ve Kürt mesajı
Başbakan Erdoğan grup toplantısındaki konuşmasına Kürt ve Alevi'lerin uğradığı haksızlıkları hatırlatarak başladı.

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Sözlerine Birinci Dünya Savaşı'nda kaybedilenlerden bahsederek başlayan Başbakan Tayyip Erdoğan, toprakları paylaşılan ve sorunları Türkiye'ye miras kalan Osmanlı'yı hatırlatarak Kürt ve Alevi sorununa değindi.

İşte Erdoğan'ın sözleri:

"Bilhassa Kürt Alevi vatandaşlarımızın üzerinden iki mesele sürekli bir tahrik malzemesi olarak kullanıldı.

Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde bu vatandaşlarımıza karşı inkar ve asimilasyon politikası uygulanıldı. Alevi kardeşlerimizin kimlikleri görmezden gelindi. Dersim'de Alevi kardeşlerimiz öldürüldü ve zorla göç ettirildi.

Bunlar CHP döneminde yapıldı. Şu anda CHP'nin genel müdürü Dersimli değil mi? Hiç konuşuyor mu? Konuşamaz, çünkü CHP'li. Çünkü konuşursa birçok şey ortaya çıkacak.

Dersim'de Maraş'ta Sivas'ta birçok şey yaşandı. Biz bunların hiçbirini reddetmedik. Ancak dışarıdan yapılan provokasyonları kabul edemeyiz. Türkiye'de  ne zaman işler yolunda gitse böyle bir mesele ortaya atılıyor."

GEZİ OLAYLARI
Erdoğan geçen yıl yaşanan olayları hatırlatarak yeni bir komplo üzerinde çalışıldığını iddia etti:

"İstanbul'da geçen yıl Gezi Parkı'nda eylemler başladı. Neymiş ağaçlar sökülüyormuş 12 tane ağaç sökülüp başka bir yere götürülecek. Düğmeye bir basılıyor. Ülkedeki istikrarı ve huzuru bozmak için legal ve illegal örgütler harekete geçiyor. bakıyorsunuz birden borsa düşüyor, dolar yükseliyor. İçeride şu ifadeyi kullanıyorlar. Tüketmeyin ekonomi dursun. Her gün sokaklarda vandal görüntüler. Sanki Türkiye'de her yerde bir karışıklık varmış gibi dünyaya lanse etmeye çalışılıyor.

Anamuhalefet milletvekilleri olayların içinde hatta göstericilere para veriyor. Yandaş medyaları da aynı şekilde, hatta sosyal medyada da aynı şey.Malum işveren örgütleri sorumsuzca açıklamalar yapıyorlar. Tüm bunların sorumlusu olarak bizi gösteriyorlar. Allah'a çok şükür dik durduk bu saldırıları bertaraf ettik.

Gezi'de istediklerini elde edemeyenler bu kez de 17 Aralık ve 25 Aralık'ta başka bir girişimde bulundular. Orada da iddia yolsuzluktu. Ama biz ülkeyi yerel seçimlere güvenle götürmeyi başardık. Millet cevabı sandıkta verdi.

Şimdi de hem içeride hem dışarıda Alevi vatandaşlarımız üzerinden yeni bir senaryo üzerinde çalışılıyor.

Örneğin hafta sonu Almanya'da gördük. Bizim yaptığımız salonun bulunduğu nehrin karşı kıyısında Ali'siz Alevilere miting yapma izni veriliyor. Dert bizim yaptığımız toplantıyı nasıl sabote ederiz."

OKMEYDANI OLAYLARI
Okmeydanı'da iki kişinin hayatını kaybettiği olaylara da değinen Erdoğan şunları söyledi:

"İşte merhumun kız kardeşinin sesini duydunuz değil mi? Ne diyor 'Eğer siz bu eylemleri yapmamış olsaydınız benim kardeşim ölmeyecekti' diyor. Vaka bu. Ortada herhangi bir şey yok. Ve Uğur, GBT’sinde de en ufak bir olumsuz yanı da yok. Sadece kendisi cemevine gidiyor orada maalesef böyle bir olayla karşı karşıya kalıyor. Şunu görelim artık, 100 yıldır aynı bayat senaryoyu saldırmak için kullanıyorlar. Türkiye’yi zayıflatmak için kullanıyorlar. Biz bu senaryonun dışardan yazıldığı söylediğimizde hedefi saptırmaya çalışıyorlar.

Okmeydanı’nda eli kanlı terör örgütünün dışarıdan desteklenmediğini söyleyecek olan var mı? Bunların nerelerden beslendiğini hepimiz biliyoruz. Nerelerde korunduklarını çok iyi biliyoruz. DHKP-C’nin kampları Yunanistan’da. Türkiye’ye girenleri gördük. En sonunda Yunanistan yönetimi bunlara darbe indirdi, belli bir yere kadar durdular. Acaba sıfırladılar mı ona kani değilim. Kimlerin bu örgütün sırtını sıvazladığını gayet iyi biliyoruz. Bunların başında olanlara belgelerle bunu gösterdik. Fakat dert başka. Dert güçlenen Türkiye’yi acaba nasıl böleriz.

Aradan eli kanlı örgütler, istismarcılar ve tahrikçiler çekildiğinde her mesele çözülecek. Birileri yarayı derinleştirmeye çalıştırırken biz yaralara şifa olmanın, şifa bulmanın gayreti içerisindeyiz. Alevi vatandaşların bu yaşananlardan rahatsız olduğunu biliyorum. Alevi vatandaşlarımız, aradaki istismarcılara, ikiyüzlü siyasetçilere prim vermesinler. Onları istismar ederek Türkiye üzerine karanlık senaryolar yazanlara dikkat etsinler."

Bu aziz millet hiçbir zaman Alevi, Sünni çatışmasına prim vermedi. Yaşanan onca tahrike rağmen Allah'a sonsuz şükürler olsun, oyuna gelmedi. Sadece oyuna gelmemek yetmez. Biz yeni Burakcan'ların, terörize edilen, terörün içine sokulan yeni Berkin'lerin, Okmeydanı'ndaki olaylarda maalesef ölen Uğur'ların, Ayhan'ların da yitip gitmesine tahammül gösteremeyiz."

PKK TARAFINDAN KAÇIRILAN ÇOCUKLAR
Başbakan Erdoğan, Diyarbakır'da çocukları PKK tarafından kaçırıldığı iddiasıyla eylem yapan ailelerle ilgili ilk kez açıklama yaptı ve destek verdi.

Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için eylem yapan annaleri, babaları yürekten selamladığını dile getiren Erdoğan, "15 yaşında çocukları dağa kaçırılan, yürekleri yanan annelerin, babaları bu feryadını tüm Türkiye'nin, Türkiye ve dünya medyasının görmesini özellikle arzu ediyorum. Neredesin dünya medyası?"

HDP ve BDP'ye seslenen Erdoğan "Önceden anlaşmalı olarak alıp geliyordunuz ya, hadi gidin alıp gelin bakalım bu çocukları da. Alıp gelmediğiniz takdirde B ve C planımız devreye girer" diye konuştu.

SOMA OLAYLARI
Soma’daki facianın ardından yapılan protestolara da değinen Başbakan şunları söyledi:

"Yahu orada bile Alevi vatandaşlarımızı sağdan soldan toparlayıp Soma’ya getiriyorlar. Niye? Bu defa da Soma’yı karıştıracaklar. 301 kardeşimiz şehit olmuş, onlar bunun üzerinden neyi elde ederiz. Elinde silahlarla İstanbul sokaklarında terör estirmeye çalışan zihniyet. Silah ve şiddet hangi sorunu çözdü. Bizim hiçbir meselemiz çözümsüz değil.

METİN FEYZİOĞLU
Türkiye Barolar Birliği Başbakanı Metin Feyzioğlu ile Danıştay töreninde yaşanan 'edepsiz' tartışmasına da değinen Erdoğan, "Çıkmış Barolar Birliği'nde konuşma yapıyor. 'Başbakan, kırılan cam çerçevenin derdinde' diyor. Yahu Başbakan sadece kırılan cam çerçeveyi konuşmuyor, ama bu vesileyle oralarda yaralanan ölen insanları da bu Başbakan konuşuyor. Bilesin ki o cam çerçeveler bir bütünün parçasıdır. Fakat belki de dünyada yalanı bu adam kadar mahir kullanan bir ikinci kişiyi bulamazsınız. Ya bunun eğitimini özel olarak aldı ya da genlerinde var.

NURİ BİLGE CEYLAN
Erdoğan konuşmasının başında Kış Uykusu filmiyle Altın Palmiye ödülü alan Nuri Bilge Ceylan’ı tebrik etti: ''Cumartesi akşamı geç bir saatte kendilerini telefonla aradım tebrik ettim. Ülkemiz adına sinemamız adına uluslararası başarı. Nuri Bilge Ceylan ile birlikte filmin bütün ekibini tebrik ediyorum. Bakanlığımıza da filmin yapımına verdiği destek için teşekkür ediyorum.''

MERKEZ BANKASI'NA ELEŞTİRİ
Merkez Bankası'nın enflasyon oranlarını bugüne kadar tutturamadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Yıl içinde bir kere, iki kere, üç kere hep revize ettiniz. Faizi de aynı şekilde... Ama artık yetti, bunu söylemek zorundayım. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bize değişik yerlerden değişik gerekçeler getiriyorlar. Bırakın o işleri. Biz yüzde 63 devletin borçlanma faiziyle aldık, o zaman enflasyon yüzde 30'du. Faiz inmeye başladı, indi, indi, onunla beraber enflasyon da indi, tek haneli rakamları yakaladık. Bundan daha güzel örnek olur mu? Enflasyonla faiz doğru orantılıdır, ters orantılı değil. Birini yükseltirken birini indirirsen bütün dengeleri alt üst edersin. Çünkü ikisi birden ya düşer ya yükselir. Nitekim 5 puan artırdılar, bu arada enflasyon da sıçradı. Artık bunu görmemiz lazım. Ona göre de herkesin başını iki elinin arasına alıp değerlendirmesi lazım. Bu ülke bizim. 'Bilmem hangi kuruluş ne demiş' değil, biz ne dedik bunu düşünmeleri lazım.  Bizim süratle kalkınmamız ve bu ülkenin yatırımlarına devam etmesi lazım.

İşsizliği de reel yatırımla çözeceğiz. Sıcak para gelir, faiz nasıl olsa yüksek, parayı koyar, buradan alır, geri götürür. Reel yatırım için gelsin, başımız gözümüz üstüne, eyvallah. Her türlü desteği veriyoruz. Hele hele dördüncü, beşinci, altıncı bölgede arsasından, arazisinden tutun vergi muafiyetlerinde, enerjide, her şeyde destek veriyoruz. Yeter ki yatırım yapsınlar.

Biz siyasetçiyiz. Halka hesabı biz veriyoruz. Onun için Merkez Bankası yönetimi veya yöneticileri sadece kendileri içinde bir hesabı yapmak durumundadırlar. Onların hesabı verdiği merci millet değil, biz de değiliz. Neymiş? Bağımsızmış. Bilecekler ki biz bu millete er veya geç bunun hesabını vereceğiz. Vakti dolar, dolduğu zaman biz gereğini yaparız ayrı mesele ama bu işi çözmek zorundayız. Daha önce kendilerine de bunları söyledim, söylüyorum, buna rağmen farklı anlayışın içindeler.

Faizde genel bir havayla bir düşüş var, onlar da bunu görüyorlar. Ama bu onların yarım puanlık repoyu düşürmeleriyle sağlanmış bir şey değil. 'Bu ayıptır' dedim, böyle yarım puan, yarım puanla bu milletle dalga geçmeyin. Alınacak kararların ciddi olması lazım."


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.