Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan'dan Feyzioğlu'na: Cübbeni çıkar, siyasete gel

Erdoğan'dan Feyzioğlu'na: Cübbeni çıkar, siyasete gel

AK Parti'nin Afyonkarahisar'daki 22'nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Danıştay'ın kuruluş yıldönümü törenindeki konuşmasını kastederek, "Ya çıkar cübbeni sen de birilerinin yaptığı gibi söylüyorum. Siyasi çok seviyorsan çık bu siyaset meydanına orada kendini ispat et" dedi.

Ankara'da Danıştay'ın 146'ncı kuruluş yıldönümü töreni sırasında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasına sinirlenerek toplantıyı terk eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Afyonkarahisar'daki NG Güral Termal Otel'de yapılan 22'nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. 

Metin Feyzioğlu'nun Danıştay'ın kuruluş yıldönümü törenindeki konuşmasını kasteden Başbakan Erdoğan, "Bugün bir tane hukukçuyu dinledik. Onunla ilgili değerlendirmeyi yarın kapanışta yapacağım. Bunlar ne yazık ki hukuk mensubu. Anayasa profesörüymüş, ne olursan ol. Eğer sen bunu sindirememişsen, eğer sen doğru dürüst konuşmuyorsan, eğer bütün ifadelerini dürüstlük üzerine değil de maalesef dürüst olmayan ifadeler üzerine inşa ediyorsan, senden bişey olmaz, istediğin kadar profesör ol. Kusuru bakmayın" dedi. 

Sözlerine "Bunlarda saygı denilen bişey yok" diye devam eden Erdoğan, şöyle konuştu: 

"Bir yere davetlisiniz. Yasal olarak konuşma hakkınız yok. Tüzükte öyle bir kendilerine hak verilmiş. Teamül olarak geliyor ve Danıştay'ın başkanı 25 dakika konuşuyor, ev sahibi. Ve bu beyefendi orada bir saat konuşma yapıyor. Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde konuyla ilgili değil, tümüyle baştan aşağıya bir siyasi konuşma yapmak suretiyle orada kendine göre bir tatmin. Ya çıkar cübbeni sen de birilerinin yaptığı gibi söylüyorum. Siyaseti çok seviyorsan çık bu siyaset meydanına orada kendini ispat et." 

HERKES SENİ DİNLEMEYE MECBUR MU? 

Danıştay töreninde devletin üst düzey yöneticilerinin bulunduğunu belirten Erdoğan, "Devletin üst ricali Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı herkes orada, yargı orada. Bir kısım da şakşakçılar var malum. Onlar da alkışlıyor. Bir kısmı hepsi değil tabii. Onlar da alkışlıyor, onlardan da tabii tatmin oluyor. Artık tahammül, tahammül, tahammül. 25 dakika başkan konuşacak, sen orada bir saat konuşacaksın. Herkes seni dinlemeye mecbur mu, öyle bir şey olabilir mi?" diye konuştu. 

VAN'LA İLGİLİ YALAN İFADE KULLANDI 

Feyzioğlu'nun Van'la ilgili eleştirilerine de yanıt veren Erdoğan, şöyle dedi: 

"Van'la ilgili tamamen yalan bir ifade kullandı. Biz Van'da kiracılara ev vermiyormuşuz. Bir defa konuyu iyi öğren. Biz Van'da 18 bin konut yaptık. Önemli başarı. Bunların içerisinde öncelikli olan nedir, ev sahiplerine konutlarını vermekti ve biz ev sahiplerinin konutlarını verdik. Artan konutlarımız vardı, artan konutlarımızı da kura ile kiracılarımıza sattık. Bunun dışında kiracılardan konut sahibi olmak isteyenler olursa TOKİ orada konut yapmaya devam edecektir. TOKİ konutlarından gider alırlar. Bunlar orada konut sahibi değillerdi ki, sen nasıl hukukçusun? Zaten kirada oturuyorlardı, şimdi de başka bir evde kirada oturuyorlar. Olayın aslı bu. Biz kimseyi açıkta bırakmadık. Depremden bugüne kadar Van'a 5 katrilyon destek verdik. Bundan zerre kadar bahsetmiyorsun, orada kalkıp hükümetimizi utanmadan sıkılmadan yargılamaya yöneliyorsun. Çünkü müracaat ettiği kapı belli. Kendi zihniyetinde, kendi kafa yapısında kişiler. Gel bir sor bakalım. Buraya neler yapıldı? Gitmiş konteyneri gezmiş. O konteynerin oraya gelmesi bile önemli bir adımdır. Bugün de bir tiyatroyu Danışay'da seyrettik. Danıştay Başkanı gayet dört dörtlük bir konuşma yaptı. Eleştirilerini edep, adap içinde verdi. Yeri geldi kendilerini de eleştirdi. Arkadan bu çıkıyor bir saat konuşuyor. Bu edebe adaba sığmaz. Bunlar devlet protokolünden de bihaber." 

Zaman, 10.05.2014

Erdoğan'dan önemli açıklamalar
ANKARA’da Danıştay’ın kuruluş yıldönümü töreni sırasında Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasına sinirlenerek toplantıyı terk eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar'da Ak Parti’nin 22’nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:  

Millet 17 Aralık darbe girişimine izin vermedi.  Bu darbeci zihniyet o kadar tembel ki darbe yaparken dahi yenilik yapma zahmetine girişmez. Darbeleri sadece askerler yapmaz. İnanın yaşadığımız her darbe girişiminde TSK’dan daha ziyade bazı yargı mensupları yapmıştır. Bazı medya kuruluşları ve sermaye çevresi başrol oynamıştır.

HER DARBE GİRİŞİMİNİN ARKASINDA CHP VAR

CHP her darbe girişiminde perde arkasında darbe mimarlığı üstlenmiştir. Hepsinde vardır. Partimizin kapatılma girişiminin arkasında da CHP var. Uluslararası malum çevreler ajanlar vasıtasıyla demokrasiye yönelik müdahaleye destek vermişlerdir.

CHP GENEL MÜDÜRÜ’NÜN İSMİNİ ANDIĞI KUBALI KİM?

Hüseyin Nail Kubalı’nın ismine CHP Genel Müdürü’nün tarihten böyle bir isme sahip çıkması aslında acı bir itiraftır. Şahsımla ilgili operasyonları yapanlar yine aynı kişilerdi. İsimlerini vermeyeceğim çünkü taltif olur. 28 Şubat öncesi bazı kurumlar darbe gerekçelerinin oluşması için çirkin eylemlerin içine girdiler. Kubalı, İÜ’de Anayasa Profesörü olarak 27 Mayıs darbesinin hukuki zemini için çalışanlardan biri. Bu şahıs hem 27 Mayıs öncesi ve sonrasında bir hukuk adamına yakışmayacak şekilde demokrasinin askıya alınması için rolünü iyi oynadı, vazifesini gayet iyi yaptı. Bu zattan üniversite yıllarında ders almış olan ama tabi istisnaya ayrıldı, sayın Burhan Kuzu da bir hatırasını nakletti. Buz at Burhan hocamızı merhum Menderes ve iki bakanını kast ederek ‘çocuk biz onlar katlettik’ itirafında bulunuyor. Aslında bu adam kendisi idam zanlısıBunları yargılamak gerekirken CHP Genel Müdürü öve öve bitiremiyor.

"SENDEN BİR ŞEY OLMAZ"

Bugün bir hukukçuyu dinledik. Onunla ilgili değerlendirmeyi yarın kapanışta yapacağım. Ne yazık ki bu tür hukuk mensubu. Anayasa profesörüymüş. Ne olursan ol. Eğer sen bunu sindirememişsen, doğru düzgün konuşmuyorsan, dürüst olmayan ifadeler üzerine inşa ediyorsan senden bir şey olmaz. Kusura bakmayın.

Bunlarda saygı yok. Bir yere davetlisiniz. Yasal olarak konuşma yapamıyorsunuz. Danıştay Başkanı 25 dakika, bu beyefendi 1 saat konuşuyor. Konuyla ilgili değil baştan aşağı siyasi konuşma yapmak suretiyle orada kendine göre tatmin. Çıkar cübbeni. Siyaseti seviyorsan çıkar cübbeni. 

 Herkes orada. Bir kısım da şakşakçılar var. Onlar da alkışlıyor. Onlarla da tatmin oluyor. Tahammül tahammül. Sen bir saat konuşacaksın. Bu millet seni dinlemeye mecbur mu? Böyle bir şey olabilir mi? Van’la ilgili tamamen yalan bir ifade kullanıyor. Van’da kiracılara ev vermedik. Bir defa konuyu iyi öğren. Van’da 18 bin konut yaptık. Öncelikli olan ev sahiplerinin konutlarını vermek. Artan konutları da kiracı olarak sattık.

Kiracılardan konut sahibi olmak isteyen olursa gider TOKİ’den alırlar. Zaten kirada oturuyordu, şimdi yine kirada oturur. Biz kimseyi açıkta bırakmadık. Orada hükümetimizi utanmadan sıkılmadan yargılıyorsun. Gel bir sor bakalım. Buraya neler yapıldı. Gitmiş konteynırı gezmiş. O konteynırın oraya gelmesi bile önemli bir adımdır.  Bugün de bir tiyatroyu Danıştay’da seyrettik. Danıştay Başkanı gayet 4dörtlük bir konuşma yaptı. Eleştirilerini edep, adap içinde verdi. Yeri geldi kendilerini de eleştirdi. Arkadan bu çıkıyor bir saat konuşuyor. Bu edebe adaba sığmaz. Bunlar devlet protokolünden de bihaber.

"TAM İSTİKAMET ÜZERİNDEYİZ"

Pensilvanya’daki zat 12 Eylül’ün darbeci generallerinin hızır gibi yetiştiğini söylüyordu. Ne zamandan beri cennetten yer parselleyip dağıtmaya başladın ya. 17 ve 25 Aralık’ta da bu zat darbe girişimine dahil oldu. Teknik nakavt diyor ya. Hakim de kiralayacaksın diyor. Kendisi diyor. İddiaların üstünü örtmüyor, peşini bırakmıyoruz. Biz bunların inlerine kadar gireceğiz. Bu ifadeden dolayı dava açmış. Açmışsa tam istikamet üzereyiz.

Bu ifadeler onları o kadar rahatsız etti ki buna da dava açmışlar. Bunun için dava açıyorlarsa tam istikamet üzereyiz demektir. Tertemiz hayat şeridimizin üzerinde hiçbir leke bırakmayacağız. Ak ile kara ortaya çıkacak. Muhalefetin çirkin tavırlarına rağmen görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Özellikle gençler dinlesin. Gençler sokağa döküldüler tahrik edildiler 12 Eylül’de. Aynı karanlık el herkese silah veriyordu. Birbirlerine kurşun sıktırıyorlardı. Hürriyet şehidi verilen kurbanlardan bahsettim. Çevre, sokak için, ağaç için sokağa çıktığını zanneden bunu bilsin lütfen. Bizzat CHP, bizzat İsmet İnönü iftiralarla gençler sokağa çıkarılıyordu. 1 Mayıs’ta da bunu yaptılar. Kameraların önünde. Biri de geldi TOMA’nın önüne yattı. Polise taş attılar.  Polis gerçek mermi kullandı diyor yalan söylüyor.  Ölümlere zemin hazırlayacaktı. Elinde gösterdiği mermiler patlamamış kullanılmamış mermilerdi. Bu kadar cahil ve yüzsüzler, yüzü kızarmıyor. Danıştay’da konuşan zat 1 Mayıs’a gidiyor. Sanane 1 Mayıs’tan. Kadıköy Meydanı'nı söylemiyorsun, orada bir olay olmadı onu niye söylemiyorsun. Derdiniz emek bayramını kutlamak değil sadece terörize etmek. Bu kutlamayı yapmayın demedik ki, size yer gösterdik. Sen nasıl hukuk adamısın ya.

TAKSİM'DE REZİL OLDULAR

Bütün bunlara rağmen bekledikleri ilgiyi Taksim’de bulamayınca rezil oldular. Meydanlarda yakıp yıktıklarıyla kaldılar. İftiraların benzerlerini Menderes’e attılar. Kars’ı, Ardahan’ı Ruslar'a sattığını söylediler iftira attılar. Aynı şeyleri yapıyorlar. 27 Eylül’de 300 gencin kıyma makinelerinden geçirilip hayvanlara yem yapıldı diye yalan söylediler. Yalan attılar, tutmadı. 5 tane Hürriyet şehidi gösterdiler. Tanktan tanka atlarken öldü, biri darbe esnasında yanlışlıkla ateş alan silahla ölmüştü. Bu 5 kişiyi 27 Mayıs’tan sonra reklam ettiler
Bu CHP sandıktan çıkamaz, ne yaparsanız yapın çıkamayacaksınız. İşte Gezi'de yaşananları hatırlıyorsunuz.

"ONLAR İÇİN EN İYİ GENÇ ÖLÜ GENÇTİR"

Bu ülkede öyle medya kuruluşları var ki, öyle siyasetçiler var ki onlar için en iyi genç ölü gençtir. Onlar dirileri değil ölüleri severler. Çok iyi bilirler bunu yapmayı. 30 yıl boyunca bu malum medya, malum siyasetçiler ölüm üzerinden rant elde etmek istediler. İşte bu 23 Nisan’da güya dağa kaçırılan çocuklar var ve bunların bir çoğunun annesi feryat ediyor.Bize yakarışta bulunuyor…Bölücü terör örgütünün böyle bir derdi var mı?

Oradan geçiniyorlar çünkü…Utanmadan sıkılmadan bizi diktatör olmakla, demokrasi düşmanı olmakla itham ettiler. Gidin 27 Mayıs öncesine bakın. Bize ne söyleniyorsa hepsi merhum Menderes’e de söyleniyor. Aynı kelimelerle, aynı manşetler nasıl taaruz etilerse bize de öyle taaruz ediyorlar. CHP özgürlüklerin düşmanıdır. Medyaya en ağır baskıları uygulayan CHP’dir. Her zaman CHP’dir. Bu ülkenin tarihinde tek bir diktatör vardır, CHP’dir. CHP şu anda tarihi rolünü oynuyor şu anda. Bu algı operasyonlarına boyun eğmeyiz. Bazı ülkeler medyada özgürlük yok diyorlar.

ZEHİR ZEMBEREK AÇIKLAMA

'Bu şekilde müdahale hakkı yok'

İstanbul Barosu Başkanlığı, Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan tartışmayı yazılı bir açıklamayla kınadı.

SÖZLERİNİN ALTINA İMZA ATIYORUZ

‘Demokrasiye tahammülsüzlük’

Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy, bugün Danıştay'ın 146'ncı kuruluş yıldönümünde düzenlenen törende Başbakan Erdoğan'ın Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'na tepkisini değerlendiren yazılı bir açıklama yaptı.

Kusura bakmayın siz kendi ülkenize bakın. Türkiye en çok gazetesi olan ülke. Sizin ülkenizde manşetten başbakana küfür etsinler de, eleştirsinler de görelim. İngiltere liderinin gezip gezip basın özgürlüğünden şikayet ettiğini gördünüz mü? Bir tane itiraz duydunuz mu?
İngiltere’de bir öğretmen hakaret ettiği için hapis cezasına mahkum edildi. Kimse kusura bakmasın. Burası bir muz cumhuriyeti değildir.

DARBELER TARİHİNİ KAPATTI

Ak Parti olarak bu ülkeden 12 yıl içinde tarihi reformlar gerçekleştirdik. Sadece 2 ay sonra darbeler hazırlandı. Hukuktan taviz vermedik. Kadınların baş örtüsüyle kamuda çalışacakları hayal bile edilemezdi artık çalışıyorlar. Merve Kavakçı kardeşimizi parlamentodan atmadılar mı? Darbeler artık tarihini kapatmıştır. İhtilal ruhunun cenaze namazının kılındığı tarihtir 27 Mayıs

ŞİMDİ GEOMETRİYE AĞIRLIK VERDİLER, SANKİ LYS'YE GİRECEKLER

Bunlar sekiz seçimde karşıya karşıya geldiler bizimle. 8 seçimde de biz bunlara aritmetik dersi verdik ama çaktılar.Toplayıp, çıkartıp, çarpıp 40’ı buluyorlardı. Şimdi geometreye ağırlık verdiler. Pergel, cetvel… Sanki seçime değil LYS’ye giriyorlar
Geometriden anlasalardı paralel iş tutmazlardır. İki paralel çizgi sonsuza kadar birbirine değmez, bunu görmeleri gerekirdi.

Cumhurbaşkanı seçimi ve 3 dönem kuralı çerçevesinde partimizin nasıl şekilleneceği çok büyük önem taşıyor. Bu ay sonunda adayımızı açıklayacağız, görüşmelerimiz sona erdi. Bizim partimizde ben yoktur biz vardır.

Hürriyet, 10.05.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.