Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Harvard Üniversitesi’nden David Bloom: Nitelikli eğitim veren ülke yabancı yatırımcıyı çekiyor

Harvard Üniversitesi’nden David Bloom: Nitelikli eğitim veren ülke yabancı yatırımcıyı çekiyor
Harvard Üniversitesi profesörü ve kamu sağlığı, eğitim ve ekonomi uzmanı David Bloom, ekonominin gelişmesinde hukukun ve iyi yönetimin önemli olduğunu söyledi. Yolsuzluklarla mücadele etmek, sağlık imkanlarından faydalanmak, eğitime erişmek için insan sermayesinin kalitesinin önemli olduğunu anlattı. Bloom ,“Sağlıklı ve eğitimli nüfuslar iyi gelir elde ediyor. Daha üretici, yaratıcı oluyor, yabancı yatırımcıyı çekiyor. Ve çocuk yetiştirmede daha iyi oluyorlar” dedi.

Prof. Dr. David Bloom  Türkiye’de yetişkinlerde obezite riskinin olduğunu da belirterek, okuma yazma oranlarının artmasına rağmen okullardan mezun olanların sayılarının düşük olduğunu hatırlattı. Uluslararası eğitim araştırmalarında da ortalamaların altında olduğunu söyledi. Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü tarafından düzenlenen, “Eğitim Reformu ve Ekonomik Gelişmeler” konulu konferansa katılan Prof. Bloom, özetle şu bilgileri verdi:

"İnsan sermayesi çok önemli unsurlardan biri. Bir nüfusun sağlıklı olması ekonomik gelirleri etkiliyor. Sağlıklı toplum daha üretken çalışıyor. Daha az yorgunluk var. Emeklileri, para biriktirmekten bahsedebiliyor.Bu tasarruf, yatarım ve fiziksel sermayenin birikmesi anlamına geliyor. Sağlıklı çalışanlar olduğunda yabancı yatırım geliyor. İş olanakları karşımıza çıkıyor. Burada çalışanların çocukları da önemli. Sağlıklı çocuklar daha fazla okula gidiyor ve gelişimlerini daha kolay sağlıyorlar. Zihinleri daha iyi çalışıyor. Gelecekte üretkenliklerini geliştiriyor.
Sermayesi gelişen ekonomiler önemli ama yeterli değil. İnsan sermeyesi olduğunda herşey daha nitelikli hale geliyor. Yolsuzluk gibi durumlar da sermayeyi olumsuz etkileyebiliyor. Ulaşım gibi alt yapıların da olması gerekiyor. Bunlar birbirinden ayrılamıyor. Eğitim ve beceriler sağlıklı insan sermayesinin ardından gelir.

Türkiye’de eğitim sisteminde yetersizlik var

Dünya Ekonomik Forumu istatistiklerine göre Türkiye içinde rakamlar var. 20 dakikalık anketler yapılıyor. Buna göre ülkelerde eğitim sistemleri, okul ve matematik bilgisi, eğitime erişim konusunda sorular soruyorlar. 2013 senesi için bazı sonuçlar şöyle. Bir tatminsizlik sözkonusu. Katılımcıların yarısı eğitim sisteminden, matematik eğitimden memnun değil, yetersizlikler bulunuyor.

Okuma oranı arttı ama mezuniyet sayıları düşük

Türkiye'de okuma yazma oranı yüksek. Ama okula giriş ardından mezuniyetin yüksek olduğunu söyleyemeyiz. Özellikle kırsal kesimde okul kayıt olma ve mezuniyetler arasında ciddi fark var. Eğitime katılmak kaliteli eğitim alındığı anlamına gelmiyor. Eğitim alma imkanında cinsiyet ve bölgeye göre farklılıklar gözleniyor. Nitelikli olmayan müfredat ve öğretmenlerle verilen eğitimler kaliteli eğitimi olumsuz etkiliyor. Bazı eksiklikler var. Bunlar istihdam alanındaki sorunları da  gündeme getiriyor.

PISA gibi uluslararası değerlendirme testlerine bakarsak, dünyanın büyük kısmını yani birçok ülkeyi kapsıyor. Burada OECD ülkelerinde puanlar yüksek. Türkiye’yi karşılaştırırsak bunlara göre düşük. Matematik ve bilimde en altta bulunuyor. Türkiye’de eğitimin niteliği ilgili sorunlar var. Küresel ekonomi için nitelik ve bilgi gerekiyor. Eğitim ve sağlık toplumların güvenliği, barışı için önemli. Sağlıklı ve eğitimli nüfuslar iyi gelir elde ediyor. Daha üretici, yaratıcı oluyor, yabancı yatırımcıyı çekiyor. Çocuk yetiştirmede daha iyi oluyorlar.

Ekonomik büyüme için hukuk gerekli

Hukuk ve ekonomi arasında da ilişkisi var. Hukukun üstünlüğü gerekiyor. Yolsuzlukla başetme yönleri ekonomiyi etkiliyor. Kötü bir yönetim varsa, hukuk yoksa ve özel mülkiyet bulunmuyorsa, yolsuzlukla mücadelelerde bütün bunlar çökebilir. Ekonominin büyüklüğünden bahsediyorsak bu hukukun üstünlüğünden kaynaklanır. Türkiye’de daha fazla iyileştirmenin yolu insan sermayesine odaklanılmasından geçiyor. Bu gerekiyor. Hukukun üstünlüğü bunlarla paralel yürümeli."

Hürriyet, 11.04.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.