Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Enflasyon inmeden faiz oranı düşemez

 Enflasyon inmeden faiz oranı düşemez

Hükümet bastırıyor: Faizler inmeli. Merkez Bankası yanıt veriyor: Bir anda inmez, kademeli düşer. Bu noktada enflasyon önem kazanıyor. Şu anki oranlara bakınca da bazı sorunlar dikkat çekiyor

Türkiye’de yükselen faizi hükümet eliyle indirme çabası var. Ancak bundan sonra enflasyon inmeden faizi indirmek çok zor. Geçmişte enflasyonun altında reel faiz ödenmedi mi? Ödendi ama, o dönemde dünyada para boldu, Türkiye’ye oluk oluk döviz giriyordu. İçeride ekonomi canlı idi. Ve de ekonomide risk diye bir şeyden söz edilmiyordu.
Şimdilerde yerli birikimci için risk primi yok. Yerli birikimcinin “Paramı finansal sistemde değerlendirirsem, bankalar, firmalar batar mı?” endişesi yok. Ama “reel getiri” bekleyişi var.
Birikimler nereye gidiyor?
Yerli yatırımcı, negatif faiz denilen, enflasyonun altındaki faizden zarar gördüğü için birikimlerini; (1) Dövize, (2) Altına, (3) Gayrimenkule bağlamaya başladı.
Faizin inmesinin kime yararı var: (1) Önce devlete. Hazine ucuz faiz ile borçlanacak. (2) Yatırımcıya ve üreticiye. İş çevreleri ucuz faiz ile kredi kullanacak.
Ama unutulmamalı: (1) Devletin borçlanmaya ihtiyacı var. (2) Ekonominin çarkının dönmesi için yatırımcının ve üreticinin kredi kullanma zorunluluğu var.
Ortada birikim yok ise, zaten yetersiz olan tasarruflar dövize, altına ve inşaata gider ise, bütün bunlara ek olarak dışarıdan döviz girişi yavaşlar ise ne olur?
Kötü olur.
Peki faiz ne olmalı? Faizin ne olması gerektiğini söylemek bizim gibi saf ve bakir ekonomi yazarlarının işi değildir. Görünen köy kılavuz istemez. Net faiz, enflasyonun gerisinde olmamalıdır.

Faizden ne kadar vergi kesiliyor?

Bankalardaki TL mevduatın faiz getirisi ve katılım bankalarındaki (Faizsiz Finans Kuruluşları’ndaki) katılım hesaplarına ödenen kar payları ödenirken, ödemeyi yapan bankalar faizden vergi kesintisi (stopaj) yapıyorlar.
Bu vergi kesintisi vadesiz ve 6 aya kadar vadeli birikimlerde yüzde 15 oranında. Vergi 6 ay-1 yıl arası vadede yüzde 12’ye, 1 yılın üstündeki vadede yüzde 10’a iniyor.
Döviz mevduatına yürütülen faizler ve döviz katılma hesaplarına ödenen kâr paylarından alınan stopajın oranı ise 6 aya kadar vade için yüzde 18 oranında. Vergi kesintisi 6 ay-1 yıl arası vadeli döviz birikimleri yüzde 15, bir yılın üzerindeki vadeli birikimler yüzde 13 oranında.
Hesap uzun vadeliyse, vade dolmadan yapılacak çekimlerde de faiz alınabilecek. 1 yıl ve daha uzun vadeli mevduat ve katılım hesaplarında, hesap sahiplerine vade bozulmadan ve faiz-kâr payı kaybı yaşanmaksızın, hesabın normal vadesinden önce iki defa çekme hakkı var. Birikimli hesaplarda bu hak, üç defaya kadar kullanılabiliyor.
Bu şekilde toplamda anaparanın yüzde 50’sine kadar çekim yapılabiliyor. Çekilen kısma ait o tarihe kadar birikmiş faiz-kâr payı da ödeniyor.
Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirlerinden ve de bankaların ve özel sektördeki şirketlerin tahvil ve bono faizlerinin gelirlerinden yüzde 10 vergi (stopaj) kesiliyor. Bu faiz gelirlerinin büyüklüğü ne olur ise olsun ayrıca Gelir Vergisi ödenmiyor.

Faiz nedir, nasıl oluşur?

Faiz paranın fiyatıdır. Nasıl ki her malın bir fiyatı var, paranın da fiyatı var. Kimse kimseye bedavadan para kullandırmaz.
Tasarruf (birikim) ertelenmiş tüketimdir. İnsanlar alın teri ile kazandıkları parayı neden tüketmezler de biriktirirler? (1) Gelecekleri için güvence için biriktirirler. (2) Gelecekte yapılacak büyük bir harcama için biriktirirler. (3) Faiz ve kâr payı almak için biriktirirler.
Parasını biriktirenler için en önemli 2 endişe vardır. Bunlar: (1) Paranın bütünüyle yok olmaması endişesidir. (2) Paranın net faiz ve kâr payı (vergiden sonra kalan kısım) enflasyonun altına düşer mi endişesidir.
Faiz işte bu 2 endişenin yükleriyle oluşur: (1) Paranın yok olabilme ihtimali “Risk Primi” olarak faiz fiyatına biner, (2) Enflasyon oranı, ana parayı eritebileceği için, faiz oranının oluşmasında en önemli etken olur.
Ayşe Teyzem soruyor...
Faiz oranı belirlenirken, önce ödenen faizden vergi düşülür. Sonra da kalan faiz ile enflasyon oranı karşılaştırılır.
Enflasyon oranı faizden düşük ise, birikimin net getirisi var demektir. Enflasyon net faiz oranının üzerinde ise, birikim enflasyona yenilmiş olur. Ana para eriyor denilir.
Burada önemli olan faiz ve enflasyon hesabı için hangi dönemin faiz ve enflasyonunun dikkate alınacağıdır. Geçmiş enflasyon ile gelecek enflasyon farklıdır. Faiz oranları devamlı değişmektedir.
Diyelim ki Ayşe Hanım teyzem, birikimini mart ayında faiz yüzde 10.7 faiz ile bankaya yatırdı. Mevduatta yüzde 15 vergi kesintisi var. Kalıyor geriye net 9.10 faiz. Enflasyon yüzde 8.39 (9.10-8.39= 0.71) demek ki, faiz birikimi enflasyona karşı 0.71 korumuş. Demek ki, Ayşe Hanım Teyzem’in reel faiz-kâr payı getirisi yüzde 0.71 oranında.
2013 Mart ayında brüt faiz yüzde 6.4 iken enflasyon yüzde 7.29 idi. Enflasyondan arındırılmış-net faiz yüzde 5.4 dolayına iniyordu. Birikimler yüzde 7.29 faiz karşısında eriyordu. Ayşe Teyzem’in bankadaki parası durup dururken enflasyona yeniliyordu.

İç ve dış tasarruf önemli

Şimdilerde faiz yurtiçi tasarrufların artırılması için önemli olduğu kadar dışarıdan kaynak (döviz) çekmek için de önemli.
Dışarıdan kısa vadeli döviz (sıcak para) girişi olmaz ise döviz açığını (cari açığı) kapatamıyoruz. Döviz kıtlaşıyor. Döviz fiyatı yükseliyor.
Dışarıdan Türkiye’ye faiz geliri için döviz gönderenler; (1) Faiz oranı kadar, (2) Döviz kurundaki değişime, (3) Ülke riskine de bakıyorlar.
Yabancı yatırımcının dövizi bozdurarak TL.sı ile yüzde 10.7 oranında faiz elde ettiğinde, yüzde 10 stopajdan sonra eline geçen net 10’un üzerindeki TL faiz önemli ama, o arada döviz fiyatı yüzde 10 yükseldiğinde faiz geliri sıfır oluyor.

Faiz enflasyonla kol kola geziyor

Veysel Balcı’nın çizimi olan grafikte görülen şudur: Önceleri enflasyonun çok üzerinde seyreden faiz oranları 2010 yılından sonra enflasyonla kol kola gezer oldu. 2011 yılından bu yana dönem dönem faiz enflasyonun altına indi. Negatif faiz uygulandı. 2013 yılı sonundan bu yana faiz oranları enflasyonun üzerinde seyrediyor.

Güngör URAS

Milliyet, 09.04.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.