Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Türkiye ekonomisine balon benzetmesi

Türkiye ekonomisine balon benzetmesi
Forbes dergisinde Türkiye ekonomisini patlamaya hazır bir balon olarak tarif eden bir yazı yayınlandı. Dergi yazarı Jesse Colombo tarafından kaleme alınan yazıda son yıllarda giderek şişen kredilerin ve kısa vadeli döviz borçlarının Türk ekonomisindeki balonu patlatacağı ve bunun diğer gelişen ülkeleri de etkileyen krize dönüşebileceği belirtildi.

Amerikan Forbes dergisi Türkiye ekonomisi hakkında detaylı bir yazı yayınladı. Forbes yazarı Jesse Colombo tarafından kaleme alınan makalede Türkiye ekonomisinin son yıllardaki büyümesinin tehlikeli bir balona evrildiği belirtilirken "Dünya halen Türkiye'nin balon ekonomisinin yarattığı tehlikenin farkında değil. Türkiye'nin balon ekonomisi için en kötü senaryo halen önümüzde" diye yazdı.

2002'den beri Türkiye ekonomisinin neredeyse dörde katlandığı belirtilen "Türkiye'nin balon ekonomisi için en kötüsü neden halen önümüzde" başlıklı yazıda bu dönemde tüketim ve inşaatta büyük patlama yaşandığındı, sayısız AVM,  gökdelen ve mega altyapı projeleri yapıldığına dikkat çekildi.

Yazıda Türkiye ekonomisinin balonunun birçok gelişmekte olan ülke gibi 2008 küresel finans krizinin ardından 2009'da şişmeye başladığını belirten Jesse Colombo krizden sonra ABD, Avrupa ve Japonya tarafından dünyaya sıcak para akışı sağlandığı, bu sayede Türkiye'nin faizleri düşerken çok hızlı bir kredi büyümesi yaşadığına dikkat çekti. Türkiye Merekz Bankası'nın para politikalarının da düşük faizi desteklediği vurgulanırken yazıda Başbakan REcep Tayyip Erdoğan'ın reel faizlerin sıfır olması gerektiğini söylediği de vurgulandı.

"TÜRKİYE'NİN EKONOMİ MUCİZESİNİ KREDİ BALONU SÜRÜKLEDİ"
Reel faizlerin giderek düşmesi ile Türkiye'de kredi ve varlık balonunun giderek şişmeye başladığı belirtilen yazıda özel sektörün kredi hacminin 2008'den bu yana dörde katlandığı belirtilirken aynı dönemde gayrisafi yurtiçi hasılanın sadece üçte bir oranında yükseldiği belirtildi. Jesse Colombo bu süreçte Türkiye'nin yabancı kuruluşlara olan dış borcunun 372.6 milyar dolarla GSYİH'nın yüzde 47'sine ulaştığını belirtirken geçtiğimiz yıl TL'nin yüzde 18 değer kaybetmesinin büyük risk yarattığını yazdı. Jesse Colomba daha endişe verici olanın 129.1 milyar dolarlık kısa vadeli borçlar olduğunu belirtirken Amerikan Merkez Bankası Fed'in tahvil alımlarını azaltmasıyla birlikte Türkiye'nin kısa vadeli borçlarının döviz rezervlerinin yüzde 100'ünü geçtiğine vurgu yaptı.

"TÜKETİM PATLAMASI ASLINDA BİR BALON"
Jesse Colombo kredi patlamasının tüketici tarafında da gerçekleştiğinin altını çizdi. GSYİH'nın yüzde 70'ini tüketim harcamalarının oluşturduğunu belirten Colombo bunun büyük ölçüde borçlarla gerçekleştiğini kişisel kredilerin yıllık aartış oranının yüzde 60'ın üstüne çıktığını yazdı. Bu durumun tasarrufları da olumsuz etkilediğini yazan Colombo Türkiye'nin 12.6'lık tasarruf oranıyla gelişen ülkelerin ortalamasının çok gerisinde kaldığını vurguladı. Tüketimin özellikle otomobil, elektronik ve beyaz eşyada yoğunlaştığı belirtilen yazıda birçok şirketin Türkiye'deki harcama patlamasından faydalanmak için ülkeye girdiği belirtildi.

"İNŞAAT TÜRKİYE BALONUNDA KRİTİK ROL OYNADI"
Yazıda Türk konut sektörüne de değinen Jesse Colombo 2009'dan beri konut fiyatlarının yüzde 53 arttığına da dikkat çekti. 2002'den bu yana konut kredi faizleri Türkiye'de neredeyse yüzde 50 düşerken konut kredileri de 2005 yılından bu yana 6 kat arttı.

İnşaat sektörünün 170 milyar dolar ile Türk ekonomisinin yüzde 20'sini oluşturduğuna dikkat çekilen yazıda "2008 yılından beri 39 yeni gökdelen yapıldı, 42'si ise yolda. Skyscraper Index'e (Gökdelen Endeksi) göre birçok büyük kriz öncesi gökdelen inşaatında patlamalar yaşanmıştı. Gökdelen patlaması ekonomik balonlarla el ele yürür. Türkiye'de bu inşaatlar da kısa vadeli dolar cinsi kredilerle finanse ediliyor. AVM inşaatı da patladı 2000 yılında 46 AVM'den bugün en az 300 AVM'ye gelindi. Bu kredilerle sürüklenen tüketim patlamasını da gösteriliyor." ifadeleri dikkat çekti.

Alt yapı projelerinin de Erdoğan döneminde 200 milyar doları bulduğu belirtilen yazıda yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna da değinildi. Bakan çocuklarının gözaltına alındığı belirtilirken Erdoğan'ın bu operasyona faiz lobisinin gerçekleştirdiğini söylediği de vurgulandı.

Türk ekonomisinde çatlakların Fed'in tahvil alımı azaltımı ve yolsuzluk operasyonu ile ortaya çıktığını belirten Jesse Colombo TL'nin bu dönemde dolara karşı tarihi düşük seviyelere gerilediğine dikkat çekti.

"DÜNYA HALEN TÜRKİYE BALONUNUN FARKINDA DEĞİL"
Jesse Colombo Türkiye'de yaşanan bu kredi patlamasına rağmen ekonomistlerin Türkiye'deki durumu Asya 1997 krizine benzettiğini bu yüzden Türkiye'de patlamaya hazır balonu göremediklerini belirtti. "Tarih her zaman tekerrür etmez" diyen Colombo "Türk Lirası 6 yıldır bir değer kaybı eğiliminde. Birçok insan artık Türkiye'de dip seviyenin görüldüğünü düşünüyor. Ben ise TL'deki seviyelerin ekonomik balonun patlamasında bir öncü gösterge olduğunu düşünüyorum. Maalesef Türkiye'deki kredi balonunun büyüklüğü ekonomik yavaşlama ile değil krizle sonuçlanır. Dünya henüz en kötüsünün gelmediğinin farkında değil" diye yazdı.

"BALON PATLADIKTAN SONRA DAHA ÇOK PROTESTO OLACAK"
Türkiye'nin 129.1 milyar dolarlık kısa vadeli borcun önümüzdeki yıl vadesinin geleceğini hatırlatan Colombo Fed'in sıcak para musluğunu tamamen kapamasıyla para birimlerinin daha çok değer kaybedeceğini be tahvil faizlerinin yükseleceğini öngördü. Balonu patlatacak ana unsurun bu kısa vadeli borçların olacağını savunan Colombo balon patladıktan sonra ise ülkenin kredi balonunun patlayacağını, birçok döviz borcu olan şirketin batacağını, ekonomik büyümenin tersine döneceğini ve işsizliğin artacağını öngördü. Colombo kötümser senaryosunu mevcut liderlere yönelik politik baskının artarak daha çok protesto gerçekleşeceğini öngörerek bitirdi.

Colombo son olarak Türkiye ekonomisindeki balonun patlaması durumunda 1997 Asya krizinden daha büyük boyutlu finansal kriz yaşanacağını, bu krize Latin Amerika ve Afrika ülkelerinin de dahil olacağını belirti.

Hürriyet, 06.03.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.