Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: "CHP, MHP ve Pensilvanya üç kafadar oldu"

Erdoğan: "CHP, MHP ve Pensilvanya üç kafadar oldu"
Başbakan Niğde'deydi... Gündeminde ses kaydı iddiası, hedefinde ise Fethullah Gülen ve muhalefet vardı. Başbakan, "CHP, MHP ve Pensilvanya üç kafadar oldu" dedi. Gülen'e, "Yüreğiniz varsa parti kurun gelin" diye seslendi; "Daha bu örgütün ne kadar yanında olacaksınız" sorusunu sordu.

Erdoğan, partisince Niğde Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "AK Parti'ye oy verirseniz iki elim yakanızda" dediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sen kimsin ya, sen kimsin. Sen İstanbul'da geçen belediye seçimlerinde belediye başkan adayı idin. İkametini koyduğun Kağıthane'nin ismini bile unuttun. Kağıthane'ye Kağıttepe diyecek kadar zavallısın. O seçimde kendi bile oy kullanamadı. Şimdi kendi oy pusulasını bile bulamayan adamdan bu ülkeye yönetici olur mu? Böyle bir zavallıdan bu ülkede idareci olabilir mi? Biz bunun
genel müdürlüğünü de biliyoruz. Bunlar ne sandığı bulabilirler ne milleti bulabilirler ne milletin yakasını bulabilirler. Tam aksine, milletin elleri bunların yakasında olacak inşallah. CHP'nin Genel Başkanı 'nereye oy verirseniz verin, ama AK Parti'ye oy vermeyin' diyor. Bunlar nasıl siyasetçi. Bunlar bu işi öğrenemediler. Bunlar siyaseti millet için, hizmet için yapmayı öğrenemediler.
Şimdi bir karar vermişler, Bitlis'te 5 parti bir olmuş duydunuz mu? CHP, MHP, BDP, DP ve bir tane daha. Bu beşinin toplam oyu zaten yüzde 7. Kardeşlerim, 40 çürük yumurtadan 1 sağlam yumurta olmaz. Bunu böyle biliniz. Bunların hepsini bir araya getirin bunlardan bir şey olmaz."

"Ruh ikiziydi, üç kafadar oldular"

CHP ve MHP'nin ruh ikizi olduklarını söyleyen Erdoğan, "Bunlara bir de Pensilvanya eklendi. Şimdi üç kafadar oldular, bu üç kafadara üç koyun ver, kaybedip gelirler. Bu üç kafadarın zaten işleri güçleri yoktu. Şimdi bir de kendilerini kaset, montaj işine verdiler. Oradan bir şey kazanacaklar. Günlerdir hukuksuz dinlemeler, montajlar üzerinden siyaset üretiyorlar. TBMM'de grup salonlarında, meydanlarda, kürsülerde kaset siyaseti yapıyorlar" diye konuştu.

Erdoğan, MHP'nin Meclis Başkanvekilinin 1998 yılında DYP milletvekili iken, TBMM'de basın toplantısı düzenlediğini ve bir gazete yöneticisinin bazı bakan ve bürokratlarla yaptığı telefon konuşmalarını yayınladığını anlattı.

Dinlenen yazarın tazminat davası açtığını ve kazandığını söyleyen Erdoğan, "Şu anda o dinlenen yazar, o günleri unutmuş, kasetler üzerinden bu defa bize iftira atıyor. MHP ödenen tazminatı unutmuş, ey MHP, yatacak yerin yok, kasetler üzerinden onlar da iftira siyaseti yapıyor. CHP'de ise zaten varlığını kasetlere borçlu bir yönetim var" dedi.

Dönemin CHP Genel Başkanı hakkında çıkan kasetleri ve aynı konuda MHP'liler hakkında çıkan kasetleri yarım saat içinde sosyal medyadan indirttiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bizim kutsallarımızda böyle bir şey yok. Bizim inancımızda, bizim değerlerimizde böyle bir şey yok. Çık meydanda sandık mücadeleni ver, alabiliyorsan neticeyi al. Sabah akşam bunların gündeminde kaset var, ağızlarında, dillerinde iftara, montaj, yalan var. Biz bu davaları tek tek
açacağız. İnlerine gireceğiz, inlerine. İnşallah bu illegal kasetler, montajları grup salonlarında dinletenlerde tazminatları toplayacağız"

CHP'nin daha önce attığı iftiralar nedeniyle kendisinin ve Kayseri Büyükşehir Belediyesinin tazminat davalarından çok para aldığını belirten Erdoğan, "Ama anlamaz. Çünkü (iftira at tutmazsa iz bırakır). Bunların mantığı bu. Benimle ilgili iftira attı, yalanlar söyledi. Tazminat aldık. Bunları da
uygun bir zamanda halkımızla paylaşacağız" diye konuştu.

450 MHP'linin, CHP'nin, BDP'nin, bu partilerin milletvekillerinin, il başkanlıklarının hukuksuzca dinlendiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakanlarımızı, milletvekillerimizi dinlemişler. Cumhurbaşkanını dinliyor, beni dinliyor, Genelkurmay Başkanımızı dinliyor. Herkesi dinliyorlar. Türkiye'nin çok mahrem devlet görüşmelerini dinlemiş, belli ki bunları da bir yerlere servis etmişler. İş adamlarını dinlemişler, sanatçıları dinlemişler. İş adamlarına bu dinlemelerle şantajlar yapmışlar oralardan rant geliyor, paralar geliyor. 'Bak verdin parayı verdin, vermediğin takdirde yayınlarız haa!' Böyle haraç topluyorlar, haraca bağlıyorlar. Hakimleri, savcıları dinlemişler onlara şantaj yapmışlar. İşte 30 Mart'ta telekulak çetesinden siz hesap soracaksınız."

"Kapıyı çalanlara, 'başka kapıya' deyin"

Meydandaki vatandaşlara, "Kapılarınıza ablalar gelebilir" diye seslenen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunların illerde ablaları var, imamları var. Cami imamı değil ha, meydan imamı. Bunlarla para toplarlar. Bunlarla kapı kapı dolaşırlar. Bu topladıkları paraları makbuz karşılığı değil, makbuzsuz toplarlar. Akıbeti belli değil. Bunların da hesabını soracağız. Bunları da isteyeceğiz. Nerede ne var
çıkacak meydana. Er veya geç. Kapıyı çalanlara, 'başka kapıya' deyin. 'Biz Niğdemize 3,5 katrilyon yatırım yapan iktidarımıza güveniyor, inanıyoruz.

Hanımefendi, sen hangi yüzle buraya geldin? Beni başörtümü furuat olarak nitelendiren o malum zattan dolayı mı buraya geldin? Biz başörtülerimizden dolayı okullara gidemedik, AK Parti iktidarı okullarımızı bize açtı, bundan dolayı mı buraya geldin? İmam hatip okullarını, meslek liselerini kapattılar, bu iktidar imam hatip okullarını açtı, bundan dolayı mı buralara geldin? Biz üniversitelere giremiyorduk, üniversite yollarımız açıldı, bundan dolayı mı buraya geldiniz?' Onları şunu da söyleyin deyin ki, 'Yüreğiniz varsa CHP'nin, MHP'nin gölgesinde değil, partinizi kurun öyle gelin. Partinize de genel başkan arıyorsanız, Pensilvanya'da zaten. Çağırın onu da gelsin Türkiye'ye.' Türkiye onun vatanı değil mi? Vatanıysa çıksın gelsin. Niye gelemiyor? Gelsin, onun vatanı Amerika mı? Türkiye'yi Pensilvanya'dan karıştıranlara hesabımız var, bu da sorulacak."

"Gerekli dersi 30 Mart'ta vereceğiz"

Fettullah Gülen'in Savaş Ay'a verdiği röportajı da anımsatan Erdoğan, o röportajda Gülen'in kendisinin siyaset ilgisinin olmadığını ve hayatında bir kez oy kullandığını söylediğini aktardı.

Gülen'in aynı röportajda, "Hazreti Cebrail gelse, parti kursa oraya dahi oy vermem" dediğine de dikkati çeken Erdoğan, "Ya böyle bir ifade kullanılır mı? Şimdi ben buradan sesleniyorum, bu örgüte destek veren saf, temiz kardeşlerime. Daha ne kadar bunların yanında olacaksınız, daha ne kadar bunların peşinde olacaksınız? Yahu 'Hazreti Cebrail parti kursa oyumu vermem' diyen bir
kişiyle daha ne kadar beraber olacaksınız? Hazreti Cebrail parti kursa oyumu vermem ama CHP'ye, MHP'ye oyumu veririm. Yeter ki AK Parti'ye oy vermeyin. Şu anda yaptıkları çalışma bu, kampanyaları bu. Bunlara gerekli dersi 30 Mart'ta vereceğiz" dedi.

"Millet hükümetine inşallah sahip çıkacak"

Erdoğan Niğde'deki coşkuyu daha önce hiç bu kadar yoğun görmediğini ifade ederek, bu coşkunun seçim günü sandıkları oylarla patlatacağına inandığını dile getirdi.

27 Mayıs darbesi döneminde yapılanların unutulmaması gerektiğini, o gün Adnan Menderes ve Demokrat Parti'ye yapılanların bugün kendilerine karşı yapılmaya çalışıldığını belirten Erdoğan, "Bu aziz millet, bu kirli girişime evelallah geçit vermeyecek. Bu aziz millet hükümetine inşallah sahip çıkacak. Bu aziz millet, 'sandık namustur' diyecek ve sandığına sahip çıkacak. Diyorum ki
aman ha sandık kurullarında görev yapanlar, sandık müşahitleri sandıklarınıza sıkı sıkıya sahip çıkınız" diye konuştu.

CHP, MHP ve paralel yapının sandıkta hile ile tahrik, provakasyon söylentileri yaydığını ama milletin bunlara aldanmaması gerektiğini belirten Erdoğan, kendilerinin sakin ama yürekli bir şekilde yollarına devam edeceklerini söyledi.

"Biz sadece rükuda eğildik"

Meydandakilerin "Dik dur eğilme" sloganları üzerine Erdoğan, "Bende öyle bir göz var mı? Hiç endişe etmeyin evvelallah. Biz bugüne kadar nasıl dik durduysak, bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Biz bugüne kadar, Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmedik, biz sadece rükuda eğildik. Onun dışında asla" şeklinde karşılık verdi.

"İstismar bunlarda"

Türk ve Japon mühendislerin ortaklaşa ürettiği Türksat 4A uydusunu bir süre önce Japonya'da teslim aldıklarını ve Kazakistan'ın Baykonur Uzay Üssü'nden uzaya gönderildiklerini anımsatan Erdoğan, "Acaba nasıl gitti diye sordum. Başörtüsüne takılmamış. Gitti be gitti. Başörtüsüne takılmadı. Ya bunca zamandır ne işiniz vardır başörtüsüyle? Benim başörtülü, başı açık kızlarımla niye uğraştınız ya? Niye onların eğitim öğretim özgürlüğünü ellerinden aldınız? Ey CHP, sen busun. Bu seçimlerde bir de başörtülü belediye başkan adayı göndermişler. Haberiniz var mı? İstismar bunlarda. Biz bunların ciğerini biliriz, ciğerini" dedi.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Bu CHP'yi, MHP'yi ne rahatsız ediyor biliyor musunuz? Utanmadan sıkılmadan 'ne yaptınız' diyorlar. Eline, gözüne, diline dursun. Marmaray'ı görmüyor musun? Şu otoyolları, otobanları, bölünmüş yolları görmüyor musun? Şu yüksek hızlı trenleri görmüyor musun? Eğitimde atılan adımları görmüyor musun? Şu hastanelerle donatılan Türkiye'yi görmüyor musun?

Ey CHP'nin genel başkanı, genel müdür, senden siyasetçi olmaz. Senden olsa olsa Tahtakale'de kaset tüccarı olur. Sen git orada kaset tüccarlığı yap. Bakın ben hakaret etmiyorum, taltif ediyorum. Senden kaset tüccarı olur diyorum."

cnnturk.com, 03.03.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.