Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Meral: Siyaset hizmet etme yeridir, Para kazanmak isteyen siyasiler ticaret yapsın

'Siyaset hizmet etme yeridir' diyen Meral'den çağrı:
Para kazanmak isteyen siyasiler ticaret yapsın

TUSKON’a yeniden başkan seçilen Rızanur Meral, “Siyaset, servet edinme yeri değil millete hizmet yeridir. Para kazanmak isteyen siyasîler iş hayatına girsin.” dedi. Kısa süre önce TUSKON’u öven Başbakan’ın şimdi tahkir edici sözler sarf etmesinin inandırıcı olmadığını söyledi.

55 bin üyesi bulunan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nun (TUSKON) 5. genel kurulu dün yapıldı. Yeniden başkan seçilen Rızanur Meral, Başbakan Erdoğan’ın ‘Muhalefet yapacaklarsa parti kursunlar.’ sözlerine çarpıcı bir cevap verdi: “Vergi verenlerin ülke kaynaklarının nasıl kullanıldığını bilmesi en doğal hakkı. Ayrıca siyaset millete hizmet etme yeridir, para kazanma, servet edinme yeri değil. Para kazanmak isteyen siyasileri, eşit şartlarda rekabet edebilmek adına siyaseti bırakıp, şirket kurup iş hayatına girmeye davet ediyoruz.” Bir önceki genel kurula katılarak TUSKON’u öven Erdoğan’ın aynı insanlar için şimdi tahkir edici sözler kullandığını, bir hareketin 3-4 ayda aktan karaya dönüşeceğinin inandırıcı olmadığını ifade etti. “Oylarınızla yönetime gelenlerin sizleri haşhaşi, virüs, vampir şeklinde suçlamaları çok ağırınıza gidiyor, biliyorum.” diye seslenen Meral, şöyle konuştu: “Ama yakında kimlerin inlerde yaşadığını, kimlerin saklanacak in arayacağını, kimlerin müsvedde kimlerin asıl olduğunu herkes görecek.”

 

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfedera-syonu’nun (TUSKON) 5. Olağan Genel Kurulu toplantısı görkemli bir katılımla tamamlandı. 1.000 delegenin katıldığı ve Afrika Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Dr. Erasmus Mwencha’nın onur konuğu olduğu genel kurulda Rızanur Meral 5’inci kez başkanlığa seçildi. Toplantıda bir konuşma yapan Meral, Başbakan Erdoğan’ın TUSKON’un bir önceki genel kurul toplantısına katılarak, ‘TUSKON’un tüm mensuplarına, özellikle ay yıldızlı bayrağı en uzak ülkelere, en ücra kentlere şerefle taşıdıkları için şükranlarımı sunuyorum.’ ifadelerini kullandığını hatırlattı. Meral, “Aynı Başbakan’ın aynı insanları, TUSKON’umuzu bugün burada ifade etmeyi kendimize yakıştıramadığım sözlerle tahkir etmesini neyle açıklayacağımızı bilemiyoruz. Biz dün neysek bugün de oyuz.” dedi.

Rızanur Meral, 17 Aralık ve 25 Aralık’ta açılan davalarda çeşitli fotoğrafların, kasaların, saatlerin, bavulların ortaya çıktığını, bakanların bu iddialara aileleri ile beraber konu olmasının ülkenin güvenliği adına bir fecaat arz ettiğini söyledi. TUSKON Başkanı, şunları söyledi: “Davada para aklama ile adı geçen ülkenin (İran), bu bakanlarımıza bugün ortalığa saçılan bilgilerle şantaj yapmış olması ihtimali dahi ülkemizin siyasi karar alma mekanizmasının güvenirliğine dair çok önemli sorulara ve büyük endişelere sebep olmakta. Ancak bu endişelerin ve sorunların çok daha büyüğü hükümetimizin bu soruşturma ve davalara karşı verdiği cevaplarla ortaya çıktı. Ardından sürece, yasa ve teamüllerin rağmına yapılan müdahalelerle bir hükümet sorunu olan yolsuzluk bir devlet sorunu haline getirildi.” Sebebi her ne olursa olsun yürütülmekte olan bir davaya müdahale edilmesinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Meral, 14 ay süren bir soruşturma ve binlerce delilin bir darbe girişimi olarak adlandırılıp üstünün örtülemeyeceğini vurguladı. “Başta yolsuzluk soruşturmalarını yürütenler olmak üzere binlerce emniyet müdürü ve güvenlik mensuplarının kışın ortasında aileleri ile birlikte görev yerlerinin değiştirilmesi devlet işleyişine vurulmuş bir darbedir.” diyen Meral, başta rüşvet operasyonunu gerçekleştirenler olmak üzere, insanlara isnat edilen bir suç var ise delilleriyle mahkemeye getirilmesi çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bütün bu hukuksuzluklar karşısında sessiz kalmasını ve başında olduğu ‘Cumhur’u öksüz bırakmasını ciddi bir ızdırapla izlediklerini vurgulayan Meral, “Oysa son günlerde medyaya yansıyan haberler, tapeler; paralel, üçgen, dikdörtgen’e bakın derken ne kadar yamuk işlerin gizlenmeye çalışıldığını, nelerin götürüldüğünü çok net ortaya koyuyor.” diye konuştu. Demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, özgürlüklerden her türlü tavizi vererek yolsuzluk ve irtikâp soruşturmalarından kurtulmaya çalışan bir hükümetin uluslararası piyasalardaki kırılgan Türkiye algısını pekiştirdiğini vurgulayan Meral, “Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrımları tutmayınca, şimdi de aynı aile içindeki insanların arasında siyasi görüşler sebebiyle uçurumlar açacak söylemlerde bulunulmakta. Kin, nefret, hakaret, yaftalama içeren sözler karşı tarafı ötekileştirip, bu millete zarar vermektedir. Atılan bu kin tohumları toplumumuzda büyüyecek ve her bir ferdini zehirleyecektir. Kullanılan nefret dilinin kazananı olamaz, olmayacaktır. Gelin şahsi ve siyasi çıkarlarınız için bu milletin geleceğini harap etmeyin.” diye konuştu. Hükümetin, kendisine oy vermiş olanları Haşhaşilikle, ur, virüs, kandan beslenen vampirler gibi ağır ifadelerle suçlamasının yaşanılanların en ağırı olduğunu ifade eden Başkan Meral, “Ama sokakta, otobüste, kahvede, medyada duyup gördüklerimize göre şuna da inanıyorum ki yakın gelecekte kimlerin inlerde yaşadığını, kimlerin saklanacak in arayacağını, kimlerin müsvedde kimlerin asıl olduğunu herkes görecek. Paralel tartışmaları ve bu tür söylemlerle ortalık bulandırılırken ülkemizin güneydoğusunda hakiki bir paralel devlete göz yumulmakta ve ülke sonu belirsiz bir mecraya doğru sürüklenmektedir.” dedi. Türkiye’de örnek bir neslin yetişmesi ve sosyal yaraların tamiri için çırpınan, dünyanın dört bir yanına Türkiye’nin değerlerini, duygu ve düşüncelerini yayan bu insanlara atılan iftira ve hakaretleri sahiplerine iade ettiklerini söyleyen Meral, “Bu gönül erleri her türlü övgüye ve iltifata layık. Onları en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. TUSKON olarak 55 bin üyemizle maddi manevi yan yana olmaya devam edeceğiz.” dedi.

Ayrıca ‘özel hayatın gizliliğine’ yönelik yasal düzenleme yaptığını iddia eden Başbakan Erdoğan’ın Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin illegal yollardan elde edilen ses kayıtlarını meydanlarda dillendirdiğine dikkat çeken Meral, şöyle konuştu: “Benzer şekilde TUSKON Genel Sekreteri Dr. Mustafa Günay Bey de basın yolu ile linç edilmeye çalışıldı. Uganda’yı tanıtmak için insanlara ikram ettiği ananaslar bile ‘Derviş’in fikri ne ise zikri o’dur’ prensibine uygun şekilde dile dolanmıştır. Ama biz TUSKON olarak ülkemizin önde gelen işadamlarına Afrika ülkelerindeki çalışmalarında destek olmamız son derece doğaldır ve bu desteği bundan sonra da ihtiyacı olanlara vermeye devam edeceğiz.”

Hacı Boydak: Yurtdışındaki öğretmenlerimizi seviyoruz, morallerini yüksek tutsunlar

Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, gerçek milliyetçiliğin ihracat yapmak, istihdam oluşturmak ve vergi vermek olduğunu,  TUSKON’un bunu layıkıyla yaptığını vurguladı. “Amacımız ülkemizi yüceltmek. Yurtdışındaki öğretmenlerimizi çok seviyoruz. Morallerini yüksek tutsunlar.” dedi.

TUSKON Başkanı Meral, dünyanın 160 ülkesinde insanların güvenerek evlatlarını emanet ettiği Hizmet Hareketi’nin fikir mimarı ve Türkiye’nin yetiştirdiği en nadide şahsiyetlerden Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin de aynı iftira ve hakaretlere hem de her gün meydanlarda alenen maruz kaldığını söyledi. Meral, “Fethullah Gülen Hocaefendi 50 yılı aşkın süredir yalnız bu toplumun yaralarını değil dünyada kanayan bütün yaraları sarmak için bir mum gibi yanarak etrafındaki insanların gönüllerini tutuşturmuş, onları milletine adanmış ruhlar haline getirmiştir. Hocaefendi, Yunus Emre ve Mevlânâ’nın anlayışını ve ruhunu çağımızda yaşatan, milletimizin manevi dinamiğidir.” dedi. Birer imtihan vesilesi olarak dünya malı ve evladın verilmesindeki sırrı anlamayanların, bu yüksek mefkureleri ve adanmışlığı anlamasını beklemediklerini ancak en azından saygı göstermeleri gerektiğini söyleyen Meral, “Dostun attığı gülden bile incinen bir ruha sahip Hocaefendi’ye edilen kem sözleri kınıyor, bu sözlerin, sahiplerini iki cihanda da mahcup edeceğini düşünüyorum. Biz biliyoruz ki, kem söz sahibine aittir.” dedi.

Hukuk devletinden dönüş, yatırımcıda güven kaybına yol açar

TUSKON Başkanı Rızanur Meral, büyüme ve gelişme için hem yurtdışından doğrudan yatırıma hem de yurtdışından finansman bulmaya ihtiyacı olan Türk ekonomisinin, yurtdışında ‘öngörülebilir bir hukuk devletinden’, ‘bir gecede değiştirilebilen sözde kanunlar ülkesine’ dönüşen ülke algısı nedeniyle ciddi bir güven, finansman ve yatırımcı kaybına uğrayacağı endişesini taşıdıklarını ifade etti. Siyaseti şekillendirmek adına bazı gerçeklikleri gizlemek amacıyla yapıldığı izlenimi uyandıran yasal düzenlemelerle internet yayıncılığının ve özgür iletişimin önünün kesilmesinin Türkiye’nin geleceğine vurulmuş bir darbe olduğunu kaydeden Meral, 2 ay içinde devletin temel işleyişini kökünden değiştirecek özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, HSYK ve MİT Yasası gibi konularda hiçbir toplumsal tartışma ve mutabakat olmaksızın yasal düzenleme yapılmasının da endişeleri katladığını belirtti. Bu gelişmelerin 2010 referandumunda oy kullanan yüzde 58’lik milli iradeye saygısızlık olduğunu aktardı. Terörün önünü kesen dershaneleri kapatan, yangından mal kaçırırcasına hazırlanan milli eğitim yasa tasarısının da milli menfaatlerimizle taban tabana zıt olduğunu belirtti. Bank Asya’ya yönelik siyasi ve idari linç operasyonunda SPK ve BDDK’nın bu rezaleti sadece izlediğini ve böylece görev suçu işlediğini vurguladı.

Yurtdışındaki öğretmenlerimiz moralini bozmasın

7 kıtada 100’ün üzerindeki ülkede eğitim gönüllüleri ile beraber ihracatı artırmak için gece gündüz çalışıyor. TUSKON sayesinde adını duymadığımız ülkelere ihracat yapıyoruz. Ne kadar şükretsek az. Gerçek milliyetçilik ihracat yapmaktır, istihdam yapmaktır ve vergi vermektir. Atatürk’ün söylediği müreffeh ülkeler seviyesine çıkarmaktır. Bu görevi bizleri bir araya getiren TUSKON layıkıyla yapıyor. Allah ayaklarına taş dokundurmasın. Amacımız ülkemizi yüceltmek. Son günlerdeki moralsizliği üzerimizden atmamız lazım. Allah’ın izniyle kimseye bir şey olmaz. Özellikle değinmek istediğim bir konu var: Yurtdışındaki öğretmenlerimizi çok seviyoruz. Onlar gerçekten 160 ülkede fedakarca, cefakarca Türkiye’mizi temsil ediyorlar. Orada İstiklal Marşı’mızı söylüyor, Türkiye’ye dost sağlıyorlar. Onlara Allah kaza bela vermesin. Onlar moral ve motivasyonunu sağlam tutsun. Bilsinler ki en kısa sürede bu sıkıntılar bitecek ve biz ülkemizi uçuracağız inşallah.

Zaman, 02.03.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.