Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Genç nüfusla tasarruf zor

Genç nüfusla tasarruf zor
CarrefourSA Genel Müdürü Mehmet Nane, ekonomiye ani fren yaptırılmaması gerektiğini belirtiyor. Nane, "Türkiye'nin nüfusu genç. Genç nüfusa tasarruf yaptırmak zor" diyor.

Türkiye’nin hızlı büyüme rüzgarı yakaladığı 2003 yılından itibaren perakende sektörü gelişimin lokomotiflerinden biri oldu. Sektör Türkiye’nin büyümesinin üstünde büyüdü. Şimdi ise bir yandan cari açık korkusu nedeniyle tüketimi kısma çabaları var. Taksit düzenlemeleri, dövizin hızla yükselmesi gibi sorunlar yaşanıyor. Diğer yandan 2000’lerin başında Türkiye’ye gelmek için yarışan Real, Saturn, Baumax, Darty, Dia gibi birçok uluslararası perakende zinciri Türkiye’yi terk ediyor.

Perakende sektöründe neler oluyor? Mutlu günler geride mi kaldı?
Bu soruların yanıtını hisselerin yüzde 51’i yerli ortak Sabancı’ya geçen Carrefour’un yeni Genel Müdürü Mehmet Nane ile konuştuk. Nane aynı zamanda Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği Başkanı. Nane, zincirlerin Türkiye’den gitmesini “yanlış yatırıma ve Türk rakipleri küçümsemeye” bağlıyor. Tasarruf konusunda ise “Bence böyle bir genç nüfusla tasarruf pek mümkün değil. Bu sınırlamalarla da pek mümkün olmayacaktır” yorumunu yapıyor.

Önce Türkiye perakende sektörünün resmine bakalım. Organize perakendede gelişme sürüyor mu?
Pazar büyüklüğü 280-300 milyar dolar civarında. Ülkemizin dinamikleri modern perakendenin gelişmesi için çok uygun. Genç ve büyüyen bir nüfusumuz var. Kişi başına düşen harcanabilir gelirimiz hızla yükseliyor. Gelir düzeyi artan tüketici daha çeşitli, daha iyi ürünler ve hizmetler talep ediyor. Şehirleşen nüfusun tüketim alışkanlıkları değişiyor. Geleneksel pazarla birlikte bakarsak gıda perakendeciliği 133 milyar TL düzeyine ulaşmış durumda. Gelenekselden organize pazara dönüşümün önümüzdeki dönemde de sürmesini bekliyoruz. Bu büyümenin ülke ekonomisinin büyümesinin üstünde olacağını tahmin ediyoruz.

Ancak bu büyüme yıllar içinde ekonomiyi de ısıttı. Cari açık nedeniyle ekonomide sıkılaştırma önlemleri alınıyor. Tasarruf açığı büyük sorun.
Türkiye’de tasarruf açığı çok normal, çünkü çok genç bir ülkeyiz. İnsanlar geleceğe umutla bakıyor ve doğal olarak harcama yapıyor. Türkiye’de dünyayla kıyaslarsanız hane halkı borçluluk oranı ev kredisi kullanımının azlığından dolayı çok düşük. Ekonomimiz büyüdükçe ülkemizde orta sınıf güçleniyor. Bence böyle bir genç nüfusla tasarruf pek mümkün değil. Bu getirilecek sınırlamalarla da pek mümkün olmayacaktır diye düşünüyorum.

Ancak taksit düzenlemeleri yapıldı. Bu durum satışlarınıza yansımaya başladı mı? Çeşitli yöntemlerle aşma çabaları var.
Genç nüfus talepkar ve bu taleplerini karşılamak için harcamak istiyor. Tam tersine bundan memnun olmamız gerekir. Ekonomiye ani fren yaptırmanın sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Ama olduğu takdirde de insanların taksite sınır geldi diye örneğin telefon almaktan tamamen vazgeçeceğine de inanmıyorum. Kaldı ki, tüketici kredilerinde 36 aya kadar taksitler devam ediyor. Bu krediyle gidip yine o telefonu alabilirsiniz. Akaryakıt ve gıda sektörlerine ise olumsuz etkisi çok daha sınırlı olacaktır ancak tabii ki elektronik sektörüne etkisi olur. Tüketici tercih yapmak zorunda kalabilir, nereden kısacağını zaman gösterecek ama ben kısıntının sınırlı olacağını düşünüyorum.
Türkiye hem dünyada yaşanan ekonomik tribülansın etkisinde. Hem de seçimler yaklaşırken sert siyasi tartışmalar yaşanıyor. Bu durum perakende sektörünü ne kadar etkiledi? Fiyatlar artıyor mu?

Bu aşamada çok büyük bir etkilenme görülmüyor. Ama enflasyona ve uluslararası fiyat hareketlerine bağlı olarak 2014’te bakliyat ve hububat gibi bazı borsa ürünlerinde enflasyonun üzerinde fiyat artışı olacağı öngörülüyor.

Türk rakibini küçümseyen yabancılar başarısız oldu

Perakende sektöründe yabancı zincirlerin payı şu anda nedir?
Perakende sektörü, son on yıldır yakaladığı istikrarlı büyüme trendiyle Türkiye ekonomisine güç sağlayan ana dinamolardan biri haline geldi. Özellikle, perakende sektöründeki organize pazarın gelişmiş ülkelere kıyasla yüzde 35-40 gibi göreceli olarak düşük bir pazar payına sahip olması ve bu oranın her yıl yükselmesi, sektördeki potansiyelin açık bir göstergesi. Perakende sektörüne baktığımızda yerel markaların yanı sıra yabancı zincirlerin de pastanın belli bir kısmını oluşturduğunu görüyoruz. Kesin bir rakam vermek zor da olsa tüm modern perakende de yabancı payını yaklaşık yüzde olarak düşünebiliriz.

Son dönemde Praktiker, Satürn, Baumax, Dia gibi birçok uluslararası zincir Türkiye’den çekildi? Bazılarını yerli firmalar satın aldı, alıyor. Neden başaramadılar?
Burada tek bir başarısızlıktan söz etmek emeklere haksızlık olur. Farklı perakende alanlarından çekilmeler oldu. Burada en önemli sorun yatırıma doğru yerden başlamak. Bir çok firma kendi fizibiliteleri doğrultusunda yatırım yapıyor ama Türkiye’nin başka bir gerçeği var. Türkiye’nin ticaretinin yüzde 40’ı İstanbul’da. Ve İstanbul o kadar büyük bir metropol ki doğru yerden başlamak gerekiyor. Diğer sorunlar da yerel pazar şartlarını tanımamak, yanlış personel yapısı, yerel yabancı çalışan dengesini tam kuramamak. Ayrıca yerli oyuncuları dünyadaki
büyüklüklere bakıp küçümsemek de etkili oldu.

Türk gruplar nasıl başarılı oldu?
Türkiye’de özellikle gıda alanında çok ciddi yerel perakendeleşme var. Bölgesel olarak bir ilde çoklu mağazayla hizmet veren yerel perakende markaları mevcut. Bu alanlarda birleşmeler ve satın almalar olduğunu gözlemliyoruz. Sonuç olarak herkes kendi alanında güçlenmeye çalışıyor. Bu durum 2014’te ve önümüzdeki dönemde de devam edecek.

CarrefourSA mahalle aralarında büyüyecek
CarrefourSA’da yönetim size geçtikten sonra neler değişti? Stratejiniz farklılaştı mı?
CarrefourSA önceki dönemde sık yönetim değişiklikleri ile istikrarsız bir dönemden geçti; ancak şu anda Fransız ortağımızdan da yeni stratejilerimiz konusunda destek aldık. 3 yıl içerisinde şirketi Sabancı standartlarında bir performansa çekebileceğimizi öngörüyoruz. Daha sıcak ve samimi, daha yalın, hızlı ve daha modern bir marka kültürüyle büyüyeceğiz. Yatırım hamlesini başlattık. 2014’te 110 milyon TL yatırımla 100 yeni marketin açılışına imza atacağız. Bu marketlerin yüzde 80’i mini marketlerimiz olacak. Küçük metrekarelerle mahalle aralarına kadar girerek, günlük tüketime yönelik hızlı bir hizmet sunacağız.

Yeni dönemin farklılığı ne olacak?
Marketlerimizde taze gıda üzerine odaklanacağız. Çiftçimizle, tedarikçimizle yapacağımız anlaşmalarla ürünü kaynağından direkt satın alacağız. Ve daha hızlı olacağız. “Tarladan Rafa” uygulamasını başlatarak tarladaki ürünü 36-40 saat içinde marketlerimize ulaştıracağız. 2014’te bin kişilik yeni istihdam gerçekleştireceğiz. Kuracağımız CarrefourSA Akademi ile hem çalışanlarımıza teorik ve pratik eğitimler vereceğiz hem de sektöre nitelikli iş gücü kazandıracağız. Teknoloji alanında ise 30 milyon TL yatırımla SAP Teknolojisi’ne geçmemizi sağlayacak Temel Reis Projesi’ni hayata geçireceğiz.

Jale Özgentürk, Radikal
 

16.02.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.