Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Acemoğlu: Son 3 yılda olanlar ekonomi için iyiye işaret değil

Acemoğlu: Son 3 yılda olanlar ekonomi için iyiye işaret değil
Dünyanın önde gelen ekonomistlerinden Daron Acemoğlu, kısa vadeli sermaye akımları ani bir şekilde durursa, Türkiye'de konut fiyatlarında ve tüketimde yaşanacak düşüşün kendisine endişe vereceğini belirtti.

The Wall Street Journal'ın sorularını e-posta ile yanıtlayan Acemoğlu'nun James Robinson ile birlikte yazdığı "Why nations fail / Ulusların çöküşü" son dönemin en çok ses getiren ekonomi kitaplarından oldu.

Tarihsel olarak ülke ve imparatorlukların neden çöktüğünü inceleyen kitap, sorunun cevabını ise "dışlayıcı" kurumlar olarak veriyor. Gücün belli gruplarda odaklanarak, katılımcılığı engelleyen bu kurumlar ülkelerin çöküşünü hazırlıyor.

Dünyanın en prestijli üniversitelerinden Massachusetts Institute of Technologh (MIT)'de öğretim görevlisi olan Acemoğlu kitabında bahsettiği önermeler ışığında Türkiye ekonomisini değerlendirirken, Fed'in parasal sıkılaştırmaya gitmesinin de fonlama sıkıntısı yaratacağını belirtti.

WSJ: "Ulusların Çöküşü" kitabında "dışlayıcı" kurumları çöküşün nedeni olarak açıklıyorsunuz. Türkiye'de şu dönemde yaşanan politik çekişmeleri de göz önüne alırsak, ülkenin ekonomik geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Türkiye'nin Ulusların Düşüşü'nde bahsedilen geniş çatıya tam uyduğunu düşünüyorum. Türkiye'deki ekonomi kurumları yakın tarih boyunca dışlayıcı ve kapsayıcı yapıların karışımı oldular ve dışlayıcı politik kurumlar tarafından desteklendiler. Ordunun, bürokratların ve önde gelen iş adamlarının hakimiyetini, halkın genelinin harcanması pahasına yarattılar. Özellikle, ekonomik kurumlar rekabetçi bir ortam yaratmakta başarısız oldular ve halkın büyük kesimi gerekli eğitimi alamadı ya da en karlı işlere, pozisyonlara gelme şansı yakalayamadı.

Son 12 yılda Türkiye'de daha geniş tabanlı ekonomik ve politik yapı için önemli adımlar oldu. Bu adımlar, Türkiye ekonomisindeki bu dönemde yaşanan sağlam ekonomik büyümenin kökleri oldu. Ancak bu çok yavaş bir süreç oldu, geri dönüşler, bozulmalar ve düzelmeler de yaşandı. Son 3 yıl ise daha çok geri dönüşler ve bozulmalar tarafında oldu. Bu da Türkiye ekonomisi için iyi bir işaret değil. Türkiye ekonomisinin büyük bir potansiyeli var.

Ancak eğer 1990ların ekonomisi gibi, büyük anlaşmaların rekabet yerine bağlantılar ve yolsuzlukla verildiği, makroekonomik politikalar ve enflasyon hakkında ciddi belirsizlik olduğu, yargı sisteminin tarafsız olmadığı ve oyun sahasının ciddi derecede eğik olduğu döneme dönersek, Türkiye potansiyeline ulaşmakta başarısız olur.

WSJ: Bir buçuk yıl önce Agos gazetesiyle yaptığınız röportajda Türkiye'nin emlak sektörü nedeniyle bir "balon ekonomisi" olduğunu söylemiştiniz. Bu görüşünüzü koruyor musunuz?

Evet ve hayır. Evet, çünkü Türkiye ekonomisi hala kısa vadeli sermaye akımları ile destekleniyor, reel faiz oranları çok çok düşük ve hala konut balonun ortasında. Bu üç etken, balonların oluşmasına yardımcı. Ancak diğer taraftan, cari açık azalmaya başladı ki bu cesaret verici. Eğer kısa vadeli sermaye akımlarında ani bir duruş yaşanırsa konut fiyatlarında ve tüketimde yaşanacak büyük bir düşüş bana endişe verir.

WSJ: Fed'in tahvil alımını azaltması ve lirada yaşanan değer kaybı ile Türkiye'nin kısa vadeli borçlarını ve cari açığını fonlaması ne kadar zor olacak?

Çok zor. Dediğim gibi, diğer gelişen ülkelere benzer şekilde Türkiye kısa vadeli sermaye akımlarına muhtaç. Daha az likidite, yatırım yapmak için daha az paranın fırsatları aradığı bir ortamda tüm gelişen ülke ekonomileri sıkıntıda olacak. Kısa dönemli yabancı yatırımcılar için daha çok kararsız yapacak. Buna bir de AKP içinde Erdoğan ve Gülen arasında yaşanan kavganın yarattığı politik istikrarsızlığı da eklersek, yanıcı bir karışım yaratmış olursunuz.

wsj.com.tr, 14.01.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.