Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'ın HSYK teklifine yanıt

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'ın HSYK teklifine yanıt
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Eğer muhalefet Anayasa değişikliğini beraber yapalım derse, biz yasa teklifini dondururuz" açıklamasına ilişkin, "Teklifi geri çeksinler, biz söyledik. İki koşulumuzun olduğunu söyledik. Yolsuzluk dosyaları kapatılmayacak. Onların üzerine gidilecek. İki; mevcut teklif geri çekilecek" yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Sayın Başbakan'ın, 'HSYK teklifini geri çekeriz, muhalefet anayasa değişikliğine evet derse' sözüne ne diyorsunuz?" sorusuna ilişkin Kılıçdaroğlu, "Bir teklifi geri çeksinler, biz söyledik, iki koşulumuzun olduğunu söyledik" dedi.

"Nedir iki koşulunuz?" denmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Yolsuzluk dosyaları kapatılmayacak. Onların üzerine gidilecek. İki; mevcut teklif geri çekilecek. O çerçevede görüşmeler yapılabilir" yanıtını verdi.

"AK Parti geri çekmiyor teklifi, sizden yanıt gelene kadar" sözü üzerine de Kılıçdaroğlu, "Benim söylediklerim yanıt değil mi arkadaşlar. Söyledik gayet net" değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu: Mağdurum da mağdurum

Partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, konuşması öncesinde Demokrat Parti'den CHP'ye katılanlara parti rozeti taktı.

Kılıçdaroğlu, İstanbul merkezli soruşturmaya değinerek, soruşturmanın başladığı 17 Aralık 2013 tarihinde önemli bir gerçeğin ortaya çıktığını söyledi.

"17 Aralık'ta Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin soyduğu ortaya çıktı. Devleti, hükümet soyuyor" diyen Kılıçdaroğlu, hiçbir yurttaşın bu tarihi unutmamasını istedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bugün diyor ki '17 Aralık bir darbedir. 60 darbesinden, 80 darbesinden çok daha önemli bir darbedir' diyor. Lafa bak. O zaman idamlar oldu, insanlar öldürüldü, siyasi lince uğratıldı, küçücük çocukların yaşı büyütülüp idam edildi. Nasıl oluyor da sen bu hareketi o hareketle kıyaslıyorsun? Nedeni şu; hortumlar kesildi. Nedeni bu. Ortada bir darbe falan yok. Kimsenin darbe yaptığı falan da yok. Yolsuzluklar ortaya çıktı mı çıkmadı mı? Adam gibi sana soru sordum. Adam gibi cevap bekliyorum senden. O banka genel müdürünün ayakkabı kutusuna 4,5 milyon doları darbeciler mi koydu?

Malı götüreceksin, sıkışınca 'darbe yapıldı bana' diyeceksin. Kardeşim, 4 bakanın darbeci miydi? Bunlar malı götürüyorlar, ülkeyi soyuyorlar, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorlar, 'bana darbe yapıldı' diyor. Yine mağdur edebiyatı. Yeter artık bu mağdur edebiyatı, kabak tadı verdi. Hapse girdin, mağdur oldun, eyvallah. Senin mağduriyetini gidermek için anayasayı değiştirdik, yeni seçim yaptık. Siirt'ten milletvekili oldun, geldin Başbakan oldun. Hala 'ben mağdurum' yeter artık."

-"Bu ülkede bir baş yalan var, başbakan değil, baş yalan."

Kılıçdaroğlu, "Ayda 10 bin lira para alıyorsun, emekli aylığı alıyorsun, bir tane uçak yetmedi, ikinci uçağı aldın. Ev kirası ödemiyorsun, dolmuş, taksi parası vermiyorsun. Nereye gidersen devletin imkanıyla gidiyorsun, sen mağdursun da 9,5 milyon emekli mağdur değil mi? Mağdur olan kim? Emekli değil, Recep Tayyip Erdoğan. Mağdur olan o. Bakan 700 bin liralık kol saati alıyor, o mağdur ama çocuğunun cebine okula giderken harçlık koyamayan baba mağdur değil" diye konuştu.

-"Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum; onun çocuğunun sizin çocuğunuzdan farkı ne?"

Başbakan Erdoğan'ın korkularının altında "Oğlum Bilal Erdoğan ifade vermesin" gerçeğinin yattığını ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum, birisi rüşvet ve yolsuzluk dolayısıyla aranacak, aranan senin çocuğun ise alır götürürler, ifadesini verir.

Başbakan'ın çocuğu ise kimse onun ifadesini alamaz. Uzun süre saklandı. Baktık geçen gün babasıyla beraber aynı arabaya binmiş. Ne demek bu? Bu devlete meydan okumadır. 'Ey yargıçlar siz benim çocuğumu alamazsınız. Ey polisler siz benim çocuğuma dokunamazsınız. Ey savcılar siz benim çocuğumun ifadesini alamazsınız'. Neden? 'Çünkü benim çocuğum yolsuzluk da yapsa, katliam da yapsa, hırsızlık da yapsa, rüşvet de verse, rüşvet de alsa onun yaptığı meşrudur. Ve onun güvencesi benim' diyor. Ve buna da 'hukuk devletidir' diye söyleyin diyor. Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum; onun çocuğunun sizin çocuğunuzdan farkı ne? Ayrıca özelliği ne? Temel bir özelliği var; rüşvet almak temel bir özelliği. Bütün dünyanın 'teröre finans desteği veriyor' diye damgaladığı bir adamla oturup sohbet etmek, ortaklık yapmak, onunla konuşmak. Hepsinin belgesi ortaya kondu.

'Efendim bize darbe yapıldı. Bu darbe 60 darbesinden de, 70 darbesinden de, 80 darbesinden de daha ağırdır' diyor. Daha ağır olduğu kesin. Senin bütün rüşvetlerinin ortaya çıkarıldığı kesin artık, bir yere kaçamazsın. Diyorsun ki 'ben seçimlerde hesaplaşacağım. Sandıkta hesabımızı göreceğiz' Demokratik bir ülkede rüşvet ve yolsuzluğa adı bulaşanların hesap verdiği yer, yargıdır. Benim görevim de seni o yargının karşısına çıkarmak.

cnnturk.com, 14.01.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.