Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Arınç: Psikolojik harp ile karşı karşıyayız

Arınç 'Ayten' dedi sosyal medya yıkıldı
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç 17 Aralık operasyonları sonrasına yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulundu. Arınç'ın konuşmasında Ümit Yaşar Oğuzcan'ın 'Milyon kere Ayten' şiirinden kısa bir bölümü okuması, sosyal medyanın en çok konuşulan konularından biri oldu.

Arınç sorulara da cevap verirken, “Bir banka genel müdürünün evinde, ve bakan çocuğunun evinde çıkan para miktarını ölçülü buluyor musunuz? Açıkladığınız kesimden bir cemaati anlayabilir miyiz?” sorusuna verdiği cevap sosyal medyanın en çok konuşulduğu konulardan biri oldu.

Arınç’ın soruya, “Beş kere beş 25 elde var Ayten. Bu kadar laf söyledikten sonra siz cemaat mi var derseniz, cemaatle karşı karşıya getirecek bir anlam yüklemek doğru değildir. Cemaat temiz olduğunu, hizmetler yaptığını, başındaki insan söz konusu ise ona olan sevgimizin ne kadar büyük olduğunu her yerde söylemiş bir insanız. Eğer bir alçaklık söz konusu ise onlara hamletmek doğru olmaz. Bu sözlerimle cemaati hedef aldığım anlaşılamaz” şeklinde cevap vermesinden dakikalar sonra sosyal medyadan yüzlerce tepki geldi.
 

Twitter’da anında #direnayten hashtagi açıldı, yüzlerce yorum paylaşıldı.

İşte twitter'daki 'Ayten' paylaşımlarından bazıları:

İşte Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şiirinden bir bölüm:

MİLYON KERE AYTEN

Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
oh ne iyi Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
...
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada Aşkın adı Ayten olsun

Ümit Yaşar Oğuzcan

Hürriyet, 18.12.2013

Arınç: Psikolojik harp ile karşı karşıyayız
Hükümet adına açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Sayn Bakanlar ‘Bize müsaade diyebilirler. Ya da Başbakanımız karar alabilir” dedi. Arınç, “İddialar sonuna kadar araştırılmalıdır. Kim hüküm giyecekse, bizi ilgilendirmez. Biz bugüne kadar yolsuzluklara savaş vermiş bir hükümetiz” diye konuştu.

Bir banka genel müdürü aldığı maaş bellidir, harcaması bellidir. Herhalde tüm bankanın mevduatını eve getirmemiştir. Burada da para makinası, para kutusu mizansen midir gerçekten? Parayı çok seviyor da sürekli sayıyor mu? Yargı ne yapacaksa yapsın ki biz de anlayalım. Umarım yanlış çıkar, Ama doğruysa da ne gerekiyorsa yapılsın.”

Arınç 51 kişişnin gözaltına alındığı operasyonla ilgili olarak”Soruştırmaya 4 bakanın ve 3 bakan oğlunun adı karışmıştır” dedi. Bazı şube müdürlerinin görev yerlerinin değiştirilmesiyle ilgili olarak Emniyet Müdürlüğünin açıklamasını referans veren Arınç ,”Bazı illerde idari gereklilik bazı illerde de görevlerini kötüye kullanmaları nedeniyle değiştirilmiştir” dedi.

Yargı sürecinin başladığını ifade eden Arınç bu konuda hükümetin görüşünün 11 yıldır hiç değişmediğine dikkat çekerek, “Biz Türkiye’de siyasetin yozlaştığı bir dönemdeydik. 3 Y ile mücadele edeceğimizi söyledik. Yolsuzluklar, yoksulluklar ve Yasaklar. Geldiğimizden bu yana pek çok menfaat şebekesi, çete ve mafya yargı önüne çıktı” diye konuştu

Kararı hakim ve savcıların vereceğini ifade eden Arınç şöyle devam etti: “Eğer bir yolsuzluk iddiası, rüşvet ya da kara para aklama sözkonusuysa bunu yargı aydınlatmalıdır. İsimler kim olursa olsun en yakın ilişkide olduğu kişiler ne kadar yakın olursa olsun, bizim nazarımızda herşey nötr’dür. Yargının vereceği karara saygılı olacağız. Bunu engelleyici bir tavır içinde asla olmayacağız. Hükümet üyelerinin isimlerinin geçtiği iddiaları bizi hiç ilgilendirmiyor. Bir iddia varsa en güzel şekilde ispatlanmalı ve gerçekliği ortaya çıkartılmalıdır.”

Arınç muhalefete şöyle seslendi: “Elbette hükümetin seçimlere kırık şekilde gitmesini isteyebilirler. Muhalefetin meşru hakları vardır. Gayrimeşru halkarı olmamalıdır. Peşin hükümle karar vermek, sadece basına ve internet medyasına servislerle suçlu saymak muhalefete yakışmaz. Yolsuzluğun araştırılmasını, hükümetin kendi içinde tavır almasını isteyebilirler. ama ismi geçen kişilerle ilgili peşin hükümlü suçlamaya gitmek doğru bir davranış olamaz.”

SİYASAL ÇALIŞMALAR YAPACAĞIZ

Hükümet olarak dosyada ne olduğunu bilmediklerini “Getirin bize” diyemediklerini belirten Arınç, psikolojik savaşın hukukla bağdaşmayacağını ifade etti. Arınç  “Bize düşen sabırla yargının suçladığı kişilerle yüzleşmesini beklemektir. Bu konuda bir karar verilmesidir. Bu kararı sabırla bekleyeceğiz. Ancak belki bazı siyasi çalışmaları da hükümetimiz yapacaktır. Başbakan bunu açıklayacaktır.”

Hükümet olarak siyasi bakma hakları olduğunu belirten Arınç “İnsanların bu tür suçlamalarla karşıya geleceklerini tweetler yazıyordu. İçişleri Bakanımızın oğluyla ilgili şaretleri vermiştier. Çünkü biz iyi niyetliyiz. 3-5 gün önce ‘Artık savaşacağız, fotoğraflar servise konacak’ tehtidlerini siz de biz de duyuyoruz. Bu kadar alçalabileceğini bazılarının gerçekten düşünmemiştim.”

Arınç: “Bakanlar hakkında fezlefe gönderileceği iddiaların içinde, prikolojik harp gibi bir operasyonla karşı karşıyayız. amaç hükümetin yıpratılması. Ulaşabildiğimiz bulgular Türkiye’nin ekonomik gücünü ypratmak için yapıldığı amacının örtüştüğünü gösteriyor. İddialar sonuna kadar araştırılmalıdır. Kim hüküm giyecekse, bizi ilgilendirmez. Biz bugüne kadar yolsuzluklara savaş vermiş bir hükümetiz. Şimdi yargıya düşen biran önce sorguların yapılmasıdır. Bu konularda gerekenlerin yapılmasını bekliyoruz” dedi.

Sayon Bakanlar ‘Bize müsaade diyebilirler. Ya da Başbakanımız karar alabilir

5 EMNİYET ŞUBE MÜDÜRÜ GÖREVDEN ALINDI

Dün başlayan ve işadamlarından 3 bakanın oğluna kadar birçok kişinin gözaltına alınmasıyla büyüyen İstanbul merkezli Rüşvet ve Yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınanların sayısı 50′yi aştı. Bu arada operasyonun ikinci gününde İstanbul’da 5 Emniyet şube müdürünün görevden alındığı bilgisi geldi.  Hürriyet gazetesi’nin haberine göre Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, Kaçakçılık Şube Müdürü Tuğrul Turhal, Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç, Terörle  Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse ve Asayiş Şube Müdürü Ertan Erçıktı bu sabah görevlerinden alındılar.

İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube ile Organize Suçlarla Mücadele Şube müdürlüklerinin dün düzenlediği operasyon kapsamında, aralarında Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın eşinin de bulunduğu bazı kişiler, gece saatlerinde gözaltına alındı. Gözaltına alınanların sayısının 50′yi aştığı öğrenildi.  Öte yandan dün gözaltına alınan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de aralarında yer aldığı 21 kişi, sabah saatlerinde sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirildi.

Bu arada İstanbul Başsavcılığı operasyona yönelik bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada Amacın hakikatlerin ortalığa çıkartılması olduğu, destek için 3 savcının daha görevlendirildiği belirtildi.

realtime.wsj.com, 18.12.2013

Arınç: Bu işi yapanları bulacağız
İstanbul’daki yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, olayların zamanlamasına dikkat çekerek, "Bazılarının bu kadar alçalabileceğini gerçekten düşünmemiştik. Saflığımıza verin" dedi. “Kötü şeyler duyduklarını” söyleyen Arınç, şöyle konuştu: “Bu işi yapanları en kısa zamanda bulacağız. Bunları ortaya çıkarmak boynumuzun borcudur.” Arınç, bakanlarla ilgili kararı Başbakan’ın vereceğini de ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakanlık Yeni Bina'da, saat 17.00'de gündemdeki konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Arınç'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

"Bugün öğleden sonra Sayın Başbakanımızın başkanlığında biraraya geldik, olayı değerlendirdik. Dün sabah erken saatlerde İstanbul merkezde daha sonra 28 adrese yapılan baskınlarla 52 kişi gözaltına alındı. Halk Bankası Genel Müdürü'nün eşi dün gece serbest bırakıldı.

Bu operasyonlarda 4 bakanımızın isminin geçtiği ifade edilmektedir. Bir belediye başkanımız var, danışmanlar var. 3 bakanımızın oğlunun ismi var.

Türkiye'yi derinden sarsan bu operasyonla ilgili elde ettiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

'Bazı illerimizde emniyet personelimizin yerleri hakkında görevlerini kötüye kullanma nedeniyle görev yerleri değiştirildi' şeklinde Emniyet Genel Müdürlüğü açıklama yaptı. HSYK tarafından yapılan açıklamada da 'Savcıların baskıya uğraması bağımsızlık ilkesine terstir, savcıların iş bölümünü biz belirlemiyoruz. Yargı organlarına ve soruşturanlara zarar verilmemeli' denildi.

Ankara Valiliği'nden yapılan açıklamada, 'Vali'den izin almışlar isim vermemişler' haberlerinin yalan olduğu ifade edildi.

Bir operasyon yapıldı, Bu üç ayaklı bir operasyondur. Buna bir adli operasyonun başladığını da ilave etmeliyim. Hükümetimizin görüşü 11 yıldan beri değişmedi. Kuruluş ilkemiz olarak biz üç y ile mücadele edeceğimiz söyledik. Hamdolsun ki, 11 yıldan bu yana üç konuda yaptığımız her şeyi destekledi. Geldiğimizden bu yana pek çok çete yargının önüne çıkarılmıştır. Yolsuzluk üzerine kurulan birliktelikler de hükümetimiz döneminde yakalanabilmiştir.

Bizim buradaki görevimiz; siyasi irademiz yolsuzluk yapanların kökünü kazımak üzerinedir. Hükümetimizden yolsuzluktan yana tavır alacağını kimse beklemesin. Bir yolsuzluk iddiası söz konusu ise bunu yargı en iyi şekilde aydınlatmalıdır.

İsimler ne olursa olsun, geçmişte veya bugün hükümetimizle ne kadar iyi ilişkiler içinde olursa olsun bizim gözümüzde nötrdür. Yargıya her zaman saygılı olacağız. Hükümetin desteği yargının arkasında olacaktır.

Bu iddialar bizi ilgilendirmiyor, bir iddia varsa bu en kısa sürede ispatlanmalıdır. Sayın Başbakanımızın da tavrını takdirle karşılamak gerek.

Muhalafete de bir cümle var. Bu olay bugüne kadar cereyan etmiş pek çok olayda olduğu gibi dikkatle takip edilmeli, ama peşin hükümle karar vermek suçlu saymak muhalefet yakışmaz. Sadece iddialar üzerine bu yolsuzluk iddialarının süratle araştırılmasını isteyebilirler. Ama ne bakanlarla ne burada ismi geçen kişilerle ilgili peşin hükümle suçlamak, hükümeti sorumlu tutmak doğru değil.

Hukukun evrensel prensiplerden birisi de soruşturmanın gizliliğini ihlaldir. Bu TCK'ye göre suçtur. Biz hükümet olarak bu dosyanın içinde ne var deme hakkından namahrumuz. Adli görevi etkilemek TCK'ye göre suçtur. Soruşturma süreci gizlidir ama buna uyulmuyor.

Bu olayların bugün cereyan ediyor olması ne anlama geliyor? Emniyetten atılma insanlar tweetlerinden bunları yazıyordu. 'Güler mi ağlar mı' derken bu işaretleri vermişler. Biz bugün farkına vardık, çünkü biz iyi niyetliyiz. Bu kadar alçalabileceğini bu kadar belden aşağı vuracaklaırnı düşünmemiştik, saflığımıza verin.

Kötü şeyler duyduk, bunların planlayıcılarını az çok biliyoruz ama bu zamanı geldiğinde açıklayacağız.

Bu işi yapanlar diyelim ki emniyetteki şube müdürleridir. Şube müdürlerinin bir üstüne haber vermesi istenir. Şube müdürünün başlatıığı operasyondan herkes habersiz. İsimleri gizli tutabilirsiniz, üsütünüzdeki amirinizle paylaşabiliriz. Bir İçişleri Bakanı'nın oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmesi gibi acıklı bir şey olabilir mi? İşte bu yüzden bazılarının görevini kötüye kullanması nedeniyle görevden alınmış ve soruşturma açılmıştır.

Çok planlı psikolojik harp benzeri bir operasyonla karşı karşıyayız. Bunun amacı hükümetimiz yıpratılması. Önümüz mahalli seçimler. Bu mahalli seçimlerin 1989'a ANAP için yapılanlardan bir farkı yoktur.

Sayın başbakanla birlikte hükümeitimizin yıpratılması, birilerine göre yandaş olarak küçük düşürülmeye çalışılan tehditler yapılıyor. İş adamları tehdit ediliyor. Tehdit ve karalama kampanyaları atbaşı gidiyor.

Ortada bir iddia var. Bu iddiada kimlerin ismi geçiyorsa, hükümetimizle ilgili olanlar ve olmayanlar, sonuna kadar araştırılmalı. Kim hüküm giyecekse bizi ilgilendirmiyor. Biz hükümet olarak yolsuzluklara karşı savaş vermiş bir hükümetiz. Yargı gereğini yapmalı.

Bu operayon niçin bu zamanda yapılıyor ve niçin tehditler savruluyor? Hükümeti yıpratmak ve zoru durumda bırakmak için. Bunu biz biliyoruz, bununla ilgili delillerimiz de var. Yapanları da bulacağız. Devlet içinde illegal bir örgüt varsa ortaya çıkarmak boynumuzun borcu olsun. Ellerindeki imkanları sadece kendi çıkarları için kullanan bir örgüt varsa onu da ortaya çıkaracağız."

Bülent Arınç açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Soruşturmanın selameti açısından bakanlar da istifa edecek mi?" sorusuna Arınç, "Doğrusu hayret ediyorum. Şube müdürlerinin hangileri olduğunu emniyetle özel görevli bir arkadaş gibi sordunuz. Siz Emniyet Genel Müdürlüğü'nün açıklamasını okudum, gerek görmüştür, soruşturmanın selameti açısından gitmesini uygun görmüşler. Bunları örnek göstererek 'Bakanlar ne yapacak?' diye soruyorsunuz. Bunu yakında görürsünüz, buna Başbakanımız karar verecek. Bu soruşturmayla ilgili savcılar göreve devam edecek. Mevcut savcılar görevden alındı da onların yerine başkaları mı alındı. Hayır, onlar çalışıyor, iki yeni kişi atandı" şeklinde yanıt verdi.

'Devlet içerisindeki bir örgütle ilgili operasyon hazırlığı mı var?' sorusuna Arınç, "Biz operasyon makamı değiliz" şeklinde yanıt verdi.

Bir basın mensubunun "Sayın Başbakan'ın dinlendiği iddiası var" sözlerine yönelik Arınç, "Başbakanımızın dinlendiğine yönelik bir konuşma yapılmadı. Genel olarak bu konular konuşuldu. Konu üzerinde duyumlarımız ve elimizdeki bilgileri değerlendirdik. Yasadışı dinlemeler yapıldı mı bunları araştıracağız" dedi.

'Soruşturmada ismi geçen bakanlar istifalarını sundu mu' sorusuna Arınç, "Toplantıda bu konuda ne konuşulduğunu söylemem. Biz sayın bakanlarımızı seviyoruz, masum olduklarına inanıyoruz. Ama bir suça karışmışlarsa bu onları koruyacağımız anlamına gelmez. Ancaka bakanlarımız bize müsaade diyebilir veya Başbakanımız bunu isteyebilir. Ne yapacaklarını yakın zamanda görürüz" diye yanıt verdi.

'Açıklamalarınızda cemaati mi kastediyorsunuz' sorusuna Arınç, "Bu kadar laf söyledikten sonra siz cemaati mi kastediyorsunuz derken fikriniz ve zikriniz ortaya çıkar. Biz fitnenin söndürülmesi noktasındayız. Cemaat temiz olduğunu, Türkiye'ye hizmetler yaptığını, başındaki insanı ne kadar sevdiğimiz her yerde söylemiş bir insanız. Eğer bir alçaklık söz konusuysa bunu onlara atfetmek doğru değil. Bana bu soruyu sorarsanız, inciniriz" diye yanıt verdi.

Ayakkabı kutusundan ve Güler'in oğlunun evinden çıkan paralarla ilgili Arınç, "Sizin bunu internette gördük. Ben onun henüz gerçek noktasını bilmiyorum. Sosyal medya sorumsuz ve sınırsız bir alan. Nasıl oluyor da bunları daha biz göremezken internette yayınlanabiliyor. Doğru da olabilir yanlış daolabilir. Ben henüz onun gerçekliğinden bile emin değilim.
Para kutuları hiç aklıma gelebilecek bir şey değil. Bir banka müdürünün aldığı para bellidir. Mizansen midir bilemiyorum. yargı ne yapacaksa yapsın biz de bu evdeki görüntülerin gerçek olup olmadığını anlayalım. Umarım yanlış çıkar ama doğruysa adalet bunun gereğini yapsın" dedi.

ntvmsnbc.com, 18.12.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.