Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > 'Beceri' rekabeti

'Beceri' rekabeti
 

INSEAD'ın 'Küresel Yetenek Rekabetçiliği Endeksi', ülkelerin insan kaynaklarının beceri düzeyini arttırma yönündeki performanslarını tartışıyor.
Ekonomik üretiminde bir üretim faktörü olarak işgücünün ‘sayısal büyüklüğünün’ ötesinde sahip olduğu beceri düzeyi, üretkenliğini belirliyor. İşgücü ancak katma değerli faaliyetlerde kullanacağı becerilerle donatıldığında ekonomi için gerçek anlamda fark doğurabilecek bir faktör girdisine dönüşüyor. Dünyada niteliksiz işgücünde önemli ölçüde işsizlik sorunu varken, orta düzey ve yüksek beceri gerektiren mesleklerde işgücü açığı olması, insan kaynaklarının becerilerine sahip bir planlamanın önemini ortaya koyuyor. Avrupa’nın en önemli işletme okullarından INSEAD öncülüğünde hazırlanan ve geçen günlerde birincisi yayımlanan ‘Küresel Yetenek Rekabetçiliği Endeksi’ (Global Talent Competitiveness Index, GTCI) çalışması, ülkelerin bir taraftan yüksek becerili işgücü kapasitesini arttırma yönündeki politikaları ve konumlarını, diğer taraftan bu politika ve konum sonucunda elde edilen insan kaynağının büyüklüğü ve üretkenliğini tartışıyor.Çalışma 103 ülkenin altı ana başlık altına toplanmış 48 farklı göstergeye ilişkin sayısal bilgilerini bir araya getiriyor. Özünde bir ‘insan kaynağı’ girdisi ve çıktısı analizi olarak planlanan çalışma, ülkelerin beceri sahibi bireyleri yetiştirmek veya elde etmek üzere yaptıklarını (girdi) ve sonucunda bu ülkelerde halihazırda bulunan becerili işgücünü (çıktı) gösteriyor. Girdi boyutunda dört ana başlık bulunuyor: Ülkelerin yasal düzenleme, piyasa koşulları gibi beceri rekabeti stratejisinin oluşmasında ‘mümkün kılıcı’ faktörler (enablers), göç veya iş ilişkisi yoluyla dışarıdan veya ülke içindeki işgücünün hareket kabiliyeti, etnik ve cinsiyet farklılıklarına tolerans gibi beceriyi ‘cezbetme’ faktörleri (attract), okul eğitimi, iş eğitimi, yaşam boyu eğitim, sosyal ağların ve diyaloğun varlığı ve araştırma olanaklarından oluşan beceri tabanını ‘büyütme’ faktörleri (grow) ve emeklilik, vergi sistemi, sunulan yaşam kalitesi gibi beceriyi ‘elde tutma’ faktörleri (retain) bulunuyor. Çıktı tarafında iki farklı düzeydeki beceriye odaklanılıyor: Orta düzey ‘iş ve mesleki’ (labour and vocational, LV) beceriler, işgücünde teknik görevlerde ihtiyaç duyulan ve/veya mesleki eğitimle kazanılan becerileri kapsıyor. Yüksek düzey ‘küresel bilgi’ (Global Knowledge, GK) becerileri profesyonel, yönetsel ve lider rollerde bulunan ‘bilgi işleyicilerin’ sahip olduğu beceriler olarak sayılıyor. ‘İş ve mesleki’ beceriler başlığı ülkelerin söz konusu beceri düzeyine sahip işgücünü, bu işgücünün üretkenliğini ve üretkenliğe bağlı olarak kazancı gösteriyor. ‘Küresel bilgi’ becerileri başlığı kanun koyucular, üst düzey yönetici ve idareciler, profesyoneller ve araştırmacıları ve bu işgücünün yenilikçilik ve girişimcilik konularındaki performansını ortaya koyuyor. Çalışmanın geneline bakıldığında gelir düzeyi ile yetenek rekabetçiliği düzeyi arasında yakın bir ilişki olduğu gözlemleniyor. Listenin başında İsviçre, Singapur, Danimarka, İsveç, Lüksemburg ve Hollanda bulunuyor. İsviçre özellikle yenilikçilik, Singapur ise özellikle uluslararası öğrenci girişi konusunda başarılılar.

Türkiye, GTCI çalışmasında, 103 ülke arasında genel skorda toplam sıralamada 67. sırada, üst orta gelir grubu ülkeleri arasında 19. sırada ve Kuzey Afrika-Batı Asya bölgesi içerisinde 12. sırada! Türkiye’nin en geride bulunduğu alt skorlar arasında –işgücü arz ve talebinin birbiriyle hızlı bir şekilde eşleşerek denge ücret seviyesine ulaşabilmesini gösteren- işgücü piyasası esnekliği (87.), -yurtdışından sermaye ve insan kaynağı akışını gösteren- dışa açıklık (74.), işletme okullarının kalitesi (75.) ve devlet yetkilileri ile diyalog (81.) bulunuyor. Türkiye’nin göreceli olarak daha iyi konumda olduğu alt başlıklar ise yeni ürün geliştirmeye yönelik girişimcilik faaliyetleri (11.), teknik ve mesleki okullara devam (28.), üniversiteye katılım oranı (40.), şirket düzeyinde teknolojinin benimsenmesi (34.) ve iç piyasa rekabet yoğunluğu (14. sırada) yer alıyor. Sözün özü, Türkiye’nin ekonomide rekabetçiliğini arttırarak yüksek gelir düzeyine ulaşabilmesi için insan kaynaklarının beceri düzeyinde bir atılım gerçekleştirmesi zorunluluğu ortaya çıkıyor. Bu atılım, mevcut insan kaynaklarının eğitimi ve elde tutulması ile olduğu kadar, sağladığı uygun çalışma ve yaşam ortamı ve imkânları ile küresel insan kaynakları havuzundan daha fazla pay alması ile mümkün olabilecek.

 

Radikal, 01.12.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.