Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Demokratik Açılım > Açılım için yasa değişikliği 2010'da

Açılım için yasa değişikliği 2010'da

Başbakan gazete ve televizyonların yayın yönetmenlerine verdiği iftarda Kürt açılımında kısa vadede mevzuat ve genelgelerde, orta vadede yasalarda, uzun vadede anayasada değişiklik olacağını anlattı

İSTANBUL - Başbakan Tayyip Erdoğan, gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ve köşe yazarlarına dün verdiği iftar yemeğinde Kürt açılımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, sürecin kısa, orta ve uzun vadeli adımları olacağını anlattı.
Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde verilen iftara Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, AK Parti Medya ve Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen ve 40 davetli katıldı. Davetliler arasında tek kadın gazeteci ise Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı’ydı. Erdoğan özetle şunları söyledi:
Proje Meclis’e gelecek: “Muhatap olarak milletimizi, onların vekillerini görüyoruz. O yüzden demokratik açılım projemiz önce parlamentoya gelecek. Oluşmuş, yüzde 100 kesinleşmiş bir içerik yok. Bunu müzakere ediyoruz. Etmeye de devam edceğiz. Çünkü bu bir süreç. Hak ve özgürlüklerdeki kısıtlamalardan tutun da işsizliğe kadar sorun alanları nelerse, hepsini kapsayacak. Sorumluluk hükümetimizindir.
Normal oturum: Önce kapalı oturum düşündük. Ama MHP lideri Devlet Bahçeli ‘Biz bunu teşhir ederiz’ diyebildi. Anayasa’ya rağmen diyebildi. Şimdi yeniden değerlendiriyoruz. Normal oturum da olabilir.
30 katrilyonluk yatırım: Açılım yeni bir şey de değil. Parti programımızda bu var. Ben 2005’te Diyarbakır’da bir konuşma yaptım. Ayrıca iktidara geldiğimizden beri bugüne kadar bölgeye yaptığımz yatırımların tutarı 25-30 katrilyonu buldu.
Diğer etnik kimliklere çözüm: “Biz Kürt açılımı diye başladık ama daha sonra demokratik açılım demenin daha uygun olduğuna kanaat getirdik. Türkiye’de Kürt kökenle vatandaşlarımızın da Türk kökenli vatandaşlarımızın da Lazların, Boşnakların vs de sorunları var. Hepsinin aynı anda çözülmesini arzu ediyoruz. Derdimiz ayrımcılığı ortadan kaldırmak. Mesela bir yandan Alevi çalıştayları yapıyoruz. Bu da demokratik açılımın bir parçası. Hepsi bir bütünün parçaları. Bu açılımı tereddüte yer bırakmadan sürdüreceğiz. Olayı sadece Kürtlerin sorunu diye görürsek, yanlış yaparız.
Baykal’a mektup: Bahçeli ve Baykal’a diyoruz ki, gelin söyleyin şurası yanlış deyin. Biz de orayı çıkaralım. Biz bir inat içinde değiliz. Şimdi sayın Baykal’a mektup yazacağım. Benimle görüşmeyi kabul ederse görüşeceğim. Etmezse ne yapayım? Ondan sonra Başbakan olarak da Genel Başkan olarak da yapabileceğim fazla bir şey kalmıyor. O zaman dağ taş yürürüm, halkıma anlatırım. Biz isteyen değiliz. Gelin diyoruz, bu projeyi birlikte oluşturalım. Bu da AK Parti’nin projesi olmasın. Bir milli birlik projesi olsun istiyoruz. AK Parti bu projenin ortak işletenlerinden biri olsun.
2010’da orta vade adımlar: Bu bir paket değil. Paketlerin başı ve sonu vardır. Biz o yüzden açılıma süreç diyoruz. Kısa, orta ve uzun vadesi var bu sürecin. Kısa vadeden kastımız ilk adımlardır. Yani çeşitli mevzuat, genelge değişiklikleri. Orta vade yasalardaki değişikliklerdir. Büyük bir ihtimalle 2010’da bu adımlar atılır. Ama ihtimaller dairesinde konuşuyorum. Uzun vadeden kasıt ise eğer gerekiyorsa anayasa değişikliği gerektiren şeylerdir.
DTP’lilere rica ettim: Ben daha önce, biliyorsunuz DTP’lilerle görüştüm. O görüşmede açıkça söyledim Terörist başını kendimize muhatap almayız. Bir terör örgütünü kendimize muhatap almayız. Bunu onlara söyledim ve rica ettim ‘Lütfen söylemlerinize dikkat edin’ dedim. Ne kadar dikkat edip etmediklerini görüyorsunuz.
Pişmanlık yasası: Etkin pişmanlıkta bir değişiklik yapıp yapmamayı konuşuruz. Bir değişiklik gerektiğini ve faydalı olacağını söyleyenler de var. Yürürlükteki düzenlemenin yeterli olduğunu söyleyenler de.
Operasyonlar: Operasyonlar konusunda bir gerçeği kabul edelim. Karşımızda elinde silah dağlarda dolaşan, kendi ifadeleriyle gerillalar var. Halkımızı tehdit ediyor bunlar. Güvenlik güçleri kendi halkını korumak için var. Bu adı üstünde güvenlik gücü. Elbette operasyon yapacak. Karşılıklı silah bırakılsın deniyor. Ne demek bu? Güvenlik güçü neden siah bıraksın. Olurmu öyle şey? Silah bırakması gereken terör örgütüdür.”
DTP’nin oyu tehditle: DTP Kürterin temsilcisi de değildir. Aldıkları oyun çoğu da tehditledir.
Oy kaybetme riski: Ben her türlü riski aldım derken, kastettiğim şey, oy kaybetme riskidir.
Azınlıklar: Demokratik açılımı azınlıklar konusunda da sürdüreceğiz. Bu konuda da medyadan yardım istiyorum. Ben Batı Trakya’daki soydaşlarımı korumak isterken, buradaki azınlıklara da sahip çıkmam lazım. Her şey mutekabiliyet değildir.

Merkez Bankası’nın özerkliğine eleştiri
Erdoğan, ekonomi alanında da şu mesajları verdi: “Bizim için IMF ilişkisi iki sebeple önemli. Bir IMF’nin verdiği akreditasyon önemli. İki, IMF ucuz para satıyor. Ama şunu da söyleyeyim. Biz iktidarımız döneminde IMF ile çok iyi pazarlık ettik. Hep şunu diyoruz. Ekonomiyi konuşalım ama iş siyasi konulara gelince, orada duralım. Mesela Gelir İdaresi’ni özerk yap diyorlar. Bu bir siyasi taleptir. Biz Gelir İdaresi’ni reforme edeceğiz ama özerk yapmayacağız. Zaten bir özerk kurumlar konusunda bazı sıkıntılarımız var. (Mesela hangileri diye sorulunca) Mesela Merkez Bankası’nın özerkliği. Enflasyon yükselince hesabı kim veriyor? Vatandaş bana soruyor. Davul benim ve hükümetin boynunda, tokmak başkasının elinde.”

Radikal, 18.09.09

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.