Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Cezaevleri boşalacak

Cezaevleri boşalacak

Mesud Barzani ve Şivan Perwer’i ağırlayan Diyarbakır’da, tarihî bir gün yaşandı. Genel af sinyali veren Başbakan, “Dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak” dedi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Diyarbakır’da yaptığı konuşmada “Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını göreceğiz” dedi. Başbakan’ın bu sözleri “af sinyali” olarak yorumlandı. Toplu açılış ve nikâh töreni için Diyarbakır’a giden Erdoğan, konuşmasında ilk kez Kürdistan kelimesini de kullandı. Fakat TRT Türk ekranında bu haber verilirken Kürdistan yerine Kürt bölgesi dendi.

Irak Kürdistanı Başkanı Mesud Barzani, ünlü Kürt sanatçı Şivan Perwer ve İbrahim Tatlıses’le birlikte halkın karşısına çıkan Erdoğan, Türk ve Kürt halklarını kardeş olduğunu vurguladı. Erdoğan konuşmasının başında, Mesud Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani ve Mahabad Kürt devletinin Cumhurbaşkanı Kadı Muhammed’den söz etti. Köyleri yakılan, akrabaları katledilen, yerlerinden yurtlarından sürgün edilen Molla Mustafa Barzani’nin 82 yıl önce Türkiye’ye geldiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“KARDEŞLERİ KUCAKLADI”

“Buradaki kardeşleri onları kucakladı, ‘Burası sizin evinizdir’ dediler. Ekmeklerini onlarla paylaştılar. Gelenler, ‘Biz idam edilmeyi bekliyorduk. Bizi tutuklamak ve asmak için ağır baskı vardı. Ama biz seve seve geldik. Ölsek de Türkiye’de ölmek istiyoruz. Burada çok iyi muamele gördük’ dediler. Bunu söyleyen Molla Mustafa Barzani’ydi. İşte bugün Molla Mustafa Barzani’nin oğlu değerli dostum Mesud Barzani’yi burada ağırlıyorum. Kardeşlerinizin ülkesine, Diyarbakır şehrimize hoş geldiniz. Sizin şahsınızda Kuzey Irak Kürdistan bölgesindeki kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyorum.

“AHMET KAYA DA GÖRSEYDİ”

Bugün büyük bir kucaklaşmaya şahit oluyoruz. Tam 37 yıl süren bu anlamsız acı ve kederli özleme son verdik. Hoşgeldin Şivan Perwer diyoruz. Keşke bugün, ‘Ağlama sen ağlama kanlı bezler bağlama. Bu yangın söner bir gün ağlama Diyarbakır’ diyen Ahmet Kaya da aramızda olsaydı. Ah diyorum o da burada olaydı. Çünkü ben hapse giderken o da uğurlamaya gelmişti. Perwer’in dediği gibi o yaralı yürekti. Tatlıses ve Perwer’i keşke Diyarbakır’da yan yana göreydi.

“ACISINI BİLİRİM”

Bir anne çocuğuyla kendi dilinde, annesiyle konuşmuyorsa bundan daha acı ne olabilir? Perwer’in kasetlerinin gizli gizli dinlendiğini bilirim. Faili meçhullerin acısını bilirim. Birlikte yaşadık. Rengi farklı olabilir ama aynı zulmü, aynı ötelenmeyi hep bu toplumda birlikte yaşadık. 2005 yılında söyledim. ‘Sizin meseleniz benim meselemdir,’ dedim. O günden beri sözümüzün arkasındayım. Tehdit ettiler, tuzaklar kurdular, partimizi kapatmak istediler ama biz tek bir adım geri atmadık. Tek başımıza bu yolda ilerledik. Bu işi çözeceğiz dedik. Ezelden beri nasıl kardeşsek yine kardeşiz dedik. Kürt de Türk de benim kardeşim. Lazı, Gürcüsü, Boşnak’ı da benim kardeşim dedik. Candan, serden vazgeçilecekse geçeriz dedik. Gençlerin ölümüne son vermeye ahdettik. Red ve asimilasyon politikalarına biz son verdik. Yeni Türkiye’yi inşa ediyoruz. Bu ülkedeki herkesle birlikte inşa ediyoruz. 1920 Meclis’inde Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkes nasıl bir olduysa, Cumhuriyeti nasıl birlikte kurduysa o kardeşlik ruhuyla yeniden imar ediyoruz. Diyarbakır’ın tehdit ve sabotaja karşı tek yürek olmasını istiyorum.

“ARTIK YETER”

Çocukların kanı üzerinden hesap yapanlara halkın ‘yeter artık’ demesi gerekiyor. Artık kimse yoksul Kürt çocuklarının kanı üzerinden siyaset yapmasın. Gelecek çok daha farklı olacak. Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, birlikte yeni Türkiye olduğunu göreceğiz. Hiç endişeniz olmasın.”


“Tek parti anlayışına müsaade etmeyiz”

“Doğu ve Güneydoğu’da yeni bir tek parti anlayışının hüküm sürmesine müsaade etmeyeceğiz. Farklılıklara tahammül edemeyenler bu bölgeye refah getiremezler. Yazarlara, şairlere, gazetecilere, sanatçılara, sesiyle, sözüyle gönüller fethetmiş ozanlara tahammül edemeyenler bölgeye barış getiremezler. Kendileri gibi düşünmeyenlere kastedenler bölgeye demokrasi getiremezler. Kendilerinden başkasına hayat ve siyaset hakkı tanımayanlar bölgeye birlik getiremezler. Biz sizi seviyoruz. Biz size efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik. Vicdanınızın gönlünüzün sesine hep kulak verin. Karar verirken vicdanla, kalple, gönülle karar verin. Bizim aracılara, tercümanlara ihtiyacımız yok.”

Taraf, 17.11.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.