Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Başbakan: "Cezaevlerinin boşaldığını inşallah göreceğiz"

Başbakan: "Cezaevlerinin boşaldığını inşallah göreceğiz"

Başbakan tarihi Diyarbakır ziyaretinde önemli mesajlar verdi. Başbakan, "Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını inşallah göreceğiz" dedi. Erdoğan, sürecin kararlılıkla devam edeceğinin altını da çizdi.

Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:

"Sezai Karakoç diyor ki Diyarbakır sadece Türklerin değildir, Diyarbakır sadece Kürtlerin değildir, Diyarbakır sadece Arapların değildir, tıpkı Erbil gibi Diyarbakır hepimizindir.

Yüzyıl önce bu topraklarda adeta cetvelle sınırlar çizildi ama bizim muhabbetimize sınır çizemezler. Bizim ortak tarihimize, ortak medeniyetimize, ortak geleceğimize sınır çizemezler. Bizim gönüllerimizi hiçbir zaman birbirinden ayıramazlar. Bunu böyle bileceğiz, onun için rahat olacağız ve geleceğe aynı aşkla, aynı inançla yürüyeceğiz.

Diyarbakır, kardeşlik şehri Diyarbakır! Biz kardeşiz, ezelden kardeşiz, ebede kadar kardeşiz. Biz sadece yol arkadaşı değiliz, kader arkadaşıyız. Biz pazara kadar değil mezara kadar, mahşere kadar biriz beraberiz."

"Bu Cumhuriyet senin Cumhuriyetindir"

Başbakan Erdoğan, "Diyarbakırlı kardeşim, Kürt kardeşim, Türk kardeşim, Zaza kardeşim, Arap kardeşim, bu Cumhuriyet senin Cumhuriyetindir. Bu Cumhuriyet ne kadar İzmirlinin ne kadar İstanbullunun ne kadar Ankaralının Cumhuriyetiyse işte o kadar da senin Cumhuriyetindir, bu devlet senin devletindir, bu bayrak senin bayrağındır, sen herkes gibi, 76 milyon gibi bu ülkenin öz be öz vatandaşı, bu Cumhuriyet'in, bu vatanın, bu bayrağın, bu devletin sahibisin" diye konuştu.

Başbakan şöyle konuştu:

"Yazarlara, şairlere, gazetecilere, sanatçılara, sesiyle, sözüyle gönüller fethetmiş ozanlara tahammül edemeyenler bölgeye barış getiremezler. Kendileri gibi düşünmeyenlere kastedenler bölgeye demokrasi getiremezler. Kendilerinden başkasına hayat ve siyaset hakkı tanımayanlar bölgeye birlik getiremezler. Meselesi hizmet olmayanlar, millete aşkı sevdası olmayanlar
bu bölgeye tebessüm getiremezler.

Zalimin değil, kendi halkının, kendi kardeşlerinin, mazlumların yanında durmak esastır. Ayrılıktan, çatışmadan, savaştan yana değil her zaman barıştan, dostluktan, kardeşlikten yana olmak önemlidir. İşte onun için Kak Mesut başarılı oldu. İşte onun için Mesut kardeşim tarih yazdı."

"Sorumluluğunuz büyük"

Başbakan Erdoğan, "Diyarbakır huzurlu olursa Erbil daha huzurlu olur eğer Diyarbakır huzurlu olursa Kamışlı daha da huzurlu olur, Diyarbakır refah içinde, barış içinde olursa Türkiye refah, barış ve huzur içinde olur" şeklinde konuştu.

Erdoğan, "Unutmayın, sizin sorumluluğunuz büyük. Bu yeni süreçte Diyarbakır'ın hakem olmasını, mürşit olmasını, sürece yol göstermesini, sürece ışık tutmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

"Tek parti anlayışına müsaade etmeyeceğiz"

"Cumhuriyetin ardından olduğu gibi bir tek parti zihniyetinin, dayatmaların, zulümlerin, farklı formatlarda inkar ve reddin oluşmasına asla izin vermeyeceğiz" diyen Erdoğan, "Doğu Anadolu'da, Güneydoğu Anadolu'da yeni bir tek parti anlayışının hüküm sürmesine müsaade etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

 

cnnturk.com, 16.11.2013

Erdoğan'dan Diyarbakır'a çağrı

Diyarbakır’da konuşan Başbakan Erdoğan, çözüm sürecine destek vermeye çağırarak, “Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, 76 milyonun kucaklaştığını; birlikte yeni Türkiye olduklarını göreceğiz” ifadelerini kullandı. 37 yıl sonra yurda dönen şarkıcı Şivan Perwer’e “Yuvana hoş geldin” diyen Erdoğan, Ahmet Kaya’yı da ölüm yıldönümünde unutmadı: “Keşke o da burada olsaydı.”

İki günlük temaslarda bulunmak üzere kente gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'yle birlikte toplu tesis törenine katıldı.

37 yıl sonra Türkiye'ye gelen dünyaca ünlü şarkıcı Şivan Perwer de törende hazır bulundu.

Törende bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, önemli mesajlar verdi.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

 

“Ey Diyarbakır, Kardeşlik şehri Diyarbakır. Sizi yürekten selamlıyorum. Sizleri hasretle selamlıyorum. 81 vilayetimizin tamamını selamlıyorum. Diyarbakır’ın kardeşi Erbil’i buradan selamlıyorum.

Molla Mustafa Barzani’nin oğlu dostum Mesud Barzani’yi bugün Diyarbakır’da ağırlıyoruz. Barzani’yi bugün bir kez de Diyarbakır’da ağırlıyoruz. Sizin şahsında Kuzey Irak Kürdistan bölgesindeki kardeşlerimizi selamlıyoruz.

 

Biz Erbil’de kendimizi kendi şehrimizde hissettik. Siz de Diyarbakır’da kendinizi şehrinizde hissedin. Bugün büyük bir kavuşma ve kucaklaşmaya şahit oluyoruz.

'YUVANA HOŞGELDİN'
Tam 37 yıl süren bu anlamsız, kederli ve acı özleme bugün son veriyoruz. Evine, yuvana, vatanına nihayet hoş geldin Şivan Perwer diyorum.

Ah keşke o da aramızda olsaydı. ‘Ben yandım siz yanmayın Allah aşkına’ diyordu. Vatana, kardeşe ve hasret şekilde 13 yıl önce gurbette hayata veda etti. Ahmet Kaya’yı vefatının 13. yılı nedeniyle rahmetle anıyorum. Ah o da burada olsaydı.

'PAZARA KADAR DEĞİL, MEZARA KADAR'
Diyarbakır, kardeşlik şehri Diyarbakır! Biz kardeşiz, ezelden kardeşiz, edebiyete kadar kardeşiz. Biz sadece yol arkadaşı değiliz, kader arkadaşıyız. Biz pazara kadar değil mezara kadar, mahşere kadar biriz, beraberiz.

Şam’ın ağıdı bizim ağıdımızdır. Suriye’de zalim Esad’ın akıttığı kan kardeşimizin kanıdır. Zalimler sofrasına oturanlardan olmayacağız.

Rengi ve şekli farklı olabilir ama aynı ötelenmeyi, dışlanmayı bu topraklarda birlikte yaşadık. Biz 'bu işi çözeceğiz' dedik, 'kardeşliğimizi perçinleyeceğiz' dedik. 'Baldıran zehri içmek gerekiyorsa içeriz' dedik. 'Yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz' dedik. İnkar, ret ve asimilasyon politikalarına biz son verdik. Yeni bir Türkiye inşa ediyoruz.

'BU DEVLETİN SAHİBİSİN'
Diyarbakırlı kardeşim, Kürt kardeşim, Türk kardeşim, Zaza kardeşim, Arap kardeşim; bu Cumhuriyet senin Cumhuriyetindir. Bu Cumhuriyet ne kadar İzmirlinin ne kadar İstanbullunun ne kadar Ankaralının Cumhuriyetiyse işte o kadar da senin Cumhuriyetindir, bu devlet senin devletindir, bu bayrak senin bayrağındır. Sen herkes gibi, 76 milyon gibi bu ülkenin öz be öz vatandaşı, bu Cumhuriyet'in, bu vatanın, bu bayrağın, bu devletin sahibisin.

Artık hiçkimse hiçkimseyi hor göremez. Hiçkimse hiçkimseye ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapamaz. Yeni Türkiye’de ayrımcılık, ötekileştirme, horlama olamaz. İnkar, ret ve asimilasyon olmayacak. Alevi de Sünni de bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Yeni bir tek parti anlayışının hüküm sürmesine izin vermeyeceğiz.

'BAŞKASINA HAYAT HAKKI GÖREMEYEN BARIŞ GETİREMEZ'
Kendinden başkasına hayat ve siyaset hakkı göremeyenler bu bölgeye barış getiremezler. Yazarlara, şairlere, gazetecilere, sanatçılara, sesiyle, sözüyle gönüller fethetmiş ozanlara tahammül edemeyenler bölgeye barış getiremezler. Kendileri gibi düşünmeyenlere kastedenler bölgeye demokrasi getiremezler. Kendilerinden başkasına hayat ve siyaset hakkı tanımayanlar bölgeye birlik getiremezler. Meselesi hizmet olmayanlar, millete aşkı sevdası olmayanlar bu bölgeye tebessüm getiremezler.

Biz sizi seviyoruz. Yaradandan ötürü seviyoruz. Size efendi değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim tercümana ihtiyacımız yok. Biz her zaman gönül diliyle konuşacağız.

HALİSE TEYZE'Yİ ANLATTI
Bana Halise Teyze’yi anlattılar. Bu katılımın arasında mı bilemiyorum. Duydum ki ‘Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a geliyormuş’ diye heyecanlanmış. ‘Bir yıldır hiç çocuğumuz ölmedi’ diye bize hayır duası ediyormuş. 81 vilayet bizim için dua ediyor. Bir yıldır askerimiz, polisimiz şehit olmuyor. Bir yıldır gençlerimiz bir hiç uğuruna ölüp gitmiyor. Artık ocaklar sönmüyor. Sadece dağlarımızda değil, şehirlerimizde de çiçek açıyor.

Bu bahardan rahatsız olanlar da var. Uyuşturucu satamadığı için, gençlerin kanını içemediği için rahatsız olanlar var. İçeride de dışarıda da var. Kepenkler kapanmadığı için rahatsız olanlar var. Yoksullukla mücadeleden rahatsız olanlar var.

NUSAYBİN'DEKİ SALDIRI
Dün Nusaybin’de bir sabotaj gerçekleştirdiler. Huzura, kardeşliğe kurşun sıktılar. Bunlara fırsat vermeyiniz. Siz bu sürece sahip çıkarsanız inanın bu süreç büyüyecek. Diyarbakırlılar bu fidanlara sahip çıkarsa bu fidanlar çınar olacak. Unutmayın, söz silahtan etkilidir. Zalimin değil, kendi halkının kardeşlerinin yanında durmak esastır.

Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, 76 milyonun kucaklaştığını; birlikte yeni Türkiye olduklarını göreceğiz.

DİYARBAKIR'DAN ÇAĞRI
Diyarbakır’ın bu sürece sahip çıkmasını istiyorum, tek yürek olmasını istiyorum. Diyarbakır’ın çocuklarımızın canı ve kanı üzerinden hesap yapanlara ‘yeter artık’ demesini istiyorum. Artık hiç kimse yoksul Kürt ve Türk çocuklarının kanı üzerinden rant hesabı yapmasın.

'DİYARBAKIR HUZURLU OLURSA ERBİL DE OLUR'
Diyarbakır huzurlu olursa Erbil daha huzurlu olur eğer Diyarbakır huzurlu olursa Kamışlı daha da huzurlu olur, Diyarbakır refah içinde, barış içinde olursa Türkiye refah, barış ve huzur içinde olur.

Unutmayın; sizin sorumluluğunuz büyük. Bu yeni süreçte Diyarbakır'ın hakem olmasını, mürşit olmasını, sürece yol göstermesini, sürece ışık tutmasını istiyorum."

 

ntvmsnbc.com, 16.11.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.