Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan anayasal haklarını bilmiyor

Erdoğan anayasal haklarını bilmiyor

Akademisyenler ve hukukçular Başbakan Erdoğan’ın sözlerini Taraf’a değerlendirdi
Sosyolog, Prof. Dr. Ayhan Aktar: Türkiye normalleşiyor bence bunun anlamı bu. Biz AKP hükümetini reformcu bir hükümet olarak görüyorduk. Epeyce bir süredir bu reformculuk bitti. AKP muhafazakâr bir parti olmak yolunda son derece emin adımlarla ilerliyor. Bu muhafazakârlığın bir boyutu olarak tabii ki dünyanın her tarafında olduğu gibi yani İngiltere’de İsveç’te, başka ülkelerde olduğu gibi ahlak zabıtalığına soyunarak önümüzdeki seçimde kendi tabanını kenetlemek istiyor. Yaptığı iş budur. Ne yaparsa yapsın genç kızlar ve erkekler Başbakan’a sorup herhangi bir iş yapmayacak. Kafalarına göre takılacaklar. Toplumun kahir ekseriyeti Başbakan’a katılabilir ama benim için önemli olan 18 yaşını aşmış genç bir kız ve erkeğin ne düşündüğü ne yaptığıdır. Başbakan konuşur hayat devam eder.

İLKEL BİR MEKANİZMA

Sosyolog Prof. Dr. Ayşe Öncü: “Dünyanın hiçbir yerinde bir Başbakan’ın böyle işlerle uğraşması olacak iş değil. Devletin ahlak polisliğini yaparak mahalleliliği kışkırtıyor. Vatandaşın başka vatandaşı ahlaki olarak ihbar ettiği mekanizma ilkel bir mekanizmadır. Başbakan tarafından teşvik edilerek konu komşunun birbirini ihbar etmesiyle cadı avı başlatılması duyulmuş görülmüş bir şey değil.”

POLİSİN YETKİSİNİN DIŞINDA

Avukat Erdal Doğan: “Kızlı erkekli öğrenciler aynı evde kalıyor diye bir yaptırım kesinlikle yok. Böyle bir bahane ile evleri basıyorlarsa bu büyük bir ahlaksızlıktır. Çünkü bunun hukuken bir karşılığı yok. Başbakan kafasında bir şey tasarlıyorsa bunu bilemeyiz. Böyle bir şeye müdahale edebilecek hukuksal bir zemin yok. Hukuksal olarak ev sahibi ile kiracı arasındaki ilişki düzenleyen bir sözleşme vardır. Bu sözleşme ötesinde evi kiralayanlara dair adli veya polisiye hiçbir önlem veya yaptırım olamaz.”

OLAYI TERÖRE BAĞLAYABİLİR

Taraf yazarı Emre Uslu: “Yapabilecekleri iki uygulama var. Bunun birincisi ahlaki açıdan. Komşular, kızlı erkekli kalıyorlar diye polise şikâyet ettiklerinde ne polis, ne vali bir şey yapabilir. Polis gelir ama sadece şikâyetçi olanlara ‘savcılığa suç duyurusunda bulunun’ diyebilir. Ama böyle bir şikâyet bile olsa savcılıktan da hiçbir şey çıkmaz.

İkinci ihtimal ise Başbakan muhtemelen bu söylemlerini, bu evleri terör örgütlerine bağlayacak. Yani özellikle solcu gençlerin benzer şekillerde kalmış olması durumunda bu evle ilgili şikâyetler gelirse polisin işte o zaman yapabileceği şeyler var. Zaten istihbarat birimi dediği şey ahlakla ilgili değil çünkü istihbarat fuhuşla ilgilenmez. Başbakan bir açıklama yaptı, bu açıklamada kendi kafasındaki o ahlakçı kafayı yansıttı. Şimdi de durumu kurtarmak için olayı teröre bağlayacak.

ANADOLU’YA MESAJ VERİYOR

KONDA Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem: “Bu gençler fuhuş adı altında basılacaksa skandal olur. Çünkü öğrenciler kendi istekleri ile kızlı erkekli aynı evde oturuyorlar diye bir yaptırım yapılamaz. Böyle bir şeyi yapabileceklerini düşünmüyorum. Bence Başbakan sadece politika yapmış. Halka demek istiyor ki, ‘Ben bunlarla meşgulüm. Anadolu’nun da yapısını, ananelerini biliyorum, Anadolu halkı böyle bir şeye müsaade etmez biz de onların yanındayız’. Ama böyle bir uygulama olursa da Avrupa Birliği müsaade etmez. Diplomatik olarak bu yapılan uygulamayı tasvip etmediklerini özel olarak belirtip, kınarlar.”

Avrupa Birliği Uzmanı Emre Gönen: “Hukuken suç teşkil etmeyen hiçbir şey kovuşturulamaz. Komşular ahlaka uygun değil diye şikâyet ederse bile böyle bir suç teşkil etmesi için ortada kanunda yazan birtakım şeylerin olması lazım. Kızlı erkekli aynı evde yaşıyorlar diye hukuk devletinde bir uygulama yapamazsınız. Bir hukuk devletinde kadın ve erkeğin aynı evde kalmaları suç olmadığı için valiler de gereğini yapamaz.”

AB Uzmanı Dr. Cengiz Aktar: “Böyle bir uygulama olursa Avrupa Birliği bunu bireysel hak ve özgürlükler çerçevesinde değerlendirir ve Türkiye ile ilgili hazırlayacağı bir raporda bu uygulamayla alay ederler.”

KENDİ KASABA ZİHNİYETİNDE GÜNAH

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Baskın Oran: “Erdoğan çok tutarlı davranıyor. 1994’te ‘Ben bu şehrin imamıyım. İnsanların günah işlemesini engellemek de benim görevimdir’ dedi. Kendi kasaba zihniyeti içinde kız erkek öğrencilerin birarada bulunması günah olduğu için bu günahı engelleyip onların ruhlarını kurtarmaya çalışıyor.”

 

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Yüksel Taşkın:

Temel hak ve özgürlükler anayasayla güvence altına alınmış. İnsanların yaşama özgürlüğü, konut dokunulmazlığı vs bunların hepsi güvencelenmiş. Bence Başbakan kendi anayasal sınırlarını bilmiyor. Hükümetin böyle bir görevi yoktur. Başbakan bu tür hamlelerle kendi potansiyel seçmenini konsolide ettiğini düşünüyor. CHP’yi de ulusalcı refleksler vermeye itiyor. Oy kazanma uğruna tipik, ucuz, seçmenini de hafife alan uygulamalar bunlar. Seçmenin bir noktada bunları aşacağını düşünüyorum. Eğer muhalefet bu tuzağa düşmeyip tartışmayı temel hak ve özgürlükler boyutuyla ele alırsa boşa çıkan bir hamle olur. Başbakan kendi konumunu abartmamalı. Hiç girmemesi gereken alanlar bunlar, çok sakıncalı alanlar.
 

 

Taraf, 06.11.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.