Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > KCK'dan Demokratikleşme Paketi'ne tepki

KCK'dan Demokratikleşme Paketi'ne tepki

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ındün açıkladığı demokratikleşme paketine tepki gösterdi. KCK tarafında yapılan açıklamada paket ile çözüm sürecinin sabote edildiği belirtildi.

‘KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın açıkladığı ‘Demokratikleşme Paketi’ne tepki gösterirken, “Bu yaklaşım başlı başına Kürt Halk Önderinin başlattığı süreci sabote etme anlamına gelmektedir. AKP gelinen aşamada ortada bir süreç bırakmamış, şimdiye kadar yaptığı oyalama politikasını sürdürme ve bildiğini okumada ısrarını bir daha sürdürmüştür” iddialarında bulunuldu.

PKK ’ya yakın internet sitelerinde KCK adına yapılan açıklamada, “Yöntemi demokratik olmayanın açtığı paket de demokratikleşmeyi getiren adımları ihtiva etmemiştir. Zaten etmesi de mümkün değildir” iddiasında bulunurken, hükümetin izlediği politikalar ve açıkladığı pametle ortaya koyduğu tutuma bir deklarasyonla yanıt verileceği yer aldı. Paket ile ilgili tutumu belirtmek amacıyla yapıldığı belirtilen açıklamada, AK Parti’nin Kürt sorununu anlamadığı ve ciddi yaklaşmadığı iddiasında bulunurken, ‘Demokratikleşme Paketi’ ile çözüm değil, çözümsüzlüğün bir politika olarak benimsediğini ortaya koyduğu savunuldu. KCK açıklamasında, “Bu pakette açıklananlarla oyalama yapıp bir seçim daha kazanmaktan başka bir şey düşünülmediği anlaşılmıştır. Türkiye’nin en temel sorununa bir seçim hesabı ekseninde yaklaşmak ve oyalama için toplumun önüne birkaç kırıntı atmak bu hükümetin bu sorunu çözme zihniyeti ve kapasitesinde olmadığını göstermiştir. Zaten yöntemi demokratik olmayan bir siyasi çalışmadan temel demokratikleşme sorunlarını çözmesi beklenemezdi. Demokratik olmayanlar gerçek demokratikleşme adımları da atamazlar” denildi.

“OYALAMA POLİTİKASI”

AK Parti hükümetinin bu tutumuyla Abdullah Öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin sorunu çözmek için ortaya koyduğu irade, attığı adımlara ve yaptığı büyük fedakarlıklara basit yaklaştığını ortaya koyduğu ileri sürüldü. Açıklamada, ‘Kürt Halk Önderi’ olarak nitelendirilen Abdullah Öcalan’ın sorunu çözmek ve Türkiye’yi kalıcı barışa kavuşturmak için önemli adımlar atarken, hükümetin gayri ciddi yaklaşarak çözüm için atılmış bu önemli adımları seçim hesaplarına ve bir tarz haline getirdiği, yıllardır sürdürülen oyalama politikasına kurban ettiği savunuldu. KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı’nın açıklamasında şu iddialar yer aldı:

"BU YAKLAŞIM SÜRECİ SABOTE EDİYOR"

“Herkes bilmelidir ki, Kürt halk Önderi ve Kürt Özgürlük Hareketi AKP hükümeti yeni bir oyalama fırsatı ve zamanı bulsun ve bir seçim daha kazansın diye bu adımları atmamıştır. AKP hükümetinin Kürt Halk Önderinin ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin attığı adımları Kürt sorununu çözme ve kalıcı barışı sağlamak için ele almadığı açıkça görülmüştür. AKP, sağlanan çatışmasızlığı ve yaratılan çözüm zeminini Kürt Halk Önderini bir araç haline getirmek ve Kürt Özgürlük Hareketi’ni de tasfiye etmek için zaman kazanma ve pozisyonunu güçlendirmek için değerlendirmeye çalışmaktadır. Bu yaklaşım başlı başına Kürt Halk Önderinin başlattığı süreci sabote etme anlamına gelmektedir. AKP gelinen aşamada ortada bir süreç bırakmamış, şimdiye kadar yaptığı oyalama politikasını sürdürme ve bildiğini okumada ısrarını bir daha sürdürmüştür. Kürt sorununu bir halkın ulusal varlığını tanımama ve siyasi iradesini kabul etmeme politikası yaratmıştır. Çözümü de ancak Kürtleri bir ulusal toplum olarak tanımak, siyasi iradesini muhatap almak ve toplumsal haklarıyla birlikte kendi kendini yönetme hakkını tanımakla sağlanır. Kürtleri bir toplum olarak tanımayan, toplum olmaktan kaynaklı haklarını kabul etmeyen, siyasi iradesini muhatap almayan hiçbir yaklaşım ve politika Kürt sorununu çözemez.”

Çözümün sorunu yaratan kesim tarafından “Ben sana şunu bunu veriyorum, ya da vermiyorum” demesiyle gerçekleşemeyeceği öne sürülen açıklamada, hükümetin Kürtlerin neye hakkı olup olmadığını kendisinin tespit edemeyeceği bunların Kürtlerin siyasi iradesi olan kurum ve önderlerle tartışarak ve müzakere ederek tespit edilebileceği iddia edildi. Açıklamada, “Çözümü sağlatacak adımlar böyle atılır. Bunun dışındaki her yaklaşım Kürt sorununu yaratan zihniyetin devam etmesi anlamına gelir. Bu da siyasi egemenliğini sürdürmek ve Kürtleri kültürel soykırıma uğratmakta ısrar etmektir. Bu paketi açıklayan zihniyet, Kürt sorununu yaratan zihniyetin kendini yeni koşullara uydurmuş bir versiyonudur. Bu paketle açıklananlar da siyasi sömürgeciliğin sürdürüleceği ve kültürel soykırımın devam ettirileceği anlamına gelmektedir” görüşü savunuldu.

Abdullah Öcalan ile bir yıl önce başlayan görüşmeler sonucu demokratik zihniyetin ve demokratik siyasetin devreye girmesini ve bu temelde Kürt sorununun çözümünün hedeflendiği belirtilen açıklamada, “AKP hükümeti ne demokratik siyasetin yapılmasının koşullarını sağlamak için adım atmış, ne de sorunun çözümü için demokratik siyasetin yol ve yöntemlerini uygulamıştır. Türk Başbakanı etrafına topladığı 5-10 adamla Türkiye’nin en temel sorunları konusunda politika belirlemektedir. Bunun on yıllar önceki derin devlet yaklaşımlarından bir farkı yoktur” iddiaları öne sürüldü.

İktidar partisinin “Biz kimseyi muhatap almayalım, bazı şeyleri kendimiz yapalım” söylemini uygulamaya koyduğu savunulan açıklamada, “Çünkü muhatap almak; Kürtleri toplum olarak tanımak anlamına gelmektedir. Bu da zihniyet değişimi ve demokratik siyaset temelinde doğru yol ve yöntemleri uygulamayı getirir. AKP hükümetinin yapmadığı ve yapmaktan kaçındığı da budur. AKP bu paketle sadece başta Kürtler nezdinde olmak üzere kamuoyunda teşhir olmuş ve meşruiyetini kaybetmiş bazı uygulamalardan vazgeçtiğini belirtmiştir” ifadesine yer verildi. Hükümetin göz boyamaya yönelik adımları zorunlu kaldığı için attığı iddia edilen açıklamada, şöyle denildi:

“BARIŞ SÜRECİNE TERS”

“Siyasi sömürgecilik ve kültürel soykırım politikalarını sürdürmede artık kendilerine yararı olmayan bazı şeylerden kurtulma yaklaşımı Kürt Halk Önderinin başlattığı köklü çözüm ve kalıcı barış sürecinin ruhuna terstir. Bu sürecin gereği olan tutumları gösterme ve pratik adımları atma yerine bu süreci başlatan ve Kürtlerin siyasi iradesi olan muhataplar yokmuş gibi kendi bildiğini okumak ve göstermelik adımlar atmak böyle bir sürecin varlığını ortadan kaldıran tutum ve pratik içine girmek anlamına geldiği gibi en başta da tüm Türkiye halklarına karşı gösterilmiş bir sorumsuzluktur. Pakette Alevilere yönelik bazı şeylere yer verip sonradan da bunların reddedileceğini ve tepki yaratacağını düşünerek vazgeçmesi AKP hükümetinin sorunlara nasıl yüzeysel, ciddiyetsiz ve günü birlik yaklaştığını göstermektedir. Kürtler ve Türkiye halkları Kürt Halk Önderinin başlattığı yeni sürece AKP oyalama yapsın, seçim kazanmak için zaman kazansın diye değil, Kürt sorununu çözmesi için destek vermiştir. Bu nedenle Kürt halkı ve demokrasi güçleri oyalama ve seçim hesabıyla süreci boşa çıkaran, hatta bitiren AKP hükümetinden hesap sormalı ve demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü için mücadeleyi yükseltmelidir.”

 

Radikal, 01.10.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.