Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > İşte demokratikleşme paketi

İşte demokratikleşme paketi
Başbakan Erdoğan, beklenen demokratikleşme paketini açıkladı. Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması, farklı dilde eğitim ve seçim barajında değişiklik gibi düzenlemeler dikkat çekti. Pakette eski köy isimlerinin verilmesi, öğrenci andının kaldırılması, Hacı Bektaş Üniversitesi, “x, w ve q” harflerinin kullanılabilmesi ve Roman Enstitüsü gibi birçok yenilik de var.

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, merakla beklenen demokratikleşme paketini bu sabah saat 11.00'de açıkladı.

Başbakanlık Yeni Bina'da düzenlenen basın toplantısı yaklaşık 1 saat sürdü.

Bakanların katıldığı izlediği toplantıda, yazılı ve görsel basından genel yayın yönetmenleri ve temsilcileri de hazır bulundu.

Erdoğan'ın açıklaması simultane olarak İngilizce ve Arapça'ya çevrildi.

Başbakan Erdoğan’ın açıklaması şöyle:

"Ülkemiz, milletimiz, bölgemiz, milletimiz, en önemlisi de birlik ve kardeşliğimize hayırlara vesile olmasını diliyorum. Aziz milletimize konuşmamızın başında teşekkür ediyorum. Aziz milletimize konuşmamızın başında teşekkür ediyorum. Türkiye’nin büyümesi için mücadele etmiş herkese minnetkarlığımı ifade ediyorum.

11 YILLIK ÇALIŞMA
Türkiye’nin reformlarına, demokratikleşmesine katkıda bulunanlara teşekkür ediyorum. Açıklayacağım paket, 11 yıllık uzun sürecin bir safhasıdır.

Özellikle minnet ve teşekkürü hak eden bir kesim var. Aslında tüm şehitlerimizin arzularını yerine getiriyoruz. Demokratikleşme paketiyle Türkiye’nin istiklali güçlendiriyor, özgürlük alanını, umudu daha genişletiyoruz. Milletin birliğini, kardeşliğini daha da pekiştiriyoruz. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Mekanlarının cennet olması için dua ediyoruz.

'İLK DEĞİL, SON OLMAYACAK'
Türkiye’yi daha büyütmek için önemli adımları atıyoruz. Bu paket bir ilk değildir, bir son da olmayacaktır.

Bu paket, 11 yıllık demokratikleşme sürecinin sonucudur. Bir son değildir. Değişim devam edecek. Şartlar değiştikçe yeni ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Türkiye ayağında pranga ve zincirlerle bugüne gelmiştir. Bu paket nihai hedefe ulaşmak için çok önemli bir eşik noktasıdır. Bugün açıkladığımız reformları da son olarak görmüyoruz.

'DARBECİLERİN UYKUSUNU KAÇIRIR'
Gönül isterdi ki, hükümet görevini devraldığımız gün bir paketle bütün yasakları kaldıralım. Türkiye siyasetinin buna müsait olmadığını aziz milletimi gördü. Değişim karşısında nasıl direnç gösterildiğini milletim gördü. Biz 11 yıl boyunca zora ve dirence rağmen reformlar yaptık. Çetelerden, uluslararası tertiplere rağmen cesaretle reform süreçlerine karşı çıktık. Darbe senaryolarına, partimizi kapatma tehditlerine rağmen geri adım atmadık. Tehditlere rağmen boynumuzu eğmedik. Demokrasi ve sandıktan taviz vermedik. Kararlılıkla, cesaretle dimdik durarak Türkiye’yi bu seviyelere taşıdık.

Demokratikleşme paketi milletimizin yüzünü güldürür, darbecilerin uykusunu kaçırır. Tek tipçi yasakçı zihniyetleri rahatsız eder. Milletimizi mutlu edecek, sevindirecek ne varsa yapmaya devam edeceğiz. Türkiye artık geri döndürülemez bir şekilde demokrasi yolunda ilerleyecektir. Bundan sonra da hak ve özgürlük talepleri olacaktır. Esas olan bu taleplerin silahın dışlandığı bir ortamda siyasi alanda dile getirilmesidir. Hiçbir silah, hiçbir şiddet gösterisi meşru bir hak talebinin yerini tutamaz.

'DEVLET ÖZÜNE DÖNDÜ'
Bu paket Türkiye’nin ulaştığı yerin göstergesidir. Artık Türkiye’de vatandaşlarının ihtiyaçlarına kulak tıkayan, asimile eden bir devlet anlayışı yoktur. Devlet özüne, aslına dönmüştür. Son 11 yılda hukuk ve demokrasi alanında yaşadığımız sessiz devrimle ceberrut, kibirli devlet anlayışı tarihin çöp sepetinde yerini almıştır. Bütün vatandaşlarına eşit seviyede duran bir devlet var. Milletine efendi değil, hizmetkar olmak için yola çıkmış bir devlet var.

Türkiye’de demokrasiye 1950 yılında geçilmiştir. Tıkır tıkır işleyen bu saatin zembereği 1960 darbesiyle kırılmıştır. Türkiye’nin önündeki en büyük engel 27 Mayıs’tır. 27 Mayıs’ta şekillenmiş sistem bugün de varlığını sürdürmektedir. Bu zihniyet değişmedikçe Türkiye’deki değişim zor olmaya devam edecektir.

Her reformla birlikte ‘Türkiye bölünüyor, parçalanıyor’ iddiasını dile getirdiler. Göreceksiniz bugün de gündeme getirecekler. Milleti korkutmaya çalıştılar, yine korkutmaya çalışalar. Değişimin karşısında duvar olmayı sürdürecekler. Buna izin vermedik, vermeyeceğiz.

'DAĞ FARE DOĞURDU'YA YANIT
İstiklal Marşı'nın ilk cümlesi 'Korkma'dır. Korkaklar zafer anıtı dikemezler. Siyasetlerini korku kuranlar değişim karşısında varlıklarını sürdüremezler.

'PAKETTE ÖLÜMSÜZLÜK YOK'
Türkiye’nin bölünme sorunu yok ama bir muhalefet sorunu vardır. Yapılmak isteyen, yapılana karşı çıkan muhalefetle devam etmesi zordur. Muhalefetin korku üslubunu bırakması gerekiyor. Bir başka zihniyetin daha paket açıklanmadan 'Dağ fare doğurdu' eleştirisini hazırlamasını anlıyorum. Paketten ölümsüzlük bekleyenler irrasyonel bir bekleyişin, abartılı bir bekleyişin içindeler.

Bu paket, bir kapı aralamadır. Bu paket özlenen hak ve özgürleri getiren bir pakettir. Bu paket bir aşamadır. Bu paket -birilerinin dediği gibi- dayatmanın, pazarlığın eseri değildir. 11 yıldır yapılan reformları dayatma, baskı ve pazarlıkla yapmadık. Milletimiz için hayırlı olanı yaptık, yapıyoruz.

Gönül isterdi ki, bütün bu sorunların kaynağı olan anayasa yeniden yapılabilse, sorunlar kökten çözülebilseydi. 59 maddeyi 15 gün içerisinde geçirelim, komisyon çalışmalarına devam etsin. Buna da yaklaşmadılar. Mesele ipe un sermektir. Böyle bir muhalefetle yeni bir anayasa mümkün olmadı. Bizim referans noktamız önce millettir. Evrensel hak ve özgürlükler bizim referansımızdır.

Uzun soluklu yürüyüşün, millete verdiğimiz sözlerin yerine getirilmesidir. Milletten gizlenen madde yoktur. Her madde geçmişte hedef olarak konulmuştur.

Bu ülkede 76 milyon bir, beraber ve kardeştir. Her bir vatandaşın her bir talep ve ihtiyacı bizim için önemliyse her bir vatandaşın korku ve endişeleri de önemlidir. Biz geçiciyiz, kalıcı olan millettir.

Biz tüm vatandaşlarımıza hizmetkar olmayı hedef alan bir iktidar olduk. Siyasi görüşler, diller, inaçlar, mezhepler, yaşam tarzı farklı olabilir. Ama aynı geminin içindeyiz, aynı limana, aynı büyük Türkiye hedefine doğru ilerliyoruz. Birbirlerinin özgürlük alana müdahale etmeyen her özgürlüğe saygılıyız. İnsanın insan olmaktan kaynaklanan hakkını savunmak bizim mesuliyitemizdir. Silahı, şiddeti vandallığı elimizin tersiyle itecek; dışlamadan, horlamadan geleceği birlikte inşa edeceğiz. Ön yargısız biçimde ele alındığında bu paketin on yılların sorunlarını çözdüğü görülecektir.

Demokratikleşme paketimizdeki maddelerin bir kısmı yasal düzenleme gerektiriyor, bir kısmı da Bakanlar Kurulu kararı, yönetmelik değişikliği, genelgeyle hayata geçebilecek. Bazı kanunlarda yapacağımız değişikliklerle siyasi hakları daha da genişletiyor, tartışmalara artık son veriyoruz."

Başbakan Erdoğan, yasal düzenleme gerektiren reformları şöyle açıkladı:

SEÇİM BARAJ İÇİN ÜÇ SEÇENEK
Öncelikle seçim sistemini tartışmaya açıyoruz. Mevcut seçim sisteminin her zaman tartışma ve eleştiri konusu olduğunu biliyoruz. Mevcut seçim sistemi yüzde 10 barajı, AK Parti’nin getirdiği bir sistem değildir. Biz 2002 seçimlerine girerken bu sistem uygulanıyordu. Daha partimizi kurarken seçim sisteminin değişmesi gerektiğini bizde ifade etmiştik. Tüm öneri tavsiye eleştirileri gözden geçirdik. Biz bir tek seçenek sunmuyoruz; üç farklı alternatifi tartışmaya açıyoruz. Mevcut sistemle devam edebiliriz, yani yüzde 10 barajıyla. Barajı yüzde 5’e çekip, 5’li gruplandırma ile ‘Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi’ni uygulayabiliriz. Üçüncü seçenek olarak da ülke barajını tamamen kaldırarak, ‘Dar Bölge Seçim Sistemi’ni getirebiliriz.

YÜZDE ÜÇ’Ü AŞANLARA YARDIM
Siyasi haklar alanında siyasi partilere devlet yardımının kapsamını genişletiyoruz. Siyasi Partiler Kanunu’nun ek birinci maddesini değiştiriyor, devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı yüzde 3’e çekiyoruz. Yani seçime katılan partilerden yüzde 3’ü aşanlara toplam kaynak içinden devlet yardımı yapılacaktır.

BELDEDE TEŞKİLAT KURMA ZORUNLULUĞU YOK
Siyasi partilerin teşkilatlanmalarına da kolaylık getiriyoruz. Siyasi Partiler Kanunu’nun 20. maddesini değiştiriyoruz. İlçede teşkilatlanma için beldelerde teşkilat kurma zorunluluğunu kaldırıyoruz. Mevcut durumda bir ilçede teşkilatlanmak için ilçe sınırları içindeki beldelerin en az yarısında teşkilat kurma zorunluluğu vardı. Bunu kaldırıyoruz.

EŞ GENEL BAŞKANLIK
Siyasi partilerde eş genel başkanlığın önünü açıyoruz. Seçim Kanunu’nun 15. Maddesi’ne bir ek yapıyor tüzüklerinde yer almak ve iki kişiden fazla olmamak kaydıyla partilere eş genel başkanı sistemini uygulama imkanını getiriyoruz.

PARTİLERE ÜYE OLMAK KOLAYLAŞIYOR
Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. Maddesi’nde yapacağımız değişiklikle siyasi partilere üye olmayı kısıtlayan bazı engelleri ortadan kaldırıyoruz. Seçim Kanunu hükümlerine göre oy verme hakkına sahip olan herkesin siyasi partilere de üye olabilmesinin önünü açıyoruz. Bu amaçla 11. Madde’nin B bendindeki 6 kısıtlayıcı engeli ortadan kaldırıyoruz.

FARKLI DİLDE PROPAGANDA
Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkanını getiriyoruz. 298 Sayılı Kanun’un ilgili maddesini değiştirerek siyasi parti ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda da Türkçenin yanında farklı dil ve lehçelerinde kullanılabilmesini mümkün hale getiriyoruz. Önseçimlerde farklı dil ve lehçelerde propaganda imkanını getiriyoruz. Siyasi Partiler Kanunu’nun 43. maddesindeki kısıtlayıcı hükmü kaldırıyoruz.

NEFRET SUÇUNA ÜÇ YILA KADAR CEZA
Nefret saikıyla işlenmesi durumunda belirli suçların cezalarını daha da artırıyoruz. Belirli suçlar; kişinin dili, ırkı, milliyeti, rengi, cinsiyeti, engelliliği, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse cezası daha da ağırlaşacak. Kişinin inançlarının gereğini yerine getirmesi dolayısıyla belli haklarını kullanmasını engelleyenleri ceza kapsamına alıyoruz. Bu sebeple işlene suçun cezasını da 1 yıldan 3 yıla kadar arttırıyoruz.

AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK KURULU
Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kuruyoruz. Ayrımcılık yasağının ihlali halinde konuya ilişkin görev yetkisi bulunan kamu makamları ihlali sona erdirmek, sonuçlarını gidermek, tekrarlanmasını önlemek üzere gerekli tedbirleri almakla yükümlü kılınacak.

İBADETE ENGEL OLANA HAPİS
TCK’da yapacağımız değişiklikle dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesini de ceza kapsamına alıyoruz. Dini ibadet ve ayinlerin bireysel olarak yapılmasının engellenmesini aynı şekilde bu kapsama alıyoruz. Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir kimsenin inanç düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihine müdahale edenlere ya da bunları değiştirmeye zorlayanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getiriyoruz.

‘KLAVYELERE ÖZGÜRLÜK GETİRİYORUZ’
TCK’da belirli harflerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyideyi kaldırıyoruz. Böylece fiili uygulama alanı kalmayan ihlalleri ceza kanunumuzdan çıkarıyor, bir nevi klavyelere özgürlük getiriyoruz.

GÖSTERİ SÜRESİ UZATILDI
2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Kanun’da önemli değişiklikler yapıyoruz. Bu kapsamda toplantı yer ve güzergahının belirlenmesinde katılımcılığı sağlıyoruz. Mülki amir, ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşlerini almak suretiyle nihai kararını verecek.

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sürelerini de bu arada uzatıyoruz. Açık yerlerde güneşin batışından bir saat önceye kadar süren toplantılar güneş batmadan dağılacak şekilde, kapalı yerlerde saat 23.00’e kadar süren toplantılarda saat 24.00’e kadar yapılabilecek.

‘HÜKÜMET KOMİSERİ’NE SON
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde hükümet komiseri uygulamasına son veriyoruz. Mevcut durumda hükümet komiser tarafından üstlenen yükümlülükle artık düzenleme kurulları tarafından yerine getirilecek. Kurul, toplantının amacının dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesinin imkansız olduğunu gördüğü durumda dağılma kararı alacak ve durumu kolluk amirine bildirecek.

Gösteri ve yürüyüş kanuna aykırı hale gelirse ‘düzenleme kurulu’ gösteri ve yürüyüşün sona erdiğini ilan edecek ve bunu kolluk amirine bildirecek. Düzenleme kurulu bu görevi yerine getirmezse o mahallin en büyük mülki amiri toplantıyla ilgili kararını verecektir.

FARLI DİLDE EĞİTİM
Yasal değişikliklerle özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz. Ülkemizde Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusu 2923 Sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Bu kanuna yapacağımız ekle, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek.

Bu kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek. Milli Eğitim Bakanlığımız bu tür kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esasları çıkaracağı bir yönetmelikle düzenleyecek. Programlar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek ve yine bu okullarda da belli dersler Türkçe olarak okutulacaktır.

ESKİ KÖY İSİMLERİNE DÖNÜŞ
Köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engeli kaldırıyoruz. 1949 tarihli il idaresi Kanunu’nun 2. Maddesi’nde yer alan ve dayatma içeren ibareyi kaldırarak, köylerin 1980’lere kadar kullandıkları tarihi isimlerini yeniden almasını mümkün hale getiriyoruz. Köy isimlerinin değiştirilmesi İçişleri Bakanlığımızın tasvibiyle olacak.

İl ve ilçe isimlerinin değiştirilmesi için mevcut kanun hükmünce yasal düzenleme gerekiyor. İl ve ilçe isimlerinin değiştirilmesi yönündeki talepleri hükümet olarak her zaman dikkate alacağımızı burada belirtmek isterim.

HACI BEKTAŞ ÜNİVERSİTESİ
Nevşehir Üniversitesi’nin simini Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi olarak değiştiriyoruz. Böylece tarihimizin bir büyük şahsiyetinin, bir gönül dostunun ismini kabrinin bulunduğu Nevşehir’deki üniversitemize veriyoruz.

KİŞİSEL BİLGİYE GÜVENCE
Kişisel verilerin korunmasına yasal güvence getiriyoruz. 12 Eylül 2010’da yaptığımız anayasa değişikliği ile kişisel verilere anayasal güvence getirmiştik. Şimdi bu anayasa maddesinin uygulamasını sağlamak için taslağı hazır olan kanunu Meclisimize gönderiyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak, ilgisiz kişilerle paylaşılamayacak.

KURBAN DERİSİ İSTENEN YERE VERİLECEK
Yardım toplamadaki kısıtlamaları kaldırıyoruz. Yadım toplama konusunda zaman zaman özgürlükler sınırlama altına alınmıştı. Kurban derisi, fitre ve zekat toplama konusunda THK’na yetki verilmiş, aslında anayasa ve yasalara tamamen aykırı, insan hak ve hürriyetlerine ters bir durum oluşturulmuştur. Bununla ilgili yönetmelik geçtiğimiz hafta yayınlanmıştı. Şimdi yasal olarak bu yanlış uygulamaya son veriyor, ilgili kanunun 8. maddesindeki söz konusu hükmü kaldırıyoruz. Vatandaşımız bundan sonra yardımlarını hür iradesiyle istediği yere verebilecektir."

Erdoğan, konuşmasında idari düzenleme yapılacak reformlar ise şu sözlerle anlattı:

KAMUDA BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI KALKTI
"Kılık-kıyafet yönetmeliğini değiştirerek kamu kurumlarında başörtüsü yasağını kaldırıyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelik, kadın ve erkekler için kısıtlayıcı hükümler içeriyor. Bu kısıtlamalar çalışma hakkını din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ediyor ayrımcılık içeriyor. Yönetmeliğin 5. Maddesi’nde değişiklik yaparak kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırıyoruz. Resmi elbise giymek zorunda olan TSK mensuplarını, emniyet mensuplarını, hakim ve savcıları bunun dışında tutuyoruz.

ÖĞRENCİ ANDI
İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldırıyoruz. 1933 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir genelge yayınlanmış, ilk ve orta dereceli okullarda andımız uygulaması başlatılmıştı. Bu uygulama zaman zaman kaldırıldı, metin değişikliğe uğradı. 12 Mart ve 12 Eylül’de bireysel girişimler neticesinde bu uygulama devam etti. Bu uygulamayı geçen yıl ortaokullarda kaldırmıştık, şimdi de ilkokullarda kaldırıyoruz.

MOR GABRIEL ARAZİSİNE İADE
Mor Gabriel Manastırı arazisi, manastır vakfına iade ediliyor. Böylece bir haksızlığı gideriyor Süryani vatandaşlarımıza önemli bir haklarını teslim ediyoruz. Cumhuriyet tarihimiz boyunca bu konuda en büyük hassasiyeti hükümetimiz göstermiştir. Hakların iadesi konusunda ciddi bir çalışma sergiledik. Şu anda kadar bu kapsamda 250’den fazla iade yaptık. Toplam tutarı yaklaşık 2.5 milyar liralık mülkü hak sahiplerine teslim ettik.

ROMANLARA ENSTİTÜ
Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruyoruz. Roman vatandaşlarımızın dil ve kültürleriyle karşılaştıkları sorunlarla bunlara yönelik olarak araştırmalar yapmak çözüm önerileri üretmek amacıyla bir ilimiz üniversitesi bünyesinde Roman Enstitüsü kuracağız.

İlgili bakanlık ve kurumlarımız çalışmalarını hızla tamamlayacaklar özellikle barınma noktasında Roman vatandaşlarımız için TOKİ eliyle Roman konutları üretmeye başladık. Edirne, Çanakkale, Sakarya, Bursa ve diğer birçok il ve ilçemizde bu çalışmalar devam ediyor."

Başbakan Erdoğan, konuşmasını "En kapsamlı reform sürecini başlatıyoruz. İnanıyorum ki, Türkiye ekonomisi, demokrasisi ve toplumsal kardeşliği güç kazanacak" sözleriyle tamamladı.

ntvmsnbc.com, 30.09.2013

Başbakan Erdoğan Demokratikleşme Paketi'ni açıklıyor
Başbakan Erdoğan, uzun süredir gündemde olan 'Demokratikleşme Paketi'ni açıklıyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Yeni Bina'da Demokratikleşme Paketi'ne ilişkin basın açıklaması yapıyor.

İşte Başbakan’ın açıkladığı paketin detayları:

Birazdan açıklayacağımız paket 11 yıllık uzun soluklu sürecin sadece bir parçasıdır. Emeği geçen herkese şükranlarımı ifade ediyorum.

İç barışımızı güçlendirecek toplumsal birlik ve huzurumuzu sağlayacak atılımlar milletimizin arzusudur. Bu paketle ufkumuzu açıyor ve umudumuzu artırıyoruz.

Böylece vasiyetlerini yerine getirdiğimiz şehitlerimi tekrar şükranla anıyorum

Bugün açıklayacağımız paket bir ilk ve son değildir. İlk değildir zira Gazi Mustafa Kemal’in devrim niteliğindeki adımları muasır medeniyetler seviyesine çıkarmayı amaçlamıştır. 1950’de başlayan demokratikleşme tarihimiz boyunca nice adımlar atılmıştır.

3 Kasım 2002 seçimleriyle oluşan parlamento, 11 yıllık süreç içinde çok önemli reformlar gerçekleştirmiştir. Bu paket bir son da değildir. Zira insanoğlu var oldukça değişim devam edecek, şartlar değiştikçe yeni ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Türkiye bugünlerde ayağında prangalarla zincirlerle bugüne kadar ulaşmıştır. Açıklayacağımız paket Türkiye’yi bütün ağırlıklarından kurtaracak bir paket değildir.

Türkiye’nin demokrasi ihtiyacına bir kerede cevap verecek bir paket talebi rasyonel değildir.

Esasen, Türkiye'de değişimin önündeki en büyük engel, açık açık ifade ediyorum, 27 Mayıs'ın o karanlık gölgesidir, 27 Mayıs'ın bugün bile çeşitli kesimlerce yaşatılan zihniyetidir.

11 yıl boyunca her reformdan sonra milleti korkuttular göreceksiniz bugünden itibaren de korkutmaya çalışacaklar. Muhalefetin artık bu korkutma üslubunu bırakması; hem değişmesi hem de değişime açık olması gerekiyor.

İşte demokrasi paketinin içeriği

Başbakan Erdoğan bugün saat 11'de demokrasi paketini açıklayacak. Paketin içeriği de büyük oranda belli oldu.

Başbakan Erdoğan uzun zamandır beklenen demokrasi paketini bugün açıklayacak. Pakette azınlıklar ve Kürt sorunuyla ilgili kapsamlı reformlar çıkması beklenirken Heybeliada ve Alevilere yönelik maddeler son anda paketten çıkarıldı. Bu konuların daha sonra ayrıntılı olarak ele alınacağı öğrenildi.

İşte paketten önemli detaylar:

‘Anadilde Mektebi Sultani’ modeli
Anadilde eğitim için Anayasa'nın 42. Maddesi'nin değiştirilmesi gerekiyor. Hükümet buun yerine 5580 sayılı Özel Öğretim Yasası’nı değiştirecek, özel okullarda başta Kürtçe olmak üzere anadilde eğitimin önü açılacak. Aslında model hali hazırda Galatasaray, Alman Lisesi ya da Robert Kolej gibi okullarda uygulanıyor.

W, Q, X yasağına ‘cezasızlık’ formülü
Paket Latinize Kürtçe alfabe için elzem olan W, Q ve X harflerinin kullanılmasını sağlayacak. Ancak bu bu harflerin alfabeye girmesi söz konusu değil.

Formül şöyle: TCK madde 222’ye göre bu harflerin kullanılması 2-6 ay arasında hapis cezasını gerektiriyor. Bu kalkacak.

Jandarma TSK’dan ayrılıyor
Yıllardır konuşulan ama hep bir fantezi olarak kalan Jandarma’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması sağlanacak. Jandarma rütbe, sicil ve kadro olarak Genelkurmay’dan alınacak.

Başörtüsüne tam serbesti
Kkamuda başörtüsüne engeller kaldırılıyor. Aslında kamuda başörtüsünü yasaklayan bir kanun yok. Yasaklar, 12 Eylül cuntasının Kenan Evren'in talimatıyla hazırladığı 16 Temmuz 1982 tarihli kılık kıyafet genelgesine yaslanıyor.

Azınlık vakıfları
Azınlık mallarının iadesini engelleyen Vakıflar Yasası'ndan kaynaklanan kısıtlamalar kaldırılacak. Ancak üçüncü şahıslara geçen malların iadesine ilişkin hüküm olup olmadığı bilinmiyor.
Mor Gabriel kilisesinin iadesi
Mardin Midyat'taki Mor Gabriel Ortodoks Kilisesi statüye kavuşturulup, Süryani cemaatine devredilecek.
Fakat, kilisenin “mahkeme kararı”yla üçüncü şahıslara geçen mülklerinin iadesinin nasıl sağlanacağına ilişkin bir bilgi yok.

Seçim barajına üç seçenek
Kamuoyundan ve diğer partilerden gelecek desteğe göre üç sistemden biri kabul edilecek:
1-Dar bölge sistemi. Türkiye'nin 550 seçim bölgesine ayrılmasını öngörüyor. Baraj sıfırlanıyor. Bu, Başbakan Erdoğan'ın tercihi.
2-Daraltılmış bölge. Milletvekili sayısına göre seçim bölgelerini 3-5 milletvekiline göre bölünmesini esas alıyor. Baraj yüzde 5 oluyor.
3-İkisinden biri seçilmezse, mevcut mevzuatla seçime gidilecek.

BDP’ye hazine yardımı geliyor
Genel seçimlerde yüzde 7 oy alan partilere sağlanan hazine yardımı, artık yüzde 3 oy alana da verilecek.

Üç sembol isme iade: Dersim, Norşin ve Tillo
Devletin kanunla verdiği Tunceli yerine Dersim ismi kullanılacak. “Aydınlar” haline getirilen Tillo ve “Güroymak” olurak değiştirilen Norşin isimleri iade edilecek.

Eylemciye ‘mükerrer’ cezalar temizleniyor
Eylemlerde, Türk Ceza Yasası, Terörle Mücadele Yasası ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nda yer alan, sanığın aynı fiilden birden çok defa cezaya çarptırılmasını sağlayan düzenleme yeniden ele alınıyor. Düzenleme özellikle KCK sanıklarını ilgilendiriyor.
Nefret suçları

Kişilerin din, mezhep ve etnik köken nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Başta Roman yurttaşları ilgilendiren ve yasalarda ayrımcı bir düzenleme olarak yer alan hükümler kaldırılacak.

PAKETTEKİ ‘YOK’LAR
Heybeliada son anda çıktı
Son dakika değişikliğiyle Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması paketten çıktı. Konu daha sonra ele alınacak.

Alevilere özel paket
Pakette aslında Aleviler de olmayacak. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ başkanlığında Alevilerle ilgili başka bir çalışma yürütülüyor. Çalışma bu paketten sonra gündeme gelecek.
 


 

 

 

Canlı yayını izlemek için tıklayın:

Radikal, 30.09.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.