Gündem
 Gündem > Ekonomik Gündem > Türkiye’nin ihracat pazarı daralacak
Türkiye’nin ihracat pazarı daralacak
Avrupa Birliği ile ABD arasında imzalanacak serbest ticaret anlaşması, orta ve uzun vadede Türkiye’nin ihracat pazarlarını olumsuz etkileyecek. İş dünyası temsilcileri, AB-ABD arasındaki müzakerelere paralel olarak Türkiye’nin de Amerika ile serbest ticaret anlaşması yapması için diplomasi yürütmeyi öneriyor.
Amerika ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında müzakere edilen ve imzalanması muhtemel serbest ticaret anlaşmasının (Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması - TTYO) Türkiye ekonomisine etkileri tartışılıyor. İş dünyası temsilcileri, Türkiye’nin serbest ticaret anlaşması sürecine dahil olarak muhtemel ekonomik dezavantajlı durumu asgari seviyeye çekmesi için daha aktif bir politika izlenmesi gerektiğinde hemfikir. Uzmanlar, anlaşma dışında kalması halinde Türkiye’nin uzun ve orta vadede ihracat pazarlarında kayba uğrayacağı uyarısında bulunuyor.
Brookings Enstitüsü ve TÜSİAD işbirliğinde önceki gün Washington’da düzenlenen ‘ABD-Türkiye Forumu’nda, Prof. Dr. Kemal Kirişçi tarafından hazırlanan ABD-AB serbest ticaret anlaşmasının etkilerini ortaya koyan rapor, Türkiye’nin karşılaşacağı olası ekonomik dezavantajlı durumları rakamsal veriler ile ortaya koydu. Kirişçi de raporunda Türkiye’nin sürece dahil olmasının gerekliliğini savunuyor.
İhracat dünyasının önde gelen isimleri ‘Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’ anlaşmasının Türkiye etkileri ve izlenmesi gereken yol haritasıyla ilgili görüşlerini açıkladı. TUSKON (Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu) Başkanı Rızanur Meral, hazırlanan raporun olası bir anlaşmanın Türkiye ekonomisinin doğrudan ekonomik kayıplarını net olarak ortaya koyduğunu belirtti. Meral, Türkiye’nin anlaşma sürecine dahil edilmemesini “beklenen bir sonuç olarak” değerlendiriyor. Halihazırda Türkiye’nin ABD ile olan ihracatındaki dengesizliklere dikkat çeken Meral, ‘Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın ticaret açığını daha da artıracağını, bu durumun gelir seviyesine yansıyacağını söyledi. Meral, bu konuda atılması gereken adımlarıysa şöyle özetliyor: “Şimdi ABD bir de AB ile serbest ticaret anlaşması imzalar, bizimle ayrıca imzalamazsa o zaman dış ticaretimiz çok daha aleyhimize olacak. Bunun için ABD-AB ile aynı zamanda paralel olarak serbest ticaret görüşmelerine hız verilmesi gerekmekte. Bunun sağlanması için Türkiye’nin ağırlığını ortaya koyarak daha aktif bir diplomasi yürütmesi gerekiyor. Bu çerçevede Gümrük Birliği anlaşması şartlarının yeniden gözden geçirilmesi şart. Gümrük Birliği anlaşması bu hali ile zaten Türkiye’nin zararına ve TTYO ile oluşacak olan transatlantik ortak pazarı, üçüncü ülkeleri etkileyecek. Türkiye ise AB ile Gümrük Birliği içinde olduğu için bu süreçten doğrudan etkilenecek ülkelerden. Bu anlaşmaları AB ile paralel yürütemeyen Türkiye’nin sırtında bu durum ciddi bir ekonomik yük olarak yansıyacak.”
Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM) Yönetim Kurulu üyesi Murat Akyüz ise, AB’nin bu süreçte Türkiye’nin ekonomik olarak daha az etkilenmesi için herhangi bir çaba sarf etmediğine dikkat çekti. Akyüz, bu konuda ABD’nin uygulamalarının AB ile kıyaslandığında daha yapıcı olduğunu ifade ediyor. Akyüz şunları söylüyor: “ABD’den gelen pek çok ürün aslında ABD menşeli değil, üretimler daha çok Çin’de olduğu için Çin’e uygulanan vergiler Türkiye’ye uygulanmaya devam edecek. Türkiye’nin ABD ile ayrı bir serbest ticaret anlaşması yapmasının sağlanması girişimleri desteklenmeli.”
AB-ABD serbest ticaret anlaşması görüşmelerinin dışında kalmanın Türkiye’ye zarar vereceğini belirten Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı Ali Yücelen, iş dünyasının bu konuda net bir tavır ortaya koyması gerektiğini ifade etti. ABD ile ticaret açığındaki olası artışın ekonomik kalkınma açısından ciddi ekonomik sıkıntılara neden olacağını belirten Yücelen, “Etkin politikalar ile tüm olasılıklar değerlendirilmeli.” dedi.
Zaman, 05.09.2013
Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.
| 
