Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Bankaların soygun tarifesi

Bankaların soygun tarifesi

Meclis Dilekçe Komisyonu bankaların ücret ve komisyonlarıyla ilgili raporunu tamamladı. Bankaların ne kadar ücret ve komisyon aldığı ilk kez ortaya çıkarken, Komisyon “Bankalar teşhir edilmeli” önerisi getirdi

Başbakan Erdoğan’ın, “Faiz dışı lobi, sülük gibi halkımın kanını emiyor” sözleriyle eleştirdiği bankaların ücret ve komisyonlarıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) raporu, soygunun belgesini ortaya çıkardı. TBMM Dilekçe Komisyonu’nun yayımladığı son rapor, bankaların 65 kalem altında aldığı fahiş ücretleri tek tek ortaya döktü. İşin ilginç tarafı, “tüketicinin kanını emen faiz dışı lobisinin” içinde sadece özel sektör değil, kamu bankalarının da bulunması oldu. Hatta bazı kamu bankaları, ücret ve komisyonda özel bankalardan çok daha ileri gitti.

Meclis Dilekçe Komisyonu raporuna göre, bankaların faiz dışı gelirleri üç yılda yüzde 52 arttı. 2008 sonunda 17.4 milyar olan faiz dışı gelirler, 2011 sonunda 26.5 milyar liraya ulaştı. Aynı dönemde faiz gelirlerindeki yükseliş ise çok sınırlı kaldı ve yüzde 2.8’lik artışla 85.8’den, 88.1 milyar liraya çıktı. Böylece ücret ve komisyon gelirleri, faiz gelirlerinin dörtte birine dayandı. Meclis raporuna göre, ücret ve komisyon gelirlerinin toplamı, bankaların tüm personel masraflarını karşılayacak seviyeye yükseldi. Raporda, tüketiciden çok sayıda haksız komisyon kesildiği belirtilerek, bu uygulamaların düzeltilmesi için çeşitli kurumlar göreve çağrıldı.

‘Başbakanlık göreve’

MECLİS Komisyonu, tüketicinin bankalarca zarara uğramasının engellenmesi için birçok kamu kurum ve kuruluşuna görev düştüğünü belirterek, çeşitli mercilere yönelik çağrılarda bulundu. Komisyon, Başbakanlık’tan, tüketicilerin korunması amacıyla bankaların ilgili mevzuatlara uymasını sağlama hususunda, TBMM iç tüzüğünün 116’ncı maddesi gereğince, kanuni düzenleme yapılması ve akabinde idari düzenleyici işlem yapılmasının istenmesine karar verdi. Komisyon ayrıca, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, BDDK, RTÜK, TRT, YÖK, Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği gibi kurumlara da çağrıda bulunarak, konuyla ilgili kendi görev alanlarındaki düzenlemeleri yapmasını istedi. Komisyon, tüketiciyi aldatan bankaların televizyonlar aracılığıyla teşhirini isterken, bilinçli bir tüketici nesli yetişmesi için okullarda finansal okuryazarlık dersleri konulmasını da istedi.


Para bozarken ücret alan Halkbank

TBMM raporunda yer alan bilgilere göre, bankaların tüketiciden aldığı 65 çeşit ücret arasında şaşkınlık yaratan kalemler de bulunuyor. Aralarında en ilginci ise bir kamu bankası olan Halkbank’taki “Para bozma ve tümleme ücreti”... Banka, para tümlemesi ya da bozması karşılığında müşterisinden tam 10 TL ücret kesiyor. Bunun dışında aynı banka, faks ve telefon ücreti altında müşterisinden 50 TL’ye kadar masraf bedeli istiyor. Diğer bankaların birçoğunda bu ücret bulunmuyor.


GARANTİ’YE GİDEN PARAYI ÖDER

Halkbank örneğinin dışında Garanti Bankası’nda da ilginç ücretler bulunuyor. Örneğin bu banka, hesaplarında işlem yapmayan müşterilerinde 1-8 TL arasında “hesap işletimsizlik” ücreti alıyor. Aynı banka, hesabında işlem yapan müşteri için de 2-90 TL arasında “hesap işlem ücreti” alıyor. Yani bankada hesap açtıranlar, çalışsa da çalışmasa da komisyon ve ücret ödemek zorunda kalıyor.


BDDK’ya ‘pasif’ suçlaması

Meclis Dilekçe Komisyonu’nun raporunda çarpıcı tespitlerden birini de bankacılığı düzenleme ve denetlemekle yükümlü üst kurul olan BDDK’nın görevini hakkıyla yerine getirmediğinin ispatı oldu. Raporda BDDK için şu sözlere yer verildi:

“Bu sürecin aktörlerinden birisi olan Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu’nun (BDDK) konuyla ilgili pasif bir tutum sergilemesi, sorunun çözümünü zorlaştıran bir diğer etken olarak görülmektedir. Düzenleyici ve denetleyici kurumların en önemli fonksiyonları, icra ettikleri alanlarda düzenleme yapmak, piyasa aktörlerinin piyasa kurallarına uygun faaliyette bulunup bulunmadığını kontrol etmek, uygun olmayan bir durum varsa yaptırımlar uygulamak, uyuşmazlıkların çözümünde hakemlik yapmak, araştırma, geliştirme ve danışmanlık hizmetleri sunmak şeklinde sıralanmaktadır. Türkiye gibi, piyasa ekonomisinin tüm kural ve kurumlarıyla oluşmadığı, tam bir işlerliğe sahip olmadığı ülkelerde üst kurullara önemli rol düştüğü değerlendirilmektedir.”

Taraf, 27.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.