Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Gerçekten de çok düşük...

Gerçekten de çok düşük...
 

Daha önce Türkiye’nin tasarruf oranını (tasarrufun milli gelire oranını) BRIC ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ve Kore ile karşılaştırmıştım. Durum iç açıcı değildi. Tablo 1’in üst kısmında, tasarruf oranımızın gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırması var. IMF verilerini ve sınıflamasını kullanıyorum. Tablonun ikinci kısmında ise Dünya Bankası’nın kişi başına gelir sınıflamasına göre ‘yüksek orta gelirli ülkeler’ grubu ile karşılaştırma yer alıyor. Bu ülkeleri, 2012’deki kişi başına gelir düzeylerine göre sıraladım. Grupta yer alan çok küçük ülkelere yer vermedim. Üç ayrı dönem ele aldım: 1990-2001, yüksek bir büyüme oranı yakaladığımız 2002-07 ve büyüme oranının 1990-2001 dönemi gibi olduğu 2008-12. Rakamlar yeteri kadar açık. Fazla söze gerek yok: Türkiye’nin tasarruf oranı sadece BRIC ülkeleri ile karşılaştırıldığında düşük değil; gelişmekte olan ülkelere ve yüksek orta gelirli ülkelere göre de düşük. Ayrıca son yıllarda daha da düşmüş.

Tasarruf oranımız düşük denildiğinde ileri sürülen bir sav var. Şöyle: Tasarruf verisi doğrudan elde edilen bir veri değil. Toplam gelirden tüketimin düşülmesi ile bulunuyor. Dayanıklı tüketim mallarına (otomobil, buzdolabı gibi) yapılan harcamalar kimi iktisatçılara göre bir tasarruf. Bu olgu dikkate alınırsa, tasarruf oranımızın çok da düşük olmadığı belirtiliyor.

Diğer ülkeler için de aynı düzeltme yapılınca tablodaki durumun ne ölçüde değişeceği olgusunu, çok da değişmeyeceği öngörüsü ile bir tarafa bırakıyorum. Tasarruf oranına ne amaçla bakıldığı önemli. Büyüme oranının önemli belirleyicilerinden biri olan yatırım ile yurtiçi tasarruf arasında aynı yönlü ve yakın bir ilişki var. Otomobile, buzdolabına ya da altına yapılan harcama, ister tasarruf sayılsın ister sayılmasın, sonuçta finans sistemine girip krediye dönüşmediği için yatırım yapmak için kullanılamıyor. Dolayısıyla, yatırım ve büyüme penceresinden bakıldığında kullanmamız gereken tasarruf verisi, tabloda yer alan veri. O da iç açıcı değil. Temelde bu nedenle hükümet tasarruf oranını arttırmak üzere bireysel emeklilik sisteminde yeni düzenlemelere gitti ve bu yılın başında devreye soktu. Yeni sistemin ne ölçüde etkili olduğuna dair bir değerlendirme yapmak için henüz zamana ihtiyaç var.

 

Fatih ÖZATAY

Radikal, 15.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.