Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Gümrük’te 221 milyar dolarlık açık

Gümrük’te 221 milyar dolarlık açık

AB’yle imzalanan Gümrük Birliği, Türkiye aleyhine 221 milyar dolarlık açık yaratırken, öngörüsüzlük Türkiye’yi sıkıntıya soktu
Türkiye, 12 Eylül 2013 tarihinde, Avrupa Birliği (AB) ile tam üyelik için imzalanan Ankara Anlaşması’nda 50 yılı geride bırakmaya hazırlanırken, 1996 yılında girilen ve AB yolunda en heyecan verici gelişme olarak görülen Gümrük Birliği ile dış ticarette verilen açık son beş yılda 100 milyar dolara yaklaştı, toplamda ise 221 milyar doları aştı. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) “Türkiye-AB: Bitmeyen Senfonide 50 Yıl” adlı raporuna göre, 1996-2009 arasında yıllık ortalama 10 milyar dolar seviyesinde açık verilirken, 2010 yılında bu açık 19.5 milyar dolar, 2011 yılında 28.8 milyar dolar, 2012 yılında da 28.2 milyar dolar oldu. Son beş yılın toplam açığı 100 milyar dolara yaklaşırken, 2013 yılının ilk beş aylık döneminde bile açık 12 milyar doları buldu. 1996 yılından 2013’ün mayıs sonuna kadar verilen açık ise 221 milyar doları aştı.

Raporu Taraf’a değerlendiren ekonomist Süleyman Yaşar, İSMMMO’nun analizine katılmadığını belirtti. Gümrük Birliği’nin Türkiye’ye zarar vermediğini belirten Süleyman Yaşar, asıl zararı verenin Türkiye’nin ileriyi göremeyen bürokrasisi olduğuna vurgu yaptı.

TÜRKİYE DIŞLANIYOR

Türkiye-AB: Bitmeyen Senfonide 50 Yıl raporuna göre, AB ile ticarette beklenen ivmenin sağlanamamasının önemli nedenlerinden biri Türkiye’nin karar süreçlerinden uzak tutulması. AB, Türkiye ile bir anlaşma imzalamış ve Gümrük Birliği’ni sağlamış olmakla birlikte, birleştirilmiş bu gümrük sahası ile ilgili karar sürecine Türkiye’yi dâhil etmiyor. Bunun en somut göstergesi ise AB’nin üçüncü ülke ve ülke grupları ile yaptığı ticari anlaşmalar. AB herhangi bir ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzaladığında ilgili ülke AB’nin Türkiye de dâhil ortak gümrük sahasına, anlaşma çerçevesi içinde ticaret yapabiliyor. AB ülkeleri de ilgili ülke pazarında aynı haklardan yararlanıyor. Ancak Türkiye, ilgili ülkenin ihracatını ithalatçı ülke olarak söz konusu anlaşma çerçevesinde değerlendirmek zorunda kalırken “AB üyesi” olmadığı için aynı ülkeye ihracatta söz konusu anlaşma hükümlerinden yararlanamıyor.


TİCARETTE PAY DÜŞTÜ

Rapora göre, Türkiye ile AB arasındaki ticarette AB ülkelerinin payı göreceli olarak azaldı. Gümrük Birliği Anlaşması’nın imzalandığı 1996 yılında Türkiye’nin toplam ithalatı içinde AB ülkelerinin payı yaklaşık yüzde 56 seviyesindeydi. 2012 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 37’ye düştü. Aynı şekilde, Türkiye’nin ihracatı içinde de AB’nin payı düşüş gösterdi. Rapora göre, Türkiye her 100 dolarlık ihracatının 54 dolarını AB ülkelerine gerçekleştirirken, bu oran 2012 yılına gelindiğinde yüzde 38.8’e kadar düştü.


AB-ABD STA’sı Türkiye’ye darbe

Türkiye’nin ısrarlı girişimlerine karşın AB organları Türkiye’yi STA kapsamında görmüyor. Bu durum ise Türkiye açısından ciddi ticari sorunlar yaratıyor. Son dönemdeki en önemli gündem maddesi de AB ile ABD arasında süren STA görüşmeleri. Rapora göre AB ile ABD arasında imzalanacak bir serbest ticaret anlaşması Türkiye’nin dış ticaretine çok büyük bir darbe vuracak.


Yaşar: Zararı Gümrük Birliği değil ileriyi göremeyen bürokrasi verdi

GÜMRÜK Birliği’nin Türkiye’ye fayda sağladığını belirten Ekonomist Süleyman Yaşar, İSMMMO’nun analizinin yanlış olduğunu belirtti. Gümrük Birliği’nin Türkiye’ye yararı olup olmadığını ölçmek için Gümrük Birliği dışında kalan üçüncü ülkelere yapılacak alternatif ihracatın getirisi ve yine üçüncü ülkelerden yapılacak alternatif ithalatın sağlayacağı maliyet azalışını bulmak gerektiğini belirten Yaşar, “Bu hesap yapılmamış. Zaten bu hesabı da bu güne kadar kimse yapamadı Türkiye’de” dedi.

Türkiye’nin 1996’dan 2012 sonuna kadar AB’ye olan ihracatını 4.8 kat artırırken, ithalatını 3.6 kat arttırdığını ifade eden Yaşar, şöyle devam etti: “Demek ki Türkiye daha fazla ihracat yapma olanağını sağladı diyebiliriz. Yine Gümrük Birliği’nin verdiği bedelsiz ekspertiz sayesinde Türkiye mal standardizasyonu yükselterek tüm dünyaya ihracatını çoğalttı. Çünkü AB standardında mal üretildiği için ya da en zengin ülkelere mallarınızı satabildiğinizden artık bütün küresel pazarlara girebiliyorsunuz.” STA’lar konusunda hatayı Gümrük Birliği Anlaşması’nı 1995’de imzalayan siyasiler ve Dışişleri bürokratlarının yaptığını belirten Yaşar, “Çünkü AB’nin ısrarına rağmen, o dönemin Dışişleri bürokratları Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB’ye üyeliğini engellemek düşüncesiyle yeni giren her ülkeyle ayrı ayrı STA yapma koşulunu Gümrük Birliği anlaşmasına koydurdular. AB Bakanı Egemen Bağış’ın belirttiğine göre bu bürokratların başında Onur Öymen geliyor. Dolayısıyla STA’larından şimdi aleyhimize gelişen olayları bizim Dışişleri bürokratları yarattı. Kısaca Gümrük Birliği zarar verdi demek doğru olmuyor, asıl zararı veren bizim ileriyi göremeyen bürokrasimiz oluyor” diye konuştu.

Taraf, 19.08.2013
 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.