Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Demokratik Açılım > Gül'ün sözlerinin perde arkası

Gül'ün sözlerinin perde arkası

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün akşam çok önemli bir cümle sarf etti. “Kürt açılımından” bahsederken, bu açılım için “uluslar arası konjonktürün de çok müsait olduğunu” söyledi. Bunu cümlenin arka planı son derece önemli
 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sözlerinin arka planında, Türkiye’nin bir anlamda “başrole” geçtiği, bir takım dış politika gelişmeleri var.
Bu gelişmelerin en somutu, Türkiye’nin önümüzdeki yıl içinde, dört ayrı uluslar arası kuruluşta birden dönem başkanı olması.

BM Güvenlik Konseyi üyeliğini zaten geçen yıl almıştık. 2010 yılında da sürecek olan bu görev, Türkiye’nin tüm dünya meselelerinde doğrudan söz sahibi olması anlamını taşıyor. Üstelik, önümüzdeki yıl Ocak ayından itibaren Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’nde iki kilit  alt komisyonun, Afganistan ve Terörle Mücadele komisyonlarının da başkanlığını devralacak.

Afganistan malum;
Tüm dünyanın odak noktası olan, en öncelikli küresel sorun.
Terörle mücadele ise, PKK özelinde Türkiye’nin, başta El Kaide olmak üzere, dünyanın her köşesinde eylem yapan yüzlerce değişik terör örgütü bağlamında tüm dünyanın sorunu.
İşte Türkiye, küresel bağlamda “terör” konusunun tartışılacağı BM’nin belki de en önemli komisyonunun başkanlığını üstlenecek önümüzdeki yıl.
BM Güvenlik Konseyi üyeliği “küresel” bazda önem taşıyor.
Türkiye, bu önemli göreve, kendi özel terör meselesinde, yani PKK sorununda yol almış olarak başlamak istiyor belli ki.
Yine aynı bağlamda, “Kürt açılımı” açısından önem taşıyan, “bölgesel” düzeyde başta dönem başkanlıkları da olacak Türkiye’nin;

AVRUPA’DA: AVRUPA KONSEYİ DÖNEM BAŞKANLIĞI

Türkiye, uzun bir aradan sonra Avrupa Konseyi dönem başkanlığını devralacak.
Bu görevin önemini anlamak için, öncelikle Türkiye’nin bir dönem insan hakları ihlalleri, işkence ve kötü muamele iddiaları nedeniyle, Avrupa Konseyi’nden “atılmanın eşiğine” geldiğini hatırlamakta fayda var.
Oysa şimdi, bir dönem “üyeliğinin askıya alınmasının” tartışıldığı uluslararası kuruluşa dönem başkanı olacak Türkiye.
Yine bu dönem başkanlığına başlarken, el çok eleştiri aldığı iç sorunununda, Kürt meselesinde belli bir noktaya gelmiş olmayı amaçlıyor AKP hükümeti.
İşte Kürt açılımının ikinci uluslar arası arka planı da bu başkanlık.

BALKAN İSTİKRAR PAKTI VE ORTA ASYA’DA CICA

Bu iki önemli başkanlığa ek olarak, çok yakından ilgilendiği iki önemli coğrafi alanda, Balkanlar ve Orta Asya’da uluslar arası alanda iki ayrı dönem başkanlığı devralacak Türkiye.
Bunlardan ilki Balkanlar bölgesinde; Kurulmasında büyük pay sahibi olduğu Balkan istikrar Paktı’nın dönem başkanlığını yürütecek önümüzdeki dönemde Ankara.
Tam da Kosova ve Bosna-Hersek sorunlarının yeniden ateşleneceğinin tahmin edildiği bir dönemde gelecek bu uluslar arası görev.

Ve Orta Asya’da, uzun zamandır Kazakistan’ın yürüttüğü CICA (Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı) başkanlığını da üstlenecek Ankara.
Aralarında Afganistan’ın da, ABD’nin de Japonya ve Rusya’nın, hatta İran’ın da olduğu, 2002 yılında kurulmuş bu örgüt, özellikle Afganistan’ın Asya’da yarattığı güvenlik sıkıntısı konusunda çözüm yolları bulmaya çalışıyor.

Kısacası, Türkiye önümüzdeki bir yıl içinde dış politika profilini en üst düzeye çıkarmayı amaçlıyor. Ama bunu yapmadan önce de, “kendi evini temizlemenin” yollarını arıyor.
İşte Cumhurbaşkanı Gül’ün işaretiyle başlayan, hükümetin üzerinde çalıştığı “kürt açılımı” ya da “demokratik açılımın” arka planı bu…
 

Hürriyet, 19.08.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.