Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Yunanistan'da krizin yıldönümü

Yunanistan'da krizin yıldönümü
Yunanistan 23 Nisan 2010’da Avrupalı ortaklarından mali yardım istemişti. Kredi açılan Yunanlardan kemerleri sıkması istendi. Sıkıtasarruf politikaları o günden beri protesto ediliyor.

Yunanistan'ın başkenti Atina'dan tipik bir hafta sonu görüntüsü. Bu defa emekliler sokağa dökülmüş. Bastonlu ve tekerlekli sandalyeli yaşlıların hiddeti yüzlerinden okunuyor. Hükümetin emekli maaşlarını sürekli makaslamasını bağırarak, sloganlarla protesto ediyorlar.

“Acı reçete” bununla da kalsa iyi. Atina yönetimi şimdi de gözlerini gayrı menkule dikti. Kümes gibi de olsa bütün konutlardan ek vergi kesiyor. Sağlık sigortası da artık her ilacı ödemiyor. 85'lik Aristides Manikas çaresizliğini dile getiriyor: “Torunlarım var, oğlumun torunları var. Onlara şekerleme alacak param yok. Kendimden utanıyorum. Çok dikta yönetimi gördüm. Ama hiçbiri şimdiki kadar kötü değildi. Çocuklarımızın hali ne olacak, bilemem.”

Maliye Bakanı Yannis Stournaras ise eli sıkı olmaktan başka çarelerinin kalmadığını ve devletin aldığından fazlasını harcayamayacağını söylüyor: “Gelecek nesillere bundan büyük armağan veremeyiz. Borçlarımızı azaltalım ki önümüzdeki yıllarda daha fazla borç faizi ödemeyelim.”

"Çalışan insan gücü feda etmiyoruz"

Borçları azaltmanın ne kadar zor olduğu, Avrupa İstatistik Kurumu'nun açıkladığı son rakamlardan da anlaşılıyor. Gerçi Yunan devleti giderlerini muazzam oranda azalttı. Ancak son derece fazla borç faizi ödediği için ek borçlanma oranı yüzde 10'larda seyrediyor.

Bu durumda Yunanistan'ın tasarruf politikasını sürdürmekten başka çaresi kalmıyor. Hükümet kamu görevlisi sayısını 150 bin azaltacak ve rüşvet aldığı kesinleşen memurları işten çıkaracak. Başbakan Antonis Samaras, devlete ve millete yararlı devlet görevlisi istediğini söylemişti: “Burada iddia edildiği gibi işgücünü, çalışan insanı feda etmiyoruz. Hayır. Yasaları ihlal edenlere işten el çektirip yerlerine genç ve çalışkan eleman alırsak devlet daha iyi işler. Halk da bunu istiyor.”

Sendika başkanı Kostas Tsikritas ise başbakanı eleştiriyor ve Samaras'ın halkın selameti için çalışmadığını söylüyor: “150 bin kamu görevlisi işten çıkarılıyor. Bütün bunlar, kamu hizmetlerine çeki düzen vermek için değil, Troyka’nın taleplerini yerine getirmek için yapılıyor. Yeni eleman alınması planlanmıyor. Sadece tereddüt etmeden kamu görevlilerine çıkış veriliyor.”

Maliye Bakanı Stournaras ise kemer sıkma politikasının meyve vermeye başladığı görüşünde. Ücret maliyeti düştüğü için Yunan ekonomisinin diğer ülkelere kıyasla rekabet gücüne kavuştuğunu ve ekonominin yakında canlanacağını söylüyor. Stournaras, “Tünelin ucunda ışık göründü. Felaket senaryosu yazanlar yalancı çıktı. Yunanistan, Euro Bölgesi'nde kalacaktır" şeklinde konuşuyor.

Düzelme belirtileri

Son üç yılda bazı makro verilerin düzelme gösterdiği söylenebilir. Ama işsizlik yüzde 27'lik oranla rekor düzeyde seyrediyor. Umutsuzluk ve çaresizlik de Yunanistan'da çok yaygın. Bir ay önce işini kaybeden 38 yaşındaki Eleni Hristu da geleceği son derece karamsar görüyor: “Hiçbir şey beklemiyorum. Durmadan kötüye gidiyoruz. Kabahat kendimizde! Merkel'i ya da herhangi bir yabancıyı suçlayamayız. Hayır, biz kendimizi soyduk ve şimdi suçu başkalarına atamayız. Sorumlusu bizleriz.”

Atina yönetimi kurtuluş vaat ediyor. Ekonominin yakında toparlanacağını söylüyor. Ama çoğu Yunanın böyle sözlere güveni kalmadı. Üç yıldır Euro kurtarma programından milyarlık kredilerin gelmesine rağmen kimse krizin ne zaman sona ereceğini kestiremiyor.

dw.de, 23.04.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.