Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Notçulara güven yeniden sağlanacak mı?

Notçulara güven yeniden sağlanacak mı?
Kredi derecelendirme kuruluşlarının güvenilirliği sorgulanmaya devam ediyor. Kuruluşlara birçok soruşturma açılırken, Avrupa Komisyonu’nun yeni düzenlemelerinin etkinliği merak ediliyor.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, piyasalar kadar, ekonomi çevreleri, hatta hükümetleri bile etkilemeye devam ediyor. 2008’de ilk perdesi önce uluslararası finans kuruluşlarının, daha sonra da ülkelerin dev borçları ile ikinci perdesi açılan krizde verdikleri yüksek notlarla güvenilirliklerine gölge düşen “notçular”, bir kez daha şüpheleri üzerine çekti. Geçen hafta ABD Adalet Bakanlığı, küresel ekonomide ciddi dönüşümlere neden olan konut krizine bağlı varlıklara verdiği notlar nedeniyle bu kuruluşlardan Standart&Poors’u (S&P) mahkemeye verdi. S&P, 2008-2010 yıllarında büyük kriz yaratan mortgage varlıklarına yüksek notlar verirken, riskleri görmezden gelip yüksek kazançlara odaklanmakla suçlanıyor. Bu, söz konusu kuruluşlar hakkında başlatılan ilk soruşturma değil.

AB liderleri de kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarının küresel krizle birlikte kırılgan olan mali piyasaları daha fazla zor duruma soktuğu ve bu durumun sadece spekülatörlere yaradığı yönünde birçok açıklamada bulunmuştu.

Eleştirilere karşın, yapılan stres testlerinin sonuçlarını değerlendirme hatası yapmakla suçlanan notçuların finans piyasalarına ve ekonomiye etkisi yüksek.

Türkiye’ye ikinci yatırım yapılabilir notu

Türkiye’de ise üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan Fitch’in 2012 Kasım’da Türkiye’nin notunu “yatırım yapılabilir” seviyeye çıkarması, oldukça olumlu bir hava yaratmıştı. Diğer bir kuruluş Moody’s’ten de 2013 içinde “yatırım yapılabilir” notu gelmesi bekleniyor. Moody’s, Türkiye ekonomisine ilişkin bir süre önceki açıklamasında cari açığa yönelik risklerin olası bir not indirimi konusunda temel riski oluşturduğuna dikkat çekerek, “Not konusunda adım atılması dış şoklara dirence bağlı” açıklamasıyla not beklentilerini kısa bir süreliğine de olsa erteledi.

JP Morgan Türkiye başekonomisti Yarkın Cebeci de Moodys’ten not artırımı bekleyenlerden. Türkiye ekonomisinin “yumuşak karnı”nın dış ticaret dengeleri ve Merkez Bankası politikalarının sağlamlığı olduğuna değinen Cebeci, olası notun anlamını şöyle açıklıyor: “Piyasayı yakından takip etmeyen yatırımcı için not önemli. İkinci bir “yatırım yapılabilir” notu, bazı fonların yatırımı için bu not gerektiğinden, bu sayede yeni bir yatırımcı grubuna hitap edilmesi demek.”

BGC Partners Baş ekonomisti Özgür Altuğ da Türkiye’nin makro ekonomik görünümünün yatırım yapılabilir seviyedeki ülkelerle karşılaştırıldığında daha iyi durumda olduğunu belirterek, “Rating önemli. Ancak piyasalar hali hazırda CDS’lerle (risk primi) ülkeleri notluyor. Türkiye zaten kredi notunun üzerinde notlanıyor” diyor.

Şeffaflık arayışı

Peki, bu kuruluşları güvenilir kılan nedir? Geçmişi 1850’lere dayanan kredi derecelendirme kuruluşları, tahvil ihraç eden, kredi talebinde bulunan veya bu potansiyele sahip olan devlet veya şirketlerin, uluslararası sermaye piyasalarındaki kriterlere uygun bir şekilde mali analizlerini ve risk değerlendirmelerini yapıyor. Ayrıca temin edecekleri fonları ödeme kabiliyetlerini ve güvenilirliklerini objektif bir şekilde araştırmak ve değerlendirmek yükümlü bağımsız ticari kuruluşlar. ABD’de Moody’s, Standard&Poors (S&P) ve Fitch olmak üzere üç büyük rating kuruluşu bulunuyor. En etkili ABD’li rating kuruluşları ise bağımsız veya mali bağlantısı olmayan şirketlerin yükümlülükleri altında bulunuyor. Bu kuruluşlar, dünya pazarının yaklaşık yüzde 95’ini notluyor.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının, ülkelerin ya da şirketlerin borç yükümlülüklerini yerine getirme performanslarını denetlemek üzere yüklü paralar kazanması, bazı çevrelere göre bağımsızlıklarına gölge düşürüyor. Eleştirilerin odağında ise mortgage tahvilleri ve tahvillerinin performanslarına dayalı karmaşık türev ürünler bulunuyor.

Ayrıca tahvil ihraç etmek isteyen her şirket ya da kuruluş, uluslararası yatırımcılara ulaşmak için rating kuruluşlarından not alıyor. Notu veren şirketler, tahvil ihracından komisyon geliri elde ediyor. Bir tahvil ne kadar çok talep görürse, kuruluşun komisyonu da o kadar yüksek oluyor.

Bu kuruluşların üzerindeki şüpheler, yeni düzenlemeleri de beraberinde getirdi. 2012 Mayıs’ta Avrupa Komisyonu, Avrupa Sermaye Piyasası Otoritesi (ESMA) tarafından geliştirilen dört teknik standart öne sürdü. Bu standartlar, özellikle fiyatlamalarında ve kaynaklarında daha çok şeffaflık ile notlamalarında daha hassas olmalarını içeriyor. Bu standartların etkinliği tartışmaları ise devam edecek gibi.

dw.de, 11.02.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.