Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Türkiye dayanıklı değil ama riski iyi yönetiyor

Türkiye dayanıklı değil ama riski iyi yönetiyor
Kriz sürecinde ekonomileri masaya yatıran dünyanın en büyük risk yönetimi şirketlerinden hem uyarı hem övgü geldi. ‘Küresel Riskler 2013’ raporunda riske karşı dayanıklılıkta 49 ülke arasında Türkiye 36. sırada yer aldı. 139 ülkenin sıralandığı ‘etkin risk yönetimi’nde ise 18’inci oldu.

Lehman Brothers'ın Eylül 2008'de batmasıyla başlayan küresel kriz için ekonomistler 2 yıl ömür biçerken, aradan geçen 4 yılda boyut değiştirerek tüm dünyayı dalga dalga etkisi altına aldı. Bugün Avrupa'da hâlâ ‘Hangi ülke batacak?' tedirginliği var. Gelişmekte olan ülkeler nispeten daha hızlı toparlanma sürecine girdi. Hatta Türkiye, 2010'da çok hızlı büyüme sürecine girince 2011'de ekonomiyi soğutma tedbirleri almak zorunda kaldı. Sonuç olarak da 2011'de ulaşılan yüzde 8,9'luk büyüme yüzde 3,2 civarına çekildi. Bugün bütün araştırma şirketleri krizin yaralarının ne zaman iyileşeceği tahmininde bulunuyor. Fırtınadan sonra kalanların hasar tespiti yapıldıktan sonra risk haritaları çıkarılıyor. Dünyanın en büyük risk yönetimi şirketlerinden Marsh & McLennan ile Swiss Reinsurance Company, Zurich Insurance Group, the Oxford Martin School (Oxford Üniversitesi), the National University of Singapore ve the Wharton Center for Risk Management (Pennsylvania Üniversitesi) işbirliğiyle hazırlanan ‘Küresel Riskler 2013' raporunda Türkiye'nin risklere karşı dayanıklılık konusunda geride kalırken, risk yönetimi konusunda başarılı ülkelerden biri olduğu sonucuna varılıyor.

‘Üst düzey yönetici görüşü' anketi hazırlayan şirket, dünyanın her yerinden 14 binin üzerindeki yöneticiye küresel risklerin ulusal boyutta izleme, hazırlıklı olma, karşılama ve iyileştirme yönünde ne kadar etkin yönetildiğini sordu. Alınan cevaplara göre hem ülkelerin risklere karşı dayanıklılığı hem de risk yönetimi konusundaki başarısına göre sıralama yapıldı. 139 ülkenin sıralandığı ‘etkin risk yönetimi' listesinde Türkiye 18. sırada yer almayı başardı. Türkiye, risk yönetimi konusunda 30. sırada yer alan Çin'i, 20. sırada yer alan İngiltere'yi ve 29. sıradaki Amerika'yı geride bırakıyor. Küresel riske karşı dayanıklılık konusunda ise 49 ülke arasında Türkiye ancak 36. sırada kendisine yer bulabiliyor. Burada ise Çin 7., İngiltere 19. ve Amerika da 9. sırada. Risk yönetiminde 136. sırada bulunan Yunanistan, dayanıklılık konusunda listeye bile giremedi. Her iki listenin ilk sırasında da Singapur yer alıyor.

Raporda piyasaların hâlâ toparlanamamış olmasının, doğa olaylarıyla birleşmesinin dünyayı daha büyük risklere ittiğinin altı çiziliyor. Binden fazla uzman ve sektör lideri arasında yapılan ankette sonucu hazırlanan raporda ciddi boyutlara ulaşan gelir eşitsizliği ve sürdürülemez devlet borçlarının en büyük 2 risk faktörü olduğu belirtiliyor. Buna göre de önümüzdeki 10 yıl dünyanın hâlâ risk altında olacağı öngörüsünde bulunuluyor. Bir diğer başlık kasırga ve sel gibi afetlerin ve sera gazı salınımı gibi çevreye zararlı etkilerin de ekonomiler üzerine kriz riski bindireceklerini anlatıyor.

SAĞLIKLI HAYAT VE SEYAHAT RİSKİ ARTIYOR

Amerikan Başkanı Barack Obama, yaptığı sağlık reformuyla ikinci sefer başkanlığa seçildi. Dünyada refah seviyesine paralel olarak sağlık alanında da büyük atılımlar gerçekleşiyor. Sağlık hizmetlerinden kolayca faydalanabilmek herkesi memnun ederken antibiyotiklere karşı artan direnç ve buna bağlı olarak zaten aşırı yüklenmiş olan sağlık sistemlerine gelen ilave yük ekonomileri felakete sürüklüyor. Ülkeler ve kıtalararası seyahatin artmasının da salgınların yayılması ihtimalini yükselteceği öngörülüyor. Burada bir risk senaryosu oluşturan rapor, antibiyotik direnci, kronik hastalıklar ve uluslararası fikri mülkiyet politikalarındaki yetersizlikler arasındaki bağlara dikkat çekerek daha fazla uluslararası işbirliği ve farklı finansman modelleri önerisinde bulunuyor.

Hayatın vazgeçilmezi haline gelen internet, bilgiye ulaşmak noktasında en ucuz yöntem. Hal böyle olunca başarılı bir sosyal medya yönetimi kamuoyunu yönlendirebiliyor. 2 yıl önce internette organize olan Arap gençleri, kısa sürede tüm Kuzey Afrika ve Ortadoğu'yu etkisine alan ‘Arap Baharı'nı başlattı. Dolayısıyla rapor, sonuçlarının hesap edilmesi zor olan bu mecranın taşıdığı risk faktörüne dikkat çekiyor.

Zaman, 13.01.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.