Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Borsada futbol dipten çıkışta...

BORSADA FUTBOL DİPTEN ÇIKIŞTA...
 
 
Ortak satışları, mali sıkıntılar ve yabancı çıkışı ile son bir yılda tarihi dip seviyelere gerileyen spor hisseleri son günlerde hareketli

Borsa 2013 yılına rekorla girerken son bir yılda alternatif yatırım araçları arasında en fazla kazandıran olarak öne çıktı. Ancak Borsa Endeksi’nin zirve denemelerini, futbol hisselerine yatırım yapanlar sadece izlemekle yetinmek zorunda kaldı. Zira futbol kulüplerinin hisseleri son bir yılda yatırımcısına kazandırmak bir tarafa aksine yüzde 13 kaybettirdi.
Eğer geçen süre zarfında kulüplerine canı gönülden bağlı taraftarlar, aynı zamanda kulübün yatırımcısı da olmak istediyse paraları Mayıs 2011’den bu yana ortalama yüzde 55 eridi. Spor hisseleri her ne kadar 2013 yılına dip seviyelerden girdiyse de yılın ilk haftasında spor hisselerine yönelimin yavaş yavaş arttığı görülüyor. Beşiktaş Futbol son bir haftada yüzde 12,08 değer kazanırken Fenerbahçe Futbol, hisseleri yüzde 5,63, Galatasaray Sportif hisseleri yüzde 5,08 ve Trabzonspor Sportif yüzde 2,37 oranında değer kazandı.

Yabancılar kaçtı mı?
İMKB Spor Endeksi, Mayıs 2011’de 149.013 puan ile tarihi zirvesini test etti. Ardından gelen satışların istikrarlı bir şekilde devam etmesi üzerine uzun vadeli düşüşü kaçınılmaz oldu.
Spor hisselerinin ortalama halka açıklık oranı yüzde 27,75. Bu kısmın büyük bölümü daha önce yabancıların elindeyken payını azaltmaları neticesinde yerli yatırımcılara geçti. Şimdi sadece yüzde 1,05’lik bölümü yabancı saklamasında. Hisselerdeki kayba baktığımızda gerilemenin önemli nedenlerini görmekteyiz. Şüphesiz her firma için sebepler farklı olmakla birlikte dört neden öne çıkıyor.
Bunlardan ilki firmaların gelir ve giderlerinin aynı çatı altına alınmasını sağlayan birleşmeler nedeniyle temettü geliri elden giden yabancı satışları oldu. Ardından ise büyük ortaklardan gelen satışlar, mali yapıdaki sıkıntılar ve şike soruşturması düşüşlerin devamına neden oldu.

Galatasaray’da gözler bedelli artırımda
Spor Kulüplerinin 2013 beklentilerine baktığımızda geçen sezon şampiyon olan Galatasaray için umutların yüksek olduğunu görüyoruz. Galatasaray’ın, UEFA Şampiyonlar Ligi 2. turunda eşleştiği Almanya'nın Schalke 04 takımıyla ile ilk maçı 20 Şubat 2013'te. Maç Türk Telekom Arena'da yapacak.
İki takım arasındaki rövanş karşılaşması ise 12 Mart 2013 salı günü Almanya'da oynanacak.
Önümüzdeki dönemde şampiyonlar liginin maçları ister istemez hisseye ilgiyi yüksek tutacak. Ancak hissedarlar için asıl mesele bedelli sermaye artırımı ile ilgili. SPK’nn yeni atanan üyelerinin alacağı karar, hisselerin seyrini de belirleyecek.
Şimdilerde ise gözler göreve yeni başlayan Kurulda. Küçük yatırımcıların beklentisi bedelli sermaye artırımının reddi yönünde. Ancak değişen yasa ile birlikte bu olasılığın yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Yatırımcılar pür dikkat Kuruldan gelecek karara odaklanmış durumda. Keza bedelli sermaye artışı, hissedarlar için cepten ilave nakit çıkışı anlamına geliyor.
Büyük ortak konumunda olan Kulüp ise bedelli sermaye artırımının, şirketin mali sıkıntısını aşması ve teknik olarak iflas aşamasından kurtulması için gerekli bir yol olduğunu söylüyor. Sonuç olarak bedelli sermaye artırımı en önemli gündem maddesi olarak yerini korumaya devam ediyor.
 

Beşiktaş’ın mali yapısındaki gelişim izleniyor
Beşiktaş Sportif hisselerinin hareketlerine bakıldığında spekülatif dalgalanmalar dikkat çekiyor. Bir anda gerçekleştirdiği ani çıkışları ile beklenmedik primler yaparken ardından aynı sertlikte inişleri ile ciddi zararlar oluşturuyor. Şüphesiz bu denli sert iniş çıkış yaşamasında zayıf bir mali yapıya sahip olmasının etkisi göz ardı edilmemeli.
Her bilanço döneminde zarar açıklayan firmanın birikmiş zarar toplamı 393 milyon TL. Kulübün mali sıkıntısı UEFA’nın belirlediği kriterleri yerine getirmesine de engel oluyor. UEFA, 2012 için kulübü Avrupa kupalarından men etti. Zaten zor durumda olan Kulüp bu ceza ile önemli bir gelirden mahrum kaldı. Yaşanan mali sıkıntı yatırımcıların hisselere yaklaşımını temkinli kılıyor. Ancak kulübe bağlı taraftarlar hisseleri takip etmeye devam ediyor.


Fenerbahçe’de ortak satışları etkili oluyor
2012'de Türkiye Kupası’nı 29 yıl aradan sonra kaldıran Fenerbahçe’nin gündemini uzunca bir süre şike soruşturması işgal etti.
Bu soruşturmadan dolayı 2011 yılının ikinci yarısında hisseler ciddi bir düşüş yaşadıysa da sonrasında toparlanmasını bildi. Ancak sonrasında yüzde 85 pay ile büyük ortak konumunda bulunan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün satışları, hissenin fiyatını Ağustos 2012’den itibaren tekrardan geriletmeye başladı.
Kulübün satışları henüz tamamlanmış değil. Geçtiğimiz 28 Aralık günü yaptığı satış ile birlikte payı yüzde 79,40’a geriledi. Ancak buna rağmen geçtiğimiz yıl spor kulüpleri hisseleri içerisinde Fenerbahçe Sportif öne çıktı. Zira 2012 yılında tüm spor hisseleri yatırımcısına kaybettirirken Fenerbahçe Sportif hissesi yüzde 1.3 değer artışı ile farkını gösterdi.
 

Trabzonspor son iki yılın dip seviyelerinde
2012 ‘de yüzde 4 kaybettiren Trabzon hisseleri, 2011’de de yüzde 46 oranında düşmüştü. Trabzonspor Sportif’in büyük ortağı konumunda bulunan Trabzonspor Futbol İşletmeleri’nin 25 Aralık tarihi itibariyle payı yüzde 71,91.
Trabzonspor’da büyük ortağın alım yönlü işlemlerde bulunduğunu görüyoruz. Söz konusu alımlar özellikle geçtiğimiz kasım ayından bu yana daha istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Alımlar hissenin düşüşünü frenlerken taban oluşturmasına katkı sağladığı gözlenmekte.
Büyük ortağın alımlarının sürmesi halinde şimdilerde taban oluşturan hissenin yönünü yukarıya çevirmesi mümkün olabilir.

 

YABANCININ GÖZÜ TÜRKİYE’DE
Türkiye’nin ekonomik büyümesi 2012 yılının ilk dokuz ayında yüzde 2.6’ya gerilerken, yabancı yatırımcıların hisse ve bono tarafına girişleri yüzde 62-66 oranında gerçekleşti. Acar Yatırım Araştırma Müdürü Zeynel Balcı, mali piyasalardaki yabancı payını belli bir noktadan sonra risk olarak görüyor. Balcı, yabancı yatırımcının Türk mali piyasalarını daha ne kadar taşıyabileceği yönündeki kaygısını da dile getiriyor.

‘Kısa dönem için risk yok’
Balcı buna karşılık, yabancı yatırımcıların Türkiye pazarında pozisyon azaltımını veya satışa geçmesini kısa dönem için bir risk olarak görmüyor. Bölgedeki risklere karşılık, not artışı beklentileri, FED’in tahvil alım programının kesintiye uğramaması, Ortadoğu’da siyasi gerilimin azalması varsayımı iyimser beklentiler olarak öne çıkıyor.

Milliyet, 06.01.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.