Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Nimrud'dan sonra Hatra da yıkıma uğruyor

Nimrud'dan sonra Hatra da yıkıma uğruyor
Kuzey Irak'taki Kürt kaynakları İslam Devleti militanlarının antik Hatra kentinin kalıntılarını yok etmeye başladıklarını söylüyorlar.

Irak ve Suriye'de geniş alanlar kontrol eden örgüt, türbeler ve heykellerin "put" olduğuna inanıyor ve yıkılması gerektiğini düşünüyor.

UNESCO dünya mirası listesinde olan Hatra 2.000 yılı aşkın bir önce önce Pers İmparatorluğu günlerinde kuruldu.

Musul'un yaklaşık 110km güney-batısında bulunan Hatra, kulelerle takviyeli kalın duvarları sayesinde, Roma istilalarına dayanmış bir müstahkem şehirdi.

Bu hafta başında, militanlar Asur kenti Nimru'daki harabeleri buldozerle yıkmaya başladı.

Hasarın ne kadar kapsamlı olduğu henüz net değil.

Irak'taki IŞİD güçlerinin antik Asur kenti Nimrud'u dozerlerle yerle bir etmesi arkeoloji dünyasında çok büyük tepkilere neden oldu.

Irak ve Suriye'nin bazı bölgelerini kontrol altına almış olan IŞİD'in Milattan Önce 13. yüzyıldan kalma Nimrud'u dün yıkmaya başladığı bildirilmişti.

UNESCO'nun Irak sorumlusu Axel Plathe, bu gelişmeyi Irak'ın mirasına yönelik korkunç saldırılardan bir başkası diye nitelerken, Iraklı arkeolog Lamia al-Gailani, "Tarihimizi siliyorlar" dedi.

Musul'un 30 kilometre güneydoğusunda bulunan Nimrud'daki arkeolojik eserlerin birçoğu başkent Bağdat ile Irak dışındaki müzelere taşınmış olsa, bölgede hâlâ çok önemli eserler yer alıyordu.

Nimrud'un tahrip edilmesi girişimi, Taliban güçlerinin 2001'de Afganistan'daki Bamiyan heykellerini yıkmasına benzer bir 'kültürel barbarlık'' olarak görülüyor.

Nimrud geniş bir alana yayıldığından tamamiyle yok edilip edilmediği bilinmiyor.

Ancak yerel bir aşiret kaynağı, Reuters haber ajansına, "IŞİD üyeleri Nimrud arkeolojik kentine gelip değerli eserleri yağmaladı; sonra da alanı yerle bir etme işine girişti. Heykeller, duvarlar ve bir kale tamamen tahrip edildi" dedi.

'Keşke bu bir karabasan olsaydı'

Dr. Gailani BBC'ye yaptığı açıklamada "Nimrud, biz Iraklılar için ve bir arkeolog olarak benim için en önemli alanlardan biridir. Bugüne dek ayakta kalmış pek çok şey, kabartmalar, heykeller, ünlü kanatlı boğalar vardı. Ne yaptıklarını bilmiyorum. Tarihimizi siliyorlar. Keşke bu sadece uyanabileceğim bir karabasan olsaydı. Bunu niçin yaptıklarını anlayamıyorum" dedi.

Nimrud'daki eserlerin tapınma amaçlı olmadığını, Irak'ın kimliğinin bir parçası olduğunu söyleyen Dr. Gailani, Asurluların dünyaya ait bir uygarlık olduğunu belirterek, "İnsanın tarihi vardır. Biz hayvan değiliz. Hayvanlar bilmez tarihlerini. Biz ise biliriz ve aramızdaki fark da budur" dedi.

Irak kültürünün korunması konusunda uzman arkeolog Nineveh Yakou da, Nimrud'un pek çok bakımdan dünya için önem taşıdığını kaydetti ve "Çoğu insan ilk merceği Hollandalıların keşfettiğine inanır. Oysa mercek 3000 yıl önce keşfedildi ve Nimrud'da bulundu. İşte böyle bir tarih bizim elimizden alınıyor. Artık kimse erişemeyecek bunlara bir daha. Bu küresel bir kaygı. Ve küresel düzeyde ele alınmalı; yalnızca arkeologların ve tarihçilerin kaygı duyduğu bir konu olmamalı." dedi.

İngiltere Irak Araştırmaları Enstitüsü başkanı John Curtis de, Nimrud'un Irak'ta en iyi şekilde korunmuş Asur şehri olduğunu belirterek bu yapılanın tüm dünyanın kültür mirasına yönelik korkunç bir suç olduğunu söyledi.

BBCTurkish.com, 07.03.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.