Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Vladimir Putin: Krizlerle güçlenen lider

Vladimir Putin: Krizlerle güçlenen lider
Ülkede işler iyi giderken bir lidere halk desteği yüzde 50'nin altına düşerse, ekonomi derin krize saplandığında bu desteğe ne olur?
 

Düz mantıkla yanıtın "düşer" olması beklenir. Ama Putin'in şaşırtan grafiği, Rusya'da olanları anlamanın ve olabilecekleri tahmin etmenin zorluğunun kanıtı.

Çok değil bir yıl kadar önce, Aralık 2013'te Levada Center'ın yaptığı ankette, Putin'in politikalarını destekleyenlerin oranı yüzde 47'ye düşmüştü.

 

Medvedev'in emanetçi başkanlığını da sayarsak, Putin'in 13 yılı bulan kesintisiz iktidarı yüzünden halkta artık bir "yorgunluk ve bıkkınlık oluştuğu" yorumları vitrindeydi.

Oysa petrol-gaz zengini ekonomide göze batan bir sıkıntı yoktu ve pek çok analist 2013'ün dış politikada Putin için tam bir zafer yılı olduğunda mutabıktı.

Suriye'de Beşar Esad'a Batı cephesinin askeri müdahalesini önlemiş, İran'a uygulanan nükleer kıskacı kırmış, Soçi Kış Olimpiyatları ile imajını cilalamış, Forbes dahil pek çok saygın medya organınca "Yılın En Etkili İsmi" seçilmişti.

Putin'in sıkıntıları 2014'te başladı

Buna rağmen Rusya'da halkın desteği azalıyordu.

2014'te şemsiye tamamen tersine döndü: Ukrayna'da başlayan kaos Rusya'nın Kırım'ı ilhakına kadar gitti.

Ardından ABD ve Avrupa Birliği'nin (AB) sert yaptırımları, hızla düşen petrol fiyatları Rusya'yı boğmaya başladı.

"Soğuk Savaş" tamtamları yeniden çalıyor, Rusya yalnızlaşıyordu.

Düz mantık işlemedi

İşler Rusya açısından hızla kötüye giderken, Putin'in yıldızı ve reytingi yeniden parlamaya başladı. "Düz mantık" Rusya'da yine işlemiyordu.

"Lider"in politikalarını destekleyenlerin oranı her ay 5-10 puan artarak, Ekim 2014'te yüzde 88'e ulaştı.

"Bugün seçim olsa oyumu tereddütsüz Putin'e veririm" diyenlerin oranı Ukrayna krizinin hemen öncesinde yüzde 29 iken (Levada Center anketi), Perşembe günü açıklanan VTsİOM anketine göre yüzde 55'i buldu.

Yani ekonomi yolundayken Putin'in kaybetmeye başladığı halk desteği, bugün ülke derin bir finansal kriz yaşarken rekor düzeye çıktı.

Bunu nasıl açıklamalı?

Batı ile gerginlik yaradı

Batı ile gerginlik Rusya'da her zaman prim yaptı, yapıyor. Komünist Parti dahil, parlamentodaki tüm muhalefet, "Kırım bizim" sloganıyla Putin'i alkışlıyor.

Kremlin Müsteşar Yardımcısı Vyaçeslav Volodin "Putin yoksa, Rusya da yok" diyerek ortalama Rus'un duygularına tercüman olduğunu söylüyor.

Kırım, hem "tarihi vatan toprağının dönmesi", hem tüm dünyaya meydan okumanın simgesi olarak sembolik öneme sahip ülkede.

Onun dışında, bu kritik dönemde Putin'in sıkletinde alternatif olmaması da halkı mecburen onun etrafında topluyor.

Putin'i bir "tercih" olmaktan çok bir "mecburiyet" görüp yeniden destek verenler az değil.

Ancak 2015 ile birlikte tablonun değişme ihtimali var. "Kırım uğruna her bedeli öderiz" sloganı sorgulanıyor.

Yaptırım dalgaları, tsunami gibi dipten geliyor.

Kriz sürecinin en az iki yıl süreceğini bizzat Putin itiraf etti.

Tablo pek parlak değil...

Kriz derinleşiyor

Dolar bir yılda 32 rubleden 65 rubleye fırladı. Enflasyon yüzde 11,4 ile yıllar sonra ilk kez çift haneye çıktı.

Merkez Bankası'nın döviz rezervleri 390 milyar doların altına indi. Banka'nın politika faizini de yüzde 17'ye çıkarması yüzünden hem işletmeler, hem de halk, bankalardan kredi alamaz hale geldi.

Bu yıl dış borç ödemesi 120 milyar doları bulan şirketler, bankalar, nereden borç bulacaklarını kara kara düşünüyor. İflaslar kaçınılmaz.

Ekonomi bu yıl en az yüzde 4 küçülecek. Yaptırımlar, sokaktaki insanın günlük hayatını gittikçe zorlaştırıyor.

Fiyatlar artıyor. Şirketler eleman çıkarmaya başladı. Reel gelirler enflasyon karşısında eridi.

Pek çok analist, Batı'dan gelen "Rusya Ukrayna'da geri adım atmazsa yaptırımlar kalkmaz, daha da ağırlaşır" uyarılarına bakıp, tünelin ucunda henüz ışık olmadığını düşünüyor.

Kremlin ile hükümet arasında çatlak olduğu iddiaları gündemde.

Kremlin "şahinleri"nin dış borçları ödetmemek dahil sert politikalar için bastırdığı, Başbakan Medvedev ve liberal ekibinin buna karşı çıktığı yazılıp çiziliyor.

Hatta işler daha kötüye giderse Putin'in hükümet değişikliği ile yeni bir hamle yapabileceği konuşuluyor.

Eski Maliye Bakanı Aleksey Kudrin'in adı öne çıkarılıyor.

Ne Napolyon, ne Hitler...

Rusya'da devlet medyasının da yönlendirdiği, sokaktaki adamın ruh halini özetleyen anlayış, "Bizi tarihte ne Napolyon, ne de Hitler yenebildi, Obama ile Merkel mi yenecek?" şeklinde.

Ama kriz derinleşir, rezervler erirse Putin'in "ulusal gurur" dışında başka sağlam kozlar araması gerekebilir.

BBCTurkish.com, 17.01.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.