Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Silopi'ye varan Ezidiler yaşadıklarını anlatıyor

Silopi'ye varan Ezidiler yaşadıklarını anlatıyor

“Keşke ölseydik de bunları görmeseydik”. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)’in Irak’ın Şengal kentindeki saldırılarından kaçarak Silopi’ye gelen Iraklı Ezidiler’le konuştuğumuzda birçok kişi anlattıklarını buna benzer cümlelerle tamamlıyor.

Şengal’den farklı yollar üzerinden Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne geçen daha sonra Habur sınır kapısından Türkiye’ye giriş yapan Ezidilerle Silopi belediyesi tarafından ağırlandıkları AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) konutlarında görüşüyoruz.

‘İki çocuğum susuzluktan öldü, gömemedim’

Halid Çika, IŞİD saldırısının ardından Şengal dağına kaçtıklarını, bu sırada aç ve susuz kaldıklarını söylüyor.

Çika konuşurken yanında iki kız çocuğu var.

Zorlanarak iki çocuğu daha olduğunu ve onların susuzluğa dayanamayarak yolda öldüklerini söylüyor.

Yutkunarak anlatıyor: “Dağa varmadan önce çocuklar yere düşüp kalkıyordu, dağ bize uzaktı. Susuzluktan düşüyorlardı. Ve yerde kaldılar”.

Diğer iki çocuğunuysa taşıyarak yanında getirdiğini söylüyor Çika.

“Ölen çocuklarımı gömme imkanım yoktu, öyle bıraktım” diye ekliyor.

Dağdan Suriye sınırına yöneldiklerini, burada kendilerini YPG’lilerin karşıladığını (Halk Savunma Birlikleri. Suriye’nin Rojava bölgesindeki Demokratik Birlik Partisi’nin silahlı kanadı) belirtiyor ve ekliyor: “Yardım istedik. Bize araba tuttular, Habur’a gönderdiler.”

'Peşmerge'nin silahı yeterli değil'

Çika yaşadıkları ile ilgili olaraksa Peşmerge güçlerini eleştiriyor. “Peşmerge bizim yanımızda hiçbir çatışmaya girmedi. Bizde iyi silahlar olsaydı biz de çatışırdık. Bazılarımızda kaleşnikof vardı ama onlarda (IŞİD) ağır silahlar vardı, doçkalar vardı” diyor.

Süleyman Davut da “Vallahi Peşmergeler kaçtılar. Biz de mecburen kaçtık” diyerek tepki gösteriyor.

Bazı yetkilier ise IŞİD’in silah ve mühimmat açısından Peşmerge’den üstün olduğunu söylüyor.

Associated Press haber ajansına konuşan Irak Kürdistan hükümetinin Washington temsilcisi Kervan Zebari “Peşmerge güçleri korkuyor ya da savaşmak istemiyor değil” diyor. Zebari, “(IŞİD) üzerimize zırhlı Humvee’lerle geliyor ve biz onlara AK-47 kurşunları atıyoruz. Hiç etkili olmuyor. Bir noktada kurşununuz bitiyor” diyor.

AP’nin haberine göre Kürtlerin tankları ve zırhlı araçları var ancak bunlar Kürtlerin merkezi şehirleri olan Erbil ve Süleymaniye’den uzakta bulunan Şengal’de değiller.

Ajansa konuşan ve bölge ile sıkı bağları olan bir Amerikan haber alma teşkilatı, CIA yetkilisi Şengal’i savunan Peşmerge kuvvetlerinin sadece altı şarjör mermisinin olduğunu söylüyor.

‘Erkekler kaçırdıkları kadınlara zorla kendilerini yıkattırıyor’

Silopi’ye varabilen Ezidilerden Davut, IŞİD’in hem kadın hem de kız çocuklarını kaçırdığını söylüyor: “Sadece Bizim köyümüzden yaklaşık 50 kız ve kadını IŞİD çeteleri kaçırdı.”

Kamu Hasan Yusuf, yaşadıklarını ağlamadan anlatmakta zorlanıyor.

Onlar Şengal dağından ayrılırken dağda kalanların cep telefonundan arayarak “Burada kadınlar ölüyor, yaşlılar ölüyor” dediklerini aktarıyor.

“Yüreğimiz dağlandı. Keşke biz de ölseydik” diyor Yusuf.

Yusuf, “Kadın ve kızlarımızı yakaladılar, başka devletlere satacaklar. Kaçırdıkları kadınları ve erkekleri birbirinden ayırdılar. Hiçbirimiz yaşamasak daha iyi. Allah hepimizin canını alsaydı.”

Irak İnsan Hakları bakanlığı ise IŞİD militanlarının yüzlerce Ezidi kadını alıkoyduğunu, bunların bir kısmının Musul'da okullarda tutulduklarını açıklamıştı.

IŞİD’in eline geçen bazı kadınların gizlice kendileriyle telefonla konuştuğunu söylüyor Yusuf:

“Bizi Babuş cezaevinde tutuyorlar’ diyorlardı. ‘Keşke ölsek, hiçbirimiz bir yere gidemeyecek durumdayız’ diyorlardı.”

“Şu ana kadar bize bir şey yapmadılar ama bize diyorlar ki gelin bizi banyoya sokun, bizi yıkayın’ dediler. Kızlarımız onların erkeklerini yıkıyorlar. Sonradan artık telefonla onlara ulaşamadık, onlara ne yaptıklarını bilmiyoruz.”

Şengal dağına kaçtıktan sonra dağlarda yattıklarını, kuru pirinç yiyerek hayatta kaldıklarını, havanın çok sıcak olduğunu söylüyor Yusuf.

Yusuf Şengal dağından YPG’liler sayesinde kaçtıklarını söylüyor.

“PKK’liler, YPG’liler olmasaydı hepimiz açlıktan ölecektik. Allah var onlarla YPG çatıştı.”

Yusuf son olarak, “Evlerimizi yaktılar, bizi kaçırdılar, bize zulmettiler, bize yaptıklarını kimseye yapmadılar” diyor.

‘Kadınları Suudi Arabistanlılara satacaklar’

Hüseyin Hasan ise kendilerine YPG’lilerin önceden haber gönderdiğini söylüyor:

“Önce Irak hükümeti çekildi. Peşmergeler de daha oraya gelmeden önce YPG’liler ‘eğer kendinizi savunmayacak duruma düşerseniz biz size korumaya hazırız’ diye haber gönderdi. Şu anda binlerce kişi Şengal dağında mahsur bir şekilde bekliyor. YPG’liler onları kurtarmak için harekete geçti. Bir kısmını kurtardı, aşağı indirdi. Suriye’ye geçirdi.”

Hasan da kaçırılan kadınların telefonla gizlice kendilerini arayarak Suudi Arabistanlılar’a satılacaklarını söylediklerini belirtiyor.

Hasan, “Silahlarımız olsaydı bütün bunlar olmazdı” diyor.

BBCTurkish.com, 09.08.2014

Dünya Ezidileri Lideri Cumhuriyet aracılığıyla dünyaya seslendi

Dünya Ezidileri Lideri Mir Tahsin Beg, “Ey dünya halkları. Bir ağacı, bir hayvanı korumak için ayağa kalkıyorsunuz. Ortadoğu’nun kadim halklardan Ezidi halkı tarihten silinmek isteniyor. Buna müsaade etmek vicdanınıza sığar mı?” diye konuştu.

Dünya Ezidileri Lideri Mir Tasin Beg, IŞİD karşısında Ezidiler’in yaşadığı trajediyi Cumhuriyet’e değerlendirdi. “Binlerce senedir o topraklarda Müslüman komşularımızla beraber yaşadık” diye söze başlayan Mir Tahsin Beg, “Biz şu ana kadar hiç kimseye saldırmadık ve zoru uygulamadık. İnancımız gereği her zaman barışı ve eşitliği savunduk. Hatta dua ederken, yüce Rabbimizden ilk önce bütün milletleri korumasını, sonra bizleri korumasını diliyoruz” ifadelerini kullandı.

Mir Tahsin Beg, Ezidiler’in IŞİD karşısında sahipsiz bırakıldığı görüşünde. Barzani hükümetinden silah ve mermi taleplerine herhangi bir cevap verilmediğini söyleyen Mir Tahsin Beg, “Uluslararası devletlerden arz ettiğimiz insani yardımı da alamadık. Savunmasız sivil Ezidi halkı İSİD karşısında sahipsiz bırakılmış durumda” dedi. Mir Tahsin Beg, Peşmergelerin tavrı konusundaki düşüncelerini şöyle anlattı:

“Peşmergelerin Şıngalı bırakıp kaçmaları bizi son derece kırdı. Peşmergeler bizi korumalılar. Acilen Ezidi gençleri silahlandırmalılar. Senelerce bizzat kendim Müslüman Kürt kardeşlerimizle omuz omuza Saddam Hüseyin’e karşı
savaştım. Beraber yürüttüğümüz mücadelenin hiç mi değeri kalmadı.”


Mir Tahsin Beg, dünya kamuoyuna şu sözlerle seslendi:

“Ey dünya halkları: Günümüzde bir ağacı, bir hayvanı korumak için ayağa kalkıyorsunuz. Ortadoğu´nun kadim halklardan biri olan Ezidi halkı tarihten silinmek isteniyor. Buna müsaade etmek vicdanınıza sığar mı? Bizim şimdi yardıma ihtiyacımız var. Yarın çok gec olabilir. Çünkü bizim tek bir seçeneğimiz var: Ya ölüm ya kalım!"

Cumhuriyet.com, 09.08.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.