Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Filistin'in siyasi geleceği nasıl şekillenecek?

Filistin'in siyasi geleceği nasıl şekillenecek?
Zeytin ağaçlarının arasından Armon Hanatziv tepesine varıyoruz. Burasının Hazreti İbrahim’in oğlunu kurban etmek üzere geldiği tepe olduğuna inanılıyor.

Önümüzde Doğu ve Batı Kudüs uzanıyor. Bir İsrailli kulağıma eğilip, “Bir gün burası Filistin ve İsrail sınırı olacak” diyor.

Ancak gözler Gazze’ye çevrildiğinde, o “beklenen gün” bir yana, ertesi günü bile görmek mümkün değil.

İsrail’in Gazze harekâtı 18’inci gününe girdi. Gazze’de hayatını kaybedenlerin sayısı 800’ü, yaralıların sayısı 3 bini aştı. İsrail’de ise 27’si asker 29 kişi öldü. Uluslararası ateşkes çağrıları devam etse de şu ana kadar silahlar susmadı.

Peki taraflar ne düşünüyor? Ateşkes için neyi bekliyor? Bu süreçte Türkiye’yi nerede görüyor? Kudüs’te eski İsrail Hükümet Sözcüsü ve Oslo Görüşmeleri Temsilcisi Uri Dromi ve İşçi Partisi milletvekili Ömer Barlev ile, Ramallah’ta Filistin Barış Koalisyonu Başkanı Nidal Fuqaha ile görüştüm ve bu sorulara yanıt aradım.

Uri Dromi kimdir?

1964-89 yılları arasında İsrail ordusunda görev yaptı. İshak Rabin ve Şimon Peres’in başbakanlığı sürecinde, 1992-96 yılları arasında hükümet sözcüsüydü. İsrail ve Filistin temsilcileri arasında yürütülen Oslo sürecindeyse İsrail hükümetinin temsilcilik görevini üstlendi. 1996-2007 yılları arasında İsrail Demokrasi Enstitüsü yayınlarının genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Bugün Kudüs Basın Kulübü’nün başkanlığını yapıyor.

 

'Kerry ne zaman dur derse'

Uri Dromi’ye lafı uzatmadan soruyu soruyorum, harekât ne zaman duracak? Cevabı, sorum kadar doğrudan oluyor: Kerry ne zaman dur derse, o zaman dururuz!

Dromi’yle aramızdaki bu konuşma, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry İsrail’e gelmeden bir gün önce gerçekleşiyor. Ertesi gün geleceğini hatırlattığımda, Kerry’nin aslında Katar, Türkiye, Mısır ve İsrail arasında bir iletişim kurmaya çalışacağını söylüyor. Öyle anlaşılıyor ki İsrail, Kerry’den ateşkese dair bir adım beklemiyor.

Ve bana yaşadığı bir olayı anlatıyor:

“Lübnan iç savaşına İsrail müdahalesi sırasında yaralandığı iddia edilen bir çocuk fotoğrafı ABD Başkanı Ronald Reagan’a ulaşmış. Reagan bizi aradı ve ‘durun’ dedi. Biz de hemen durduk. Gerçi sonra fotoğrafın başka birine ait olduğu ve 2-3 sene önceki bir çatışmadan olduğu ortaya çıktı.”

Nidal Fuqaha kimdir?

 

2000 yılında kurulan Filistin Barış Koalisyonu’nun (PPC) başkanlığını yürütüyor. PPC, iki devletli çözüm öngörüyor. Buna göre İsrail ve Filistin arasında 1967’deki sınırların esas alınması ve Doğu Kudüs’ün Filistin başkenti olması önerisini sunuyor.

 

 

Filistin Barış Koalisyonu Başkanı Nidal Fuqaha da, ABD’nin ateşkes konusunda isteksiz olduğu konusunda Dromi’yle hemfikir: “ABD İsrail’e ‘Bizden bir şey bekleme’ diyor. Bu yaklaşımın değişmesi lazım.”

Muhalefette yer alan İşçi Partisi milletvekili Ömer Barlev de ateşkesin yakın olmadığını ifade ediyor. Barlev, “Tünellerin yok edilmesi için kara harekâtı çok daha erken başlatılmalıydı. Tünellerinin çoğunun imhasının en az 5-6 gün alabileceği belirtiliyor” diyor. Barlev’e göre tüneller yok edilmeden kara harekâtının bitmesi pek mümkün değil.

Mısır’ın rolü

Hamas ateşkes istemiyor mu? Uri Dromi, Hamas’ın zor durumda olduğunu ve ateşkes istediğini söylüyor. Hamas üyelerinin son 6-8 aydır paralarını alamadığını belirten Dromi, bölgede Hamas’a tek destek veren ülke olarak Katar’ın kaldığını iddia ediyor. “Belki İran biraz para gönderiyor, ama o kadar” diye de sözlerine ekliyor.

Ancak Hamas’ın ateşkes sonrası bir atış yapacağını ve “yeniyoruz” diyeceğini belirtiyor. Dromi’ye göre, Hamas için son atışı yapan olmak çok önemli.

Fuqaha ise ateşkes için Hamas’ın talep ettiği üç şartı hatırlatıyor: “Gazze’deki ambargonun sona erdirilmesi, Gazze’ye finansal kanalların açılması ve Refah sınır kapısının açılması.”

Nidal Fuqaha, bu şartlar gerçekleşmeden Hamas’ın ateşkese yaklaşmamasını onaylamadığını ancak anlayabildiğini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:

“Neden bu katliam yapılıyor? Neden siviller bombalanıyor? Acilen bir insani ateşkes yapılmalı. Gazze’nin İsrail dışında yalnızca Mısır’a sınırı var ve Mısır bu konuda rol oynayabilecek tek Arap ülkesi.”

“Ama Mısır, Katar, Türkiye, ABD ve İsrail’in kendi ajandaları var. Herkes bu konuda söz sahibi olmak istiyor ama bedeli yalnızca Filistinliler ödüyor. Oysa insani ateşkes bugün bile başlatılmış olabilirdi.”

Ömer Barlev de Mısır’ın Gazze’de temkinli olduğunu vurguluyor. Barlev, devrilen Müslüman Kardeşler hükümetine yakınlığıyla bilinen Hamas’a Refah sınır kapısının açılmasının oldukça zor gözüktüğünü belirtiyor. Barley’e göre Mısır, Hamas’ı topraklarında istemiyor.

‘El Fetih’i desteklemeliydik’

Dromi’nin “[Filistin lideri Mahmud] Abbas’ı desteklemeliydik” sözlerinden, İsrail’in Hamas’ın siyasi bir rol üstlenmesine sıcak bakmadığını anlıyorum. İsrailli yetkililer, El Fetih’e yeterince destek çıkmadıklarını çeşitli vesilelerle ima ediyorlar. Nidal Fuqaha da bu noktaya işaret ediyor: “İsrail Hamas’ın ne istediğini çok iyi biliyor. Hamas, ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak istiyor ve bunun siyasi bir rolden geçtiğini biliyor” diyor.

Fuqaha’ya göre, son yapılan barış görüşmeleri anlamsız ve isteksizce yürütüldü. Bu süreçlerin Gazze’nin dünyadan soyut bir haldeyken yürütülmesi de, barışı imkansız kıldı. Aslında, diyor Fuqaha, Hamas’la kurulan “birlik hükümeti”, İsrail için büyük bir fırsattı çünkü tüm Filistin’i temsil eden bir hükümetle pazarlık edilebilirdi.

Yine de barış ihtimali hep masada. Fuqaha, İsrail karşı çıksa da, barış sürecine ABD’nin yanı sıra Avrupa’nın da katılması gerektiğine inanıyor.

Milletvekili Ömer Barlav da stratejik olarak El Fetih’in ve Abbas’ın destekleneceği sinyallerini veriyor:

“Amacımız Hamas’ı mümkün olduğunca zayıflatmak. Hamas’ın etkisini azaltıp, Abbas’ın etkisini artırmak. Birkaç yıl zaman kazanmak, Gazze’deki süreç için çok önemli.”
‘Cihatçılar’ sorunu

Her iki tarafın dile getirdiği bir diğer mevzuysa, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüyle görünür hale gelen ‘cihatçı’ militanlar. Dromi, Katar’ın Suriyeli muhaliflere desteğine değinerek Katar’ın olumlu bir rol oynamadığını söylüyor ve “Biz onları ciddiye alıyoruz. Sabırlı ve kararlı olduklarını biliyoruz. Ancak Batı yeterince ciddiye almıyor” diyor.

Filistin'de siyasi belirsizlik

Mayıs ayında Hamas ile Abbas arasında “Birlik Hükümeti” anlaşması imzalanmış ve hükümet Haziran’da göreve başlamıştı. Filistin’de bir sonraki seçimlerin, Birlik Hükümeti’nin ilanından altı ay sonra yapılması planlanıyordu. Ancak son durum itibariyle, seçimlerin ne zaman yapılacağına dair kesin bir tarih verilemiyor.

 

Fuqaha ise Filistin’deki artan şiddeti ve radikalleşmeyi barış görüşmelerinin başarısızlığına bağlıyor. Cihatçı militanların hem bölge için, hem de Avrupa için oluşturduğu tehlikeye dikkat çekiyor.

İsrailliler arasında Batı Şeria’dan çekilme konusu oldukça tartışmalı. Dromi, İsrailli politikacıların da Batı Şeria’dan çekilmeyi tartıştığını söylüyor. Ancak muhalifler çekilmenin Hamas lehine sonuçlar doğurabileceğini iddia ediyor ve “Gazze’den çekilmemiz Hamas’a yaradı, olumlu bir sonucu olmadı” itirazını ileri sürüyor.

Anlaşılan o ki, bu operasyonlar Filistin’in siyasi geleceğine şekil vermek istiyor. Hamas ise Filistin’in geleceğinde söz sahibi olmakta kararlı görünüyor. Operasyonlar kısa zamanda duracağa benzemiyor. Tüm bu tabloya rağmen, hâlâ Kudüs’e “bir gün gerçekleşecek hayallerle” bakanlar var ve kulaktan kulağa dileklerini fısıldamaya devam ediyorlar.

BBCTurkish.com, 25.07.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.