Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Kıbrıs Dışişleri Bakanı: Devleti paylaşmaya hazırız

Kıbrıs Dışişleri Bakanı: Devleti paylaşmaya hazırız

 

Kıbrıs Dışişleri Bakanı Yannis Kassulides, Ada'da çözümsüzlüğün iki tarafa da zarar verdiğini belirterek, "Tek bir planımız var, o da Ada'nın yeniden birleştirilmesi. Gelecekteki Kıbrıs devletini siyasi eşitlik temelinde Türklerle paylaşmaya hazırız" dedi.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Kassulides, Şubat ayında yeniden başlayan görüşmelerin iyi gitmediğini söyledi:

"İki liderin ortak deklarasyonuyla, müzakerelere iyi bir başlangıç yaptık. Pekçok zorlu konuda büyük çaba harcayarak bu sonucu elde ettik. Ardından müzakerelere başladık. Bu aşamada müzakerelerin çok iyi gitmediğini söylemeliyim. Ama bu tuhaf bir durum değil. Müzakerelerde her zaman zorluklar ve kötü anlar olur. Ama sonrasında ortak deklarasyonda (Şubat ayında iki lider arasında yeni müzakerelere temel oluşturması amacıyla yayımlanan ortak bildiri) olduğu gibi sonuca ulaşabilir.

BBC TÜRKÇE: Türk tarafının sunduğu yol haritasında bu yılın sonuna kadar bir çözüme ulaşılması hedefi yer alıyor. Bu sizce gerçekçi bir hedef mi?

"Yıl sonuna kadar çözüm gerçekçi değil"
KASSULİDES: Tarafların masadaki pozisyonlarına bakınca bu gerçekçi değil. Ama önemli olan bir an önce çözüme varmaktır. Müzakereler çıkmaza girmemeli. Tek bir planımız var. O da A planı. Yani, adanın iki bölgeli, iki toplumlu, bir federasyon çatısı altında; tek egemenlik, tek uluslararası kimlik ve tek vatandaşlığa sahip bir ülke olarak yeniden birleştirilmesi. Bunu sağlamak için elimizden geleni yapacağız.
BBC TÜRKÇE: Müzakerelerde en önemli anlaşmazlık konuları neler?
KASSULİDES: Ayrıntılara girersem, suçlama oyununa girme riskini almış olurum.
BBC TÜRKÇE: Çözümsüzlükte en fazla kaybeden taraf hangisi?
KASSULIDES: İki taraf da çok şey kaybediyor. Bizim, tüm ada için Kıbrıslı Türklerle paylaşacağımız yönetim konusunda (tavizler) vermemiz gerekiyor. Bizim çabalarımızın sonucu gerçekleşen Avrupa Birliği üyeliğini de Kıbrıslı Türklere sunacağız. Böylece Kıbrıslı Türklerin uluslararası meşruiyete sahip olmamaları durumu sona erecek. Bunlar bizim yapmamız gerekenler. Kıbrıslı Türkler de bunun karşılığında toprak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları doğrultusunda mülklerin yasal sahiplerine iadesi ve güvenlik konusunda (tavizler) verecek. İki taraf da yeni güvenlik ve garantiler sisteminde kendini eşit derecede güvende hissetmeli.
BBC TÜRKÇE: Konuştuğumuz bazı yaşlı Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumların kendilerini eşit olarak görmediğini söylüyor.
KASSULIDES: Ama bu doğru değil. Bizim onlara azınlık gibi davranacağımız, onlar üzerinde tahakküm kuracağımız gibi şeyleri ben de duyuyorum. Az önce söyledim. Biz, siyasi eşitlik temelinde, gelecekteki Kıbrıs devletini Kıbrıslı Türklerle paylaşmaya hazırız. Kıbrıslı Türklere, içinde bulundukları hukuki tecritten kurtulmaları sağlayacak bir çıkış yolu sunmaya hazırız. Ve birlikte AB üyesi olacağımızı söylüyoruz. Tüm bunlar, bu söylenenlerle nasıl bağdaşır? Bu günümüze değil, 1960'lara ait bir söylem."
"Ayrı kaldığımız süre içinde, bu kez birbirimize karşı samimi olmamız ve birbirimize yeniden güvenmemizi sağlayacak yollar bulmamız gerektiğini anladık. Kıbrıslı Türklerin bir çözümden önce; bir-iki yıl içinde - ki biz daha da erken olmasını istiyoruz- doğrudan ticaret hakkına kavuşmasını önerdik. Sonuçta onlar hep istedikleri gibi doğrudan ticaret yapabilirler, biz de Maraş'ı alabiliriz. Biz bunun güven meselesinde her şeyi değiştirebilecek bir şey olduğunu düşünüyoruz. Çünkü herkes diğer tarafın ciddi olduğunu görecek. Çünkü bahsettiğiniz eski kuşak Kıbrıslı Türklerinki gibi, Kıbrıslı Rumlar arasında da başka konularda benzer duygular var."

'Doğal gaz Tüm Kıbrıslılara ait'
BBC TÜRKÇE: Sizce doğal gaz rezervleri Kıbrıs sorununun çözümünü hızlandırır mı yoksa ters bir etki mi yapar?
KASSULİDES: Doğal gazın ters bir etkisi olursa çok yazık olur. Zıt bir etkisi olması mantıklı birşey değil zaten. Bu, iki toplum için de - hem Kıbrıslı Türkler, hem Kıbrıslı Rumlar - tüm Kıbrıslılar için çok iyi bir motivasyondur. Çünkü, her zaman söylediğimiz gibi, doğal gaz tüm Kıbrıslılara aittir. Bir çözümün ardından, tüm Kıbrıslılar bundan faydalanacaktır.
Türkiye'nin tutumu
BBC TÜRKÇE: Türkiye müzakerelerde nasıl bir rol oynuyor?
KASSULİDES:Türkiye ortak deklarasyon sırasında sürece aktif olarak dahil oldu. Bunu takdir ettik. Ama o zamandan sonra aktif katılımdan çekildi. Bunun nedeninin bölgemizde onları meşgul eden önemli gelişmeler ve seçimler olduğunu umuyorum. Umarım bu durum geçicidir.

BBCTurkish.com, 18.07.2014

Eroğlu: Kıbrıs müzakerelerinden usandık

 

Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs'ta bu yıl içinde anlaşma sağlanamaması halinde halkı artık çözüme inandıramayacaklarını söyledi.

Lefkoşa'da BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Eroğlu, "Müzakerelerden hakikaten usandık" dedi:

"Kıbrıs sorununda çözüme yakınız demeyi çok isterim. Hatta halkımızı da yakında çözüm olur beklentisine soktuk beyanatlarımızla. Biz hakikaten yıllardır devam eden bu müzakerelerden usandık. Ben genç bir doktor olarak Kıbrıs'a geldiğim 1963 yılından beri olayların içindeyim. Gerek benim neslim gerek de yeni nesil, Kıbrıs sorununu dinlemekten yorgun düşmüştür. Onun için biz bu sorunu bu yılın sonuna kadar bilemediniz gelece yılın Mart'ına Nisan'ına kadar bitirmek, müzakereleri tamamlamak müsbet bir sonuca ulaşmak zorundayız. Ama gördüğüm kadarıyla Rum tarafı zamana oynama politikasından hiç taviz vermiş değildir.

'Rumlar takvimi reddediyor'
BBC TÜRKÇE: Bu durumda yıl sonuna kadar çözüm hedefi çok gerçekçi değil, öyle mi?
EROĞLU: Aslında bizim beklentimiz o. Rum tarafına (bu hedefle) beş aşamalı bir yol haritası sunduk. Ama maalesef Rum tarafı her zaman olduğu gibi bir yol haritasısını kabul etmeme konusundaki direnişini devam ettirmiştir.
BBC TÜRKÇE: Çözümü engelleyen ana unsurlar neler?

EROĞLU: Güney'de bir cumhurbaşkanlığı değişimi oldu. Bir önceki cumhurbaşkanı Hristofyas ve benden önceki Cumhurbaşkanı Talat toplam dört yıl müzakere yaptık. Bu müzakerelerde garantiler dışında yakınlaşma sağlanmıştır. Garantiler konususunu üç garantör ülke Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katılacağı bir toplantıda ele almayı planladık. Garantörlerin toplanacağı tarihi ve referandum tarihini belirleyip sonuca gitmemiz gerekirken biz hala Hristofyas döneminde sağladığımız yakınlaşmayı reddeden Anastasiades'le müzakere masasındayız. Dört senelik bir çalışmayı bir anda elinin tersiyle itiyorlar.
BBC TÜRKÇE: Çözüm olmamasından en fazla kaybeden taraf kim?
EROĞLU: Biz. Çünkü biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yiz ve bizi sadece Türkiye tanıyor. Ambargolar altında yaşayan bir halkız. Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti'ne sahip çıkmış bir BM, AB üyesi bir devlet.
BBC TÜRKÇE: Çözümsüzlükten Rumlar da zarar görmüyor mu?
EROĞLU: Hayır. Rum tarafı maalesef dünyanın tanıdığı bir cumhuriyet. Dış dünyayla her türlü bağlantısını rahatça sağlamakta biz ise ulaşım ambargosu, seyahat ambargosu, spor ambargosu ve ekonomik ambargolar altındayız.

'Kıbrıslı Türkler Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı değil'
BBC TÜRKÇE: Çözümsüzlüğün uzamasından Rum tarafı kazançlı mı çıkıyor?
EROĞLU: Zaman, Rum tarafına bir sıkıntı vermiyor. Ama bize sıkıntı veriyor. Benim yurt dışına seyahatim Türkiye Cumhuriyeti pasaportuyla oluyor. Dolayısıyla Kıbrıs Türk halkı kimliksizmiş gibi bir görünüm sağlanıyor. Ya da insanlarımız Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla seyahat ediyorlar ki bana göre bu doğrudur-yanlıştır tartışmasına girmek istemem ama neticede her devletin kendi halkının alacağı bir pasaportu olması lazım. Benim devletimin verdiği pasaportla seyahat edemiyor, Türkiye dışında bir ülkeye, ama Kıbrıs Cumhuriyeti'nin verdiği bir pasaportla Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıymış gibi muamele görüyor. Halbuki, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı değil, KKTC vatandaşıdır insanlarımız.
BBC TÜRKÇE: Çözümü engelleyen unsurlar arasında güvensizlik de var mı?
EROĞLU: Bence bu aşılabilir. Ben 2003'te Başbakanken iki halkı buluşturmak, iki halk arasındaki güven bunalımını ortadan kaldırmak, azaltmak için Ledra Palas sınır kapısını, Güney'le istişare etmeden açtım. O zamanki cumhurbaşkanları Papadopulos, halka "Türk tarafı işgal altındadır, oraya gitmeyin" demiştir ama Rumlar Kuzey'e gelmiştir, Türkler Güney'e gitmiştir. Bir yakınlaşma başlamış, gidiş gelişler artmıştır. Bu iki halkın barış içinde yanyana yaşayabileceğini göstermesi açısından fevkalede önemli bir adımdır biz bunu attık. Daha sonra yeni yeni kapılar açtık...
BBC TÜRKÇE: İki toplum birbirine güveniyor mu şimdi? Bir yakınlaşma ortamı var mı?

EROĞLU: Eskiye göre güvensizlik azalmıştır bana göre.

'Güven sorunu'
BBC TÜRKÇE: Size bir Kıbrıslı Türk olarak soruyorum. Siz Kıbrıslı Rumlara güveniyor musunuz ve Rumlar size güvenmeli mi?

EROĞLU: Birbirimize şu anda yüzde 100 güveneceğiz noktasında değilim. Ama kapılar kapalıyken birbirimize karşı beslediğimiz hisler, birbirimiz hakkına taşıdığımız düşünceler bugün değişmiştir. Ama hala Rumlar anaokulundan başlayarak çocuklarını bir Türk düşmanlığıyla yetiştirmektedirler.
BBC TÜRKÇE: Kıbrıs Türk okullarında da benzer şeyler söz konusu değil mi?
EROĞLU: Biz onları okullarımızdan kaldırdık. Biz gençlerimizi Rum düşmanlığıyla değil bir dünya vatandaşı olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. Kafamızdaki düşmanca düşünceleri atıyoruz çocuklarımızın da atması için gerekli altyapıyı oluşturuyoruz.
BBC TÜRKÇE: Peki tekrar çözüme dönersek, insanlar çözüm için hangi tarihi beklemeli? Ne zaman gerçekçi bir hedef olur.
EROĞLU: Ben Anastasiades'e şunu söyledim. Eğer biz bu sene Kıbrıs sorununa bir çözüm bulamazsak, gelecek yıl Kıbrıs Türk halkı da Kıbrıs Rum halkı da çözüm olacağı beklentisinden soğuyacak, vazgeçecek. Bu sene çözüm bulamazsak ve 2015 sonunda bulacağız dersek, buna inandıracak insan bulamayız.
BBC TÜRKÇE: Doğal gaz, çözümü hızlandırır mı?

'Doğal gaz çözümü geciktirir'
EROĞLU: Kıbrıs sorununun çözümünde bir teşvik unsuru olması gerekirken doğal gazın yaratacağı muhtemel zenginliği düşünen Rum tarafı bizimle paylaşma olmasın diye anlaşmadan da uzaklaşıyor.
BBC TÜRKÇE: Yani çözümü hızlandırmak yerine değil, yavaşlatıcı bir etki yapabilir diyorsunuz.
EROĞLU: Rumlar üzerinde evet.

BBCTurkish.com, 18.07.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.