Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Suriyeli mülteciler eve dönüş umutlarını yitiriyor

Suriyeli mülteciler eve dönüş umutlarını yitiriyor
GAZİANTEP, Türkiye—Suriye'nin Hula kasabasında yaşanan şiddetten kaçarak sekiz günlük yürüyüş ardından Türkiye'ye sığınan Kholood Aloksh, kendisini Suriye'ye çabucak döneceği ve eğitimine kaldığı yerden devam edeceği konusunda avutuyordu.

Ancak 22 yaşındaki Aloksh iki yıl geçmiş olmasına rağmen altı kardeşi ile birlikte hala Türkiye'de ve eve geri dönüş umudunu yitirmiş durumda. Devlet bursu ile Türkiye'deki bir üniversitede inşaat mühendisliği okuyan Aloksh uzun süreli sürgün hayatında yeni bir hayat kuruyor.

Türkiye'nin Suriye sınırına yakın Gaziantep şehrindeki üniversitenin kantinin çevresinde diğer öğrenciler günlerini geçirirken Aloksh, "Şimdi, hayatımı Türkiye'de kurmam gerektiğine odaklanmam gerektiğini biliyorum. Savaş bir on yıl daha devam edebilir." diyor.

Anadolu Ajansı

Suriye bir aile İstanbul'da çöp toplayarak geçimin sağlıyor.

Suriye'deki iç savaş dördüncü yılına girerken Türkiye ve bölgede sayıları her geçen gün artan 800 bin Suriyeli artık kendi anavatanlarında bir gelecekleri olmadığı sonucuna varıyor. Türkiye ve komşuları için siyasi sorunlara da neden olan bu durum iç çatışmanın Ortadoğu'yu nasıl geri dönülemez şekilde şekillendirdiğini de gözler önüne seriyor.

Türkiye yeni realitenin farkında. Ülke Suriyeli mültecilere "geçici koruma altına aldığı" halk statüsü vermeden önce onları önce "misafirler" şeklinde sınıflandırmış ve resmi istatistiklerde "turistler" şeklinde listelemişti. Hükümetin yeni bir kurumu daha uzun vadeli bir strateji belirlemek üzere Nisan ayında çalışmaya başlayacak. İlk başlarda uluslararası yardım kuruluşlarına mesafeli davranan Türkiye geçen yıldan bu yana bu kuruluşlara sınır civarında ve önde gelen şehirlerde ofisler açmasına izin veriyor.

International Crisis Group'un analisti Didem Collinsworth konuyla ilgili yorumunda, "Daha bir yıl öncesine kadar hükümet yetkilileri Suriye'deki krizin çözülmesini ve mültecilerin büyük kesiminin geri dönmesini bekliyordu. Ancak bu algı değişti… Şimdi ise yabancı kuruluşlar ile birlikte daha uzun vadeli projeler için özel önlemler alma yönünde çabalar var." dedi.

Hükümetin Suriye politikası—özellikle bazı isyancı güçlere erzak yardımı—hassas bir konu ve yetkililer mülteci stratejilerini tartışmaya isteksiz. Hükümetin çabaları Suriyelileri ekonomiye entegre etme konusunda sınırlı etkide bulundu ancak yetkililer şartları hafifleten önlemlerin altını çiziyor.

Pasaportları olan Suriyelilere otomatikman oturma izni veriliyor ve çalışma izni prosedürü ise kolaylaştırılıyor. Sınır yakınındaki şehirlerde hükümetin sağladığı binalarda Suriyeli öğretmenlerin dersler verdikleri birkaç okul da açıldı. Bin civarında Suriyeli mülteciye tam devlet bursu verilmiş durumda.

Basına açıklama yetkisi olmadığı için ismini vermek istemeyen bir Türk yetkili, "Suriye'de bir savaş var. Bir vahşet yaşanıyor. Birçok insan buraya sığınıyor. Tabi ki onlar için şartları kolaylaştırmalıyız." diyor.

Yüksek standartları nedeniyle yardım kuruluşlarının sık sık övdüğü Türkiye'deki mülteci kampları zorlanıyor. İnsanlar kampların dışında yeni hayatlarını kurmaya çalışıyor. Türkiye afet ve acil durum kurumu şu an Suriyeli mültecilerin üçte ikisine yakınının şehirlerde yaşadığını belirtiyor.

Baskı en fazla Türkiye'nin en hızlı büyüyen sanayi şehirlerinden birisi olan ve baklavası ile ünlü Gaziantep'te hissediliyor. Yetkililer şehrin 1,8 milyonluk nüfusunun yüzde 10'undan fazlasının Suriyeli olduğunu ifade ediyor. Suriyeliler nedeniyle kiralık evlere talep arttığından geçen son üç yılda kiralar iki kat yükseldi ve şehrin kenar mahallerinde konut inşaatları fırladı. Birçoğu kara borsa işlerde güvensiz bir şekilde çalışıyor bu da ücretler üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor. Gaziantep'te çok az Türk Arapça anladığından iyi kalifiyeli mülteciler dahi dil bariyerine çarpıyor.

Yine de bazı Türkler bu akının geçici olduğunu düşünüyor. Şehir merkezinde bir tatlı dükkanı işleten 40 yaşındaki Mustafa Erleblebici, "Her gün iş isteyen 20 kişi varsa bunların 15'i Suriyeli. Şu an sabrediyoruz çünkü savaş bittiğinde hepsi evlerine geri dönecektir." diyor.

Çalışma Bakanlığı'na göre 800'den az Suriyelinin 2013 sonu itibariyle çalışma izni var. Çoğu Suriyeli düşük ücretle çalışmalarını sağlayıp iş bulmalarını kolaylaştırdığından bu izin için başvuruda dahi bulunmuyor.

Kutuplaşmış siyasi atmosfer ve yavaşlayan ekonomi nedeniyle hükümetin de iddialı programlara harcama yapma alanı sınırlı ve hükümet Türklerin işlerini Suriyeliler sunmasından gelecek eleştirilerden de çekiniyor.

Konuyla ilgili yorumda bulunan Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık, "Hükümet ilk yardım ile durumu idare etmeye çalıştı. Ancak şimdi operasyon zamanı" diyor.

Kendi çabaları ile Türk ekonomisine girmeye çalışanlar da var. Halep'ten gelen 48 yaşındaki Ebu Safud, bir Türk ortak ile Gaziantep'te bir restoran açmış ve çocuklarını da yeni açılmış Suriye okuluna geçen ay kaydettirmiş.

Safud, "Restoranım bombalandı. Evim bir havan bombası ile yıkıldı. Savaş biterse Suriye'ye geri dönmek isterim ancak umudumu kaybettim" diyor.

wsj.com.tr, 27.03.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.