Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Ankara ile Şam’ın ‘terörist’ kavgası

Ankara ile Şam’ın ‘terörist’ kavgası

Cenevre zirvesi ilk günden karıştı. Suriye, Türkiye’yi “Teröristlere yardım etmekle” suçladı. Davutoğlu, “Biz, kimin terörist olduğunu iyi biliyoruz” diye yanıt verdi

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, konuşmasında komşu devletleri, içsavaşa silah ve savaşçı göndermekle suçladı. ''Suriye'de 83 ayrı milletten insan rejime karşı savaşıyor. Muhalifler teröristtir. Ve onlara destek veren ülkelerin de eline kan bulaşmıştır. Şu anda bu salonda o ülkelerin temsilcileri de var'' diyen Muallim, Türkiye'ye çattı: ‘’Komşumuz, ihtiyacımız olduğunda yanımızda olsaydı, Suriye'de olanlar aslında hiç yaşanmazdı. Ama komşular ya bizi sırtımızdan bıçakladı ya da sessiz kaldı. Suriye'yi yok etmek için uzun yıllardır yapılan planları uygulama emri aldılar. Erdoğan hükümeti olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı. Bu hükümet teröristlerin topraklarında barınmasına izin verdi, onları silahlandırdı ve eğitip Suriye'ye yolladı. Ama bir gün bu olayların tersine döneceğini kavrayamadılar. Terörizmin dini yoktur. Bunu yapmayı sürdürmelerinin nedeni de bu hükümetin tarihi rüyasını gerçekleştirme arzusundan gelmektedir. Kendi hasta akıllarında yer alan tarihi rüyalarını gerçekleştirme arzusu, sadece büyük bir aptallık olarak nitelenebilir. Tunus'tan Libya'ya Mısır ve Suriye'ye kadar her yere fesat karıştırdılar. Ancak tarihten bir şey öğrenmeyenler bugünü kaybedeler. Tarih der ki; Komşunun evi yanıyorsa senin evin de güvende değildir."

Muallim, Suriyeli muhalifleri yağmacılık, hainlik ve İsrail ajanı olmakla da suçlayıp ''ABD'ye müdahale için adeta yalvararak ülkeyi bir utanç içine soktular'' dedi.

''SURİYE HALKI KARAR VERİR''

Kerry'ye de şu cevabı verdi: ''Dünyada hiçbir güç Suriye yönetiminin meşruiyetinin bittiğine karar veremez. Bu kararı verecek yegane güç Suriye halkıdır. Burada neyin üzerinde anlaşma sağlanırsa sağlansın Suriye'de referanduma sunulacaktır.'' Konferansta gazetecileri cevaplandıran Suriye Enformasyon Bakanı İmran Zubi de, “Esad istifa etmeyecek” diye meydan okudu. Muallim, konferasın başlaması öncesinde ''Başkanlık ve rejşm meseleleri bizim için ve Suriye halkı için kırmızı çizgidir. Kimse devlet başkanına dokunamaz'' resti çekmişti.

"SEN NEW YORK'TA YAŞIYORSUN"

Süresi bittiği halde tüm uyarılara rağmen konuşmaya devam eden Muallim, konuşmasını 1-2 dakika içinde bitirmesini isteyen BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a dönerek, "Sen New York'ta yaşıyorsun. Bense Suriye'de. Bu forumda Suriye'nin bakış açısını aktarma hakkım var. Üç yıldır çekilen acılardan sonra bu benim hakkım" dedi. Ardından "Tamam 20 dakika içinde bitiyorum" diye eklemesi, salonda gülüşmelere neden oldu. Yaklaşık 20 dakika sonra "Son cümle lütfen" diye araya giren Ban'a "Tamam" yanıtı veren Muallim, BM Genel Sekreteri'nin "Sözünüzü tutun lütfen" lafı üzerine, "Suriye her zaman sözünü tutar" cevabını verdi.
 

“700 bin teröristin ev sahibiyiz”

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye'de teröristlere destek verdiği suçlamasına sert tepki gösterdi. Davutoğlu, "Evet, terörist şehirler Scud füzeleri ve varil bombalarıyla vuruldu. Ama biz Suriye'de kimin terörist olduğunu biliyoruz. Rejimin temsilcilerinin yalanlarla tüm uluslararası toplumu aldatabileceklerini nasıl düşünebildiğini merak ediyorum. Kendi halkına karşı işledikleri tüm korkunç suçlara rağmen hala utanmazlık içindeler. Tarih onları acı bir şekilde yargılayacak" dedi. Çatışmalardan kaçan Suriyelilere atıfla ''Türkiye'de 700 bin teröriste ev sahipliği yapıyoruz. Topraklarımızda binlerce terörist dünyaya geldi. Toplam 2 milyon terörist de komşu ülkelere sığındı. Suriye içinde de evlerini terk etmek zorunda kalmış, gıda ve barınacak yer bulmaya çalışan 5 milyon terörist var" diye konuştu. Suriye rejiminin 11 bin tutukluyu sistematik işkenceyle öldürmesine kanıt teşkil ettiği söylenen fotoğrafları hatırlatan Davutoğlu, BM'nin savaş suçları uzmanlarının raporundan alıntı yaparak "Nuremberg'ten beri bu tür devlet destekli, sanayi makinesi benzeri, sistematik işkence ve katliam görülmedi. Korkunç görüntüleri görmezden gelmek isteyenler olabilir. 20 yıl önce Srebrenitsa'daki katliamlar da görmezden gelinmeye çalışıldı'' dedi.

''YARGILANACAKLAR''

Aç bırakma bir savaş silahı olarak kullanılıyor. Bu acımasızlık açıkça insanlığa karşı suçtur. Srebretintsa'daki gibi Suriye'deki suçlara imza atanlar da adaletle yüzleşecekler" vurgusu yaptı. 'Suriye'de yaşananların uluslararası toplum için bir utanç' olduğunu söyledi.

YOL HARİTASI SUNDU

Açılışın ardından kısa bir görüşme yapan ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile Davutoğlu, Muallim’in geçiş hükümetini hiç anmadan ortamı bozan bir konuşma yaptığında hemfikir oldu. Davutoğlu, Suriye'de insani durumun normale dönmesi ve geçiş hükümetini müzakere edecek iki ayrı komite kurulması teklifi de sunup "Bundan sonrası, Suriye rejimini destekleyen ülkelere bağlı" dedi.

Barışı anmadılar, kapıştılar

Suriye içsavaşına siyasi çözüm bulunmasını hedefleyen Cenevre-2 konferansı dün İsviçre’nin Montrö kentinde başladı. 3 yılda 130 bin ölü, 2.3 milyon sığınmacı, 9 milyon aç ve yardıma muhtaç insan yaratıldıktan sonra, Cenevre-2’de çok şey başarılması gerekiyor, ama buna pek ihtimal verilmiyor.

Yine de bu vesileyle hükümet ile muhaliflerin en azından bir kısmı ilk kez yüz yüze oturuyor. İlk hedef ateşkes ilanı ve kuşatma altındaki bölgelere yardım ulaştırılmasıyla Suriye halkının çektiği acıların bir nebze azaltılması. Geçici hükümet kurulması ise en zor hedef. Bu yüzden süreç çökebilir. Nitekim açılış, ABD-Ulusal Koalisyon-Suudi Arabistan-Türkiye kampı ile Suriye hükümeti arasında söz düellosuna sahne oldu. Kapışmanın temelinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın geçiş hükümetinde, dolayısıyla Suriye’nin geleceğinde rol alıp almayacağı anlaşmazlığı yatıyordu.

PYD, İRAN YOK

Ancak Esad rejiminin Suriye’de askeri üstünlüğü elinde tutması bir gerçeklik. Suriye’de çok önemli bir güç olan ama konferansa davet edilmeyen PKK bağlantılı Kürtlerin demokratik özerklik ilanı gölgesinde başlayan Cenevre-2’de, Esad üzerinde nüfuzlu İran’ın davet edilmemesi de büyük boşluk yarattı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Cenevre-2 için ‘’Başarısızlığa mahkum’’ dedi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise "İran niye burada değil diye sorgulamaktansa niye Cenevre-1 bildirisine imza atmadı diye sormak lazım" çıkışını yaptı.

CUMA DOĞRUDAN GÖRÜŞME

39 ülke, AB, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın katıldığı dünkü açılışta ihtilafların dışa vurmasının ardından, hükümet ile muhaliflerin doğrudan görüşmelerinin yarın Cenevre’de başlaması umuluyor. Arabuluculuğu BM Özel Temsilcisi Lahdar Brahimi yürütecek. Bu süreç 7-10 gün sürebilir. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, dün hükümet ile muhaliflere ‘’Sabırla masada oturup ülkenin geleceğini konuşun’’ mesajını ilettiğini belirtti. Brahimi, iki tarafın da insani yardımların ulaştırılması, esirlerin bırakılması ve bölgesel ateşkes ilanına istekli olma işaretleri gösterdiğini söyleyerek umut verdi.

DÖRT BARIŞŞÖRLER

BM’nin Suriye Temsilcisi Lahdar Brahimi, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bu konferansla çok uzun ve zorlu bir sürecin sadece ilk adımının atıldığında sözbirliği etti. Lavrov, konferansta ‘’Baş görevimiz bu trajik çatışmaları sona erdirmeyi başarmak. Tüm dış oyunculardan Suriye’deki tarafları barış anlaşmasına cesaretlendirmelerini bekliyoruz. Suriye’nin uluslararası terörizmin yatağına dönmesi en ciddi sorun’’ diye konuştu.

Taraf, 23.01.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.